Sanatçýlar, Uluslararasý Kapadokya Sanat Kampýnda Buluþuyor.

3. Uluslararasý Kapadokya Sanat Kampý, Resim, Seramik ve Grafik Sanatçýlarýný, 04 Haziran - 11 Haziran 2006 Tarihleri Arasýnda Bir Araya Getiriyor


Seval Deniz Karahaliloðlu

Bu yýl üçüncüsü gerçekleþtirilecek olan, organizasyonunu ve ev sahipliðini Karlýk Evi’nin yaptýðý ‘Uluslararasý Kapadokya Sanat Kampý’, dünyanýn dört bir yanýndan gelen sanatçýlarý aðýrlýyor. Karlýk Evi’nin ‘sanata ve sanatçýya saygý duruþu’ olarak düzenlediði, 3. Uluslar arasý Kapadokya Sanat Kampý, 4 Haziran ile 11 Haziran 2006 tarihleri arasýnda Karlýk Evi’nde gerçekleþtiriliyor. Sanat kampýna, 8 ülkeden, 16 ressam, seramik ve grafik sanatçýsý katýlýyor. Belçika’dan Yannick Frank, Bulgaristan’dan Daniella Stefanova, Fransa’dan Anita Algava ve Ralp Brancacio, Mýsýr’dan Cemal Abdelnasser, Romanya’dan Georgina Cozma, Amerka’dan Jr. Hobaica, Yunanistan Dimitros Amelatioj, Türkiye’den Ankara’dan Ekrem Kadak ve Çiðdem Bucak, Ýzmir’den Feriha Tuðran ve Reyhan Abacýoðlu, Kýrýkkale’den Nurhan Tuna, Kuþadasý’ndan Serpil Büber, Ýstanbul’dan Özge Sinanoðlu ve Malik Bulut bu yýl kampa katýlacak sanatçýlar arasýnda yer alýyor.

Farklý kültürlere, coðrafyalara ve dillere sahip sanatçýlarý bir araya getirmeyi amaçlayan Uluslar arasý Kapadokya Sanat Kampý, bir hafta süreyle sanatýn evrensel dilini konuþan seramikçileri, ressamlarý ve grafik sanatçýlarýnýn çalýþmalarýna sahne olacak. Bir hafta boyunca, Karlýk Evinde kendi dallarýnda eserler verecek olan sanatçýlarýn eserleri, kampýn bitiminde 11 Haziran günü verilecek bir resepsiyon ile sergilenecek.

Kapadokya Sanat Kampý Projesinin Mimarý ve Karlýk Evi’nin yöneticisi Abdullah Þen amaçlarýnýn ‘dünyanýn ortak dili olan sanatý, kültürler arasýnda bir köprü olarak kurmak’ olduðunu söyledi. Abdullah Þen, Karlýk Evi olarak bu projeyi hayata geçirirken yola çýkýþ fikirlerini bulunduklarý coðrafyanýn doða harikalarýndan aldýklarýný vurgulayarak ‘Üzerinde yaþadýðýmýz coðrafyanýn, Kapadokya’nýn kökleri binlerce yýllýk bir birikime dayanýyor. Kapadokya zengin tarihi birikiminin yanýnda, çeþitli kültürleri barýndýrmasý bakýmýndan sadece Türkiye için deðil, ayný zamanda dünya için de bir ‘kültür mirasý’ olma özelliði taþýyor. Bunun bilincinde olarak, ‘dünya kültür mirasý’ olarak kabul edilen Kapadokya’nýn hak ettiði deðeri ve ilgiyi kazanabilmesinin yolunun kültür ve sanattan geçtiðine inanýyoruz. Bu bilinçle, Karlýk Evi bu yýl üçüncüsünü düzenlediði Uluslar arasý Kapadokya Sanat Kampýnda, çeþitli ülkelerden gelen sanatçýlarý bir araya getirerek, sanatçýlar arasýnda bir kültür alýþveriþini hedefliyor. Sanatsal etkileþimlerin ve dostluklarýn kalýcý etkilerinin tüm dünyada Kapadokya’nýn adýný ‘sanat, tarih ve kültürlerin buluþtuðu bir doða harikasý’ olarak duyuracaðýna inanýyoruz. Kültür ve sanatýn Kapadokya’nýn tanýtýmýnda en iyi yol olduðu düþüncesinden yola çýkarak, ‘Uluslar arasý Kapadokya Sanat Kampýný’ düzenliyoruz. Hedefimiz, gelecek yýllarda daha çok sayýda ülkeden sanatçýnýn katýlýmýyla, ‘Uluslar arasý Kapadokya Sanat Kampýnýn’ sürekliliðini saðlayarak gelenekselleþtirmek ve Kapadokya Sanat Kampýný dünya çapýnda, saygýn sanat festivallerinden biri haline getirmek. Her yýl artan katýlýmcý ülke ve sanatçý sayýsýyla birlikte üretilen üst düzeydeki sanat yapýtlarýyla, ‘Uluslar arasý Kapadokya Sanat Kampý’nýn çok kýsa bir zamanda dünya sanat kamplarý arasýnda hak ettiði yeri alacaðýna inanýyoruz’ dedi.

Neden sanat sorusuna yanýt olarak, Abdullah Þen ‘söylenecek o kadar çok þey var ki’ diyor. ‘Sanat bizim için çok önemli. Çünkü, bahçesinde ve çevresinde tarih boyunca barýnak olmuþ, elma ambarý olarak kullanýlmýþ ya da inançlarýný yaymak için üstün çaba sarf etmiþ insan elinden çýkma, sýðýnaklarýn ve güvercinliklerin þimdi de sanatçýlar tarafýndan yeni bir ruhla tekrar keþfedilmesini istiyoruz. Karlýk Evi, yöre halkýna sanatý tanýtmak ve sevdirmek istiyor. Çünkü onlarýn dedeleri de duvarlara çok önemli duygularý taþýmýþlardý. Sadece coðrafi ve tarihi deðeri ile tanýnan yörenin, farklý yönlerinin ön plana çýkarýlýp dile getirilmesini istiyoruz. Hitit döneminden miras kalan çömlekçilik, boyama ve bezeme, oya ve nakýþ yapan ismi bilinmeyen sanatçýlarýn varlýðýnýn keþfedilmesini istiyoruz. Düþ kurmanýn, her ne olursa olsun beynimizde resmedebildiðimiz her bir karenin, gerçeðe dönüþtürülmesinde ne denli önemli olduðuna inanýyor ve bunu daha da geniþ kitlelerle paylaþmak istiyoruz. Ýþte, bu nedenle sanat çok önemli.’