..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Leyla'nýn iþi naz ve iþve; Mecnun'un gözü yaþý çeþme çeþme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > ihsan alaittin bilgen




4 Mayýs 2006
Aynan Benim...  
Onu, ilk kez gördüðünde üzerinde erguvan rengi ayný triko takým vardý. Dar bir etek ve yakasý açýk bir bluz…

ihsan alaittin bilgen


Göz göze geldiklerinde saatine bakmýþtý. O anda saatin kaç olduðunu sorsalar bilemezdi.


:CJED:


Onu, ilk kez gördüðünde üzerinde erguvan rengi ayný triko takým vardý. Dar bir etek ve yakasý açýk bir bluz… Kalkmak için vakit dolduran otobüsün sahanlýðýnda göründüðünde, otobüsün sahanlýðý göziziyle silip süpürülen bir podyuma dönmüþtü.

Hoþ kokular yayarak hemen þoförün arkasýndaki yanyana dizili formika koltuklardan en baþtakine oturdu. Formika koltuklarýn serinliðini bacaklarýnda hissetmiþ olmalý. Hafifce doðruldu eteklerini düzelti yeniden oturdu. Otobüsün dikiz aynasýnda nasýl göründüðüne baktý. Uzun, kývrýmlý, kýzýla çalan saçlarýný eliyle omzunun gerisine attý. Dudaklarýnda belirgin bir iyimserlik vardý.

Otobüs Taksim’den kalktýðýnda arkadaki bir kaç koltuk dýþýnda tüm koltuklar dolmuþtu. Ayaðýnda ince bantlý, sivri burun, topuklu beyaz bir ayakkabý vardý. Çantadan aynasýný çýkardý. Önce, önden sonra yandan görüntüsünü süzdü.
Ortaköy Hamamýnýn oradan dönerken otobüs yana savruldu. Yanýnda oturan bastonuna dayanmýþ uyuklayan yaþlý adamla omuzlarý çarpýþtý. Bacaklarý bitiþik nizam, önce sola sonra saða savruldu. Özür diler gibi yanýndaki yaþlý adama baktý. Uyuklamaya devam ediyordu. Yandan sürgülü üst camlarýndan otobüsün içine kýyýya vurmuþ yosun kokularý doldu.

Karþýsýndaki ikili koltukta oturuyordu. Taciz edici olmayan, kaçamaða yatmayan,
derin ve etkileyici bakýþlarla kadýný süzdü. Bakýþlarý biri birlerini sobeledi. Eteði ile cilaladýðý formika koltuklarda bacaklarýnýn izini býrakýp; Bebek, Hisar düzlüðünde indiðinde, O, da arkasýndan otobüsten indi.

Boðaz manzaralý yalý dairelerinin balkonlarýnda beþ çayý sefasý baþlamýþtý. Sahile baðlý bir sýra motorun önünden geçerken sol ayaðýný dizine dayadý; ayakkabýsýnýn bandýný düzeltti. Ayakkabýlarý ayaðýna bol gibiydi ojeli parmaklarý ucu açýk ayakkabýlarýndan fazlaca çýkmýþ, topuðu ayakkabýsýnýn tabanýnda geriye kaymýþtý. Ayýklanmýþ bir midye kabuðuna bastýðýnda düþer gibi oldu. Toparlandý. Minik, omuzdan askýlý çantasýnýn yanýnda, ibriþim kordonlu kâðýt bir poþet taþýyordu. Ayaklarýný altýna almýþ uyuklayan, balýktan yana þanslý, tekir bir kedinin yanýndan geçti. Kedi aldýðý kokunun etkisiyle uyandý, býyýklarýný oynatarak havayý kokladý, kaygýsýzca esnedi.
Hedefsiz adýmlarla sahil boyu yürüyordu. Bir ara arkasýna döndü : “Muhitime geldik tadýnda býrak”, der gibi baktý. Bu bakýþlarý, ilkgençlik yýllarýndan tanýrdý. Aldýðý mesaja uydu. Karþýdaki otobüs duraðýna doðru yürüdü.

