..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsanlarýn bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Aykan




4 Aralýk 2006
Þeytan Daðlarý'nda Bir Heves  
Aykan
bir kadýn,adý silinmiþ bir coðrafya,bir heves


:BFCG:
Köye giren ya da köyden çýkan tek yol, Þeytan Daðý’nýn sýrtlarýndaki patika yoldu. Saré’nin gözü tam yedi aydýr,iþte bu yoldaydý. Buraya geleli bir yýl olmuþtu ama; hiçbir zaman bu yola böyle uzun bakakalmamýþtý. O,yarý göçebe bir ailenin kýzýydý. Elazýð’dan her yýl buraya ailece gelir, hayvanlarýný yaz boyunca otlatýr, peynir ve çökelik biriktirir,sonbaharda yine memleketlerine dönerlerdi. Geçen sonbahardý.Elazýð’a dönme vakti gelmiþti. Þeytan Daðý’nýn patikalarýndan aþýp, geceyi geçirmek için geniþ ovada çadýr kurduklarýnda, ay veremli bir çocuk yüzü gibi sap sarýydý. Ateþ yakýp baþýna oturdular. Yemekten sonra çobanlar dýþýnda herkes , uyumak için yan yana dizilmiþ döþeklere uzandý. Saré, o gece döþeðini annesiyle paylaþtý. Annesinin sýcak kucaðýnda, köyünü ve tam dört aydýr göremediði sevdiðini düþünerek bir an önce sabah olmasýný diledi. Çekirge seslerinin yýldýz parlaklýðýna karýþtýðý bir zamandý. Saré tam uykuya dalmýþken, aðzýnýn üzerinde bir el hissetti. Baðýrmak istedi olmadý. Çýrpýndý , fayda etmedi. O haliyle anlayamadýðý bir kalabalýðýn ortasýnda buldu kendini. Çobanlarýn, ailesinin baðrýþmalarý ,feryatlarý birbirine karýþtý. Saré’yi kaçýrmaya gelenler yaklaþýk on kiþiydi. Gelenlerin tamamý silahlýydý. Her þey o kadar hýzlý geliþti ki; Saré kendisini bir atýn üzerinde bulduðunda aðlamaktan ve çýðlýklarýndan sesi, yeni uyanan bir bebeðin kesik iniltilerini andýrýyordu. Henüz iki gündü yola koyulalý. Ama geri dönmüþtü. Sözümüz yalana uðramasýn, biz doðrusunu söyleyelim. Geri dönmemiþti. Hayatýnýn istediði akýþýndan koparmýþlardý onu; yolculuðundan ve sonrasý yastýðýnýn en sýcak düþlerinden.

. Kimin karýsý olacaðýný gerdekte öðrenecekti. Sisli, kýsýk bir lambanýn altýnda , beyaz çarþafa düþen kan kadar kinliydi hayata. Kendisini kaçýrdýklarý insaný da tanýdý bir süre sonra. Ýstememiþti ya çok da fark etmemiþti kim olduðu. Kendisinden sekiz yaþ büyük Mehmet’e kaçýrmýþlardý. Ahmet olsa Hüseyin olsa ne deðiþecekti ki artýk.? Hangi kimlik onu o akþam annesiyle uyuduðu döþeðe içindeki hasretle býrakabilirdi.?

Þimdi ise yedi aylýk hamileydi. Þu patikanýn baþýnda, karnýndaki çocuða verebileceði adý düþünmek için oturduðunu unutturan bir þey yine gelmiþti aklýna. Saré aþeriyordu. Caný nicedir karpuz çekmekteydi. Ama zaman ekin biçme zamanýydý ve kimsenin ilçeye inmeye vakti yoktu. Aslýnda köyün yolu olmadýðý için, ilçeye atla inip geri gelmek iki günü buluyordu. Saré hayatýnda bir yiyeceði bu kadar arzulayacaðýný düþünmemiþti.Bu aralar her gün aklýndan geçen, sadece ve sadece karpuzdu. Elinde þöyle kýpkýrmýzý bir karpuz dilimi düþünüyordu. Ýki elinin arasýna alýp hemencecik yese sonra bir dilim bir dilim daha…

Birden Mehmet’in sesini duydu:

-Keçeeeeeeeeeeeeeeeeee! taski dew bine( kýz bir tas ayran getir)

Saré doyamadan karpuzun düþüne koþarak ayran getirdi kocasýna.

Kaç defa aþerdiðini söylediyse de kocasýnýn umurunda deðildi. Bunca iþin arasýnda iki gün büyük bir kayýp diyor ve ekliyordu:

-Te fam kýr? (anladýn mý?)
Saré:
- e diyordu(evet)

Ama anlamak yeterlimidir hissedileni deðiþtirmeye.
Anlamanýn hiçbir þeyi çözemeyeceði anlardan biri yaþanýyordu iþte.
Saré gözünü yollara dikmiþse elbet bir bildiði vardý. Beklediði çerçiydi. Çerçiler karpuzda satardý o zamanlar. Kaç kez beklediyse de ya karpuz getirmemiþler; ya da kalmamýþtý ellerinde.Buralarda birbirini tekrarlayan o kadar an vardýki.istenilmeyecek ne varsa bir torbadaydý elini atýp ne çekersen çek ayný mutsuzluk avuçlarýnda birikiyordu sanki.

Günlerden bir gün, yine at sýrtýnda çerçi geldi köye. Köyün tüm kýzlarý doluþtu etrafýna. Kýzlar yazma, inci boncuk peþindeydi,çocuklar ise düdük. Saré ise ne kýzdý artýk ne de çocuk. Biraz uzaktan seyretmekle yetindi olanlarý. Ama çerçi heybesinin diðer tarafýný boþalttýðýnda sevinçten aðlayacak duruma geldi. Ýþte karpuz da getirmiþti. Koþarak Mehmet’e haber etti. Þöyle büyükçe bir tane aldýlar. Mehmet de sevinmiþti. Sevinci daha çok iþi gücü býrakmak zorunda kalmayýþýndandý. Saré karpuzu kucakladý , götürüp yamaçtaki çeþmenin suyunda biraz soðumasýný bekledi.Eve getirip kocaman bir dilim yemek için sabýrsýzlanýyordu. Kader mi olasýlýk mý desek, siz ne derseniz deyin. Deyin ki Saré, karpuzu elinden düþürdü, karpuz yuvarlanýp paramparça oldu. O an dünyanýn en þanssýz kadýný olduðunu yeniden duyumsadý ,incindi. O kadar kýzdý ki, ellerinin titremesini bir türlü engelleyemedi. Sadece aþermek deðildi sorun. Sorun, yokluðun bir coðrafyada bir insana istenilmediði halde bu kadar çok misafir olarak gelip kalmasýydý. Hýzlý davrandý. Hemen yamaçtan indi. Kýrýk parçalarý topladý. Epey kirlenmiþlerdi. Bir parçasýný yýkayýp oracýkta yedi. Haline hem gülüyor, hem aðlýyordu. Bilmez deðildi elbet, pazarlarda satýlan kamyonlarca karpuzun varlýðýný. Ama þimdilik hayat böyle iþliyordu. Elindeki dilimi bitirdiðinde,karþýsýnda birisinin kendisini izlediðini gördü. Doktordu bu. Mehmet’e kaçýrýldýðýndan beri üçüncü kezdir görüyordu doktoru. Hani doktor dediysek doktorluðu býrakmýþ elinde silah dolaþýr olmuþ buralarda. Ona Doktor Agit derlerdi. Köyde kim hastaysa muayene eder,onlara ilaç verirdi. Yazýn da köye baskýlarýn az olduðu zamanlarda , halkla birlikte ot biçerdi. Sýk görünmüyordu bu aralar. Çayýrlara yardýma gelmiþ olmalýydý. Þimdi ise Saré’yi izlemekteydi öylece. Saré o halde görünmenin utancýyla ne yapacaðýný bilemeden, hýzlýca karpuzun kalan parçalarýný da alarak eve koþturdu. Olanlarý Mehmet’e anlattýðýnda onunla beraber kendisi de güldü. Kapý çalýndý. Gelen doktordu. Ocaðýn baþýna oturup yemek yediler, sohbet ettiler, ama Saré Agit’le çok fazla konuþamadý.Sonra karpuzdan kalaný getirip birlikte yediler. aslýnda doktorun pek yediði de söylenmezdi.Çünkü Saré’nin doyasýya yemesi için daha çok yiyormuþ gibi yapýyordu. Sohbet yýldýzlar uyuyana kadar sürdü. Uykuya geçtiklerinde Agit, Saré’ye o kadar yandý ki, tüm kurþunlarýný göðe sýksa yinede rahat etmeyecekti. Uyandýklarýnda Agit gitmiþti.

Ýþte hikayemizin baþýnda Saré’nin oturduðu Þeytan Daðý’ndaki patikalarýn baþýndayýz yine. Saré bekliyor. Çocuðuna isim, heveslerine karþýlýk gerek. Doðurmasýna iki haftadan az bir süre kaldý. Olsun yine de bekliyor. Beklemek de yokluktan gamsýzlýktan sayýlmaz ya. Ama ne gelen var ne giden. Yollar sefil, Saré’nin gözleri ille de yol çekmekte. Bu gün de çerçi yoktu iþte. Bebenin ilk çýðlýðýna kadar da olmayacaktý.

Saré gün doðumu ve gün batýmýný kayalara baðýrýlan sesin yankýsýnda yaþadý. Karþýlýðýný bulamadýðý düþleriyle eve döndü. Bir sabah büyük acýlar içinde uyandý. “Tamam” dedi. Gittikçe büyüyen aðrýlar, çýðlýklar köyün her tarafýndan duyuldu. Yaþlý kadýnlar toplandý. Burada yaþamanýn ya da doðurmanýn þansý biraz da yaþlýlarýn deneyimi kadardý. Neyse ki Saré’nin, sesi horozlarýn sesine karýþan bir oðlu oldu iþte. Saré mutlu, Saré aðlýyor. Saré yanlýz deðil artýk. Hani gün doðmadan neler doðar demiþ ya eskiler.sarenin doðurduðu saatlerde köyün her tarafýný askerler sardý. Seslerin anlamý deðiþmeye baþladý. Biraz önceki hayata merhaba diyordu, þimdi ise ölüme eviriliyor göðün altýndaki tetiklerin anladýðý dil. Evlerin hemen altýndaki ormandan geliyordu sesler. Kimse korkudan dýþarý çýkamadý. Bir saatten fazla sürdü çatýþma.Sonra çoban geldi.Ýki kiþinin öldüðü haberini verdi. Ölenlerden biri Agit’ti. Saré kundaktaki bebeðinin yüzüne baktý ama her þey o kadar hýzlý geliþiyordu ki hiçbir þeyi beyninde ve yüreðinde yerli yerine oturtamýyordu. Agit’in cesedinin hemen yaný baþýnda, paramparça bir karpuzun olduðunu da eklediðinde Saré aðlýyor, bebeðine sarýlýp, kulaðýna þimdi bulduðu ismi fýsýldýyordu.
- Agit………….

Aykan ERDEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Aykan kimdir?

þair


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aykan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.