ÇUVALI ÇIKARMAK...


Çuval Olayý , (Ýngilizce'de The Hood Event), 4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak'ýn Süleymaniye kentinde bir binbaþý komutasýnda karargâh kurmuþ bulunan 11 Türk Silahlý Kuvvetleri mensubunun ve Türkmen mihmandarlarýnýn Irak'taki iþgal kuvvetlerinin bir parçasý olan Amerikan 173. Hava Ýndirme Tugayý'na baðlý askerlerce ve yanlarýnda peþmergelerin de bulunduðu bir ortamda, sürpriz bir baskýn sonucu derdest edilmeleri ve baþlarýna çuval (kukuleta) geçirilmek suretiyle götürülüp 60 saat süresince alýkonularak sorguya çekilmeleri hadisesini tanýmlamak için kullanýlan terimdir.
A.B.D.'nin sonradan özür dilediði belirtilmiþse de, hadise Türkiye - A.B.D. iliþkilerini derinden yaralamýþtýr.
Gazeteci-yazar Turan Yavuz baskýnýn Paul Wolfowitz’in emriyle baþlatýldýðýný iddia etmektedir. 4 Temmuz günü yapýlmasýnýn nedeni; O günün cuma olmasý ve 3 günlük ‘Kurtuluþ Günü’ tatili nedeni ile Amerikalý yetkililerin iþbaþýnda olmamasý ve Türkiye’den gelen tepki telefonlarýnýn da cevapsýz kalmasý içindir. Wolfowitz’den Bremer’e uzanan yeþil ýþýðýn son adresi, Kerkük’teki Albay William Mayville oldu. Süleymaniye’ de ki operasyon, Celal Talabani’ nin Baðdat’ta Amerikalýlara verdiði bir bilgi ile baþladýðý ve Amerikan istihbaratý, operasyon için Kuzey Irak’taki “Türkçe konuþmalarý” dinlemeye aldýðý iddiasýdýr. Bu dinlemeye bölgedeki tüm Özel Kuvvetler’in haberleþmeleri de dahildi. Olay, Kubat Talabani (Oðul) tarafýndan kameraya alýndý.

Olayda Türk askerleri ve Türkmen mihmandarlarý ile birlikte Süleymaniye' de kýzýný aramakta olan bir Ýngiliz sivil de tutuklanmýþ, Baðdat'ta 15 gün hapiste tutulduktan sonra salýverilmiþtir. Michael Todd isimli bu Ýngiliz dönüþünde Amerikan hükümetine karþý 10 milyon Dolarlýk bir tazminat davasý açmýþtýr.
Eyleme kolaylýkla karþýlýk verebilecek özelliklere sahipken, Türk binbaþý bilinçli bir þekilde emrindeki askerlerin en doðal tepkilerini frenlemeyi baþarmýþ, bir çatýþma yaratmanýn kolaylýðýný ve sýradanlýðýný aþmýþ, bunun bir eziklik olmadýðýný, davranýþýnýn muhatabýyla kýyaslanmayacak kadar büyük bir cesaret ve özgüven gerektirdiði görüþü vardýr. Bir diðer ifade ise Türk subayý hiçbir durumda teslim olmamalýydý, emrindeki askerlerle beraber sonuna dek gerekeni yapmalýydý þeklinde olmuþ ve toplumda görüþ ayrýcalýklarý oluþmuþtur.**

Olayýn ana kaynaðý ABD Baþkaný Bush ve Þahinler (Neo-Conlar) adýyla anýlan ekibin Irak'ý iþgal etmek istemesi ve Türk Hükümeti'nden ABD silahlý Kuvvetlerinin Kuzey Irak'a serbest geçiþ ve Adana'da bulunan Ýncirlik Hava Üssü'nün Amerikan keþif ve aðýr bombardýman uçaklarýna açýlmasý talebinin TBMM tarafýndan 1 Mart tezkeresi ile reddedilmesidir.

Bu tezkerenin reddi ile o dönemde baþbakan olamayan Sn. R. Tayyip Erdoðan’ýn parti içindeki gücünü kanýtlayabilmek ve dönem baþbakaný Sn. Abdullah Gül’ ün de önünü kesebilmek amacýnda olduðu da ileri sürülmüþtür.
Ana muhalefet partisi CHP’nin de hükümeti zor durumda býrakmak için yaptýðý destekle, meþhur tezkere reddedilmiþtir.
Bu iddialar doðru ise, iç politika da ki çok küçük kazanýmlar için çok büyük stratejik hatalar yapýlmýþtýr.
AKP’ nin daha çok islami bir parti görünümünde olmasý nedeniyle Arap milletine duyulan yakýnlýk, laik ve tek gerçek cumhuriyetle yönetilen Türkiye Cumhuriyeti ‘nin yalnýzca NATO ve ABD ile iyi olan iliþkilerini de bozmuþ ve iyice yalnýz baþýna bir devlet durumuna getirmiþtir. Bizi Yemen’de, Þam’da arkadan vurarak kendileri gibi Müslüman olan askerlerimizi acýmasýzca þehit ettikleri unutulan Arap milleti, yýllardan beri Irak’ta ezilen Türkmen’lere tercih edilmiþtir. Kuzeyden açýlacak bir cepheden ABD ile Irak’ a girebilseydik, Kandil Daðý’nda sürekli üstlenen ve vur-kaçlarla sýnýrýmýza tecavüz eden askerimizi þehit eden PKK ya da bir daha belini doðrultamayacaðý bir ders verebilirdik. Ayrýca, Kuzey Irak’ta adeta bir devletçik gibi hareket eden ve gittikçe küstahlaþan Barzani de bu duruma gelemeyebilirdi. Þu anda, uluslar arasý piyasada varil fiyatý 70–75 USD düzeyinde olan petrolün harcamalarýmýzda ki payý da azalabilirdi. Belki þu anda dünyanýn en pahalý benzinini kullanan ülke olmayacaktýk.
Elbette, Irak’a girmenin hem ekonomik olarak hem de yüzlerce genç askerimizin þehit olabilmesi gibi istenilmeyen, üzücü maliyetleri olacaktý. Ama þimdi günde nerdeyse 10’u bulan asker þehitleri, halkýmýzý saran milli öfke ve acizlik duygusunun hiçbir maliyeti yok mu dur? Peki, bu terör belasýnýn ne zaman ve nasýl duracaðý belli midir?
Dýþ politika satranç hamleleriyle doludur. Zamanýnda küçük bir maliyetten kaçarsanýz daha büyük maliyetlere, çýkmazlara yol açarsýnýz.
Kerkük nerdeyse bir Türkmen þehri iken yapýlan yapay demografik hareketlerle etnik hüviyeti deðiþtirilmiþ, Türkmen etkinliði yok edilmiþtir. Türkmenlere olan baský, can güvenliði riskleri Saddam’ ý aratýr hale gelmiþtir. ABD sürekli bizi açýkça uyutarak, bir avuç PKK ‘lýyý vuramadýðýný daha önemli ve daha büyük sorunlarý olduðunu belirtmektedir. Baþýmýza geçen ve Türklük onurumuza en büyük darbeyi vuran Çuval Olayý, ne acýdýr ki ancak sanal âlemde Kurtlar Vadisi filmiyle karþýlanabilmiþtir. Türk askerinin halkýn gözünde prestijinin yýpratýlmasý da ayrý bir vahim konudur.

Baþýmýzda ki çuvalý çýkartmak kolay deðildir. Çuvalý baþýmýza geçirtmememiz gerekliydi. Bunun için ise günlük, anlýk politikalar yerine stratejik planlamalarýn yapýldýðý uzun vadeli politikalar geliþtirilmeliydi. Kiþisel itiþ-kalkýþ politikalarý ile yanlýþ hedeflerin destekçisi olan dýþ politikalarý benimseme ile yapýlan her hesabýn, izlenen her stratejinin ülke birliðine ve üniter yapýsýna zarar verdiði ve giderek baðýmlý, zayýflayan güç kaybeden ülke konumuna gelindiði ne zaman anlaþýlacak halkýmýzca! Düþüne bilmeli ve ileriyi görebilmeliyiz. Bu sebeple tüm üniversitelerimizde THÝNK TANK eðitimine (üniversitelerin araþtýrma ve fikir üreten kuruluþlarý-öðrencisiz eðitim) yönelik düzenlemeler yapýlmalý, özel ve resmi uluslar arasý strateji planlama kuruluþlarý oluþturulmalýdýr. Kurulu olan bu kurumlara çalýþmalarý için mali ve etkin destek verilmelidir. Hatta baþarýlý bir çalýþma sayýlabilecek Kurtlar vadisi gibi, farklý senaryolarýyla milli onurumuzu okþarken, düþünme boyutumuza derinlik kazandýracak filmlerin çevrilmesi saðlanmalýdýr.

Hepsinden önemlisi, Atatürk dönemi gibi dýþ politika satrancýmýzda en az bir deðil on, on beþ ve hatta oyunu bitirebilecek hamleleri görebilecek cesur, dik duruþlu, kararlý, etkili ve bilgili, saygýn, büyük bir devlete yakýþýr dýþ politikalar geliþtirilebilmeli ve uygulanabilmelidir.

Sakýn Unutmayýn! Tarih eskide kaldý ama derslerini ve tecrübelerini bu gün yaþýyoruz. Yarýn mý?

Geriye bakýp nerede olduðunu bileceksin,
ileriye bakýp nereye gitmen gerektiðini göreceksin.