Teybinde çalan kasetin sesi, hüzünlü dalgalarla aþýk atan motorun kamara camýný erguvan rengi trikosunun görüntüsü yaladý geçti. Camda yansýyan görüntüsünü süzdü. Bacaklarý her zamankinden daha bir günýþýðýný yansýtýyormuþ gibi geldi ona. Aþiyan duraðýna vardýðýnda ayakkabýsýnýn bandýný yeniden düzeltti.
                ******

Giriþteki merdivenlerin baþýndan bakýldýðýnda fuar salonu, dolambaçlý sokaklara kurulmuþ bir pazaryerini andýrýyordu. Sunta paravanlarla ayrýlmýþ odacýklara kurulan tezgâhlarda çanta, kemer, parfüm irili ufaklý hediyelik eþyalar satýlýyordu. Salonun giriþindeki boy aynasýna, parlak siyah deri eteðinin, ebruli bluzunun, omuzlarýna dökülen dalgalý saçlarýnýn görüntüsü düþtü. Aynada boþ ellerini gördüðünde geri döndü. Güvenlik kapýsýnýn yanýndaki tezgâhta unuttuðu, ibriþim kordonlu kâðýt poþeti aldý. Aynanýn oradan geçerken saçýndan bir tutam bukleyi omuzlarýndan savurdu.

Göz göze geldiklerinde saatine bakmýþtý. O anda saatin kaç olduðunu sorsalar bilemezdi. Bir tezgâhýn önünde durdu. Bir kravat aldý eline, arkasýný çevirip etiketini, dikiþlerini inceledi. Bitiþikteki bölmeden tütsü kokularý geliyordu. Göz ucuyla baktýðýnda onu abanoz aðacýndan yapýlma filleri incelerken gördü. Geçen yýllar, allýða, dudak boyasýna dönüþmüþtü. Göz kaleminin, rujunun rengi biraz daha koyulaþmýþ, daha kalýn ve belirgin sürülmüþlerdi. Garip bir þekilde ayakkabýsý yine ayaðýna boldu. Ayakkabýsýnýn, topuðunun boðumuna deðen kýsmýna sýkýþtýrdýðý pamuðun ucu naylon çorabýna yapýþmýþtý.

Bebek sahilinde ardýna düþtüðü kadýn yanýbaþýnda duruyordu. Kravatý býraktý. Yürüdü. El yapýmý ufak tefek hediyelik eþyalar satan tezgâhýn önünde durdu. Arkalarýna masa üstünde duracak þekilde ayaklar tutturulmuþ minik aynalardan birini aldý. Aynalarýn üstüne plastikten kabartmalar yapýþtýrýlmýþtý. Saksýlar, pipolar, kravatlar, klozet kapaklarý, kýrmýzý külotlu kalçalar, sutyenden taþan göðüsler... Kýrmýzý külotlu olanýný aldý. Aynadaki görüntüsü, kýþkýrtýcý kývrýmlara komþu düþmüþtü. Bir sütyenli, bir kýrmýzý külotludan seçti. Minicik bir kartlara ‘Ýyi yýllar.’ yazdý.

Ýlerlemiþ yaþýna raðmen arkadaþlarýna böyle iç gýcýklayýcý hediyeler almaktan geri durmazdý. Arkasýna kartlarý iliþtirdiði aynalarý ayrý, ayrý parlak kâðýtlara sardýrdý. Paketlerin üstüne önceden hazýrlanmýþ kurdelelerden yapýþtýrdýlar. Hediyeleri ufacýk bir torbayla uzattýklarýnda onu göremedi.

Salonun ortasýndaki kafeteryanýn giriþinde duran gözlüklü, eli tepsili alçýdan mankenin kafasýna ucu beyaz ponponlu kýrmýzý bir kukuleta geçirmiþlerdi. Kafasýndaki kukuleta, beli iki büklüm olmuþ emektar garson kýlýklý mankenin acýnasý halini daha da acýklý hale getirmiþti. Salonu geniþ açýyla gören bir masayý seçti; çay istedi.

Ellerinde torbalarla sevinmiþ kýlýklý insanlar dolaþýyordu salonda. Karþýdaki kravat, kemer, çanta satýlan tezgâhýn köþesini dönerken gördü onu. Elindeki poþetin yanýna bir yenisini eklememiþti. Gözü boþluðu tarýyor, kendi dünyasýný adýmlýyordu. Yapma çiçekler satýlan tezgâhýn önünde durdu.
Þimdi arkasý ona dönüktü. 'Þiþmanlamýþ mý?’, diye düþündü. Bacaklarýnýn arkadan görünüþü, alt kýsýmlarda sýradan, yukarýlara çýkýldýkça davetkârdý.

Çayýný çabucak içti. Hýzlý adýmlarla, çýkýþa doðru yürüdü. Çýkýþta onu göreceðine emindi. Kapýda oyalandý, görünürde yoktu. Ümidini kesmiþti ki, karþý kaldýrýmda onu gördü. Hýzla karþýya geçti. Yanýndan geçerken yüreði dalgalandý. Ayak seslerini duyuyordu. Avcýyken av olduðunu; takip edildiðini kurdu. Kim bilir nerede? Onunla bir kez daha karþýlaþacaðýna emindi.
*****

Her zaman önünde durmayý alýþkanlýk edindiði raflarýn önünde duruyor; alýþ veriþ arabasýný dolduruyordu. Et reyonlarýnýn önünden hýzla geçti. Henüz mahalle kasabýndan vazgeçememiþti. Haftada iki kilo aldýðý eti bir kiloya indirmiþti. Emeklilik günlerine hazýrlanýyordu. Temizlik malzemelerinin olduðu koridorun baþýnda yýllardýr hayaletinde sakladýðý kadýnýn görüntüsünü görür gibi oldu. Yanýlmamýþtý. Eðilmiþ, tuvalet kâðýtlarýný inceliyordu. Makyajý daha bir aðýrlaþmýþ, gözlerindeki parlaklýk sönmüþtü. Yanýnda durdu. Alýþveriþ arabalarý çarpýþtý. Göz göze geldiler. Gözlerinde bir gülümseme aradý. Göremedi.

Arabasýnda üç beþ parça bir þey vardý. Sýrtýnda etekleri havalý önden düðmeli saten bir elbise… Ayakkabýlarýný merak etti. Arabadan göremedi. Geride kaldý. Derisi çatlamýþ, beyaz, topuðunun ucu aþýnmýþ bir ayakkabý vardý ayaðýnda. Ayakkabýlarý, çorapsýz topuðunun üst tarafýný vurmuþtu.

Bisküvi, çikolata reyonundan bir þeyler attý arabasýna. Reyon sonunda karton bardaklarda birkaç yudum tadýmlýk içecek daðýtan kýzýn yanýnda durdu; onun gireceði kasayý kestirmeye çalýþtý. Tam onun arkasýndaydý. Arabasýnýn içindekilerden alýþveriþ falýna bakýyordu. Çantasýný açýp içindekileri karýþtýrmak gibi bir þey di bu. Tükettiklerine bakýp kim olduðunu bulmaya çalýþýyordu. Görünürde evlilik cüzdaný yoktu. Yarým kilo var yok iki çeþit meyve… Biraz domates, birkaç tutam taze fasulye, bir paket makarna…

Kasiyer kýz, yürüyen bandýn üstündeki tahta ayracý kaldýrýrken rüyalarýna dek giren, nefret ettiði soruyu sordu:
- Migrosklap kartýnýz var mý?
- Yok.
Cevabý sinir bozucu ölçüde kesindi. Yok… Olamaz… Olmayacak…

Çantasýnýn içindeki cüzdandan, yalnýzlýktan üþümüþ kalmýþ, yuvarlanmýþ bir kâðýt para çýkardý. Küsuratlara takýlmýþtý. Parmaklarý cüzdanýn içinde gezintiye çýktý. Kasanýn yanýndaki düzlüðe bozukluklarý býraktý.

Kasiyer kýz, paralarý gözüyle saydý kasaya attý. Sinir oluyordu para alýp, para vermeye. Her türlü mikrop geçerdi paralardan insana. Kredi kartý varken ne gerek vardý kimlerin elinden geçtiði belirsiz paralarý ellemeye.

Çýkýþta onu kaçýrmak istemiyordu. Yaþý, yaþýna denk arabasýný, alýþýlmýþ hareketlerle altýný kaldýrýma vurmamaya çalýþarak, deniz kenarýndaki otoparktan çýkarýrken onu ilerde yolun kenarýnda, elinde torbalarla beklerken gördü. Trafiði kontrol etti. Yola çýktý. Sahil yolunda duran bir arabaya binmiþti. Arkalarýna yanaþtý. Arabanýn güneþliðini indirmiþ, siperliðin arkasýna yapýþtýrýlmýþ aynada kendini süzüyordu. Saptýklarý yere kadar arabayý izledi.
******
Artýk aðýr aksak adýmlarla yürüyordu. Elindeki polaroid fotoðraf makinesi ile gün boyu bu parkta dolaþýp duruyordu. Yanýndan birileri geçtiðinde ya da birilerinin yanýndan geçerken parmaðýyla onu yakalar gibi yapýyor; fotoðraf makinesinin içine hapsediyordu.

Çalýþabildiði kadar çalýþmýþ; emeklilik sonrasý bu iþe baþlamýþtý. Geçmiþte kalan bir Almanya seyahati sýrasýnda parklarda ellerinde polaroid fotoðraf makineleriyle dolaþan, temiz pak giyimli, yaþýný baþýný almýþ, seyyar fotoðrafçýlara rastlamýþ; açýk havada gezerek yapýlan bu iþi pek bir tutmuþtu. Kameralý telefonlar çýktýðýndan bu yana bu iþten para kazanamasa da bir iþi olduðu için mutluydu. Arada sýrada onu görmezden gelen eski çalýþma arkadaþlarýyla karþýlaþýyor; kendini yok sayanlarý; O, da yok sayýyordu. Hiç evlenmemiþti. Yaptýðý iþi kendine yakýþtýrmayacak, küçük görecek kimsesi yoktu.

Kayrak taþý kaplý zeminde yankýlanan tanýdýk ayak sesleriyle irkildi. Diplerindeki aklarý örtmeyi beceremeyen kýzýla boyalý saçlarý; onu ilk gördüðü günkü, artýk bedenini sarmakta zorlanan, erguvan rengi triko elbisesiyle karþýsýndaydý. Elinden tuttuðu sarýþýn kýz çocuðunun, diðer elindeki dondurma külahý yapýþ yapýþtý. Evlenmiþ olsaydý bu yaþlarda torunu, torunlarý olacaðýný düþündü. Kadýnýn da çocuðun da ayakkabýlarý ayaklarýna boldu. Kadýnýn elinde sapý lime, lime olmuþ kâðýt bir poþet vardý.

Oturduðu banktan usuca kalktý. Geride kalmýþ bunca yýl boyunca kasýlmaktan yorgun düþmüþ yüz kaslarý gevþedi:
“Hanfendi, lütfen bakar mýsýnýz?”
Kadýn anlamý kendince malum gözlerle onu süzdü.
“Aradýðýnýz ayna bendim. Sizden güzeli yok. ”, demek isterdi. Diyemedi. Deklanþöre bastý.


2006 / Kayseri.







Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þöhretli Yazar Olmanýn Formülü
Dýþardakiler
Botlar
Þeytanmerdiveni
Pijamalarýn Yok Mu?
Homa Kuþu'nun Seçimi
Gece
Bildik Bir Öykü
Yitik Bir Cumartesi Gecesi
Havlu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sýr'ýn Merkezine Seyahat [Roman]
Kutu Kutu Pense Kýsmetim Neyse [Deneme]


ihsan alaittin bilgen kimdir?

Yaþam denizinin kýyýsýnda taþ kaydýrýrken derinliklerinden gelen kokusunu içinize çekemezsiniz. Her seferinde biraz daha derinlerden gelen kokusunu duymak için ilerilere açýldým. Her seferinde yeni acýlar, hazlar tattým. Acýlarý, ''yaþadým ya, bu da bir þey'' ibmiginden geçirip katlanýr kýldým. Nerede ve ne þartta olursa olsun gülmeyi unutmadým. Gülümsetmeyi denedim.

Etkilendiði Yazarlar:
Haldun Taner,Nazým Hikmet,Volter,Victor Hugo


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ihsan alaittin bilgen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.