"Avrupa Bu" isimli yazýmýzdan sonra Avrupa ile ilgili bazý yaþanmýþ tarihi olaylarý anlatmanýn gayet yerinde olacaðýný düþünerek bu yazýyý yazmaya karar verdim. Gün ýþýðýna pek çýkarýlmak istenmeyen olaylar bu yazýda yer alacaktýr.

1. Orta Çað'da Avrupa'da yaþayanlar dünyayý bir tepsi gibi dümdüz düþünmekteydiler. Denizlerden çok açýlmakla dünyanýn kýyýsýndan düþüleceðine inanýlýyordu. Avustralya, Kutuplar, Amerika ve bazý adalar Avrupalýlarýn çizdiði haritalarda yoktu. Ýslam âlimlerinin eserlerinden yaptýklarý tercümeler sayesinde gerçeði anlamýþlardýr. Ýslam medeniyeti ise VII. yüzyýldan beri dünyanýn yuvarlak olduðunu bilmekteydi. Nitekim o dönemden beri Ýslam uygarlýðý dünya için "Küre-i Arz" tabirini kullanmýþtýr. Bu da dünyanýn küre þeklinde olduðunu bildiklerini gösterir.

2. XII. yüzyýla kadar Avrupa'da, meydana gelen hastalýklarýn insanýn içine giren þeytandan kaynaklandýðý, hastaklýktan kurtulmak için de rahibin dua ederek þeytaný kovmasý gerektiði þeklindeki inanýþ Müslümanlar sayesinde deðiþmiþ ; hastalýklar için uygun olan tedavi usulleri uygulanmaya baþlanmýþtý.

3. Orta Çað Avrupasýnda akýl hastalarýnýn bazýlarý "içlerine þeytan girdiði ve ya ruhlarýný þeytana kaptýrdýklarý" düþüncesiyle diri diri yakýlmýþtý. Bazýlarýnýn "içindeki þeytanýn" çýkarýlmasý için kýzgýn demirlerle daðlandýklarý bilinmektedir. Oysa ayný dönemlerde Osmanlý Devleti'nde pek çok Darüþþifa'da akýl hastalarý, Kur'an okunarak, su sesi, ney sesi ve güzel kokularla tedavi edilirlerdi. Edirne'de ki Beyazýd Külliyesi bu Darüþþifalarýn en güzel örneklerindendir.

4. 1767'de çýkarýlan bir kanunla siyahlarýn Fransa'ya girmeleri yasaklanmýþtý. bu kanuna göre siyahlar adi ve hakir sayýlmýþ, beyazlarla ayný haklara sahip olmalarý uygun görülmemiþti. Günümüze baktýðýmýzda ise ne gariptir ki, bir zamanlar küçük gördükleri kölelerin evlatlarý, futbol sahalarýnda Fransa'ya uluslararasý baþarýlar getirmektedir. 2002 Dünya Kupasýnda,Fransa Milli Takýmý'nýn ilk onbirinde yer alan dokuz tane futbolcunun ten rengi siyahtý.

5. Avrupa'da pek çok bilimsel deney, yine köleler üzerinde denenmiþti. Birçok köle bu deneler sonucunda ya sakat kalmýþ ya da ölmüþtü. Ýslam Devletleri ve Osmanlý da ise kölelik sistemi yoktu. Hatta Cahiliye devrinde Araplarýn bir adeti olan kölelik, Ýslamiyetten sonra kaldýrýlmýþtýr. Ýnsanýn yaþama hakkýný kýsýtlamanýn günah olduðunu söyleyen bir din elbette büyük kitlelere yayýlacak ve insanlarýn gönüllerini fethedecekti.

6. Orta Çað Avrupasýnda derebeylerine ait bir toprakta karýn tokluðuna çalýþan köylüler, toprakla birlikte kiralanýr ve alýnýr satýlýrlardý. Orta Çað karanlýðýný yaþayan Avrupa halkýnýn Osmanlý hakimiyetine girmek istemesinin bir sebebi de bu tür uygulamalardý. Çünkü halk, yaþadýklarý hayat ile Osmanlý egemenliði altýnda olanlarýn yaþadýklarý hayatý kýyas ediyordu. Osmanlý'ya karþý gelenler Avrupa ve diðer yerlerin halký deðil, tahtlarýndan olmak istemeyen zalim yöneticilerdi.

7. Hollanda Autricht Üniversitesi'nde Doðu Dilleri Profesörü olan Hadrian Reland (öl.1718) Ýslamiyet'le mücadele edilmesini saðlamak amacýyla Ýslam dini ile ilgili, tarafsýz bir kitap yazar. Kitapta, Ýslam gerçeði tarafsýz olarak anlatýlýr. Ancak halk kitlelerince Ýslamiyet'e geçenlerin olacaðý endiþesi ile Ýslamiyet'le mücadele etmesi için yazýlan kitap da yasaklanýr.

8. Kenya'nýn babasý sayýlan Joma Kenyatta , "Misyonerler geldiði zaman,bizim topraðýmýz onlarýn Ýncil'i vardý. Bize "Gözleriniz kapalý dua etmelisiniz." dediler. Gözlerimizi açtýðýmýzda ise onlarýn topraklarý, bizim ise Ýncil'imiz vardý."