Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere |
|
||||||||||
|
yüreðinde kýrk mum yanar. ve bir gün; ayrýlýk, çaldýðýnda kapýný otuz dokuz gün boyunca, her gün bir mum sýrayla söner. bir sarýþýn sis perde olur sevdanýn kumral yüzüne, ..daðlanýr acýn, unutmaya baþlarsýn... ama,kýrkýncý mum ciðerlerini yangýn yerine çevirircesine ve hiç sönmemecesine yanar. karný burnunda hüzünlerle; her anýda, her þiirde, bir kedi gölgesinde, buz mevsimlerinde doðan ilk kardelende, saksýda bir sonbahar yapraðýnda, ve saçak altlarýna sýðýnan serçelerin hüzünlü yaðmur türkülerinde, hatýralarýný yakar; ne yapsan söndüremezsin... ..unutamazsýn’ demiþtin. gülüp de geçmiþtim. çünkü ben buralara, koþutlanýp yoksulluðumun gönül yolculuðuna, doru atlarýn nal izlerini süren yaðmurlarýn nefesini ve sevdamýn adýný bilip de gelmiþtim, ve gözlerimden, bir mavi balýkçýlý yalnýzlýðýna uçurmuþtum vodvillerle. gülümsemiþtim... bir öfkeli kasýrga gibi geçmiþtim yýldýzlarýn halesinden ve ateþe kývýlcým serpmiþtim. koþmuþtum, tarih ve doðanýn þahane evliliðinin içinden; travmalarýn, ve bitmesiz ölümlerin ortasýnda ýsýtmýþtým buz yanýðý gölgemi. bilirdim; eninde sonunda gidecektin. ayrýlýðýna, ve tohumladýðýn her acýya hazýrlýklýydý yüreðim. bir baþka bin yýla ikramdý maceram, yokluðuna, kýnýný yýrtan býçak gibi bilenmiþtim, ki, ne gidiþler görmüþtüm çeþit çeþit ..bilmediðin, ne acýlarla örselenmiþtim. öyle,mumlar falan da teslim alamazdý yüreðimi, ve hiçbir acý kuþatamazdý yiðitliðimi. ben istesem var ya, ben istesem: ‘küçük nefes darbeleri’ ve kýrk mum, bir anda sönüp giderdi... deðil mi ki, yýldýzlarý bir hançer gibi saplamýþtým yokluðunun sokaklarýna, ve þakülünü bozmuþtum bütün terazilerin, neyi anlatýrdý ki daðlý bir hüznün aðýtý? cevabýný arayan sorular, bir tanrýsýz gömüt, ..duasýz... sevgiyi söylemiyorsa dili önemli miydi hangi dinden olduðu türbelerin? ve çarmýha gerilmiþ suskunluðumun fiþengi, neyi anlatýrdý ki?.. kaldý ki; ben ne badirelerden geçmiþtim, o, felsefenin dikenli/gül kokulu þehirlerinden. kaç acýyý yenmiþtim. kaç kez yaralanmýþ, kaç kez ölmüþtüm. bir zümrüd-ü anka gibi yokluðunun üstüne kaç kez doðmuþtum küllerimden. aslýnda; beni sevmediðini bilirdim, “ doðrucuydu gözlerin “ bakýþýndan anlardým, duruþundan, bardaðý tutuþundan, burnunu çekiþinden, sigarayý içiþinden, aðzýný þapýrdatýþýndan anlardým... ve içindeki hiçbir mumu da ateþleyememiþtim. yalancý tokluklarýn çemberinde, nöbetçi kulelerinin gölgesi düþüyordu pencereme, ama düþmedim aðýna karamsarlýðýn, bir kez olsun kuþkunun resmini çizmedim. sýnýrlarý olmayan bir hoþgörülü davetin tapýnma odalarýna hapsolan sahibiydim. söyle; yokluðundan daha beter çaresizlik mi var? ha, söyle; kýsýlýr mý karanlýðýn mumu? bir sahte gülüþe bozulur mu susmanýn orucu? seni tarif neyle mümkün, seni ben hangi dilde, kime/nasýl anlatýrým? ya da,peþinden çaðlayan gözyaþlarýný mý toplasam yollarýný bekleyen bulutlarýn?... neyi anlatýrdý ki, gönüller kalesinin yaþlý istasyonlarý, perdeleri çekilmiþ sokaklarýn ýssýzlýðý, dönüþü olmayan göçler, bir dað ateþinin yalnýzlýðý, neyi anlatýrdý? ..susardýn... oysa ben, cevabýný arardým beynimi kuþatan bütün sorularýn; ..sen hala,bendeki mumlarý sorardýn. aslýnda; bütün þamdanlarý boþtu yürek odamýn, bilmezdin. derdim baþkaydý benim, öyle umurumda falan da deðildin. ne çýkardý; rüzgarlar yaðsa bütün aþk söylencelerine, fýrtýnalar,tufanlar, ve nisan yaðmurlarý doðsa kýzgýn çöllere, türkümüzü unutsa þehirli çiçekler, ve Yunus yeniden þeyhin asasýný aramaya mahkum edilse, ne çýkardý? ben, Pandora’nýn kutusunda sakladýðý umudun peþindeydim. geçip Epimethieus’un zifaf odasýndan, ve Zeus’un ölümcül kartalýnýn gölgesiz kanatlarýndan, umudu bulmak için gözlerinin sýnýrýna gelmiþtim. þifresi : kahverengi diþlerimde ham çaðla izi, aþkýn evrensel kimyasý, bir parolanýn suskun iþareti, ..bilemezdim; saçlarýnýn yüzümü saran kemendi, kahverengi. ve ardýmdan çalardý bütün alarm zilleri... sen ise hep inat ederdin, bir türlü beni sevmezdin. oysa; nereye baksam, gözlerinle karþýlaþýrdý gözlerim. ..gerçeðimdin... zincire vurulmuþ Promethieus’un avuçlarýndaki ateþi çalarak, yüreðindeki mumlarý yakmaya soyunmuþtu kar yanýðý ellerim. yüzümü dayamýþtým ayak parmaklarýna, çeliðin ýþýltýsýna sürtünürken þakaðým, topuðuna takýlýyordu soluðum kan ter içinde ve býçaklýyordu ýþýðýný mumlarýn çifte su verilmiþ çýplaklýðým. Promete’nin kendini yenileyen durmadan, ölümsüz kara ciðerini kurtaramamýþtým kartalýn çelik gagasýndan. kýrým, bozgun, ve ölüm, yenilmiþtim. bütün bayraklarýmý toplamýþtým utkulu savaþlara çýktýðým geri çekilme yollarýndan. koþuladýðým her yol beni sana götürürdü, ben þiirin yolunu seçmiþtim. ve Zeus’a ateþin bedeli; yakamozlarýnda her akþam güneþin boðulduðu, ve an be an mum olup yanan parafin denizlerimi vermiþtim. ..ve Pandora’dan çaldýðým umudu... çoðalýþýmýn bedelini ödeyip yitmiþtim! ..güvercinlere; yuva olmuþ doðal oluþumlar, bir yusufçuk kanmýþ çaldýðým ateþin rengine, bir de bütün tanrýlarýn saklandýðý anýtlar. ordularýn yolumu kestiði, mabetlerin, dulda – pusat eþgüdümü egemenleri, ve bileðime saldýran zincirleri kýrýp gelmiþtim. bitmesiz yollarý aþýp, kulaklarýmý çýnlatan ‘vur’ emirlerinden geçmiþtim. oysa; sen benim umurumda bile deðildin, zaten, beni de sevmezdin. ben yalnýzca, Pandora’nýn sakladýðý umudun peþindeydim. ..bir de Promethieus’un avuçlarýndaki ateþin. ..içindeki mumlarý yakmak için... biliyor musun? yalan söyledim. doðru deðildi ‘umurumda deðilsin’ sözlerim. erteledim ömrümün rengince kara sevdalarýný, kendi damarlarýný ýsýran kanýmý bir gümüþ tasa içirdim, bandým ayýþýðýný, sesimin sesine dokunarak çoðaldýðý zamanlardan geldim, ve sana koþan adýmlarýmýn bütün bedelini ödedim, aydýnlýða baktým, ýþýða kanatlarýmý verdim, seni Spartaküs’ün özgürlüðe olan sevdasýnca sevdim, ekmek gibi,tuz gibi, bir anne, ninni, ishak kuþu, vezüv gibi, seni Spartaküs gibi sevdim. ..çok sevdim, çok... býrak; senden ne alýrlarsa alsýnlar, benim verdiklerimi götürmelerine imkan yok. þimdi sen yoksun; artýk memede süt ýsýrgan aðýsý, ve yokluðunun kuþatmacý yangýsý içimi bir kurþun zehiri gibi acýtýyor. bütün kutsal kitaplar; ‘insan iki kez doðarmýþ, birincisi annesinden, ikincisi, yüreðindeki mumlarý ateþe verenden’ diyor. ve o mumlar, ateþ ülkesinin þiirini dans eden ýþýðýyla yakan: ..söndüremedim hiçbirini, kýrký birden yanýyor...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © GÜRKAL GENÇAY, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |