Prensiplerden hoþlanmam. Önyargýlarý yeðlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Hayatý bir baþka görürsün oralarda. Çeþit çeþit insan hayatlarý. Genci ayrý bir hikâye yaþlýsý desen öyle, hele ki çocuklar. Ayrý ayrý hissedilen acýlar hepsi birbirinden ne büyük ne küçüktür. Yeri geldiðin de aðlanýr yeri geldiðinde gülünür hep moral verici teskin edici konuþmalar. Hayatýn en olgunlaþtýrýcý tecrübelerini elde edersin oralarda.”ciðeri yanmak” ne demek anlarsýn o zaman. Sana uzak sandýðýn kapýlar önüne dikiliverir. Anýlarýnýn en unutulmazýný yaþarsýn hastane koridorlarýnda. Hayatýmýn en unutulmaz ve sýkýntýlý günlerini yaþadýðým hastane günlerimde tanýdým onu. Yine bir akþamüstü arþýnlarken hastane koridorlarýný devamlý kapalý oda kapýlarýndan birinin hafif aralýk olduðunu gördüm. Düþünceler hücum etmiþ bir vaziyette adýmlarken koridoru oda kapýsýnýn önünden geçerken , onu gördüm yataðýnda .Hafifçe oturur vaziyette, onun da gözü dýþarýda, göz göze geldik.Sadece onun kapýsý hep kapalý idi. Etraftakilerle kýsa sohbetler yapýyordum kimseye de onu sormak aklýma gelmemiþti.Daha sonralarý her geçiþimde oda kapýsýna gözüm takýlýr olmuþtu.bacaðýnýn sürekli uzanýyor durumda olmasý dikkatimi çekmiþti..Yanýna girip çýkan beyin de, eþi olduðu hemen anlaþýlýyordu . Bir sabah baþýmý oda kapýsýndan uzatýp “günaydýn “ dedim. Soluk bir yüzü vardý Aynur’un. Açýk yeþil gözleri, çektiði bütün sýkýntýlara raðmen hala sýcacýk ve zekice bakýþlarý.Hemen insaný sarýveriyordu..Saçlarý kýsaydý.Göðüs hizasýna kaldýrdýðý tepside yemeðe çalýþtýðý her þey boðazýna takýlýyordu. Bir türlü yutamýyordu. Sað bacaðýný iki yastýkla yukarý kaldýrmýþtý. Belinden itibaren þiþmiþti bacaðý. Kars’ýn bir köyünden gelmiþti Aynur. Hastalýðý geç fark edilmiþti. Eþi iþ için gurbette çalýþýrken oda, 10 yaþýndaki oðluyla umutla hayata dair planlar yaparken rahatsýzlanýr. Kimse anlayamaz, köye tesadüfen gelen kayýnbiraderi durumunu iyi görmez ve hemen doktora getirir. Ama geç kalýnmýþtýr. Neden geç kalýnýr. Zamanýn da yetiþsek olmaz mý bazý þeylere. Neden teðet geçeriz bazý þeylere. Ya zamanýndan önce, ya zamanýndan sonra. Ýniþler, çýkýþlar ve yuvarlanýp gitmeler. . Böylece muhabbetlerimiz baþlamýþ oldu. Eþi Ýsmail Bey de son derece hassas bir insandý. Tip olarak eþiyle benzer yönleri vardý. Oda kumral ve renkli gözlü idi. Çaresizce, ama sakin bir þekil de eþine elinden gelini yapýyordu. Ýçine sakladýðý duygular, çoðu zaman yüzünden okunuyordu. Etrafta yiyecek olarak ne varsa onlardan ikram ederlerdi. Ýsmail Bey, doktorlar gelmeden yerinden fýrlar etrafý düzeltir ve eþine temiz giysiler giydirir saçlarýný tarardý. “Saçlarý çok uzundu “ dedi bir keresinde, “ sen bunu saðlýðýnda göreceksin abla, belinden aþaðý saçlarý vardý, hiç yorulmazdý” dedi. Aynur’un elleri ellerimde “yine olacak, inþallah” dedim. Umutsuzluk, sevgi ve birazda acýma duygusuyla baktý eþine. Ona “bu gün nasýlsýn” demenin dýþýnda pek hastalýktan bahsetmemeye çalýþýrdýk. Altý aydýr hastanede olduklarýný duyunca çok üzülmüþtüm. Çoðu zaman uyuyamaz olmuþtu. “Televizyon ister misin “ diye sordum çok memnun olmuþtu. “Ama siz “ dedi. Babam çok aðýr olduðu için biz hiç açmýyorduk zaten. Onun, odasýna getirdim televizyonu. Kumandayý hiç elinden býrakmýyor eþine bile vermiyordu. Emanet, bir þey olur diye. Ama televizyonda doðru düzgün bir yeri çekmiyordu. Akþam muhabbetleri çoðalmýþtý. Hastalar çoðaldýkça dertler de çoðalsa, dertleþecek insanda artýyordu .Babam hiç gözlerini açmadan yatýyordu. Uzun koridorun köþesini dönünce baþka bir bölüm vardý. Doðum yapanlar. Ara sýra da oraya geçip aðlayan bebeklere bakýyordum. Babamdan doktorlar ümidi kesmiþti. Ama kabullenmek, hiç de o kadar kolay olmuyordu. Bir akþam hemþireye Aynur’un aðrýlarý için yapýlacak bir þey yok mu diye sorunca “hayýr” cevabý karþýsýnda donup kalmýþtým. Hemþire yatan hastalarýn çoðunun durumunun ümitsiz olduðunu ve kendisinin de buna çok üzüldüðünü söyledi. Akþam olunca “ evde yemek yiyemiyorum, hep gözümün önüne hastalar geliyor” dedi. Öbür taraftan bebek sesleri geliyordu. Hayata yeni merhaba diyenler ve artýk hayatý ucundan tutanlar. Ha ellerinden kaydý kayacak. Hemþirenin cevabýndan sonra uzun süre yerimden kýpýrdayamadým. Hastalarý düþündüm. Genç, yaþlý ya da çocuk hepsi ayrý bir yaþam. Babamýn loþ odasýnýn kapýsýna gözüm kaydý. Genç bir hastaya bakýp “ biz, neyse de bunlar çok genç “ derken, gözleri nasýl dolup boðazýna düðümlenmiþti sözleri. Baþýmýn döndüðünü kalbimin sanki yerinden çýkacakmýþ gibi çarptýðýný nefes alamadýðýmý hissettim. Bir köþeye sýkýþmýþ gibi bunaldým üzerime bir aðýrlýk çökmüþtü sanki. Sanki onlardan önce ben ölecektim. Yüzümü gözümü sildim. Nöbetçi hemþire, oðlunu yanýnda getirmiþti. Çocuk tekerlekli sandalye ile oynuyordu. Onu oturtturdum bir aþaðý bir yukarý gezdirdim O keyiflendikçe, ben de açýldým. Ertesi sabah Aynur’ un odasýna gittiðimde , yine ellerini tuttum uzun uzun yüzüne baktým.Bacaðýna el deðmiyor aðrýlarý gittikçe artýyordu.. Hafif çatlamýþ ellerine krem sürdüm. Ayný odada kalýp çýkan bir hasta yakýnlarý, bir bluz getirmiþti ona çok yakýþmýþtý. Beyaz, þile bezinden kollarýnda ve yakalarýnda dantelleri vardý. Mutluydu yine. Çoðu zaman o acý çekerken konuþmada zorlanýyordum. “Geçecek, hepsi geçecek” Ve biz hastaneden ayrýldýk. Babamý kaybetmiþtik. Onu sýk sýk aramaya çalýþýyordum. Her seferinde yüreðim çarpýyordu. Ben babacýðýmý kaybettiðimizi söylemiyordum. “Artýk dayanamýyorum” diyordu. Ve sonunda yeni yýl için aradýðýmda, eþi haberi verdi.”Aynur’u kaybettik. Oðlaný getirdim, annesini gördü.” Boðazýma dizildi, her þey. Biliyorduk ama gene zordu Bildiðini sandýðýn çoðu þeyi, ortasýna düþmeden bilinemeyeceðini anladým. Ne demiþler, doðru demiþler. “Ateþ düþtüðü yeri yakar.”. Deniz kýyýsýna oturup uzun uzun düþünürüm bazen. Gemileri seyrederim, martýlarý. Selam veririm arkadaþlara, konuþuruz, gülüþürüz. Ama benim hala bir yarým o hastanede sanki. Ne zaman bana dönecek bilmiyorum. Aynur’u düþünürüm. “Keþke, buralarý anlatsaydým ona”derim bazen. Kýsacýk bir zamanda kaybedilmiþ, sýcacýk bir insandý o.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Melika, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |