Akrep, yelkovan, saniye. Hayatý boyunca her hangi bir zaman diliminde hiç saat kullanmayan var mýdýr acaba? Bir yýl, bir ay ya da bir gün. Evden dýþarý çýkmadýðýmýz sürece belki. Ama modern hayatýn mecburiyetlerinden biri haline gelen saat, zamanýn her anýnda ve mekân gözetmeksizin “olmazsa olmaz”larýmýzdan belki de en önemlisidir.

     Sabah alarmýn çalmasý ile göz göze geliriz saatle ve güne onunla baþlarýz farkýnda olmadan. Gün içerisinde de defalarca bakarýz ona, sebepli ya da sebepsiz ve günü yine onunla bitiririz alarmýný kurarken.

     Evimizin en güzel köþelerini süsler saatlerimiz. Duvar saatleri odanýn duvar boyasýna ve mobilyalarýna uygun olmalýdýr. Her odanýn özelliðine, deðerine göre saatlerin de deðeri farklý olur. Genelde en güzel saatlerimiz salonda, en ilginci de ya mutfakta ya da çocuk odasýndadýr. Saatlerin markasý, özelliði, deðeri ne olursa olsun, amaçlarý aynýdýr ve çýkardýðý tik taklar da. Ayný þeyi hatýrlatýr insana. Ýlerlemekte olan bir saniye bile olsa, geçmiþtir aslýnda bir ömür tam o anda. Saniyeler dakikalarý kovalarken, ömrümüzse çoktan yakalanmýþtýr zamana.

     Ne akrep, ne yelkovan ne de saniye. Yaþadýðýmýz anýn bir göstergesi var mý sizce? Kronometredeki saliseler yeterli mi anlýk zaman dilimlerine? Bir an, kaç salise eder? Yoksa kiþiye göre deðiþir mi? Kimine göre bir an, göz açýp kapayýncaya kadardýr. Kimine göre ise bir an, gözü hiç açýlmamak üzere kapandýðý zamana kadardýr. Aslýnda ikisi de doðru olabilir. Ya da yanlýþ. Ne fark eder ki? Aný yaþamayý bilmedikten sonra anýn ömrümüzdeki yerini bilmenin ne önemi var. Ha bir an, ha bir ömür.

     “Dolu dolu geçen bir ömür” ne demektir sizce? Hani sohbet ortamlarýnda söylenip de geçilir ya bazen. Siz de ömrünüzü dolu dolu geçirenlerden misiniz? Ya da böylelerine imrenenlerden misiniz? Ne kadar boþ, ne kadar dolu bir ömrümüzün olduðu, yaþadýðýmýz anlara kattýðýmýz anlamlara baðlý deðil midir biraz da? Meþru olan bir iþi, kim, nerede ve nasýl yapýyorsa yapsýn, o iþin asýl amacý eðer yakalanabilir, gerçek anlamý bulunabilirse, iþte o iþi yaparken geçen zaman gerçekten dolu dolu geçen bir zamandýr bence. Peki, ömrünün dolu dolu geçtiðini iddia edenler; sen, ben, birçoðumuz. Hayatýn anlamýný ararken düþtüðümüz boþluklarý doldurabilecek midir dolu sandýðýmýz saatler? Ve hayatýn sonuna yaklaþtýðýmýzda ki bu her an olabilir, yeterli zamanýmýz olacak mý sizce ömrümüzü doldurmaya? Bir saniye, bir dakika ya da bir saat.

     Belki olur, belki de olmaz. Ama þu bir gerçek ki herkesin sahip olduðu güzel bir saati var. Hem de hiç yanýlmaz, þaþmaz bir saati. Sürekli yanýmýzda taþýsak da, bakmaya ihtiyaç duymadýðýmýz, belki de bakmak istemediðimiz ya da bakamadýðýmýz bir saat. Bu saatin asýl ilginç tarafý ise, ne zaman duracaðýný bilmememiz. Sanki hiç durmayacak gibi çalýþsa da duracaðý saati de hiç ama hiç þaþýrmayan bir saat. Ve öyle bir saat ki durduðu an, zamaný aradan çeken ve bizi, zamanýn asýl sahibine götüren bir saat.

      Bu satýrlarý yazarken binlerce insanýn saati durdu ve durmaya devam edecek. Sizin saatiniz ise henüz durmadýðýna göre ömrünüzü tamamlayan anlarýn dolu mu yoksa boþ mu olduðunu bir kez daha düþünün ve ölüm saatiniz durmadan mutlaka bir karar vermiþ olun.