"Moda denilen þey o kadar çirkindir ki onu her altý ayda bir deðiþtirirler." -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Güneþin yakýn dostudur o... Çölün kýrmýzýsýdýr Sümeyye Mýzraklarýn dostudur Revaha Utanmýþtýr ve "utanma"dan canýný sunmuþtur Allah'a Salebe... Ama hiç konuþmamýþladýr. Ses çýkmadan, "çýt" duyulmadan aðýzlarýndan... Üzülme dedi babam, iyi adamlar çýkacak Firavun sarayýndan. Musalar doðacak. Kýzýl deniz açýlacak hýncýndan. Üzülme dedi babam! "Sevmek; olsa olsa vazgeçmektir her þeyden; sen yaparsýn..."dedi. Ýnsanlýk, dinlemektir insaný, inanmasa da insanlýðýna. Susmaktýr zulme verilecek en acý cevap ve bakmaktýr gözlerine sevgilinin en büyük armaðan... Bir hikaye vardý aklýmda, unutamadým yýllar yýlý.. Bir adamdý; adý Salebe... Peygamber, savaþta eþi þehit düþen bir kadýnýn evine "emanetindir göz kulak ol, kapýsýnda nöbet tut" diye nisahatlemiþti. Salebe, acayip adam... Salebe, kapýsýnda beklediði evi tutuyordu. Birgün içerideki kadýn def-i hacete çýkacaðý an gördü kadýný Salebe... Kadýnýn gözleri çok güzeldi. Bembeyaz teni vardý. Salebe, daha önce bu kadar güzel bir kadýný görmemiþti hayatýnda. Salebe kadýný gördü. Bakmak istemiyordu yalnýz. Zira görmekle, bakmak arasý derin farký anlatmýþtý Allah Resulü... Salebe acayip bir adamdý... Tutamadý kendini! Döndü kadýna; "Ey kadýn! Ne kadar güzel gözlerin var. Ey kadýn, Ay gibi bir yüzün var" dedi. Tutamadý kendini Salebe... Kadýn döndü Salebe'ye; "Ey Salebe Allah Resulü beni sana emanet etmiþken, senin yaptýðýn nedir. Allah Resulü'ne, Allah'ýn rýzasýna ne oldu" dedi. Þimþekler çakýyor, gök gürüldüyor, Salebe'nin bedeni kendinden geçiyordu. Allah Resulüne ne diyeceðini düþündü. Allah'a nasýl hesap vereceði aklýna geldi. Allah'ýn Resulüne yaptýðý akýl alacak bir þey deðildi. Çekti gitti. En yüksek daða týrmandý. Aradan iki gün geçti. Peygamber kadýnýn evine geldiðinde, kadýna Salebe'yi sordu. Kadýn durumu anlatýnca, Allah'ýn Resulü, sahabeleri, Salebe'yi bulmalarý için görevlendirdi. Aradan bir hafta geçmiþti. Salebe'yi aramaya çýkan Sahabeler, bir yerlerden çýðlýk sesi duyuyorlardý. Hýçkýra hýçkýra aðlama ve feryat sesleri geliyordu. Biraz daha yürüdüler. Bir beden gördüler. Baþý görünmüyordu. Yaklaþtýlar. Elleri iki yana açýk toprak üzerinde secde etmiþti. Yaklaþtýlar... Salebe'ydi gördükleri... Salebe baþýný topraða gömmüþtü. Herþeyden utanýyordu. Sadece metrelerce ileriden aðlama sesi duyuluyordu. Salebe bir haftadýr aðzýna tek lokma bile koymamýþtý. Kendinden geçmiþ, gücü kalmamýþ olmasýna raðmen, aðlama sesleri ve bir an kesilmiyordu. Sahabeler Salebe'yi, peygamberin yanýna götürmek için aldýlar. "Seni peygamber affetti ya Salebe! Biz seni onun yanýna götüreceðiz" dediler sahabeler. Salebe kalktý, göz yaþlarý elbisesini sýrýlsýklam etmiþti. Salebe iki üç adým attý. Elleri açýktý. Avuçlarýnda toprak vardý. Sahabelere baktý. Peygambere gidiyordu. Emanete hýyanet etmiþti. Hiçbir þey konuþamadý. Salebe üzgündü. "Allah" diyerek, sahabelerin kollarýnda can verdi. Dayanamamýþtý Salebe.... Bir acayip adamdý o... Susmuþtu gök, utanmýþtý insanlýk... Peygamber "o þehit olmuþtur" demiþti Susmuþtu Salebe... ...Susarak anlatýyordu rüzgar derdini. Ve bulut sessiz aðlýyordu. Yaðmur yaðýyordu bir gün. Bir týrtýl kozaya durmuþ can bekliyordu... Sonra "Bilal dedi babam".. "Anlat baba" dedim. "Bilal" dedi. "Hep susmuþ, ama hep susmuþ oðul. Ýnandýklarýndan caydýrmak, kendi ilahlarýný ona kabul ettirebilmek için Bilal'ý kýzgýn çöl sýcaðýnda, tuzlanmýþ deve derisi üzerine yatýrmýþlar. Bilal'ýn derisi, kavruk deri üzerinde kýzgýn tuzla bir olmuþ. O büyük acý karþýsýnda bile hiç ses çýkarmamýþ 'Hayýr de, bizim ilahýmýza inan, seni kurtaralým' demiþler ona. Bilal hiç ses çýkarmamýþ. Sadece inandýðý þeye inanýyor ve ona güveniyordu. O uðurda ölecek olsa bile, onun için eziyet deðil, büyük bir þeref olacaktý. Ama bu daha baþlangýçtý... Sonra Bilal'ýn üstüne, kendinden büyük bir kaya koydular. Altýnda tuzlu, kavruk deve derisi, üstünde bedeninin iki katý bir kaya kütledi. Vaz geç dediler. Bilal'a, inandýklarýmýza inan. Aðlýyordu Bilal, gözünden yaþlar akýyor, sarý kýzgýn çöl kumlarý ýslanýyordu. Bilal sustu. Sadece "La ilahe... "diye de ekledi. Baba dedim. Aðlatma beni, þu garip gönlümü gamla kaplama. Onlar böyle yaptýlar. Zordu hayat, kötüydü her þey.. Susmalýydý insan en büyük cevap niyetine. Susmalýydý; en büyük cevaptý çünkü susmak, suçluya verilecek.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |