Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon |
|
||||||||||
|
Eski fotoðraflara bakýp iç geçiriliyor, eski anýlar yad ediliyor durmadan, hayýflanýlýyor, eh, zaman zaman alkolün dibine vuruluyor... Anýlar birer birer hücum ediyor. Büyük bir yük yapmasa da bünyeye, geçen zamanýn etkisiyle kaybedilen, içinizin cýz sesi belki bir ömre yetiyor. Beraber içilen bir bardak çay, demlisinden… atýlan bir aðýz dolusu kahkaha, en gürültülüsünden... Umut Altýnçað’ýn sesi (bir düþ ol gir koynuma þu gurbet akþamýnda. Kimsin diye sormam, nerden geldin bilirim. Ülke olup gir koynuma… var mý olmaz uðrunda ülke varsa sonunda. Gecenin bir yarýsýnda çiðdem olup tüt burnuma. Ülke olup gir koynuma… yok olmanýn hududunda, var olmanýn umusuyla, sarý harman tozuyla, topraðýn kokusuyla ülke olup gir koynuma…) Ahmet Arif’in þiiri (Seni, anlatabilmek seni… Ýyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni… Namussuza, halden bilmeze , kahpe yalana...Yitirmiþ týlsýmýný ilk sevmelerin, yitirmiþ öpücükleri, payý yok, apansýz inen akþamdan, bir kadeh, bir cýgara, dalýp gidene, seni anlatabilsem seni... Yokluðun, cehennemin öbür adýdýr. Üþüyorum, kapama gözlerini...) iþte ne varsa kaybedilene dair yani… Bir garip burukluk, bir garip sýzý, bir garip özlem… için acýyor… Katýksýz acý… Velhasýl, herkesin bir yerlerde tamamlanmamýþ bir hikayesi kalýyor sanýrým derken ben, tamamlanýyor hikayelerimden biri. Sonra, hikayelerin tamamlanmamasý makbul, ‘malum, yarým hesaplar daha derin oluyor’ sonucuna varýyorum. Bir zamanlar size çok þey katan ve sizi çok defa kanatan, kanýrtan yada ne fark eder pek çok defa eðlendiren ama bir þekilde baþka yerlere savrulmuþ olanlar, yani diyeceðim o ki hani bir adam, aþýk olup, ilah yaptýðýn, kutsal bildiðin… tüyüne, terine, bölüþmelere kýyamadýðýn… yada bir dost, ‘iþte o’ dediðin, sesini – gizini – izini – kokunu verdiðin… ve bu insanlarý tanýtacak bir sürü dev – mavi cümle, içinde – sesinde – gizinde – izinde – kokunda, ebruliiii... hani sonra, bir þeyler olur, gidiverirler ya ansýzýn, hani sen hiç beklemezsin ya, hani þaþýrýrsýn ya bir aðýz dolusu, hani küfür bile edemezsin ya, hani anlayamazsýn ya ve yine hani, ‘hani’li cümleler kurarsýn ya… ama o çoktaaaan yoktur ya senin için… ama hayat devam eder ya, hani diner ya acýlarýn yada sen öyle sanýrsýn ya (bakýnýz: ilk paragraf)…. Hani yatar, kalkarsýn ve bu birkaç milyon uyku – uyanma safhalarýndan birinde, birdenbire, öyle apansýz, dönüverirler ya hikayene geri… ani heyecan silsilesinin ardýndan görürsün ya, her þey çok deðiþmiþ. O, siz, diðerleri… bir anda buz keser ya için, kapatýverirsin sonsuz bir kararlýlýkla defterleri… Ve sonra þaþýrarak bakarsýn ki, senin o dev – mavi cümlelerin, zihninin kuytuluðunda anlam bütünlemenden ve yarattýðýn kýlýflarý onlara yakýþtýrýp giydirmendir alt tarafý. Geldiklerinde gördüðün kendileridir ve sihir bozulur. Burada suçlu asla karþý taraf da deðildir üstelik. Zihninin oyunlarýnýn kurbanýsýndýr alt tarafý. Tükenen bu kýlýflardýr üstelik, sen deðil ve yazýk ki o kýlýflarý özlersin en çok. Sonra o özlemle andýklarýn; azalýr, tükenir. Bir bakarsýn için bomboþ kalmýþ. Elbet, yaþanýlan her þey deðerlidir ve yine elbet ve yine illa ki katar bir þeyler bünyeye. Bunu inkar ediyor deðilim ama, eni sonu bir boþluða damýtýlmýyor mu içimiz? Evet, içimiz boþaltýlýyor… ama aslolan buna direnemiyor olmak, yani birileri seni deþerken, oturup izliyorsun senden çýkanlarý ve yerine koyulmaya çalýþýlan ve asla sana uymayan, üzerinde sýrýtan deðerleri monte ederken sana, sadece, bakýyorsun ve diyorsun ki ‘içim boþalýyor sanki…’ En fazla alýyorsun eline kalemi kaðýdý, hariçten deðil ama dahilden gazel okuyorsun… sonra dönüyorsun yazdýklarýnýn baþýna ‘ulan, ne yazmýþým ben, hiç bi þey anlamadým. Okuyan nasýl anlayacak’ diyorsun… sonra da ‘amaaaan, zaten anlamalarý gerekenleri anlamaya çalýþmýyorlar, benim ki de eksik kalýversin’, diyor boþ veriyorsun…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bilgen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |