Bir takým þeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsýnýz. Ben ise bir takým þeyler düþlerim ve "Niye olmasýn?" diye sorarým. -George Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
Günlerden bir gün, yine soðuk bir kýþ akþamý, hava her gün olduðu gibi erkenden kararýp da evin ýþýklarýný bir bir söndürüp, sadece þömine alevinin yaydýðý ýþýkla aydýnlanarak, büyük salonda otururken ve bir yandan da elimde tuttuðum, bir þey anlamadýðým için sayfanýn tekinde takýlýp kaldýðým sýkýcý kitabýn sayfalarýný kývýrmakla meþgulken annemin sesiyle kendime geldim. Neyse ki yemek vakti gelmiþti… —Kýzým, yemek hazýr! Haydi sofraya. —Tamam anne. Kitabý masanýn üzerine koyup-aslýnda o sýkýcý kitaptan kurtulduðum için, fark etmeden de olsa mutlu bir þekilde masanýn üzerine fýrlatmýþtým-mutfaða gittim. Annem en sevdiðim yemeklerden yapmýþtý. Babama: —Neden þöminemizi yazýn da yakamýyoruz. Çok sinir oluyorum. —Olur mu kýzým? Yazýn nasýl yakalým? O sýcakta! —Neyse, boþ ver. Yemek bitince odama koþtum ve çalýþma masama yerleþtim. Ama yarým kalmýþ ödevlere þöyle bir bakýnca birden bire vazgeçtim ödev yapmaktan. Nasýl olsa sabah da vaktim vardý. Tekrardan aþaðý, salona indim ve þöminenin karþýsýna kuruldum. En iyisi þu sýkýcý kitaba bir göz atmak olacak deyip, yaný baþýmdaki ahþap masadan, uzanýp aldým kitabý. Sonra da; —Ah hayýr… Kitap okumak istemiyorum, dedim. Ve yüzümü þömineye dönüp, alevlerin yansýyarak kýzýla boyadýðý yüzümü dizlerimin arasýna götürdüm. Baþýmý dizime yasladým ve gözlerimi kapattým. Kulaðýma gelen odun sesleri ve babamýn birkaç saat önce attýðý portakal kabuklarýnýn hafif kokusu, Tombul’un mýrýltýlarý, mutfaktan gelen tabak sesleri, öbür odadaki flüt melodileri, açýk pencereden esen serin rüzgârýn uðultusu… Hepsi ama hepsi bana ninni gibi gelmeye baþlamýþtý. Gözlerim kapanmaya, baþýmsa dizlerimin arasýndan kaymaya baþlamýþtý. Siz bunlarý okurken ben saatin “tik tak” þeklinde çýkardýðý seslere ve þömineden gelen, sýcaklýða dayanamayýp uyuyakalmýþtým. Rüyamda þöminemizi görüyordum. Bana þöyle diyordu; —Ödevlerini yapmalýsýn Damla. Geleceðin için, baþarýlý olmak için. —Hayal görüyor olmalýyým! Bunu kim söyledi? —Ben söyledim. Evin þöminesi… —Hayýr, asla inanmayacaðým. Þömineler konuþmaz! —En sevdiðin þöminenize, dostuna inanmayacak mýsýn? —Pekâlâ. Tamam! Ýnandým, tamam. —Ýnanmalýsýn Damla. Ýnanmalýsýn Damla… —Tamam, yeter artýk! Ýnandým. —Affedersin. —Evet, tamam. —Sana bir sözüm var Damla. —Nedir? —Çalýþmalýsýn. Derslerine odaklanmalýsýn. Geleceðinde büyük sýnavlara gireceksin. O yüzden þimdiden çalýþmaya baþlamalýsýn. Bütün gün benim karþýmda oturup, ateþin gizemli büyüsüne kapýlýyor ve her þeyi, tüm sorumluluklarýný unutuyorsun. —Ama çok sýkýcý o dersler… Yarýsýný bile anlayamazken nasýl olur da oturup saatlerce çalýþabilirim! —Olabilir. Ama yine de denemeli, çaba göstermelisin. Yoksa büyüyünce iþ sahibi olamazsýn. O zaman evin de olmaz. Ve tabi seni ýsýtan bir þöminen de! —Þey… —Bir þey demene gerek yok. —Ben teþekkür etmek istiyorum. —Ama hiçbir yararý olmadý deðil mi? —Hayýr! Gerçekten tavsiyeleriniz çok önemliydi. Ve yararý da oldu. Ýleride þöminemin olmadýðý bir evde oturacak olma düþüncesi beni kendime getirdi! —Pekâlâ. Yararý olup olmadýðýný anlamam lazým. Bu yüzden de sana bir hediye vereceðim. Az önce senle konuþtuðumuz þeylerin bir özeti gibi bir þey… Ve her baktýðýnda beni ve öðütlerimi hatýrlayýp, derslerine daha sýký sarýlabilmen için sana yardýmcý olabilecek bir hediye… —Sað olun… Þey, Þömine… —Haným. Þömine Haným. —Ah! Evet, bunu biliyordum. Þömine Haným. —Ýþte hediyen. Doðum gününe daha çok var biliyorum ama bir daha görüþebileceðimizden emin deðilim. Bunu doðum günün için sayabilirsin… Alevlerin arasýndan bir zarf çýktý. Damla büyük bir hýzla taþ döþemeye düþen zarfý eline aldý ve hala sýcak olduðunu fark etti. Tam içini açacakken þömine konuþtu. —Hayýr, þimdi açma. Önce gördüðün rüyadan uyanmalýsýn sonra odana gidip kimse görmeden açabilirsin. —Tamam. Nasýl isterseniz Bayan Þömine… —Tamam, iþte oluyor… Kendine çok iyi bak ve dediklerimi unutma, haydi Damla hoþça kal… Bu mutlu an bir an bulanýklaþmaya, adeta erimeye baþladý. Damla rüyasýndan uyanýyordu, kendini tekrardan sýcak alevlerin yanýnda buluyordu. Gözlerini araladý ve yaný baþýna, kitabýnýn bulunduðu küçük, ahþap masaya baktý. Hediyesi orada duruyordu. Ve ileriki günler Damla ödevlerini hiç geciktirmedi. Sýnýfta yazýlýlarýnýn sonuçlarý hep tatmin edici oldu. Ailesine baþarýsýnýn kaynaðýný söylemedi. Ve þömineyle bir kez daha konuþmak için yýllarca bekledi. Ama þömine bir daha asla Damla’yý ziyaret etmedi. Hediyesi ne miydi? Çok merak ediyorsanýz bunu Damla’ya sorabilirsiniz…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Burcu Þahin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |