..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Mermere sýkýþmýþ bir melek gördüm ve onu özgürlüðüne kavuþtuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bilim Kurgu > Güven Solak




21 Mayýs 2006
Gökkule  
Güven Solak
Teknoloji karþýtý anti-ütopik bir öykü


:BHDB:
    Kerim Çetin aðýr adýmlarla karþýsýnda yükselen gökdelene doðru ilerliyordu. Bulunduðu yerden kafasýný kaldýrdýðýnda gökdelenin hemen yanýna dikilmiþ metrelerce uzunluktaki direkte yazan yazýyý okuyabildi: GÖKKULE. Her bir harfin büyüklüðü yirmiþer metre kadar vardý. ‘Yazý kilometrelerce öteden okunabilsin’ diye bu kadar büyük yazýlmýþ diye düþündü Kerim.
    Normalde dev binanýn dört tarafýnda da birer giriþ çýkýþ kapýsý olacaðý söylenmiþti kendisine. Ancak þu an yeterli olacaðý düþüncesiyle tek bir kapý hizmet veriyordu. Binanýn güney kenarýndaki kapýsýnýn önüne gelen Kerim Çetin, arkasýndan gitgide alçalmakta olan öðleden sonra güneþine bir kez göz attý ve yirmi kiþinin birlikte geçebileceði büyüklükteki kapýdan içeri girdi. Onunla birlikte birçok insan da ayný anda Gökkule’den içeri adýmlarýný atmýþlardý. Birtakým güvenlik cihazlarýndan geçtiler ve görevliler herkesi farklý katlara yönlendirdi. Kerim on dördüncü kata yönlendirilmiþti. Burada da güvenlik kontrolleri sürdü. Etrafta zemin kata oranla daha fazla güvenlik görevlisi, daha az cihaz vardý. Görevliler üstünü tekrar aradýlar. Neden buraya geldiðini tekrar sorguladýlar ve o da her soru sonunda geçen hafta yaptýðý iþ görüþmesi sonucunda 415. katta bulunan Güvenbank’tan kabul aldýðýný, bugün iþbaþý yapacaðýný tekrar tekrar söyledi. Onlara, elinde bankanýn çalýþacaðý þubesinin adresinin bulunduðu kaðýdý gösterdi. Bilinçsiz bir koþuþturmacanýn içinde olduðunu düþündüðü görevlilerin en az iki kez yukarýya, Güvenbank’a telefon ettiðini görmüþtü.
    Bu sýký denetimin anlamýný iyiden iyiye merak etmeye baþlamýþken lacivert çizgili takým elbisesiyle gayet iyi giyimli bir adam, bir görevlinin refakatinde ona doðru yaklaþtý. Elini uzattý, “Kerim Bey, Mert ben, memnun oldum” “Merhaba, memnun oldum.” “Umarým fazla bekletmedik sizi.” “Hayýr fazla beklemedim, daha yeni girmiþtim içeri,” Mert eliyle ilerdeki koridoru gösterdi, “isterseniz yürüyelim asansörlere doðru.”
    Koridorun sonunda bir sürü asansör gördü Kerim, en az yüz tane olmalýydýlar. Ama burasý gibi baþka koridorlarýn da olacaðýný düþününce Gökkule’nin içerdiði asansör sayýsý çok daha fazla olabilirdi.
    “Kerim Bey, dosyanýzda yükseklik korkunuz olmadýðý söyleniyordu, bu yüzden sizi bu yakadaki asansörlere getirdim. Yukarý hýzla çýkarken büyüleneceðinize eminim.” Kerim, utangaç utangaç gülümsedi. Mülakatta sorulan soruya pek bir anlam verememiþti. Aslýnda o güne kadar yükseklik korkusunun olup olmadýðýný anlayacak kadar yükseklikle karþýlaþmamýþtý bile. Beþ katlý evinin balkonunda rahatlýkla oturabiliyordu, 415. katta da ayný rahatý bulmayý diledi.
    Mülakat sonunda, yeni inþa edilen Gökkule’de çalýþacaðýný duyduðunda çok þaþýrmýþtý Kerim. Burasý yeni yapýlmasýna raðmen, daha faaliyete geçmeden kentin prestij sembolü olmuþtu. Tüm büyük þirketler buradan yer kiralamaya çalýþýyordu. Kerim Güvenbank’a baþvurduðu sýrada, burada bir þubelerinin olduðunu bile bilmiyordu. ‘Hala güzel bir rüyanýn ortasýnda olmalýyým’ diye geçirdi aklýndan.
    Yanlarýnda bulunan on kadar yolcuyla, daire þeklindeki asansör kabininin içine girdiler. Ýçerde bir görevli vardý. Dairenin dörtte biri kapýya ayrýlmýþtý. Kapýnýn yanýndaki çeyreðe bir ayna konmuþtu, görevli o aynanýn hemen önünde bulunuyordu. Dairenin kalan yarýsý ise camdý. Buradan dýþarýsý görülebiliyordu, ancak dýþarýdan içeriyi görmek mümkün deðildi.
    Görevli, elinde bulunan küçük ekranlý cihaza, insanlarýn gitmek istedikleri katlarý girmeye baþladý, bu arada Mert’in 415’ini de not almýþtý. Gökyüzüne seyahat baþlamadan hemen önce Mert, Kerim’e dönüp burayý nasýl bulduðunu sorduðunda, Kerim’in aðzýndan tek bir kelime çýkmýþtý: “Karmaþýk.”

**


    Yeni iþe baþlayan müþteri temsilcisi üçüncü ayýný doldurmuþtu. Çevreye alýþan Kerim, teknolojinin yarattýðý ilüzyondan daha az etkilenir olmaya baþladý. Sabahlarý saniyede beþ metre hýzla gökyüzüne yükselirken, hayran hayran çevreyi izlemiyordu artýk. Aþaðý baktýðýnda giderek küçüldüðünü gördüðü evler, karýncaya dönüþen insanlar ona büyüleyici gelmiyordu. Hayatýnda ilk kez yürüyen merdiven gördüðü zamaný düþündü. Kaç yaþýnda olduðunu hatýrlamýyordu, ama olup biten aklýnda olduðuna göre çok küçük olamazdý. Merdivenden defalarca çýkýp inmiþti. Bunun dünyanýn en zevkli oyunu olduðu düþüncesi yirmi dakika kadar sürmüþtü.
    Kerim, yükseklik korkusunun olmadýðýna iyice emin olmuþtu. Yüksekliðin onda hiçbir etkiye neden olmadýðýný sanýyordu. Açýlan penceresi olmayan, güneþ ýþýðýndan etkilenmemek için günün çoðu saatlerinde kapalý tutulan jaluzilerin kapladýðý, çok derinlerden de olsa sürekli bir uðultuya neden olarak çalýþan bir havalandýrma sistemiyle hava akýþýnýn saðlandýðý basýk ofislerinin Kerim için hiçbir çekiciliði yoktu. Sabah sekiz, akþam altý saatleri arasýný bir hücre cezasý gibi algýlýyordu. “Neyse ki artýk binaya giriþ çýkýþlar biraz kolaylaþtý” diye düþünüp avunduðu da oluyordu bazen. Gökkule’nin tüm giriþleri hizmete girmiþti. Binanýn dört cephesinde bulunan dört giriþten biri çalýþanlara ayrýlmýþtý. Kerim, kendisine verilen personel kartýyla buradan birkaç dakikalýk küçük bir aramadan sonra geçebiliyordu.
    Kerim, þirkette edindiði birkaç arkadaþla, iþ dýþý kimi zamanýný birlikte geçirecek kadar yakýnlýk kurmuþtu. Özellikle öðle aralarý koþar adýmlarla kendilerini Gökkule’nin dýþýna atacak asansöre ulaþýyorlar, bir saatlik öðle arasýnýn büyük bir kýsmýný dýþarda geçiriyorlardý. Üç ay içinde civarda, hýzlý yemek yiyebilecekleri beþ altý lokanta keþfetmiþlerdi bile. Çýkýþta yine kimi zamanlar Gökkule dýþýnda çay içip evlerine daðýldýklarý oluyordu. Ancak iþ yoðunluðunun arttýðý zamanlarda durum ister istemez biraz deðiþiyordu. Öðle arasýnda ya da akþam saatlerinde çalýþanlar her zamanki ekibi küçültüyordu.
    Genelde çok yoðun çalýþmasý gereken personel, yemeðini Gökkule içerisinde, kent manzaralý bir lokantada yemeyi, çayýný burada manzaralý bir kafede içmeyi tercih ediyordu. Kerim bunu birkaç kez denemiþ olsa da, mecbur kalmadýkça Gökkule’de yemek yemek ya da bir þeyler içmek ona hep itici geliyordu. Bu nedenle arkadaþlarý öðlen onunla dýþarý gelmek istemediklerinde, o hep birlikte dýþarý çýkacaðý birilerini aradý. Ýki ay sonra eþi olacak Berna’yla tanýþmasý da bu arayýþlardan birine denk gelmiþti.

**


    Yeni evli çiftler, kendilerine nasýl tanýþtýklarýný soranlara, çalýþtýklarý yerlerin birbirine çok yakýn olduðunu söylüyorlardý. 414. katla 415. kat arasýnda üç metreye yakýn bir mesafe olsa da, iki katta çalýþan yaklaþýk dörtyüz kiþinin varlýðý, bu tanýþmanýn güzel bir sürpriz olduðu gerçeðini gösteriyordu. Hayatlarýnýn baharýndaki iki bankacý sade bir düðünle evlenmiþlerdi. Düðün, gelinin ýsrarýyla 617. katta bulunan bir salonda gerçekleþti. Davetlilerin çoðunun çalýþma arkadaþlarý olacaðý gerekçesiyle böyle bir istekte bulunmuþtu Berna.
    Evlilik öncesinde Kerim ve Berna, Gökkule içerisinde yapmaktan çok hoþlandýklarý bir hobi edinmiþlerdi. Bazen asansöre binip görevliye rastgele bir kat söylüyorlar, çýktýklarý katta neyle karþýlaþacaklarýný tahmin etmeye çalýþýyorlardý. Düðün salonu da böyle bir gün bulunmuþtu.
    Düðün öncesi yaptýklarý balayý planlarý, Kerim’in iþiyle ilgili beklenmeyen bir yoðunlaþmanýn olmasý nedeniyle gerçekleþmedi. Gökkule’nin yakýnlarýnda bir ev kiraladýlar. Yakýnlýk Kerim’in umrunda deðildi, ancak Berna zamanlarýnýn büyük bir kýsmýný yolda geçirmelerine gerek kalmayacaðý düþüncesiyle Kerim’i ikna etti. On beþ dakikalýk yürüyüþle, Çetin ailesi evinden iþine ulaþabiliyordu artýk.
    Ýki aþýk günler geçip iþlerine gömüldükçe, öðle aralarýný birlikte geçiremez oldular. Birlikte geçirdikleri kýsýtlý zamanlardaysa Gökkule dýþýna pek çýkamýyorlardý. Bazen buluþup, týpký eski günlerdeki gibi, Kerim’in favori lokantalarýndan birinde karýnlarýný doyurduklarý oluyordu. Ama bu günler giderek azaldý. Kerim’in kendi arkadaþlarýyla Gökkule dýþýnda yediði yemekler kadar seyrek olmasa da; Kerim ve Berna öðle aralarý nadiren dýþarý çýkabiliyorlardý.
    Gökkule’nin kullanýma açýlmasý ilk yýlýný doldurduðunda, týpký bu gökdelende çalýþan diðer insanlar gibi Güvenbank Gökkule Þubesi çalýþanlarý için de en keyifli eðlence, Gökkule’de neler olup bittiðiyle ilgili olarak hazýrlanan internet sayfasýný takip etmek olmuþtu. Burada gökdelende faaliyet gösteren iþ yerleri, maðazalar, marketler, lokantalar, kafeler, barlar, sinemalarla ilgili en güncel haberlere ulaþýlabiliyordu. Her geçen gün yeni yerler açýlýyordu. Ýnsanlar yeniliði önce keþfetmenin tatlý heyecanýný yaþamak ve çevresine yaþatmak için aptalca bir yarýþa tutulmuþ gibiydi. “Hayatým, Tavan adlý bir kafeden bahsediyorlar, çok farklýymýþ, gidelim mi? Duydunuz mu, tam dört katý kapatmýþ market zinciri? Ben oranýn merkez þubesini beðenmemiþtim ki, isterseniz bir gidip deneyelim ama... Sinemanýn koltuk arasý tam bir buçuk metreymiþ...”
    Her türlü organizasyon Gökkule’de gerçekleþtirilir oldu. Artýk hayat yalnýzca gökdelen içerisinde yaþanýr gibiydi. Kerim özellikle hafta sonu tatilinde, eðlence amaçlý buraya gelen arkadaþlarýný hiç anlamýyordu. Sanki koca kentte baþka sinema salonu, baþka bar kalmamýþtý. Bu konuyu Berna’yla da tartýþýr oldular. O, her seferinde arkadaþlarýnýn buraya gitmek istediðini söyleyerek tartýþmayý noktalamaya çalýþýyordu. Hem Gökkule’den hoþlanan yalnýzca içerisinde çalýþanlar deðildi ki, fýrsatýný bulduðunda tüm kent buraya adeta akýyordu. Gökkule’nin günlük ortalama ziyaretçi sayýsýyla ilgili açýklanan kesin bir bilgi yoktu, ancak burada çalýþanlarla birlikte birkaç yüz bin kiþinin gün boyu içeri girdiðini söylemek hiç de abartýlý olmazdý.
    Kentin biraz varlýðý olan tüm insanlarýný ilgilendiren haber, bir Pazartesi günü öðle arasý Gökkule internet sayfasýndan duyuruldu. Gökkule, gökyüzüne doðru uzayacaktý. Bu, aylardýr tartýþýlan bir konuydu. Bunu gerçekleþtirecek bir teknolojinin var olup olmadýðý tartýþýlýyordu konunun uzaðýndaki insanlarca. Ýlk etapta Gökkule’ye üç yüz kat ilave edilmesi planlanmýþtý, bununla birlikte 1100 katlý bir yapý haline gelecekti Gökkule. Ýnsanlarý asýl ilgilendiren haber ise þuydu: Ýlave edilen kýsým konut olarak kullanýlacaktý.

**


    Berna’nýn, iki yaþýna gelmiþ çocuklarýný daha güvenli, daha modern bir yerde büyütmek istemesiyle ilgili sonu gelmeyen ýsrarlarý Çetin ailesinin ellerinde ne var ne yoksa satmalarýna neden oldu. Kerim’in de, Berna’nýn da ailelerinden kalan mal varlýklarý vardý. Bunlarýn tamamýný sattýlar. Bazen Kerim’i, Gökkule’yi gören evlerinin balkonunda gözü hafif kýzýl ve yaþlý, dalýp gitmiþ halde gören Berna, ona sarýlýp “Her þey yavrumuz için bir tanem, her þey yavrumuz için”, diyordu küçük Esra’yý göstererek.
    Tüm varlýklarýný satmýþ da olsalar, kentin en seçkin zümresiyle birlikte Gökkule’de oturmaya baþladý Çetin ailesi. Kýrýlmayan, açýlmayan jaluzili camlarla kaplý salondan ayaðýnýn altýna serilmiþ kenti izleyen Berna, bu mutluluðu eþine borçlu olduðunu aklýndan hiç çýkarmýyor, ona sýk sýk teþekkürlerini sunuyordu.
    Yeni taþýndýklarý sýralar Kerim’in burada bulunmaktan kendisi kadar hoþlanmadýðýnýn farkýnda olan Berna’nýn, ona Gökkule dýþýna çýkmayý teklif ettiði oluyordu. Zaten zaman zaman biraz nefes almak için sattýklarý evlerine kadar yürüyen, bir zamanlar favorim dediði mekanlara giren Kerim, bu tekliflere balýklamasýna atlýyor, karý koca küçük kýzlarýný 789. kattaki kreþe býrakýp, baþ baþa dýþarý çýkýyorlardý.
    Günler geçtikçe bu gönüllü birlikteliklerin sayýsý azaldý. Evliliklerinin beþ yýlýný doldurduklarýnda Berna eþinin kendisi için yaptýðý fedakarlýðý çoktan unutmuþtu bile. Artýk Berna –diðer Gökkule sakinleri gibi- bina dýþýna hiç çýkmýyordu. Kerim’se birkaç haftada ancak bir kez fýrsat bulabiliyordu. Sürekli uzayan Gökkule’de hala çalýþmaya ya da yaþamaya baþlamamýþ ve buluþma noktasý olarak aklýna Gökkule dýþýnda bir yer gelebilecek durumda olan üniversite yýllarýndan birkaç arkadaþýyla zaman zaman bir araya geliyorlardý.
    Gökkule içerisinde polis karakollarý, profosyonel itfaiye teþkilatý, tam teþekkülü hastane, hatta televizyon kanalý kuruldu. Bu gökdelen, nüfus artýþý nedeniyle kaynaklarýn hýzla sömürülmesi problemine karþý çözüm olarak örnek gösteriliyordu. Gökkule projesinde dikine þehirleþme düþüncesi çok baþarýlý bir þekilde uygulanmýþtý. Baþbakan’ýn Gökkule’yi ziyareti sýrasýnda söylediði övgü dolu sözler Gökkule sakinlerini çok mutlu etmiþti.

**


    Okul öncesi eðitimini tamamlayan Esra’nýn okula baþlama zamaný gelmiþti. Kerim kýzýnýn kesinlikle Gökkule dýþýnda eðitim görmesini istiyordu. Bu konuda da daha önce defalarca yaptýklarý tartýþmalarýn bir benzerini yaptý Kerim ve Berna. Her ikisi de birbirini bencillikle suçluyordu. Kendisi lüks ve ihtiþam içerisinde çok güvenli bir þatoda yaþarken, kýzýný þehrin kucaðýna atmakla suçluyordu Berna Kerim’i. Ona göre her tarafý kamerayla, güvenlik görevlileriyle dolu bu þirin ve modern kasaba çocuk büyütmek için idealdi. Esra’nýn çocukluk yýllarýný burada geçirmesinin ne gibi bir sakýncasý olabilirdi ki? Kerim’se sýrf kente duyduðu saçma önyargýlar nedeniyle kýzýný doðadan mahrum etmekle itham ediyordu Berna’yý. Zaman zaman Esra’nýn daha iyi bir eðitim almasý için neyin doðru olduðuyla ilgili fikirlerin de havada uçuþtuðu tartýþmayý yine Berna kazandý. Esra Gökkule’de ilkokula baþladý.

**


Kerim Çetin, genelde hayal kýrýklýðý oturmuþ yüz ifadesiyle, çevresindekilere nedeni bir bakýþta anlaþýlamayan derin bir umutsuzluk aþýlasa da, çok mutlu olduðu günler de yaþadý Gökule’de. Esra’yý eþiyle birlikte üniversiteye uðurladýlar. O yaþa kadar en fazla sekiz on kez Gökkule dýþýna adýmýný atmýþ Esra’nýn, gözleri yýllar sonra görmeye baþlayan bir kör gibi çevreyi süzüþü hiç aklýndan çýkmýyordu Kerim’in. Kerim, eþini Gökkule’de býrakarak, kýzýna, okuyacaðý üniversiteye kadar eþlik etmiþti. Birlikte yaptýklarý tren yolculuðu sýrasýnda Esra, camdan gördükleriyle ilgili yýllar önce babasýna sormasý gereken sorularý sorduðunda Kerim daha farklý bir yaþam sunabilmiþ olmayý diledi Esra için. Ama beri yandan hiçbir þey için geç sayýlmazdý. Önünde çok farklý bir hayat vardý Esra’nýn.

**


    Çalýþmayla geçen uzun hayatlar... Minik, þirin kasabanýn elit sakinleri arý gibi çalýþtýlar. Eðlenmeleri gerektiði zaman eðlendiler, evlenmeleri gerektiði zaman evlendiler, çocuklar yetiþtirdiler, býrakmalarý gerektiði zaman saldýlar çocuklarýný doðaya. Ne suç bildiler, ne suçlu gördüler. Bir kalede yaþadýlar. Bu arada aðýr aðýr büyüyüp olgunlaþtý Gökkule sakinleri. Acý tatlý haberleri burada aldýlar, böylece dünyadan tam olarak kopmadýklarýnýn farkýna vardýlar. Çetin ailesini yýllar sonra Gökkule’den çýkaran olay kýzlarýnýn ölümü oldu. Henüz otuzuna gelmeden bir trafik kazasýnda yitirdiler Esra’yý. Üzüldüler, birbirlerine yaslandýlar, üzüldüler. Bir süre iyice içine kapandý Kerim, ama zaman yine ilaç oldu. Mutlu olamasa da mutlu rolü yapmayý öðrendi Kerim.
    Yaþadýlar ve yaþlandýlar.

**


    Telefon çalýyordu. Berna ahizeyi kaldýrdýðýnda telaþlý bir ses duydu: “Ýyi günler, Berna Çetin’le mi görüþüyorum.”
    “Evet benim.”
    “Berna Haným, ben Kule Hastanesi’nden arýyorum.” Adam derin bir nefes alýp devam etti. “Eþinizin bir saðlýk problemiyle ilgili aradým. Kendisi þu an yoðun bakým ünitemizde, sanýrým haber vermem gereken baþka yakýný...”
    Büyük bir kýsmý çalýþmayla geçmiþ yetmiþ beþ yýlýn aðýrlýðý Berna’nýn üstüne bir anda çöktü. Kendini öyle kötü hissetti ki, oturacak uygun bir yer bulamadan yere yýðýlýp kaldý. Tansiyonuyla ilgili bir takým þikayetleri yýllardýr vardý ama ilk kez bu denli güçsüz hissetmiþti vücudunu.
    Sonraki haftayý hastanede yatarak geçirdi Berna. Yataða mahkum, kollarý verilen ilaçlardan, serumdan delik deþik olmuþ halde iyileþmeyi beklerken, zaman zaman gözlerini açýp çevresine ifadesiz gözlerle bakýyordu. Durumu ilk birkaç gün sonrasýnda biraz daha düzeldi. Artýk sürekli uyuyarak geçmiyordu günleri. Tek tük de olsa dilinden pek de anlaþýlmayan sözler dökülmeye baþladý. Ancak bu geliþmeler belden aþaðýsýnýn felç olduðu gerçeðini deðiþtirmiyordu.
    Rahatlýkla konuþabilecek hale geldiðinde, kendisiyle görüþmek için epeydir beklediklerini tahmin ettiði iki adam onu ziyarete geldi. Kerim’in defin iþlemleriyle ilgili görüþmek istiyorlardý. Kerim’in Esra ve Berna dýþýnda akrabasý yoktu. Berna hastanede olduðu için önce Esra’ya ulaþmayý denemiþler, ancak adres ya da telefon ellerinde olmadýðý için Berna’nýn iyileþmesini beklemiþlerdi. Adamlar hýzlý hýzlý konuþtular. Uygun olduðunu iddia ettikleri bir ücret karþýlýðýnda cenaze iþlemleriyle ilgileneceklerini söylediler. Bu Gökkule’nin bir hizmetiymiþ. Berna adamlar ne söylediyse onayladý. Kerim uygun görülen bir mezarlýða gömülecekti. Berna’nýn isteðiyle Gökkule’ye mümkün olduðunca yakýn bir mezarlýðýn seçileceði konusunda anlaþtýlar. Ancak Berna Haným, yer bulma sorunu nedeniyle eþinin nispeten uzak bir yere gömülme olasýlýðý konusunda da bilgilendirildi. Dini kurallara uygun bir tören yapýlmasý konusunda karar verildikten sonra Berna Haným’ýn ziyaretçileri gittiler. Berna Haným durumu dolayýsýyla törene katýlamayacaktý. Ancak törenle ilgili çekilecek fotoðraflarý cenaze þirketi ona gönderecekti.
    Berna ertesi haftayý evinde geçirdi. Artýk onun hemen hemen tüm ihtiyaçlarýyla ilgilenen bir hizmetçisi vardý evinde. Ýlaçlarýný içiriyor, uygun diyete göre yemeðini hazýrlýyor, evi topluyor, temizliyordu hizmetçi kýz.
    Kerim’in ölümüyle, onun odasýný adeta bir müze haline getirmiþti Berna. Kerim’in tüm fotoðraflarý odasýndaki albümde duruyordu. Berna, hizmetçinin itelediði tekerlekli sandalyesinde sýk sýk Kerim’in çalýþma odasýna gidiyor, albümden Kerim’in en beðendiði fotoðraflarýný alýp duvara astýrýyordu.
    Kerim’in tüm el yazmasý notlarý, çalýþtýðý kaðýt parçalarý odasýnda duruyordu. Berna bir gün bu kaðýt parçalarý arasýnda bir vasiyetname taslaðý buldu. Kaðýtta Kerim’in Gökkule’ye gömülmemesi ile ilgili bir not vardý. Cenaze þirketinin gönderdiði fotoðraflara ve nota bakýp iç geçirdi Berna. Þirket kendisine geçen hafta müjdeli haber vermiþti. Gökkule temelinin yanýnda mezarlýk olarak düzenlenen bir alan kullanýma açýlmýþtý. Gökkule asansörünü kullanarak -11. kata inildiðinde, yer altýnda yapýlacak on dakikalýk bir yürüyüþle bu mezarlýða ulaþýlabiliyordu, böylece Berna, durumu biraz düzelir düzelmez eþini kolayca ziyaret edebilecekti.
    Kerim’in son isteði de yerine gelmemiþti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Pazartesileri Sevmiyorum
Gece Bekçisi
Ölü Ýhtiyar
Gizemli Yabancý
Ölümden Sonra
Bana Sorma
Yüzyýlýn Son Fýrsatý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
André Gide - Isabelle [Ýnceleme]
Boþlukta Sallanan Adam – Saul Bellow [Ýnceleme]


Güven Solak kimdir?

Çoðunluðun içinde azýnlýk ya da azýnlýðýn içinde çoðunluk gibi hissedilebileceðini düþünen bir amatör. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Fyodor Mihailovic Dostoyevski, Jean Paul Sartre, Albert Camus, Franz Kafka, Oðuz Atay, Sabahattin Ali, Dino Buzzati, Yusuf Atýlgan


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Güven Solak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.