Ýnsanlýðý tanýmak insanlarý teker teker tanýmaktan kolaydýr. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
Bir þekilde aradakalmýþlýktan öte, insan olmanýn ve varolduðunu kanýtlamanýn serseri bilinci içinde yaþýyoruz bu hisleri. Ýçimizdeki uçurumvari kayalýklarda depremlerin, sellerin, yýkýmlarýn ve onlarcasý felaketlerin yankýlarýyla süregelen olaylarla oluþturuyoruz bu modern dediðimiz dünyayý. Kan gibi fýþkýrýr içimizden bizi benliðimize tanýklýk etmeye zorlayan ütopyalar. Üzgüye dönüþür, saplanýr bedenimize ok gibi. Oklar uç verir ve kanatýr mutluluðumuzu. Acý çekemeye eþ deðer o hissiyatý yaþatýr bize. Ýþte böyledir sevdiklerimize söyleyememek sevdiðimizi. Ýster saf bir “anneye sevgi” olsun içimizde büyüttüðümüz ister “çýlgýnca bir aþk” bir güzele; söyleyemeyiz... Ýki kelimeden oluþan o basit cümle prangalanýr dilimizin ardýna çýkmaz/çýkamaz/çýkarýlamaz... Belki hissettirebiliriz bazý hareketlerimizle gayri ihtiyarý fakat kulak iþitmek ister gönlün tatmin olmasý için. Büyür o aþk/sevgi içimizde. Hem varlýðý hem de varlýðýnýn saklanmasý/yasaklanmasý deler ciðerimizi, kanatýr.. Dolaþýr içimizde, beslenir cismimizle, can bulur ruhumuzla ve kötü huylu bir tümör edasýyla salýnýr kimseye hesap vermeden. Yine de boyun eðeriz onun hükümdarlýðýna. Söyleyemeyiz o iki kelimeli efsunlu parolayý... Neden mi? Sebebi çok çeþitli ve kiþiye özgü. Belki karþýlýk görememekten korkarýz, belki söyleyememekten usulünce. Belki ne yapacaðýný bilememekten... Belki belki belki... Ama en acýsý da bir dayatmaya karþý kýramamak prangalarý. Düzenin dayatmalarýna karþý haykýramamak isyanýný. “Aman ne derler?”, “Düzene uygun deðil mi yoksa?” sorularý gelir peþi sýra... Seversin söyleyemezsin, kýzarsýn sövemezsin, düþünür ifade edemezsin. Bir hissi, bir duyuþu, bir fikri saklamak/yasaklamak iþtahla kemirir mutluluðumuzu. “Düzen bu”, “rajon böyle” safsatalarý dikilir karþýmýza. Eðer izin verirsen prangalanmýþ isyanýna; dýþlanýrsýn, hakir görülür horlanýrsýn, damgalanýr itelenirsin. Dilinin arkasýndaki prangalara ihtiyaç kalmaz, çünkü dilin de kalmaz artýk yok olursun! Yok olmayý göze alacak kadar deðerliyse bu sözler senin için, uçurtmanýn ipini býrakmanýn vakti gelmiþse eðer, özgürlüðe engel olan bahanelere baþkaldýrýnýn da zamanýdýr. Tabulara hükmetmeyi öðrenmelisin artýk. Paradokslar labirentinde kaybolmamanýn yolu buradan geçiyor. Tabi nihayetinde kanamayan mutluluklar da var, önyargýlarýn saldýrýsý da. Her sonuca fitsen eðer, git ve kendini bul. Ama bir saniye olsun duraksadýysan bu kararý verirken, en ufak bir tereddütün varsa eðer, ehemmiyetsiz demektir senin için o þey. Katlanabilmek ya da katlanabilmeye meydan okumak. Seçim senin.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Gözde Burcu Çan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |