Ýnsanlýðý tanýmak insanlarý teker teker tanýmaktan kolaydýr. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
(Yaþanmamýþ hikayeler) Bu gün maaþýmý aldým.Ne zamandýr gitmek istediðim o lüks lokantaya gide- bilecek , þöyle zevkle bir akþam yemeði yiyebilecektim. Aslýnda fazla para harcamam ama,o lokantanýn manzarasýnýn çok güzel olduðunu duyduðumdan beri gitmek istiyordum. O güzel manzara karþýsýnda harika bir müzik eþliðinde , bir akþam yemeði için kýyardým doðrusu paraya. Lokantaya giderken epey neþelenmiþtim , lokantaya varýnca hemen üst kata çýktým.Lokanta yüksek bir yerde olduðundan þehrin büyük bir bölümü rahatça görülebiliyor . Lokantanýn üstü açýk kýsmýnda kenardaki masalarýn hepsinin dolu olduðunu görünce caným sýkýldý, istemeye istemeye ortalardaki masalar dan birine oturdum.Garson gelince sevdiðim birkaç yemek ile meyve suyu is- tedim. Önümdeki masalara raðmen görebildiðim kadarýyla da manzara çok güzeldi. Sevdiðim bir arkadaþým geldi aklýma; bir an yanýmda olmasýný çok istedim. Adýný hatýrlayamadýðým bir þairin mýsralarýný hatýrladým; "Ne þarkýlar ahenkli, Ne dünya nimeti zevkli. Dost nerdesin,sensiz olmuyor, Yüzüm gülüyor,içim kan aðlýyor.."paylaþmak..hele güzel þeyleri dostlarla arkadaþlarla,sevdiklerimizle paylaþmak gerçekten çok güzel bir duygu . Garson istediklerimi getirdiðinde düþüncelerimden sýyrýldým.O esnada bir ses duydum; -Bakar mýsýnýz? Bu ses bana birþeyler hatýrlattý, içimin ürperdiðini hissettim ama neden böyle olduðunu anlayamadým.Sesin geldiði yöne dönüp bakmadým,herhalde bana seslenmiyordu.Ýlk defa geldiðim bu yerde beni kim tanýyacaktý ki !. -Beyefendi bakar mýsýnýz? Ayný sesi tekrar duyunca,bu kez merak edip baktým... ...inanamýyordum,parkta tanýþtýðým kýzdý...Bir an þaþkýn bakakaldým. -Bizim masaya buyurmaz mýsýnýz? Beni çaðýrdýðý masada yaþlý bir adamla birlikte oturuyordu,herhalde baba sýydý.Kýsa bir tereddütten sonra yanlarýna gittim,masaya oturacakken selam verdim; -Afiyet olsun beyefendi. Yaþlý adam cevap vermedi,sadece yüzüme bir süre soðuk soðuk baktý, sonra canýnýn sýkýldýðýný belirtir bir þekilde yüzünü buruþturup yemeðine devam etti.Kýza baktým,çekip gideceðimi gideceðimi anlamýþtý. -Baba lütfen!. Adam kýzýna,niye davet ettin,der gibi ters ters baktýktan sonra,tenezzül ediyormuþ gibi bana "otur"dedi.Beðendiðim,adýný hala bilmediðim güzel kýza döndüm; -Sen benim masama buyurursan sevinirim. Yaþlý adamýn ters bakýþlarý arasýnda masama gittim.Biraz sonra babasýnýn þaþkýn bakýþlarý arasýnda kýz yanýma geldi . Sevdiðim,özlediðim eski bir dostla karþýlaþmýþ gibi sevinçliydim. -Nasýlsýn? dedim. -Teþekkür ederim,iyiyim. Güzel gözleriyle beni bir süre süzdü; -Ya sen? -Saðol,gördüðün gibi iyiyim. Arkadaki masada babasýnýn huzursuz,kýmýldadýðýný sandalye sesinden anla- dým. -Sizi rahatsýz ettiðime üzgünüm. -Yoo..senin suçun yok,seni ben çaðýrdým. Aslýnda seni tanýsa babam böyle davranmazdý. Ýnanmaz gözlerle baktýðýmý farkedince konuyu deðiþtirdi; -Ben bile seni,tanýyorum diyemem. -Ümit Yeniceli.Ya senin? -Gül Çýnar. -"Gül" sana yakýþan bir isim. Önceki karþýlaþmamýzdaki kadar serbes davranmýyordu nedense. Baþýný þeh- rin manzarasýna çevirdi; -Perþembe günü parka geldim... Ne söyleyeceðimi bilemiyordum,o devam etti; -Sen yoktun...uzun süre bekledim. -Kusura bakma, o gün çok önemli bir iþim çýktý,senin geleceðini de ummu- yordum. Gülümsemeye çalýþarak sordu; -Yoksa sýkýcý biri olduðum için mi gelmedin? Aslýnda"-Beni güzel bulmadýðýn için mi?" demek istediðini anladým. -Senin gibi güzel birinin yanýnda sýkýlmak haddim deðil. Dudaklarýnda parktaki gibi bir mutluluk tebessümü dolaþtý,kayboldu. -Öyleyse niçin gelmedin? Bir an sustum; "-Zengin bir kýzsýn, beni kendine baðlayýp, bir gün çekip gitmenden korktum." diyemezdim.Ama baþka bir sebep yok diye de diretmedim. -Ýzninle nedenini bu gün söylemek istemiyorum , ama gerçekten önemli bir nedeni vardý,arkadaþlýðýmýz sürerse baþka bir gün bahsederim. -Eðer yine beni atlatmazsan sürer... Gözlerine umutla bakarak,bende yarýþaka yarýciddi sordum; -Beni beðeniyor musun yoksa? O da gülümsemeye çalýþarak cevapladý; -Arkadaþlýðýndan hoþlanýyorum desem,daha uygun olur. -Ben hem arkadaþlýðýndan hoþlanýyorum,hem seni beðeniyorum. -Teþekkür ederim. -Yemeðe baþlamýþtým,sen ne yemek istersin? -Biraz önce yemiþtim. -Öyleyse birþey iç. -Bir viski..þeeyy... Gözü masamdaki meyve sularýna takýldý. -Ýçersen viski alayým. Alkollü içkiye karþýydým ama o anda birþey söylemem uygun olmaz diye dü- þündüm. -Sen de içecek misin? diye sordu,içip içmediðimi öðrenmek istiyordu. -Ben içki içmem ama sana içme diye zorlayamam da. -Öyleyse ben de meyve suyu alayým. -Sen bilirsin,içmediðin için teþekkür ederim. O sýrada Gül'ün babasý yanýmýza geldi; -Delikanlý,bizim masaya buyurmaz mýsýn? -Kýzýnýn hatýrý için geldiði her halinden belliydi. -Saðolun,isterseniz siz bizim masaya buyurun. Gül atýldý; -Ümit,o masanýn manzarasý daha güzel,pencere kenarýnda. -Madem sen istiyorsun. Bir kýsmýný yemiþ olduðum yemekleri masada býrakýp,meyve sularýný aldým, diðer masaya geçtik.Gül gülümseyerek bizi tanýþtýrdý; -Tanýþtýrayým, bu arkadaþým Ümit Yeniceli. Babasý yine soðuk soðuk yüzüme baktý. -Bu da babam,Fikret Çýnar. Memnun oldum diyemedim,hafifçe baþýmý eðerek selamladým. -Yoksa meþhur Çýnar þirketinin sahibi mi? Bunu düþünmeden,gayri ihtiyari söylemiþtim,piþmandým.Kibirlenerek cevap- ladý; -Evet,en çok hisseli ortaðýyým. Böyle kibirlenerek cevap vermesi canýmý sýkmýþtý.Gül'e raðmen onu mahcup etmeden duramayacaktým. -O þirketi kendi çabalarýnýzla mý kurdunuz? -Tabii,ehh.. iþte babamdan da birþeyler kalmýþtý,þimdiki servetimin onda biri kadar filan.Niye sormuþtun? Gül hem babasýyla konuþmamýza seviniyor hem de konuþmanýn gidiþatýndan endiþe ediyor, konuyu deðiþtirmek için birþeyler söylemeye çalýþýyordu.Ben Fikret beyin sorusunu cevapladým; -Hiiç.. çok övünerek söylediniz de. -Sizce övünülecek birþey deðil mi? -Ben maddi þeylerle övünülmesini pek hoþ karþýlamam da. Maddi zenginlik bazen önemli bir çaba harcamadan da elde edilebilir,örneðin piyangoyla vb. ama insanýn güzel huylarý yýllar boyunca yavaþ yavaþ kazanýlýr,daha deðer- lidir. -Maddi zenginliðe önem vermediðinize göre para sorununuz olmamalý? -Bana yetiyor.Ayrýca babamdan da bana hiçbirþey kalmadý.Þimdi onlara ben kendi kazancýmla bakýyorum.Yani sizin gibi babadan kalaný on misli çoðalt- makla yetinmedim,maddi açýdan bakarsak en azýndan yüz kat çoðalttým,sizden daha baþarýlýyým. -Anlaþýlan en büyük servetiniz diliniz. -Hayýr,en büyük servetim gururumdur,onu asla çiðnetmem. -Hýýh... Gül,ne yapacaðýný þaþýrmýþ bizi dinliyordu.Babasý hýrsla kadehine sarýl- mýþtý,benden öfkesini alabilmek için herþeyi yapabilecek bir görüntüdeydi. Fakat kýzýný çok sevdiði,üzmek istemediði de belliydi. Gül'ün kulaðýna fý- sýldadým; -Gül,kardeþin var mý? -Hayýr,niye sordun -Baban seni çok seviyor olmalý. -Nerden anladýn? -Bana hak verdiði için deðil,seni üzmemek için sustu. -Beni sevenler beni üzmemeye çalýþýr. Yüzüme anlamlý anlamlý bakarak söylemiþti. -Bazý deðerler senin sevginden üstün olabilir, seni sevenler için bile. Onu sevdiðimi ama onun herþeye katlanamayacaðýmý anlatmak istemiþtim.Ba- basýnýn duymasýný istemez gibi daha da alçak sesle kulaðýma fýsýldadý; -Gurur gibi mi? Kendi sevgimden bahsettiðimi anlamýþtý.Gözlerine baktým; -Evet... Babasý yanýmda huzursuz oluyordu,bana baktý; -Ýçki içmiyor musunuz? -Hayýr. -Yoksa fanatik dincilerden misiniz. -Ýçki içmemeyi fanatiklik sayacak kadar cahil olamazsýnýz. Bu kadar açýk konuþmam onu kýzdýyordu.Her söylediðinin tasdik edilmesine alýþmýþ olduðu belliydi. -Cahil kelimesini ratgele kullanýyorsun. -Hiç sanmýyorum.Ýslam dinini pek tanýmýyorsunuz, yani bu konuda cahilsi- niz. -Yanýlýyorsun,ben de elhamdülillah müslümaným. -Arada sýrada "Elhamdülillah müslümaným" demek müslümanlýk için yeterli deðildir. -Ben de müslümanlýðý bilirim ama arada sýrada içki içmenin ne sakýncasý olabilir,içmeyince vücuda da zararý olmaz. Anlamlý anlamlý yüzüne baktým,rahatsýz oldu; -Hem namaz da kýlarým. Þaþkýn þaþkýn baktým,devam etti; -Tabii her zaman vakit bulamýyorum,bayramlarda bir kaç kere de cumalarda namaz kýlabildim. -Ya beþ vakit namaz? -O avaralerin yada emekli ihtiyarlarýn iþi. -Cahil olduðunuzu bir daha inkara kalkýþmayýn lütfen. -Niçin -Ýçkinin haram,beþ vakitin farz olduðunu biliyor musunuz? -Evet ama... -O halde müslümanlýðýn kurallarýný kendinize göre yeniden koymaya kalkma yýn.Servetinizi on kat artýrmakiçin bir ömür boyunca çalýþýyorsunuz da,onu kazanmanýza izin veren yüce Allah'a beþ vakit ibadeti çok görüyorsunuz . Ayrýca sizin "Avare iþi"dediðiniz namazýn fiziki ve manevi bir çok faydasý var.Toplumumuzun çeþitli çevrelerindeki insanlarý,maddi imkan farklýlýkla- rýna raðmen biraraya getirir.Saðlýðýmýza da faydasý var; öncelikle ne pisi kolojik rahatlama ikinciside bedensel saðlýk olarak. -Bu kadar anlatýyorsunuz,öyleyse siz çok iyi bir müslüman olmalýsýnýz!.. Bunu gülerek söylemiþti. -Müslümanlýkta ben "daha iyi"ifadesini kullanmayý tercih ederim.Yüce pey gamberimiz cennet kendisine müjdelendikten sonra bile,daha iyi bir kul ve müslüman olmak için çabalamýþ, gecelerini bitkin düþene kadar ibadetle ge- çirdiði olmuþ. Peygamber efendimiz bile yaptýðýný yeterli görmeyip çabala- mýþken,kimse kendini iyi bir müslüman olarak kabul etmemeli,daha iyi olma- ya çalýþmalý.Örneðin siz içkiyi býrakarak daha iyi olmak için bir adým ata bilirsiniz. Artýk sabrýnýn kalmadýðý belli oluyordu,ayaða kalktý. -Kýzým ben gidiyorum,geliyor musun? -Hayýr baba,ben sonra gelirim. -Size iyi akþamlar. Bize bakmadan söylediði bu sözleri ayný soðuklukla cevapladým; -Size de. Babasý uzaklaþýrken Gül'e baktým...aþýktým ona,artýk bunu inkar edemiyor dum.Ama onu kaybetmek pahasýna da olsa manevi inançlarýmý küçük düþüremez dim. -Sen yemeðini yememiþtin Ümit. -Önemli deðil. -Açsan benden çekinmene gerek yok. -Saðol ama sen seyrederken sadece benim yemek yemem pek uygun olmaz. -Boþ ver hem ben oldukça oburumdur,tok olmama raðmen sana ortak olabili- rim. -Ne yemek istersin? -Aç olan sensin,ben belki ortak olurum. -Ben yemek ayýrt etmem,belki sen edersin diye düþündüm. -Bu gün ne olsa yerim. Garsonu çaðýrdým; -Ýskender,ayran ve tulumba tatlýsý lütfen. -Tulumba tatlýsýna bayýlýrým. -Ýyi,tatlý gelince bayýl hepsi bana kalsýn. -Olur. Hafifçe gülümsedi,bu da beni mutlu etti.Bu akþam onun iç dünyasýyla ilgi lenememiþtim. Oysa bir haftadýr her aným onun hayaliyle doluydu. Onu biraz olsun neþelendirmeli,konuþturmalýydým; -Bu gün çok sessizsin. -Öyle mi? -Evet.Benim yanýmda mý sýkýlýyorsun yoksa? -Yoo... hayýr bunu da nerden çýkardýn? -Parkta karþýlaþtýðýmýzda hüzünlü bir halin vardý ama orada arada sýrada konuþuyordun.Burada ben susarsam sen hiç konuþuyorsun.Bir derdin mi var? -Hayýr,bir derdim yok.Yine de sorduðun için teþekkürler. -Bir derdin olursa söyle lütfen,paylaþmak sorunlarýn etkisini azaltýr. -Tamam,olursa söylerim. -Hadi,ben yemekleri bitiriyorum,hiç ortak olmadýn. -Tatlýdan alacaðým,merak etme. Onu konuþturamayacaðýmý anlamýþtým. Düþünceliydi,hüzünlüydü. Hiç olmazsa beraber geçirdiðimiz anlarý unutmamasý için romantik bir ortam oluþturmak istedim,dikkatimi müziðe çektim; -Ne kadar güzel ve etkileyici bir müzik deðil mi? -Haklýsýn. -Özellikle seninle beraberken çok güzel. Yine gözlerime bakmakla yetindi . Beni beðendiði belliydi ama bu sadece beðenmek mi,yoksa biraz aþkta var mý,kendisi de emin deðildi.Ne olursa ol- sun,onun yanýnda mutluyum.Birlikte bir süre daha oturduk... -Ümit,artýk kalkalým istersen,geç oldu. -Nasýl istersen. Garson gelince hesabý ödemeye kalktý. -Lütfen beni mahcup etme. -Ama... Hesabý ödedim,garson uzaklaþtý.Lokantadan çýkýnca sordum; -Tekrar görüþmek isterim. -Ben de. -Umarým o zaman böyle hüzünlü olmazsýn. Yüzüme baktý sustu.Benim hakkýmda bir karar veremediði için,bana ümit ve rici konuþmamaya çalýþtýðýný düþündüm. -Ne zaman,nerede buluþabiliriz? -Çalýþýyorsan sen ayarla,benim için farketmez. Çalýþýp çalýþmadýðýma dair birþey söylemeden geçiþtirmeye çalýþtým; -Sen bir gün söyle ben uygun olup olmadýðýný söyleyim. Sonunda yine bir perþembe günü parkta buluþmayý kararlaþtýrdýk.Evinin te lefon numarasýný aldým.Dýþarda arabasýnýn yanýna varýnca parkta ayrýlýrken sorduðumu tekrar sordum. -Ýstersen evine býrakayým !.. Beraber gülüþtük.Arabasýna binmeden sordu, -Ýstersen ben seni býrakayým? -Saðol,hava güzel biraz yürümek istiyorum -Öyleyse sana iyi geceler. Arabasýna bindi.Bana bir an karasýzlýkla baktýktan sonra seslendi; -Biraz eðilir misin ümit. Birþey söyleyeceðini düþünerek eðildim,güzel gözlerine baktým; -Evet,ne var? Yanaðýma ani bir öpücük kondurdu, ben þaþkýn orada kalakalmýþken hýzla uzaklaþtý.Serin havada kendi kendime olmayacak düþler kurarak yürümeye baþ baþladým,o gece boyunca yanaðýmdaki sýcaklýk hiç eksilmedi... AHMET ÜNAL ÇAM ahmetunalcam@yahoo.com http://huzur.sehri.com AHMET ÜNAL ÇAM
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © AHMET ÜNAL ÇAM, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |