Sanat hem bir coþma, hem bir yadsýma iþidir. -Camus |
|
||||||||||
|
KARA YAÐMURDA AÇILAN KIRMIZI ÞEMSÝYE Yeni bir gün, yeni bir psikolog... Ýþin teknik kýsmý hallolduktan sonra duygusal yönünü de ele almak gerek. Psikologlar hakkýnda ne düþüneceðimi bilemiyorum. Bir çözüm için onlara baþvurmak saçmadýr, çünkü; çözümün insanýn kendinde olduðunu söyleyip dururlar. Bir sorunun kaynaðýný bulmaya çalýþmak daha da saçmadýr, çünkü; gereksizdir. Týpký neden küflendiðini anlamak için bir ekmeðe kimyevi testler yapmaya benzer. Bu durumda neden bedenimle yetinmeyip ruhumu da muayene ettiriyorum? Küçük bir çocuðun yaptýðý uyduruk bir resmi konu komþuya gösterip, ilgi toplamaya çalýþmasýna benziyor. Bir anlamda kendini teþhir etmek... Henüz keþfedilmemiþ ayrýntýlarý sýralarken yalnýzlýktan kurtulmayý varsaymak... Benim bir hastalýðým var. Renkleri algýlayamýyorum. Dünyayý siyah-beyaz tanýyor ve bu haliyle sevmeye çalýþýyorum. Çok az insanda görülen bir hastalýðýmýn olmasý bana ne hissettiriyor? Bunu anlamak çok zor. Bu defaki psikoloðum öncekine göre biraz yaþlý, oldukça yavaþ hareket eden ve konuþurken diyaframýný kullanmaya özen gösteren bir adam. Bacak bacak üstüne atýp sevgi dolu bakýþlarla sorular sormaya baþladý hemen. Tüm psikologlarýn iyi birer oyuncu olduklarýný düþünüyorum. Tanýmadýklarý kiþileri anlamaya ve sevmeye çalýþtýklarýný gösterme çabasý da aldýklarý yüksek ücretleri karþýlar. Hastalýðýmý açýklayýp þaþkýnlýðýnýn geçmesini bekledikten sonra çarçabuk asýl meseleye geldim. "Ben bir sanatçýyým. Ressamým ve fotoðrafçýyým. Resim yaparken asla tanýyamayacaðým renkler hakkýnda çok þey öðrendim. Onlarý sadece gri skalasý þeklinde algýlayabilmek beni çok üzüyor. Renkler hakkýnda çok okudum. Uzman olabilecek kadar bilgi sahibiyim diyebilirim. Ana renkler, ara renkler, sýcak ve soðuk renkler, yabancý olmadýðým siyah-beyaz ve tutkuyla baðlý olduðum kýrmýzý..." "Tutkuyla baðlý olduðunuz mu?" "Evet. Bu týpký bir roman karakterine aþýk olmaya benziyor. yazýlanlardan yola çýkarak bir sonuca varýyorsunuz. Ben de öyle yapýyorum sanýrým. Tabii kýrmýzý ve tonlarýný düþünemiyorum, belki biraz hissedebiliyorum. Daha iyi hissedebilmek için de evimin her yerini kýrmýzýya boyattým. Eþyalarýmý da kýrmýzý tonlarýndan seçtim. Ýnsanlar uzun zaman tahammül edemiyorlar ama..." "Anlýyorum. Devam edin." "Bu noktada geçen ay gördüðüm bir þeyi anlatmam gerekiyor. Bu beni oldukça etkiledi." "Dinliyorum." "Yaðmurlu bir gündü ve yapacak hiçbir iþim yoktu. Caným son derece sýkkýn olduðundan sokaklarda boþ boþ dolaþýyordum. Oldukça kalabalýktý, hareket etmek gittikçe güçleþiyordu, bu da beni çileden çýkarýyordu. Yaðmur þiddetini arttýrýnca da insanlar hýzlandýlar, çoðaldýlar ve bir bir þemsiyelerini açtýlar. Ben de benim gibi tedbirsiz birkaç insanýn aklýna uyarak bir saçak altýna sýðýndým. Tam o sýrada da onu gördüm." Psikoloðum son derecede ilgili görünüyordu ve bunda samimi olduðunu hissediyordum. Ýki laf da o etsin, bir iþe yarasýn diye bu noktada durakladým. "Tam olarak ne gördünüz, Murat Bey?" "Kýrmýzýyý..." "Ama... Renk körü olduðunuz için bu pek de mümkün deðil sanýrým." "Kesinlikle. Fakat farklý bir þey gördüðünüzde bunu anlarsýnýz. Ben gri tonlarýndan farklý bir renkte bir þemsiye gördüm. Bu güllerin ve ateþin ve sonbaharda yapraklarýn aldýðý rengin aynýsý olabilirdi. Bu kafamdaki kýrmýzýydý. Þemsiyenin renginin kýrmýzý olduðuna kesinlikle eminim." "Ýlginç... Belli bir þemsiye mi, yoksa..." "Þemsiyeyi tutan sanýrým bir kadýndý. Bir an üzerindeki elbisenin de kýrmýzý olduðunu görür gibi oldum, ama; birden kalabalýða karýþtýðý için kesin bir þey söyleyemeyeceðim. Fakat þemsiyeyi sokaðýn sonuna kadar gözlerimle izlemek zor olmadý." *** Seansýn ardýndan sorunumun çözümü ya da kaynaðý konusuna bir varsayým bile getiremedik. Mantýklý ve bilimsel düþünen biri olarak anlattýklarým bana bile komik geliyordu. Halüsinasyon, saplantý ya da göz yanýlmasý... Söylenebilecek çok þey vardý. Birkaç seanstan sonra hayal görmüþ olduðuma karar verdim. Yine de kafam çok karýþýktý. 'Kara Yaðmurda Açýlan Kýrmýzý Þemsiye' adýný verdiðim resmi yaparken bir yandan da kendime kýzýyordum. Saçma fikirleri kafamdan atmalýydým. Böylece zaten ilerlemeyen çalýþmalarýma ara verip bir tatil yapmayý kafama koydum. Atölyemden dýþarý çýkýp hayata karýþmam gerekiyordu. Bütün gün sokak kedileri gibi gezmekten daha iyi bir tatil benim için düþünülemezdi. Þehre alýþmýþsanýz zaten pek de dýþýnda yapamazsýnýz. Ben de sabahlarý vapura binip bir yerlere yetiþmeye çalýþan insanlarý izleyerek eðlenmeye baþladým. Bazen birkaç saat vapurdan inmediðim bile oluyordu. Üþüsem bile içeri girmiyordum. Simit ve çeydan ibaret kahvaltýmý yaptýktan sonra kalabalýða karýþýp fotoðraf çekiyordum. Yakýn zamanda bir sergi açmayý düþünmeme raðmen; fotoðraf çekerken kendimi çalýþýyor gibi hissetmiyordum. Hayatýn tüm gereksiz ayrýntýlarýndan uzak, sadece benim sýnýrladýðým çerçevelerin içinde zamaný durdurmak beni bir anlamda tanrýsallaþtýrýyordu. Yavaþ yavaþ kafamý toplamaya baþlamýþtým. Kendim gibi makinama koyduðum film de renk körüydü ve oldukça iyi anlaþýyorduk. Yine böyle bir gün her zamanki gibi kalabalýðý içinde gittiðim yeri bile göremeyecek kadar kaybolmuþtum. Hava çok kapalýydý, bu da fotoðraf çekmemi imkansýzlaþtýrýyordu. Caným çok sýkýlmýþtý. Makinayý boynuma astým. Üþüyen ellerimi ceplerimde ýsýtmaya çalýþýrken her zamanki ahmak ýslatan yaðmuru çiselemeye baþladý. Bu yaðmurda ýslanan o ahmak genelde ben olurdum. Tedbirli insanlar bir bir þemsiyelerini açmaya baþladýlar tabii. Tedbirli ama sakar bir grupsa þemsiyelerini gözüme sokuyordu. Biraz onlardan, biraz da bu sinir bozucu yaðmurdan kaçmak için bir saçak altý aradým. Tam bunlarý düþünürken birden, bir ay önce benzer þeyleri yaþamýþ olduðumu farkettim. Ayný saat, ayný yaðmur, ayný saçak altý... Deliriyor gibiydim. Arkadaki müzik dükkanýndan ayný caz parçasý çalýyordu galiba! Hemen makinamý boynumdan çýkardým. Islanmamasýna dikkat ederek objektif kapaðýný açtým. Kalbim hýzla çarpýyor, ellerim titriyordu. Bu þekilde çekeceðim fotoðraf muhakkak çok kötü çýkacaktý. "Gelecek biliyorum. Kýrmýzý þemsiyeli kýz... Resmini önce kafama, sonra tuvalime çizdim. Bugün garip bir gün. Bekliyorum... Bekliyorum..." Ve beklediðime deðdi. Kapkara þemsiyelerin arasýnda o garip renk belirdi ve kayboldu. Sonra yine ve yine belirdi. En sonunda yaklaþtý ve büyüdü. Kalabalýktan sýyrýldý. Ben de deklanþöre bastým. Tekrar tekrar bastým. Patlayan flaþlarýn ardýndan kapkara gökyüzü bir þimþekle aydýnlandý, hemen ardýndan da kulaklarý saðýr edici bir gök gürültüsü duyuldu. Yaðmurun þiddeti inanýlmaz bir hýzda artmýþ, insanlar yolun iki yanýnda tuhaf sýralar oluþturmuþlardý. Ne yapacaðýný bilmeyenler koþuþturup duruyorlardý. Kýrmýzý þemsiyenin sahibi kýz da bir an kalakaldý. Kýyafeti tahminimin aksine kýrmýzý deðildi. Halinde, görünüþünde bir farklýlýk yoktu iþte... Yirmi beþinden büyük göstermiyordu. Þemsiyesi olmasýna raðmen benden çok ýslanmýþtý. Rüzgar yüzünden þemsiyeyi kontrol etmekte zorlanýyordu. Bir yandan da uzun, siyah eteðinin açýlmasýný engellemeye çalýþýyordu. Tekrar deklanþöre bastým. Bu kez onun fotoðraflarýný çektiðimi farketti. Hemen ardýndan gökyüzü de benimkinden çok daha korkutucu bir flaþ patlattý. Sanki tüm bunlar sýrayla olmak zorundaymýþ gibi, sert bir rüzgar güzelim þemsiyenin ters çevrilmesine sebep oldu. Kýz da þemsiyeyle beraber benim durduðum tarafa doðru adeta uçtu. Þimdi onunla ayný grubun üyesiydik: "Yaðmurda þemsiyesi olmayanlar." Artýk onunla konuþabilirdim. "Yardým edebilir miyim?" "Teþekkür ederim. Þemsiyem kýrýldý." Þemsiyeye en yakýn akrabamýn ölüsüne bakar gibi baktýðýmý farketmediðine memnundum. Rüyalarýmý süsleyen, bir an görebilmek için hayatýmýn bir kaç senesini feda edebileceðim renkteki þemsiye neredeyse paramparça olmuþtu. "Yandaki kafede sýcak bir þey içmek ister misiniz? Yaðmur dinene kadar..." "Sanýrým yapýlabilecek en akýllýca þey bu. Yoksa hasta olacaðým." dedi kýsa bir tereddütün ardýndan. Bu sýrada da þemsiyeyi bir çöp kutusuna atýverdi. O kadar ani olmuþtu ki tepki bile veremedim. Kýz da bir bana, bir çöp kutusuna baktý ve açýklama yapma gereði duydu. "Artýk tamir olmazdý. Pahalý bir þey deðildi zaten." Masaya oturduk ve iki çay ýsmarladýk. Az önceki heyecanýmýn yerini can sýkýntýsý almýþtý. Bir aydýr düþünü kurduðum kýrmýzý þemsiyeli kýz artýk sýradan biriydi. Gözümdeki deðeri bir anda inanýlmaz derecede düþmüþtü. Zaten pek de alelade bir kýzdý. Çirkin deðildi belki, ama; güzel de denilemezdi. Zaten sýrýlsýklamdý. Çayýndan bir yudum aldýktan sonra konuþmaya baþladý. Ýki dakika sessiz oturamayanlar grubunun üyesiydi belki de. "Fotoðrafýmý mý çekiyordunuz?" "Evet, ben fotoðrafçýyým." "Ne güzel.. Sizden bir þey rica edebilir miyim?" Ýstemeye istemeye "Tabii." dedim. "Çektiðiniz fotoðraflarý, size zahmet olmazsa, bana gönderebilir misiniz?" "Nereye göndermemi istersiniz?" Bir baþkasý olsa umurumda bile olmazdý. Yine de hayatým boyu unutmayacaðým o rengi kýsa bir süre için bile olsa benimle tanýþtýran bu kýzýn istaðini geri çevirmek yanlýþ olurdu. "Yan sokakta bir saatçi dükkaný var, belki biliyorsunuzdur." "Tabii, biliyorum." "Ben orada çalýþýyorum. Oraya gönderir misiniz. Ýsterseniz adresini yazayým." "Buradan geçtiðim bir gün elden veririm. Sorun olmaz." "Çok teþekkür ederim. Bu arada ismim Gül." "Benimki de Murat. Memnun oldum." Yaðmur biraz azalýnca Gül acelesi olduðunu söyleyerek kalktý. Ben biraz daha oturdum ve düþündüm. "Hiç anlamýyorum..." Kafeden çýkarken çöp kutusuna bir göz attým. Þemsiye artýk griydi." **** Fotoðraflarý tab ettikten birkaç gün sonra Gül'ün çalýþtýðý saatçi dükkanýna gittim. Fotoðraflar pek iyi çýkmamýþtý. Yine de bir tanesi hoþuma gitmiþti. Bir aksilik olmaz da sergi açýlýrsa, onu da koymaya karar vermiþtim. Saatçi dükkaný tahmin ettiðim kadar sinir bozucuydu. Duvara asýlmýþ onlarca saat çalýþmýyor, ses çýkarmýyor bile olsalar, rahatsýz ediciydiler. Gül bir müþterinin kol saatinin pilini deðiþtiriyordu. Beni görünce de gülümsedi ve oturmamý iþaret etti. Saçlarý kuruyken daha iyi görünüyordu. Topuzu biraz daðýlmýþtý. Siyah bir etek ve beyaz bir bluz giymiþti. Yani öyle sanýyordum... Tam o sýrada boynundaki bir dizi boncuk dikkatimi çekti. Büyük ihtimalle deðersiz, yuvarlak cam parçalarý... Ama; renkleri onlarý benim gözümde paha biçilmez kýlýyordu. Emindim. Kýrmýzýydýlar... "Geldiðinize çok sevindim." "Fotoðraflarý getirmiþtim." "Çok teþekkür ederim." Çay içip fotoðraflarý inceledik. Abartýp iki düzineden fazla çekmiþtim. "Çok güzeller. Siyah-beyaz fotoðraflarý çok severim." "Hayat renklidir oysa..." "Haklýsýnýz." Gözüm boynundaki kýrmýzý kolyedeydi. Saatçiye gelirken aklýmda bile olmayan soruyu büyük bir heyecanla sordum. "Þimdi yemeðe gidecek misiniz? Ýsterseniz birlikte gidebiliriz." "Evet, yemek zamaný gelmiþ. Tabii, çok sevinirim." Köþedeki ucuz restorana girdik. Yemek boyunca da sohbet ettik. Ben çalýþmalarýmdan bile bahsettim. Çok fazla kimseye anlatmam halbuki. O da dükkana gelen müþterilerle ilgili komik anýlarýný anlattý. Uzun zamandýr biriyle böyle konuþmamýþtým. Tabii, psikologlarýmý ayrý tutuyorum. Bir saat bir dakikada geçivermiþti. Konuþmaya doyamamýþtým. Bir de kýrmýzýya... Pencereden vuran ýþýkla deðersiz cam parçalarý parýldýyordu. "Kolyen çok güzel." "Güzel mi? Sýradan bir kolye iþte, çok ucuza almýþtým." Konuþurken, tek parmaðýyla kolyesine dokundu. Birden bir ip koptu ve boncuklar daðýlýverdi. Birkaç tanesi masanýn üstüne, yarýsý içilmiþ çorba kasesine, geri kalaný da yerlere döküldü. Þaþkýnlýðý geçtikten sonra da gülümsedi. "Nazar deðdirdin. Kalkalým mý?" Hesabý öderken beyaz masa örtüsündeki kýrmýzý boncuklara aðlamaklý baktým. Grileþtiler... **** Gül ile sýk sýk görüþmeye baþlamýþtým. Onu neden bu kadar çok görmek istiyordum, bilemiyordum. Kýrmýzý onda saklýydý, ama; her seferinde de bir aksilik oluyordu. Yemeðe gittiðimiz bir gece sürdüðü kýrmýzý ruj, kýsa sürede silinip gitti. Sinemaya gittiðimiz bir gün ise, yine kýrmýzý renkteki þalýný takside unuttu. Ona hastalýðýmdan söz etmemiþtim. Ya da onu sýk sýk aramamýn nedenini... Her seferinde önce ona kýzýyordum. Sonra isteksizleþiyor, hemen ardýndansa alýþýyordum. Hatta birlikte vakit geçirmekten hoþlanmaya bile baþlamýþtým. Onu özel yapan tek þey üzerinde -seyrek de olsa- taþýdýðý kýrmýzýydý oysa... Sonraki görüþmelerimizde o büyülü renk artýk temelli kaybolmuþ da olsa, bir anlamda renkli sayýlýrdý. Onu bir gün bile görmesem kendimi yalnýz hissetmeye baþlamýþtým. Ondan önce olduðum, ama; hiç hissetmediðim kadar. Bir yandan da çalýþmalarým hiç olmadýðý kadar hýz kazanmýþtý. Üç ay sonra karma bir sergi açtým. Gül fotoðraflarý görmüþ olmasýna raðmen; tabloyu hiç görmemiþti. Tepkisini çok merak ediyordum. Açýlýþ gecesi çok kalabalýk olduðundan fazla konuþamadýk. Her þey bittikten sonra dayanamayýp sordum. "Beðendin mi?" Gülümseyerek baktý. Gözleri ýþýl ýþýldý. Benimle gurur duyuyor gibiydi. Þimdiye kadar kimsenin duygularýný ve düþüncelerini -özellikle benim hakkýmdaysa- önemsememiþtim. Onun fikrini alýrken kalbim yerinden fýrlayacakmýþ gibi atýyordu. Kýrmýzý þemsiyesini gördüðüm ilk günkü gibi.. El ele tutuþup sergiden çýktýk. Hayatýmda hiç olmadýðým kadar mutluydum. Ona her þeyi itiraf etmek istiyor, beni anlayacaðýný umuyordum. Aramýzda sýr kalmamalýydý. "Ne düþündüðünü söylemedin." "Ne düþündüðümü anladýn sanmýþtým. Duymak istiyorsan tekrar tekrar söylerim." "Ben ukala adamýn tekiyim. Bencil, kendini beðenmiþ... Kimseyi de umursamam. Beni pohpohlayýp dururlar. Onlar umurumda bile deðil. Senin düþüncelerinse benim için çom önemli. Sadece senin... Anlýyor musun?" "Kendini aþaðýlayýp durma! Yaptýðýn resimleri görene kadar seni tanýdýðýmý sanýyordum. Bu kadarýný beklemiyordum. Özellikle de Kýrmýzý Þemsiye..." Konunun açýlmasýna sevinmiþtim. "Onu beðenmene sevindim. Seni ilk gördüðüm gün o resmi yapmaya karar vermiþtim." "Yani o ben miyim? Bana hiç benzemiyor." "Seni tam görememiþtim. Sadece uzaktan gelen þemsiyeli bir kýz gördüm." "Peki neden resim renksiz de þemsiye kýrmýzý?" Biraz tereddütle cevap verdim. "Þemsiyenin kýrmýzýsýný vurgulamak istemiþtim. Kýrmýzý en sevdiðim renktir." "Benim þemsiyem mi? "O gün kýrýlmýþtý da çöpe atmýþtýn." Þaþýrmýþ görünüyordu. "Neden gerçek renginde çizmedin?" "Gerçek rengi mi?" "Hatýrlamýyor musun? Griydi o!" Griymiþ.. Þemsiye griymiþ... Gördüðümde gözlerime inanamadýðým, günlerce düþündüðüm, hayalini kurduðum kýrmýzý deðilmiþ. Peki neden? Neden onun kýrmýzý olduðunu sandm? Kýrmýzý bir hayalkýrýklýðý dalgasý beynimden akýp geçti. "Resimlerin çoðu siyah-beyaz." "Hayat renklidir oysa..." "Bilmem. Bazen renkleri görmek zorlaþýyor, deðil mi? Senin çizdiklerin gibi... Þehir, kalabalýk, koþuþturan insanlar ve trafik..." "Haklýsýn." O an anlamýþtým. Anladýðýma inanamasam da anlamýþtým. Kýrmýzý... "Renkleri görmek her geçen gün zorlaþýyor. Her þey her zamankinden griyken, bir rengi fark ettiysen, kalbini o renge boyamalýsýn. Ben de öyle yaptým iþte." Gül yine gülümsedi. Ben de gülümsedim. Þemsiye griyse, görüp de kýrmýzý sandýðým her þeyin rengi aslýnda farklýydý. Ama artýk bunu umursamýyordum. Nedenleri sorgulamak gereksizdi, çözümse insanýn kendinde saklýydý. Üzerinde kimyevi testler yapmayacaktým. Bir gülümsemeyle önce caddeler kýrmýzýya boyandý. Artýk herkes kýrmýzý giyiyordu Sokak lambalarý kýpkýrmýzý yanýyor, ay bile kýrmýzý parlýyordu. Bileklerimi kessem o an kanýmýn gerçek rengini görebilecektim. Saat gece yarýsýný geçiyordu. Kýrmýzý bir yaðmur çiselemeye baþladý. Ben de kýrmýzý bir taksi durdurdum. Artýk anlamýþtým. Anladýðýma inanamasam da anlamýþtým. Kýrmýzýyý bulmuþtum ve bir daha asla kaybetmeyecektim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © dilara balcý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |