Yüz kiþinin içinde aþýk, gökte yýldýzlar arasýnda parýldayan ay gibi belli olur. -Mevlana |
|
||||||||||
|
Gençler anlaþmýþlardý birbirleriyle.. çok seviyorlar, sevgilerini gizlemeden ulu orta kuþlar gibi seviþerek gösteriyorlardý. Ýki aileden uzak yerlerde, kuytularda buluþup vakit geçiriyorlardý. Ailelerin bu iliþkiye izin vermeyeceklerini düþünüyorlardý. Dostlarý, arkadaþlarý biliyorlardý bu aþký ve birbirlerine olan baðlýlýklarýný . Kesin karar verip,daha fazla uzatmadan ailelerine açmalarý gerekiyordu bunu. Ada ile Eda, aile içinde kendilerine en yakýn gördükleri babalarýna açmaya karar verdiler, aþklarýný.Ýkisinin de babasý ile arkadaþ gibi samimiyetleri vardý çünkü.. Ada’nýn ailesi kendi çevrelerinden kýz almayý düþünüyorlardý, oðullarýna.. Bir pazar akþamý Ada, bütün cesaretini toplayarak babasýnýn karþýsýna geçer : “Baba, benim sevdiðim biri var.Adý Eda ve iliþkimizde çok ciddi ve evlenmeyi istiyoruz.Ben de kendi ayaklarýmýn üzerine durabiliyorum, çalýþýyorum. Eda ile hayatýmýzý birleþtirmeyi istiyoruz” der. Hiç beklemedikleri bu sözler karþýsýnda annesi Sevda ve babasý Çaðrý, þaþkýn þaþkýn bakarlar Ada’ya.. Ne olumlu ne de olumsuz bir þey söyleyebilirler, önce..Tepki vermek istemezler. Ada’nýn yüzüne bakarak, “oðlum, iyi hoþ ama kimdir, kimin nesidir bu kýz? Eda dediðin nereli, nerde yaþýyor, iyi bir aile kýzýmý ? Biz seni nasýl olsa evlendirecektik, bekar kalacak deðilsin. Sana düþündüðümüz bir kýz vardý, aile dostumuzun kýzý ..Ayný yörenin, ayný kasabanýn insanýyýz oðlum, iyi düþün ilerisini düþün.. bu hayat senin hayatýn. Bu yaþa kadar büyüttük, iþini buldun çalýþýyorsun..Evin tek oðlusun.. Bugüne kadar karýþmadýk yaptýklarýna, yapacaklarýna. Olan, olmuþ artýk .Keþke önce bize danýþsaydýn. Bizde ona göre araþtýrma yapardýk. Ailesini sorup soruþtururduk” derler. “ baba, biz birbirimizi seviyoruz ve kararlýyýz. Olumlu yaklaþmanýzý istiyoruz. Hangi çaðda yaþýyoruz.. Akraba, aile içi kýz alýp verme devri çok gerilerde kaldý. Görüyorsunuz binlerce kiþi sakat, mutsuz olanlar, doðanlar var . Benimde bunlar gibi olmamý mý istiyorsunuz? Çaðrý içinden “bak, bak evlat büyümüþte bize akýl veriyor.. Bizler babamýzýn karþýsýnda býrak konuþmayý gözüne bakmaya korkardýk… Bize ne diyecek diye saklanacak yer arardýk demek öyle” diye geçirir… Ada uzunca bir sessiz kalýr… Çaðrý’da öylece sessiz gözlerine bakar Ada’nýn.. Ada’nýn ensesine kolunu koyarak hafif bir okþamayla ensesini dokunur ve “bak oðlum, getir, görelim.. tanýþtýr.. Olan olmuþ, senin mutlu olman bizi de mutlu eder.”der. Ada gözlerindeki sevinç çýðlýðýný içine atar ve izin isteyerek yanlarýndan ayrýlýr... Sabah Eda’ya olanlarý anlatmanýn heyecaný ve sevinciyle odasýna çýkar.. Ailesinin Eda’nýn ailesiyle tanýþmalarýný hayal ederken bir türlü gözü uyku tutmaz. Yataðýnýn içinde bir saða bir sola dönüp durur.. Bu sýrada annesi babasýna Ada’nýn hiç hoþuna gitmeyeceði konuþmalar yapmaktadýr.. Sevda kocasýna “sen ne yaptýn.. Ada için ne hayallerin vardý. sabahlara kadar oturup onun yöremizden, kasabamýzdan, köyümüzden bir kýzla evlenmesini konuþmadýk mý? Kimlerin kýzý bekar diye saymadýk mý? Sen þimdi, al getir kýzý tanýþalým diyorsun . Olacak iþ mi bu Çaðrý…Çevremizdeki insanlara ne diyeceðiz” der.. Çaðrý, eþinin sözleri karþýsýnda kulaklarýna mantar týkamýþ gibi aðzýný açýp, bir þey demedi.Sadece dinledi hatta dinler gibi yaptý.. Masa üzerinde duran süslere baktý, su þiþesine baktý uzun uzun..Þiþenin yarýsýna kadar içilmiþ su vardý.Eþi konuþtukça, su kabarcýklarý kabarýyor patlýyordu, þiþenin içinde….Birden “ yeter….. yeter…..” çýðlýðý yankýlandý odanýn her yerine.Sevda, bu çýðlýk karþýsýnda adeta dondu ve Çaðrý’nýn gözlerine baktý.. Ýlk kez bu denli kýzgýn baðýrýyordu kocasý ona… Biraz suskunluktan sonra Çaðrý “ boþ yere beynimi siktin, ya yeter artýk…yeter … Bende biliyorum ,ben de düþünüyorum ve düþündüm olacaklarý…belki sende haklýsýn kusura bakma.. kaba konuþtum ama þu an da mantýklý düþünmemiz gerek. Oðlan sevmiþ bir kere…sevdaya nasýl söz geçireceðiz.. Ýyi ki elin gavurunu alýp getirmedi ben bunu seviyorum diye..Bizden belki de tamamen kopacaktý, evden uzaklaþacaktý.. O zaman ne yapacaktýk.. Bir de bu yönünü düþün.En azýndan memleketimizin insaný.Dilini, dinini biliyoruz..Burada niþaný, memlekette de düðünü yaparýz” der.. Bir türlü uykuya dalamayan Ada salona giderken, tüm bu konuþmalara istemeden de olsa kulak misafiri olmuþtu. Bir yandan sevinmiþ, bir yandan babasýnýn annesine karþý sert sözleri karþýsýnda üzülmüþtü… Sevda kocasýnýn söylediklerini beyninde anlamaya çalýþýrken, Çaðrý “geç oldu, artýk yatalým.. sabah ola, hayýr ola” der ve odalarýna çekilirler.. Sabah olmuþtu.. Ada pencerenin yanýnda dýþarýyý seyrediyor, dalgýn bir þekilde uzaklara çok uzaklara bakýyordu. Kim bilir, belki de nefesinin buharý, içindeki sevinç ve hayallerinin resmini çiziyordu pencerenin camýna……. “Oðlum, bugünde iþe gitmemiþsin.. patronun kýzmasýn.. telefon aç, gelemeyeceðini söyle” diyen annesinin sesiyle kendine geldi, Ada.. Annesi konuþurken, evin telefonu çaldý. Ada’nýn gözleri bir an da parlayarak telefona koþtu. Bu kesin Eda’dýr diye heyecanýný annesinden de gizleyemeden,avizeyi kaldýrdý.Ailesi ile konuþmalarýný anlatmaya baþladý, bir bir.. Eda’nýn “ kabul ettiler mi Ada” diyen heyecanlý sesi odanýn içinde yankýlanmýþtý. Sevda duymuþtu Eda’nýn bu çýðlýðýný …Ada, gözleri parlayarak anlatýyordu olan biteni Eda’ya…Anlatýrken, heyecanýný yenemiyor sevincinden sözleri tekrarlayýp duruyordu… Annesi dayanamayarak; “oðlum, sor bakalým Eda’da annesine babasýna da durumu anlatmýþ mý?” dedi. Eda da o sýrada Ada’ya “babam da annemde baþta karþý çýktýlar, ama sonra ikimizin iliþkisine onay verdiler” diyordu. “Sadece memleket sýnýrlarýnýn içinde olsunda, dýþýnda olmasýn dediler.Her zaman müsaitler, ailem ailenle tanýþmak istiyor Ada” Ada da Eda’ya ayný sözleri söyler ve telefonu kapatýr. Mayýs ayýnda güzel bir niþan yaparlar.Temmuz’un yirmisine de düðünü kararlaþtýrýrlar. Gün olur, vakit gelir,Edirne’nin güzel bir beldesinde düðün olur.. Kýz evinin yakýn akrabalarý karþý bir köyden gelirler, düðün için. Davullu zurnalý, halaylý iki gün köy düðünü yaparlar. Ýzin bitmiþ, dönüþ baþlamýþtýr. Hazýrlýklar yapýlýr, arabalara yüklenir. Gelirken boþ olmayan araba giderken de boþ gitmeyecektir. Ada’nýn annesi ve babasý, Eda’nýn babasý Esat ve annesi Leyla, birde küçük kardeþi Kaan ile hep birlikte yola koyulurlar.. Eda gelirken babasýyla gelmiþti, þimdi kocasý Ada ve ailesi ile dönüyordu. Ýki araba peþ peþe gitmektedir..Yollar uzun, yollar daðlý..Irmaklar üzerinden geçerek kaldýklarý yere otuz sekiz saat varken bir dinlenme tesislerinde dinlenirler.Oraya kadar arabayý bir Çaðrý, bir Ada kullanarak gelmiþlerdir.Bir benzinciye gelirler. Artýk iki aile hýsým olmuþtur..Ada’nýn annesi ile babasý,yol boyunca geliniyle oðlunun huzursuz olduðunu hissetmiþtir. Kendileri de huzursuz olmuþtur, bu yüzden.. Çocuklarýn baþ baþa kalmalarý için Hýsýmlarý ile ayný arabaya binmeyi teklif ederler. “Hem sohbet ederiz, hem de çocuklar baþ baþa kalýrlar.. yol boyu gelinle oðlan doðru dürüst konuþamadýlar.”derler.. Eda’nýn ailesi bu teklifi memnuniyetle kabul ederler. Kaan’a da “kalk oðlum, sen Eda ablanýn arabasýna bin.. Çaðrý amcanla Sevda yengen bizim arabaya binecek”.. Yolla koyulurlar yeniden.. Bayaðý bir yol almýþken gece yarýsý olmuþtur artýk. Zifiri karanlýk yolda gidiþli-geliþli, sollamanýn imkansýz olduðu bir seyirdedirler.Týrlar, arabalar karþý yönden bir su gibi akarak geliyordu.. Esat, iki týrý sollar, sinyal yakar.. arkadan Ada’da gelsin sollasýn diye.. Yol boyu bu þekilde devam ederler ki artýk virajlarýn dönemeçlerin baþladýðý yola düþerler. Esat sinyal vermeyi unutur, gecenin bir yarýsýnda dalgýnlýkla birkaç arabayý sollar. Hoþ sohbetler içinde Ada araba kullanýrken, Kaan’da arka koltukta uyuyordu. Ada “babamlar bayaðý bir araba solladýlar, ilk kez aramýz bu kadar açýldý” der.. “Eda, baban çok süratli araba kullanýyor, önündeki her arabayý sollamýþ. Biz geride kaldýk” der Ada.. Eda “Sen yavaþ git, ilerde beklerler bizi, telaþlanma Ada” der. Ada önüne bakarken, bir büyük aracýn geldiðini görür. Sinyal vererek sollamak ister önündeki týrý. Yanýndan týr geçer o anda…. gaza yüklenir ve Ada karþýna çýkan arabayla burun buruna gelir… Yusuf Ter 07.12.05 Saat 04:12 Ýsviçre
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yusuf Ter, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |