..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýçine koyabileceðin bir karanlýðýn olmadan, bir ýþýðýn olamaz. -Arlo Guthrie
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Hülya Atakan




24 Aðustos 2006
Batýdan Doðuya Ilýk Esintiler  
Hülya Atakan
“Beri gel, daha beri, daha beri/ Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?/Bu hýr gür, bu savaþ nereye dek?/ Sen bensin iþte, ben senim iþte… Dünyada nice diller var, nice diller/ Ama hepsinde anlam bir/ Sen kaplarý, testileri hele bir kýr/ Sular nasýl bir yol tutar, gider/ Hele birliðe ulaþ, hýr gürü, savaþý býrak/ Can nasýl koþar, bunu canlara iletir”… Mevlana Celaleddin Rumi


:CJEB:
Her yaz gibi Baþkent, “Þantiye þehir” unvanýný gururla taþýyor. Onlarca kule vincin uzun kollarý ayný anda luna parktaki atlý karýncalarý aratmayacak bir hýzda výzýr výzýr dönüyor, damperli kamyonlar oflaya puflaya ha bire oraya buraya bir þeyler yetiþtiriyor. Gece gündüz, 24 saat bir yerler kazýlýyor, deliniyor, yükleniyor, taþýnýyor, boþaltýlýyor… Köstebek yuvasýna dönmüþ yollarda her an karþýmýza çýkabilecek iþ arabalarýyla sarmaþ dolaþ bir trafikte karýncalarý kýskandýran bir operasyon sürüp gidiyor ki sonu hayrola. Toz, toprak, gürültü ve sýcak dörtlüsü de hep birlikte evlerimize pervasýzca yerleþme telaþýnda birbiriyle yarýþ halinde. Tüm bu hareketliliðe bir de yaný baþýmýzda, yüzlerce yýllýk geçmiþin izlerini halen karþýlýklý taþýdýðýmýz Ortadoðu’da olup bitenler eklenince beyinler hepten karýncalanýyor. 1 GB’lik ipod’un nerdeyse tümü doðanýn bin bir sesiyle dolmuþ durumda. Geriye ise hayal kurmak kalýyor. Sesler, kimi yaðmur ormanlarýna götürüyor, kimi çölün vahþi ýssýzlýðýna, kimi kuþ cývýltýlý, çaðýl çaðýl akan dere kenarlarýna, kimi yerde de rüzgarýn fýsýltýsý kasýrgaya dönüþüyor ve kýyýyý döverken dalgalar, martýlar çýðlýk çýðlýða gökyüzünde uçuþuyor.

17 Aðustos’ta CNN’de yayýnlanan Doðu-Batý Divaný da týpký doðanýn özlenen sesleri gibi yansýmasýný buldu yüreklerde. Geldi gelecekler derken sancýlý bir sürecin sonunda bir gece önce Aya Ýrini, Ýsrail, Arap ve de Türk müzisyenlerinden oluþan orkestranýn önünde divana durdu. Ve bundan daha güzel bir zamanlama olamazdý. Siyah takým giysileri içindeki gençler, belki de hayatlarýnda ilk defa püfür püfür kýyafetleri içindeki kýz arkadaþlarýna imrenip durdular konser boyu. Boncuk boncuk terler aktý alýnlardan, müzik otoriteleri nasýl deðerlendirdi bilmiyorum ama sanýrým alýn terine deðer bir konser oldu. Týpký kurucularý Edward Said ve Daniel Barenboim gibi farklý kültürlere sahip 17 ülkeden 90 genç, -Ýsrail’in Lübnan’a saldýrýsýný protesto eden Lübnanlý ve Suriyeli gençler hariç- Beethoven’in Leonore Uvertürü’nü, Bottesini’nin, Rossini üzerine Fantasia’sýný ve Brahms’ýn 1 No.lu Senfonisi’ni uyum içerisinde çalmayý baþardý. Orkestranýn konser dýþýnda yalnýzca Ortadoðu’ya deðil tüm dünyaya verdiði bir baþka mesaj daha vardý. Güzellik ve uyumun ancak barýþ içinde saðlanabileceðini göstermek. Önde kemanlar, arkada viyolonsel, yan flüt, kontrbas ve diðerleri her birinin yapýsý, sesi, rengi, týnýsý birbirinden farklýydý, fakat hepsi bir arada, özelliklerini kaybetmeden çok seslilik içerisindeki birlikteliði, harmoniyi yakalamaya özen gösterdi.

1990’lý yýllarýn baþýnda, lösemi olduðunu öðrenen akademisyen ve yazar Edward Said, önem verdiði iki uðraþýsýný ortak bir paydada toplamaya karar verdi. Londra’da bir otel lobisinde tesadüfen karþýlaþtýðý Barenboim ile hayalini kurduðu bir projeyi baþlattý. Ne bomba ne siren ne de ambulans sesleri, bu birliktelikten çýkacak seslerden daha güçlü olmamalýydý. Ortadoðu’da kültürler arasý beraberliði güçlendirmeyi amaçlayan bu alýþýlmadýk ikili, 1999’dan itibaren iki yýl boyunca zengin bir kültürel mirasa sahip Weimer’daki hazýrlýk çalýþmalarý sonunda Yahudi, Hýristiyan ve Müslüman toplumlarýn bir arada yüz yýllardýr yaþadýðý Ýspanya’nýn Sevilla kentini merkez olarak seçti. Weimer’daki süreçte gruba bir de isim verilmiþti. Fars ve Arap edebiyatýna duyduðu hayranlýðýn sonunda, yazdýðý þiirlerini “Doðu Batý Divaný”nda toplayan ünlü Alman edebiyatçýsý Goethe, bu antolojisiyle orkestranýn isim babasý oldu.

Kudüs’te baþlayan, Ýsrail’in Filistin’i iþgaliyle Mýsýr ve Amerika’da devam eden 67 yýllýk sürgünle dolu bir yaþam, Beyrut’ta son buldu. Týpký adý gibi Batý ve Doðunun kültürlerini özümsemeyi baþarabilen Edward Said 2003’de yaþamýný kaybetti ve vasiyet ettiði üzere Beyrut’un yaseminler kokan daðlarýna gömüldü. Yaþamý boyunca kendisinin ve Filistin Halkýnýn, Ýsrail iþgaliyle uðradýðý haksýzlýða kalemiyle karþý koydu. Ortaðý; orkestra þefi ve piyanist Daniel Barenboim’in geçmiþi de Edward Said’in kinden pek farklý deðildi. Yahudi olduklarý için Rusya’dan Arjantin’e sürülen ve oradan da Ýsrail’e göç eden binlerce aileden biriydi. -Ne tesadüf ki Barenboim Ailesi Ýsrail’e doðru yola çýktýðý sýralarda Said Ailesi de kendi topraklarý olan Filistin’den Kahire’ye sürgün gitmek üzereydiler.- Barenboim, Arap kaný taþýyordu ve kendini Ýsrailli olarak tanýmlýyordu. Her ikisi de son derece baþarýlý kariyerlerine raðmen yaþamlarý boyunca kimlik sorununu hep yüreklerinde taþýdýlar. Ezilenler ve haksýzlýða uðrayanlardan yana oldular, topraklarýnda yaþananlara tarafsýz ve barýþcýl gözlerle bakmaya çalýþtýlar ve bu yaklaþýmlarýna raðmen ne yazýk ki bazen kendi halklarýnca bile hain ilan edildiler. Filistinlileri daha kötü duruma düþüreceðine inandýðý 1993 Oslo anlaþmasýný imzalayan Yaser Arafat’ý yüksek sesle eleþtirdiði için Edward Said’in kitaplarý, kendi ülkesi Filistin’de yasaklandý. Daniel Barenboim de, Yahudilerce sevilmeyen Wagner’in eserlerini Kudüs’te seslendirdiði için soykýrým yasýna ihanetle suçlandý. Ýsrail ve Filistin anlaþmazlýðýnda ortak çözümleri savunan, politik konulara “önce insan” açýsýndan bakabilen bu iki entelektüelin birlikteliðinden güzel bir de kitap doðdu; Paradokslar ve Paralellikler…

Farklý kültürler, kimlikler ve politikalar, Doðu Batý Divaný orkestrasýndaki seslerin renkleri oldu. Büyük bir disiplin gerektiren orkestra çalýþmalarý grup içindeki bütünleþmeyle doruða ulaþtý. Enstrümanlar kimi birlikte hareket ettiler, kimi de sýralarýný beklemek zorunda kaldýlar ve bunun için de birbirlerini iyi dinlediler, seslerini tanýdýlar. 14-25 yaþ arasýndaki gençler müzik dýþýnda da birbirlerini tanýmaya ve anlamaya çalýþtý. Hedef mükemmelliði ve estetiði yakalamak olunca bir araya gelmek hiç de zor olmamýþtý. Bu örnek birlikteliði, ne Edward Said, literatür dünyasýnýn kafasýný karýþtýran “Oryantalizm” kitabýyla ne de Daniel Barenboim, ünlü orkestralardaki þefliðiyle yakalayabildi. Dünyada bir benzeri daha bulunmayan grup, Aðustos ayýndaki konser dizinini, Ýsrail Lübnan arasýndaki saldýrýlarý kýnayan bir bildiri ile baþlatarak barýþçý siyasi kimliðini de ön plana çýkardý.

Yýllardýr ifade edilen iki önemli husus, bu bildiride bir kez daha tekrar ediliyordu; birincisi, Ýsrail ve Filistin çatýþmasýnda askeri müdahalelerin bir çözüm olamayacaðý, diðeri de, Ýsrail ve Filistinlilerin ayný topraklarda birlikte yaþayacaklarý adaletli yolun bir an önce bulunmasý gerekliliði.

Ýstanbul Kültür Sanat Vakfý tarafýndan 16 Aðustos gecesi, Aya Ýrini Kilisesinde gerçekleþtirilen Doðu- Batý Divaný, tüm önyargýlardan uzak, kültürler ve de dinler arasýndaki diyalog ve uzlaþmayý geliþtirmek ve bu farklýlýklarla birlikte barýþ içinde yaþanabileceðini göstermek açýsýndan bir sembol olmaya devam edecek gibi görünüyordu.

Edward Said ile Daniel Barenboim’in bir araya gelmesinden 200 yýl önce, Goethe Almanya’nýn Weimer kentinde aslýnda tüm kültürlere açýk bu sýra dýþý ikilinin günümüzde yapmaya çalýþtýklarýný deniyordu. Derinden etkilendiði Arap ve Fars þairleri; Þirazlý Hafiz, Firdevsi, Niyazi ve Celaleddin Rumi, ona Doðu-Batý Divaný’ný yazmasý için gerekli ilhamý vermiþti.

Elimde Doðu-Batý Divaný, Ortadoðu’da geleceðin neler beklediðine yönelik bir fal tutup sayfalarý çeviriyorum;

“Batý ve Doðu her ikisi de/ Seni en saf, en güzel þeyleri tatman için davet ediyorlar / Artýk nazý býrak, kabuðu terk et / Gel þu güzel ziyafete katýl / Aslýnda bakmaya tenezzül etmediðin / Bu lezzetli lokmalarýn varlýðýndan bile haberdar deðilsin / Kendini bilenler ve baþkalarýný tanýyanlar / Þunu da iyi bilirler ki /Batý ve Doðu / Artýk birbirinden ayrýlamazlar" …Johann Wolfgang Von Goethe

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Batýdan Doðuya Ilýk Esintiler hk.
Gönderen: Taki Akkuþ / Ýstanbul/Türkiye
24 Aðustos 2006
Sevgili Hülya yüreðine saðlýk, güzel bir anlatým. Bu yazýyý okuyanlarýn belki aklý baþýna gelirde, kültürlerin buluþmasýndaki güzelliði ve insana verilen deðeri anlarlar. Çok güzel bir yazý,kalemine diline saðlýk. Kendine iyi bak. Kal saðlýcakla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hiç mi Deðerleri Yok?..
Arka Bahçeli Ev…
Karafatmaya Karþý Gelin Böcekleri
Küçük Dostum
Serin Sýcak Bir Aðustos Gecesi
Haremden Boðaz Manzarasý
Bir Konserden Kalanlar

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bacon, Montaigne, Russel ve
Marguerite Duras ve Karasineðin Ölümü
Charles Köprüsünden Notlar
Gerard Tepesinden Budapeþte

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Karlovy Vary'de Bir Gün... [Öykü]
Beyaz Sessizlik [Öykü]
Salih Ustanýn Düþü [Öykü]
Zor Yýllar [Öykü]
Benimle Uðraþma Kýzým! [Eleþtiri]
Türkçe Nereye Gidiyor? [Eleþtiri]
Türkülerle Kimlikler [Eleþtiri]
Katar; "Doha Tartýþmalarý", Hamas [Eleþtiri]
Aðaçlar Konuþur Mu? [Eleþtiri]
21. Yy'da Savaþlar Nasýl Deðerlendirilir Ki? [Eleþtiri]


Hülya Atakan kimdir?

-

Etkilendiði Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hülya Atakan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.