Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk |
|
||||||||||
|
Ýþte bugün sizlere unutulmaya yüz tutmuþ ve pek çoðumuzun pek bilmediði o alýþkanlýklarýn birinden bahsetmek istiyorum. Bir yürüyüþ sýrasýnda bir apartmanýn yada bahçeli küçük bir evin önünden geçerken sokaða itina ile býrakýlmýþ bir çift sahipsiz papuç gördüðünüzde ne hisseder, ne düþünürsünüz? Daha düne kadar kullanýlmakta olan papuçlarýn sanki yarýn yeniden giyilecekmiþcesine tertemiz silinmiþ boyanmýþ bir þekilde sokaða terk edilmesinin bir nedeni olmalý, öyle deðil mi? Gerçekten de kime ait olduðu, kimler tarafýndan konduðu yoldan geçenlerce pek bilinmeyen sahipsiz bu papuçlar; sokaðýn yalnýzlýðýna terk edildiklerindeki duruþlarý ile aslýnda bizlere bir þeyler anlatmak ister. Ýçinizde böylesi mahsun bir tabloya þahit olanýnýz var mý bilemiyorum ama ben çok yakýn bir zamanda yaptýðým bir sabah yürüyüþü sýrasýnda rastladým onlara ve belli belirsiz içimin titrediðini hissettim. Çünkü o görüntüde bir dram, bir hüzün vardý, o görüntüde bir kaybedilmiþliðin sessiz çýðlýðý vardý, hemen anladým. Ayakkabýlarýn yaþantýmýza kattýðý deðer hepimiz için farklýdýr, öyle deðil mi? Çocukluðumuzda ilk adýmlarý onunla atar, bayramlarda onunla yatar sabahýný ise iple çekeriz hemen giyebilmek adýna. En çok mevsime ve kýyafetlerimize, zaman zaman modaya uygun olsun diye alýrýz onlarý ve almaktan da giymekten de büyük keyif duyarýz. Üstelik hayatýmýz boyunca hep sahipleniriz onlarý, onlarýn ayaklarýmýzý sahiplenmesi gibi…hatta çok eskise bile atmaya kýyamayýz, terk edemeyiz kolay kolay taa ki, dile gelip bizlere bir þeyler anlatana deðin. Çünkü papuçlar sahibini kaybettiði gün, bir kapý önüne konduðunda, sahipsizliði ile boynunu bükerken dile gelir ve bizlere o kaybedilmiþliði anlatýr. Bir kadýna bir erkeðe hatta bir çocuða ait olabilirler, yazlýk yada kýþlýk hiç fark etmez. Sahiplerini kaybettikleri gün hepsinde hayata veda etmenin naif ve sessiz çýðlýðý son elvedasý vardýr artýk. Ve sahiplerini tanýmasak da o papuçlarý gördüðümüzde evlerin birinde derin bir keder yaþandýðýný anlarýz. Sevdikleri insaný kaybetmenin derin hüznü ve çaresizliði içindeyken hayatýn aslýnda ne kadar basit olduðunu, ölümün o soðuk havasýný teneffüs ederken bir kez daha anlar insanoðlu. Yerli yersiz üzüntüler, çýrpýnmalar, koþturmacalar, sonu olmayacakmýþcasýna yapýlan mücadeleler bir anda anlamsýz kalmýþtýr. Hayat böyle bir þeydir aslýnda. Mutlu olmayý, daha iyi daha güzeli ararken bir de bakarsýnýz ki ellerinizin arasýndan kayýp gitmiþ. Sevdiklerinizi kaybettiðinizde ve onlarý bir daha asla göremeyeceðinizi, dokunamayacaðýnýzý anladýðýnýzda hissettiðiniz o müthiþ sýzý, o tarifi zor boþluk; bir papucun kapý önüne konmasý ile son bulan o naif paylaþým… Hüznün kopkoyu karanlýðýný birebir yaþarken hiçbir detayý hatýrlamayacaðýnýzý sanýrsýnýz ama sevdiðiniz insana yapacaðýnýz son görevler tek tek aklýnýza gelir ve siz hiç olmadýðýnýz kadar kuvvetli, hiç olamayacaðýnýz kadar mantýklý hareket edersiniz. Çok sevdiðim iki insanýn annemle babamýn papuçlarýný apartman önüne býrakýp kaçtýðým yýllar geldi aklýma. Nedense kimse görsün istememiþtim o anda; belki de soru soran bir çift gözle karþýlaþmanýn bana gerçeði hatýrlatmasýndan korkuyordum, hani insan ilk baþlarda inanmak istemez hala geri döneceklerini düþünür ya. Buna benzer duygulardý sanýrým yaþadýklarým. Þimdi ne zaman bir evin önünde böyle bir çift sahipsiz papuç görsem içim bir tuhaf olur. Bilirim ki o evlerin birinde bir hüzün, bir ayrýlýk, bir elveda vardýr ve oradan geçerken aniden hýzlanýr, adeta kaçarcasýna uzaklaþýrým. Bu alýþkanlýðýn ne zamandan beri uygulandýðýný, böylesi acý bir olayý haber vermek dýþýnda baþka bir anlam taþýyýp taþýmadýðýný tam olarak bilemesem de; kaybettiklerimizin sadece papuçlarýný deðil tüm eþyalarýný ihtiyaç sahiplerine daðýtmanýn güzel bir jest ve sevap olduðunu düþünürsek; bu iþe hemen o gün bir papuçla baþlamanýn da ayný düþüncenin ilk adýmý olduðunu düþünebiliriz belki. Sevdiklerinizin papuçlarýný býrakmak zorunda kalmamanýz ve henüz vakit varken onlara sýký sýkýya sarýlmanýz dileðimle… Ne olur papuçlar sahipsiz kalmasýn! Sevgiyle kalýn.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © BELGÝN ERYAVUZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |