"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Düþündü, düþündü. Anýlarý arasýnda kayboluyordu, bunalýyordu, yok oluyordu. Bir sýra pencereden dýþarý bakmayý denedi. Cama yöneldi. Çok eski çiçekli perdesini araladý. Dýþarýsý sakindi. Kimsecikler yoktu. Biraz rahatladý. Sokak lambasýna doðru çevirdi baþýný. Yaðan kar epey hýzlanmýþtý. Sokak lambasýnýn ýþýðýnda lapa lapa yaðan karlarý görmek onu ürpertti. Eskiden çok severdi bu manzarayý. Hep hayaller kurardý geceleri, herkes uyuduðunda, pencerenin karþýsýnda, yalnýz baþýna. Her düþen kar tanesine bir hayal, bir umut yerleþtirmiþti. Kar tanesinin biri olabildiðince mutlu birini taþýyorsa bir diðeri çevresindekileri umutsuz gözlerle süzen bir dilenciyi taþýyordu. Biri ömür boyu birlikte mutlu yaþayacaðý bir eþi, diðeri de hayatýnda istediði kiþiyi bulamayan biçare kendisi. Çýlgýnca yaþayan ya da hiç konuþmayan iki ayný kiþi. Ýçinde fýrtýnalar kopardý. Yapamadýklarýný deðiþtiremediklerini hayallerinde yaþardý. Ama hep hayallerinde yaþardý. Hiç sevmemiþti, sevememiþti birlikte yaþamaya mecbur kiþileri. Hiç sevmemiþti kendisini, o zamanlar sahip olduðu kiþiliði. Sadece kendisinden þikâyetçiydi. Kendisine kýzardý hep onlar gibi olamadýðý için. Onlar gibi konuþamadýðý için. Dertlerini yalnýzca karlara haykýrdýðý için. Sustuðu için. Hayallerinde sürekli konuþan bir kiþi eksik olmazdý. Hep mutlu olurdu bu kimlikle. Ama sonra sessiz ve kendisini aþaðýlayan kendi gerçeði de boy gösterirdi. Kendisinden nefret ettiði bir süre hep mavi gözlü sarý uzun dalgalý saçlý güzel kýz olma hayaliyle yaþamýþtý. Her sabah bu umutla uyanýrdý. Hep bir umutsuzluk takip ederdi bunu da týpký hayallerindeki gibi. Þimdi de bebek teniyle mavi gözleriyle gülümsedi, ellerini saçlarýna götürdü. Saçlarý yalnýz býraktý onu. Bebek teniyse artýk buruþmuþtu, artýk gözlerinden akan hüzün yaþlarýyla ýslanýyordu mutluluk damlalarý yerine. Pencereden uzaklaþtý. Masasýna yöneldi. Odanýn duvarlarýndaki derin çatlaklar gözüne iliþti. Çok olmuþtu boyamayalý bu evi. Bir zamanlar ne çok eðlenirdi evi boyama hazýrlýklarý baþladýðýnda. Kardeþine yardýmcý olmadýðý için kýzar dururdu, kuzeninin beceriksizliðiyle alay ederdi. Çok gülerdi çok eðlenirdi. Sandalyeden düþer gene eðlenirdi. Yine kuzeniyle tatlý tatlý tartýþýrlar, þakalaþýrlar, birbirlerine vururlar ama gene de gülüþürlerdi. Çok mutluydu o zamanlar. . Maalesef herkes uçtu, kaçtý gitti. Kimse yok artýk. Kendine geldi. Yine masasýnýn baþýna geçti. Lambasýna baktý. Yazacaðý bir þeyler aramaya baþladý. Yine düþünmeye baþladý. Kurtulamýyordu anýlarýndan. Her an bir þerler hatýrlýyordu. Ailesini çok özlemiþti. Üniversite arkadaþlarýný özlemiþti. Aklýndan bir türlü çýkmýyordu yaþadýklarý. Aþklarý geldi aklýna, türlü piþmanlýklarla. Bazen hayýr demiþti düþüncesizce, bazen de mantýðýnca. Ama hep hayýr demiþti. Asla hayýr diyemeyen bu kiþi aþk konusuna gelince evet demesini bir türlü bilmiyordu. Aslýnda hayallerinde hep evetten yanaydý. Ama aðzý evete kapalýydý. Neden diye sordu kendine. Neden dedi lambasýný tuttu ve fýrlattý. Neden hiçbir þey eskisi gibi deðil, neden ailem yanýmda deðil, neden beni canýmdan çok sevdiðim arkadaþlarým beni yalnýz býraktýlar? Oysaki hiçbir zaman kurtulamamýþtý bu nedenlerden? Hayatýnýn büyük bir kýsmýnda neden sorusu yatýyordu. Eskiden de öyleydi, þimdi de öyle. Neden her þeyi bir nedene baðlamak istemiþti yýllar yýlý? Yalnýzdý þimdi. Artýk karanlýktaydý da. Sadece sokak lambasýnýn ýþýðý giriyordu içeriye. Öylesine loþtu ki odasý. Hiçbir þeyi seçemiyordu. Gözlüklerini çýkardý. Her þey birbirine karýþmýþtý þimdi. Renkleri ayýrt edemiyordu. Pencereye çevirdi baþýný. Lambanýn ýþýðý silik renk deðiþiminden baþka bir þeye benzemiyordu. Bir an durdu. Hayallerindeki ebemkuþaðýný hayal etti. Yemyeþildi her yer. Renk renk kelebekler, mis kokulu çiçekler vardý. Yaðmur daha yeni durmuþtu. Dallarýnda yapraklar su damlalarýyla týpký hayallerindeki gibiydi. Aðaçlarýn arasýndan güneþ gülüyordu ona, ýþýl ýþýldý her yer, ebemkuþaðý da çýkmýþtý. Çok mutluydu. Yakýnýndaki þelaleye koþuyordu kana kana su içmek için. O hep özlediði hafiften rüzgârý yaþýyordu artýk. Suda kendini gördü, sarý uzun saçlý, mavi gözlü, bebek tenliydi. Suyun serinliðini yüzünde hissetmek istedi. Avucunu suyla doldurdu ve yüzüne çarptý. Sudaki yansýmasýna baktý son bir kez daha. Hayallerindeki kýz onu yalnýz býraktý gene. Odanýn ortasýnda dengesini kaybetti ve yere düþtü. Yüzünde bir gülümseme beliriverdi. Sonsuza kadar öylece kaldý yüzündeki gülümseme… Funda, Ekim 2006
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Funda Doðan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |