..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Matematiðe, yalnýzca yaratýcý bir sanat olduðu sürece ilgi duyarým. -Godfrey Hardy
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Aþk ve Romantizm > sedat ERDOÐDU




25 Aralýk 2006
Ab_ý Hayat Köyü (Yazan : Sedat Erdoðdu )  
sedat ERDOÐDU

:AEIF:
- Ab_ý Hayat Köyü -1 -

Mayýs ayýnýn son günüydü.Beni Azerbeycan' a götürecek olan Rus Gemisine bindiðimde, içimde korkuyla karýþýk bir heyecan vardý.Kamarama geçip bavullarýmý yerleþtirdim.
Babamýn, Azerbeycan' da kurmuþ olduðu makarna fabrikasýnýn iþlerini takip için gidiyordum.Ünüversiteyi yeni bitirmiþtim.Babama göre okulda teorik olarak öðrendiðim iþletme tahsilimi, pratiðe dönüþtürme zamaný gelmiþti.
Henüz yirmiüç yaþýndaydým.Yaþýmýn küçüklüðüne raðmen, düþüncelerim olgun sayýlýrdý.Bu yüzden, babam bana oldukça fazla güvenirdi.O' nun bir dediðini iki etmez, bir þey söyledi mi anýnda yerine getirmeye çalýþýrdým.
Akþam yemeðimi yemek için, geminin güvertesindeki açýk restorant kýsmýna geçtim.Gemi, sessiz sessiz yol alýyordu.Deniz, kadifeden çarþaf gibiydi.Mavi, cam yeþili yollar yaparak uzanýyordu.Üzerinde pýrýl pýrýl ýþýklarýn gümüþsü yansýmalarý oynaþýyordu.Ýstanbul boðazýnýn çürüksü kokusunu çoktan geride býrakmýþtýk.Üzerimde taze ve hafif bir rüzgar esiyordu.
Yemeðimi yerken etrafýmda, Baðýmsýz Devletler Topluluðu' na ait aðarmýþ saçlý, renkli gözlü, pembemsi narin yanaklý, mercan dudaklý, genç ve yaþlý kadýnlarýn bazýlarý oturmuþ yemek yiyor, bazýlarý da ayakta denizi seyrediyorlardý.Bunlarýn çoðu Ýstanbul' a bavul ticareti yapmak için gelmiþ, satýn aldýklarý mallarý ülkelerine götürüyorlardý.
Yan masada oturan genç kýzýn varlýðýný, biraz geç farkettim.Aþýrý yapmýþ olduðu makyajý, rüküþ bulduðum giyim tarzýyla çok komik görünüyordu.Oysa çekici bir güzelliði vardý.Biçimli uzun vücudu, sütun gibi bacaklarý,sarý saçlarý ve yeþil gözleriyle, insaný sanki büyülüyordu.O' nunla hemen hemen ayný yaþlarda gibiydik.Genç kýzýn bana bakýp gülerek göz kýrpmasýyla kendime geldim! ...Yolculuk anlaþýlan zevkli geçeceðe benziyordu.Kýzdan aldýðým cesaretle yanýna yaklaþtým:
- Affedersiniz, sizinle bir kaç kadeh içki içip sohbet edebilir miyiz? Anlaþýlan siz de benim gibi, yalnýz yolculuk yapýyor sunuz?
Kýz bozuk türkçesiyle - Tabi buyrun oturun...
- Benim adým Kemal.Azerbeycan' a gidiyorum.Sizin yolculuk nereye?
- Benim adým da Ýrina.Rusya' lýyým ben de Azerbeycan' a gidiyorum.Ýstanbul' a sýk sýk gelir, bavul ticareti yaparým.
- Gerçekten de Türkçeyi konuþabiliyorsunuz.Sahi, ne içmek istersiniz?
- Buzlu votka rica edeyim! ..
- Anlaþýlan bavul ticaretinden iyi para kazanýyorsunuz?
- Hayýr, daha çok güzelliðimle kazanýyorum.Sizin Türk erkekleri hayatýnda hiç kadýn görmemiþ gibiler.Kaldýðým otelden þöööyle bir dolaþmaya çýkýyorum, en az on erkek kuyruðunu sallaya sallaya peþimde.Günde üç-dört erkeði idare ettiðim oluyor! ...
- Maþallah, çok açýk sözlüsünüz...
- Ýsterseniz gel Cafe disco kýsmýna geçelim...Caným dans etmek istiyor...
- Peki
Saatlece dans ettik.Vakit gece yarýsýný çoktan geçmiþti.Onunla geçireceðim aþk dolu saatleri düþündükçe, heyecaným kat be kat artýyordu.
- Ýrina, yorulduysan gel benim kamarama geçelim? Kabul etti;
- Sen soyun! ..Ben bir þiþe daha votka alýp geleceðim.Bu gece sabahlara kadar içip, eðlenmek istiyorum...
Birazdan elinde bir þiþe votkayla geldi.Ýçkiyi yuvarlamaya baþladým.Birden baþýmýn döndüðünü, gözlerimin karardýðýný hissettim.Votkaya karýþtýrýlan uyku ilacýnýn etkisiyle, tuzaða düþürülmüþtüm.Bunu, buz gibi Karadeniz' in sularýna atýldýðýmda anladým.Hayret, suya batmýyordum! ...Uyuyorken elbiselerimi giydirip, þiþme lastiðe sarýp, denize atmýþlardý. Ýrina' nýn beni tek baþýna suya atmasý imkansýzdý.Demek bunlar bir hýrsýz çetesiydi.Benim gibi kimbilir daha kaç kiþinin canýný yakmýþlardý?
- Bu Karadeniz' de amma tuzluymuþ ha...Hamsi balýklarý çok terliyor anlaþýlan! ...diyerek kendimle dalga geçiyordum.
Gemi hýzla yol alýyordu.Tüm baðýrýp çaðýrmalarýmý duyan olmadý.Baktým olacaðý yok, uzakta görünen sahile doðru yüzmeye baþladým.Saatlerce yüzdüm.Sahile vardýðýmda, yorgun ve bitkin bir haldeydim. Hava yeni yeni aydýnlanýyordu.
Þimdi korkum daha da artýyordu.Pasaportum, bavullarým ve paralarým çalýnmýþtý.Acaba bu kýyýlar hangi ülkeye aitdi? Belki yakalayýp hapsi atacaklardý...Ceplerimi karýþtýrdým, nüfus cüzdaným duruyordu.Birde yazýlý not býrakmýþlardý...- Bize derler Nataþa böyle tarak kel baþa, saçýnýzý yolarýz geldinizmi traþa! ...Saatime baktým kolumda duruyordu fakat içine su kaçmýþtý.Oysa onu aldýðýmda watterresissant (su geçirmez) yazýyordu! ...
Þöyle sahile bir göz attým, etrafý dik taraçalardan oluþuyor, iki yaný geçit vermiyordu.Kýyýda ufak bir tekne vardý.Yanýna yaklaþtým, tekne delikti.Kýyýda siyah bir tahta tabela üzerinde 333 rakamý yazýyordu.Aklýma süper starýmýz Ajda PEKKAN' ýn, dudak silikonlarýnýn daha iyi görünmesi için, fotoðrafçý Erol Atar' a verdiði pozlar geldi.Üç yüz otuz üç...üç yüz otuz üç...Bu rakamýn uðursuz olduðunu söylerlerdi.Acaba bana da uðursuzluk mu getirecek diye düþündüm.
Kafamý kaldýrdýðýmda, arkamdaki tepenin üzerinde bir köy olduðunu gördüm.Aç ve susuzdum. Tüm doða muhalefetine karþý 333 rakýmlý sandýðým tepeye doðru týrmanýp, gördüðüm insanlardan yardým isteyecektim.



-Arkasý yarýn-Sedat ERDOÐDU

Sedat Erdoðdu

- Ab_ý Hayat Köyü - 2 -

Tepeye doðru, iki kiþinin zar zor geçebileceði keçi yolu gözüküyordu.Köye doðru tatlý bir meyille yükselen uçsuz bucaksýz bir dað silsilesi...Her taraf fýndýk aðaçlarý ile kaplý.Etrafta kýrmýzý, beyaz ve sarý, dað çiçekleri...Bazý meyillerde avuç içi kadar sürülmüþ mýsýr tarlalarý...Bu tarlalarda ellerinde bel veya çapa, çalýþan kadýnlar...Çiçekli entarisi üzerine, beline bir peþtamal sarmýþ, gene bir peþtamal baþýna örtmüþ ve sýrtýnda odun yüklü kadýnlar...kadýnlar...
Görünürde hiç köyün erkekleri yoktu.Tarla süren kadýnlar, yük taþýyan kadýnlar, çocuðuna süt veren kadýnlar...Beni gören kadýnlar, ' -Haçan, burada erçeç varidur...' diyerek yukarý köye doðru kaçmaya baþladýlar.Bunlarýn konuþmalarýndan, buranýn bir Karadeniz köyü olduðunu anladým.Biraz rahatlamýþtým.
Daðýn yamacý bir hayli dikti.Ýþte bu sýrada O' nu gördüm...Üzerinde durulamayacak kadar meyilli 8-10 metrekare tarlada çalýþýyordu.Ayaðýný topraða geçirmiþ, ayakta durmak için cambaz hüneri isteyen topraðý belliyordu.'- Bu köyde hiç erkek yok mudur? Herhalde köyün kahvesinde kaðýt oynuyorlardýr.'Diyerek kendi kendime söylendim.
Saklandýðým yerden doðrulduðumda, beni fark eden genç kýz, köye doðru týrmanmaya çalýþtý.Ayaðý birden iri bir taþa takýlýnca, hýzla yanýma doðru yuvarlanmaya baþladý.Ayaklarýmýn dibinde durdu.Korku dolu gözlerle, belinden bir þeyler aradý.Elinde silah vardý ve hiddetle baðýrdý:
- Seni vuracaðum...
- Vur öyleyse ne duruyorsun?
- Yatarak niþan alamiyum da....Kaldýr da vurayum! ...
O' nu ellerinden tutarak kaldýrdým.Genç kýz hýrsla baðýrdý:
- Ha buradan aþaðu defolip gidesun, daha erçeç zamaný deðildur...
- Biraz dikkatli konuþur musun? Konuþurken tükürüklerin aðzýma giriyor...
- Sen de benden uzak durayasun...Tükürüklerimin önüne diçil deyen mi oldi?
Bana ha bire bir þeyler söyleyip duruyordu.Açlýk ve susuzluktan ne dediðini bile anlamaz olmuþ ve bayýlmýþtým.Kendime geldiðimde sahilde bir maðarada yatýyordum.Yanýmda su testisi, hamsili plav, mýsýr ekmeði duruyordu.Genç kýz görünürlerde yoktu.Karnýmý güzel bir doyurmuþtum.Ertesi gün genç kýz saklý saklý, tabaklarý ve testiyi almak için maðaraya gelmiþti.Bana bakýp yine söylendi:
- Sen daha çitmedin mi?
- Nasýl gideceðim etrafým hep dað?
- Buradan çitmen içun, bizum köyü denizle aþman gerekur.Köyde Kadýn Aða tarafinca sýký yönetim ilaný varidur.Seni gören karilar, kadýn aðaya köyde erçeç var demiþler ve ihbar etmiþlerdur.Köye çýkarsan senu vurirlar.
Genç kýz, kýyýda duran takayý göstererek:
- Ha bu takayla denize açulasýn...
- Fakat bu kayýk delik?
- Zarari yok, suda deliç görünmez! ...
- Ama ben bunla batar boðulurum?
- Sen yüzme bilmiyesun?
- Bilirim de Karadeniz bugün çok dalgalý, deniz tutar dalgada kusarým! ...
Sahi adýn ne senin?
- Fadime...Ya senun?
- Benim adým da Kemal.Tanýþtýðýmýza memnun oldum Fadime.
Fadime cebinden çýkardýðý tütün tabakasýndan sigara sarar ve Kemal' e doðru uzatýr.
- Ula Çemal, al bir sicara tellendur için açýlur.Kendi tarlamýzun ürünüdur.
- Bu sigarada Allah bilir bir keçiyi öldüreçek nikotin vardýr?
- Saçmalayasun Çemal...Çeçiler hiç sicara içer midur?
- Sizin burada, kadýnlarla balýklar ayný huya sahip herhalde?
- O nedendur?
- Her ikiside aðýzlarýný açtýmý baþlarý belaya girer de ondan.Karným da öyle acýktý ki...
- Bugün hava sislidur...Dur sana hamsi avlayayum sisten dolayu önlerini çöremezler.
- Bana içinde hamsi geçen bir kelime söyler misin Fadime?
- Bugün Karadeniz dalgali ve sislidur...
- E...hani bunun içinde hamsi kelimesi?
- Hamsi Karedeniz' in içindedur! ...
Karadeniz bölgesi coðrafyada okuduðum kadarýyla bol yaðýþlý olur.Mayýs ayý yaðýþlarýn yoðun olduðu bir aydýr.Birdenbire baþlayan yaðmurla, Fadime köye nasýl döneceðini þaþýrýr.
- Eyvah...þimdi ben anama ne diyeceðum? Çeçi otlatmaya gidiyorim dedum, buraya celdum.Haçan Çeçileride kaybetdum...
- Keçilerinde belirli bir iþaret var mýydý?
- Evet var idu.Birinin öksürüðü var idu, diðerinin süt memelerinden biri kesikdu.
Hay Allahým keçileri kaçýracaðým.Bu kadar saf, temiz kalpli bir kýz ömrümde görmedim.En yalýn haliyle sesleniyor.Þehir kýzlarýnýn çoðu, Fadime' nin yanýnda, gözüme Þeytan gibi görünüyorlardý.
Ýstanbul' daki kýz arkadaþým Nilgün' ü, Fadime' nin yerine koymak bile istemedim...Fadime' nin týrnaðý bile olamazdý.


Devamý yarýn-
Yazan: Sedat ERDOÐDU

- Ab_ý Hayat Köyü - 3 -

Fadime kumral örgülü saçlarý, iri yeþil gözleri, uzun parmaklarý ve tüm saflýðýyla beni cezbediyordu.Kendimi tutamayýp O’ na sarýlýp öptüm.Önce beni iteledi, fakat sonra hoþuna gitmeye baþladý.Maðaranýn dýþýnda yaðmur olanca gücüyle bastýrýyor, gökten þimþekler çakýyordu...Fadime:
“ - Hay Allahum…Önce saðnak yaðdýrýp elimi kolumu baðlayasun, þimdi de çakmak çakýp bizi dikizleyesun! …”, demez mi.Gülme krizine girdim.Fadime bana kýzarak söylendi;
- Neden güleyesun da…ha bu yukarýdakiyle alay mý edeyesun?
Yaðmur hala yaðýyordu.Biz de Fadime ile sohbet etme imkaný bulmuþtuk.Garibime giden bir olay vardý.Köyde neden hiç erkek görünmüyordu...Bunu sordum:
- Fadime, sizin erkekler hiç çalýþmazlar mý? Köye doðru çýkarken etrafta hiç erkeðe rastlamadým.Beni gören kadýnlar “- Erçeç var…”, diyerek köye doðru kaçýþtýlar…
- Bizim köyün adý, Ab-ý Hayat köyüdur…Haçan cördüðun gibi daðlýk arazide kuriludur.Fazla bir þey yetiþmedÝðu için erçeçler dýþarida çalýþýrlar.
Genel olarak ceri dönmeyen çok azdur.Çoði karilarina sadýktir.Haziranýn üçü dedimi erçeçler köye geri dönerler.Otuzüç gün köyde kalýr, sonra onaltý yaþinun üstü tüm erçeçler köyü terk ederler… Aha þu sahilde yazan tabela buni gösterir…Haziranýn üçünde geleceðisun, otuzüç gün kalýp gideceðusun…
Köyde erçeçlerin dönüþü davul, zurna, kemençe ile karþilanur.Karilar ve çocuklar gelenleri karþilamak içun yüksek bir tepeye çikarlar.O gün en yeni elbiselerinu giyerler…Ne kadar takilarÝ varsa takar ve horon teperler…Ha bu baþlarýna baðladýklari oyali çemberler, evli veya bekar olduklarinu cösterir…Bekarlarýn çemberlerine kalýn bir düðüm atilur.Kim bu düðümü çözerse, O’ nunla evlenmek zorundadur.Biz buna, düðüm nikahý deruz.Erçeçler bir yýl sonra döndüklerinde yeni yeni çocuklar doðar.Karilarýn doðumlaru hep ayný aya rastlar.Gidip de dönmeyen erçeçler de olmuþtur…Bunlardan 8.Dursun, 15.Dursun, Ýstanbul’ da durmuþlaridur.13.Temel, 17.Temel þehir avratlarý alýp Ýstanbul’ a temel atmýþlaridur.Sadece ha bunlar dönmemiþlerdur…
- Bugün haziranýn ikisi olduðuna göre, yarýn erkekleriniz köye dönecek o zaman?
- He ya, yarýn onlarýn arasýna kariþup köyden onlarla birlukte çýkasun…
- Gitmemi çok mu istiyorsun?
- Ne bileyim ula ben…
- Artýk yaðmur dindi, köye geç kalma…Anan her yerde seni arýyordur.
- Yarýn erçeçler geldiðinde, gelur seni köye aþýrýrum…
Ertesi gün, Fadime’ nin getirdiði Karadeniz elbiselerini giyindim.Onlara benzeyip köyü aþmam gerekiyordu. Fadime köye çýktý ben sahilde beklemeye baþladým.Nihayet süslü takalar, çalgýlar eþliðinde sahile yaklaþtý.Yukarý köyde kadýnlar kemençe çalýp türküler söylüyorlardý.Erkekler teker teker takalardan inmeye baþladýlar çok kalabalýktýlar…Hemen aralarýna karýþtým.Köyün kadýnlarý aþaðýya doðru koþuþtular…Fadime babasýna sarýlarak onu karþýladý..
Sonra bütün kalabalýk ahali, köye doðru týrmanýþa geçtiler.Fadime yanýma gelerek, en arkadan onlarý takip etmemizi söyledi.Yollar yürümekle aþýnmazdý nasýl olsa...
Yol kenarlarý ufacýk mýsýr tarlalarý, tütün ve fýndýk aðaçlarý kaplýydý. Köyün tepesi oldukça bulutluydu…
- Daðýn tepesi ne kadar da bulutlu deðil mi Fadime?
- O bulut deðul rüzcardýr…Esmediði vaçit bizim köyün üstünde durir…
Bir de yol kenarýnda gördüðüm köyün mezarlýðý ilgimi çekmiþti.Ýki mezar taþýnýn arasý 50-60 cm. boyundaydý.Oysa insanlarýn boyu bu kadar kýsa deðil! …
- Fadime, mezarlarýnýzýn arasý ne kadar da kýsa.Yoksa bunlar yeni doðan bebek mezarlarý mý?
- Topraklarýmýz kýsitlidur…Fazla yer iþgal etmemesi içun, ölülerimizu dikine dikine cömüyoriz.
- Mezar taþlarýnýn bazýlarýnda, baþ aþaðý hamsi, bazýlarýnda da, baþ yukarý hamsi resimleri var bu da neyin nesi?
- Karilarýn mezarunda hamsinin baþi yukaridadur.Baþlarý dik giderler…Erçeçlerin mezarlarýnda hamsinin kafasi aþaðý baki, uzun burinlari denizden hamsi koklayi da…
Köye adým adým yaklaþýyorduk.Köylüler, sarmaþ dolaþ olmuþ gözleri kimseyi görmüyordu.Bazý bekar erkekler sevdikleri gelinlik kýzlarýn düðümlerini çözüyorlardý.Ben de kendimi tutamayarak Fadime’ nin baþlýðýndaki düðümü çözüvermiþtim...


Arkasý Yarýn-3-
Yazan: Sedat ERDOÐDU

Sedat Erdoðdu

- Ab_ý Hayat Köyü - 4 -

Artýk olan olmuþtu…Bunu gören anasý ve babasý, sevinçlerinden havaya ateþ ettiler.Babasý bana sorar:
- Damatçýðum senu çýkaramadum da…Kimun oðlisun?
Aklýma hemen Ýstanbul’ a gidip de dönmeyen 17.Temel gelir.Karadeniz þivesi yaparak, kurnazca cevap veririm…
- Babacuðum ben 17.Temel’ in Ýstanbul’ daki karisinden olma Çemal’ im…Babamýn ölmeden önce vasiyeti var idu.Ab-ý Hayat Köyümüze gideceðusun, Ali Efendi’ nin kýzý Fadime’ yi alacaðusun demiþti…Eðer almazsan mirasýndan da mahrum kalacaðum…
- Oyyyy... uþþaðum Temel 17 senin buban mý? Rahmetliyle küçükken, evin tokmaðýný kim önce yakalayacak diye yarýþýrdýk.Burun farkýyla ben geçeridum…Allah mekaninu cennet eylesun ufacýk burni var idu.Senun kalacak yerin de yoktur.Ha burada bizum evde kalasun…Nasýl olsa Fadime’ nun düðüm nikahlý kocasisun…
Fadime eve gitmeden önce, bana sýký sýký nasihatlarda bulundu.
- Bak Çemal! ...Ninemin bir közü görmez, budu çýkýktýr.Kör_ mör gibi laflar söylemeyesun! ...Anamýn dudaðý yirikdur, dudakla ilgili konuþmalara girmeyesun, bubamun karaciðeri bozik ve burnu uzundir.Burun_murun gibi laflar da demeyesun ha! ...Sen ne güzel konuþtun ula Çemal bubamla…Az daha beni bile inandýracakdun Temel 17 nin oðlu oldiðuna…
- Tamam Fadime, söylemem…
Eve vardýðýmýzda büyük ahþap iki kanatlý kapýdan içeri girdik.Ortada geniþ bir avlu, avlunun ortasýnda kuyu, yandan ahþap merdivenlerle üst kata çýkýlan, iki katlý ahþap bir binaydý…Avluda iplere mýsýrlar, tütünler ve kýrmýzý biberler dizilmiþti.Üst kata çýktýk, beni sedire buyur ettiler.
Fadime’ nin babasý durmadan sorular soruyor ve Temel 17 ile ilgili anýlarýný anlatýp duruyordu.Ben de yalanýn bini bir paraydý.Sorduklarýna yalan yanlýþ cevaplar veriyordum.Babasý beni kahkahalarla güldürüyordu.Kendisi de güldükçe,”- aslan damadum “, diyerek sýrtýma sertçe yumruk vuruyordu.Sanýrým sýrtým morarmýþtý.
Yere kurulan sinide yemek faslýna geçildi.Önce çorba içtik, ardýndan tavuk geldi…
Tavuktan bir parça alayým dedim; býçaktan kurtulan tavuk Fadime’ nin ninesinin üstüne fýrladý.Fadime söylendi:
- Biraz dikkat etsene Çemal! ...
- Kabahat bende deðil ki býçak kör…der demez ayaðýma dizini vurdu.
Tavuktan sonra kadýnbudu köfte ve hamsi buðulama gelince dayanamadým.
- Efendum... köftelerden Kadýnbuduna bayýlýrum çok nefis olmuþ… deyince bir dirsek daha yedim.
- Þey…affedersunuz kadýngöbeðini de severum.Ýlle dilber dudaðý olacak.
Dudaktan bahsedince iki dirsek daha yedim…
- Ayþekadýn fasulyesine de can dayanmaz caným…Hamsinin gözünü ve yanaðýný severim.Karniyarik, þiþ kebabu, Arnavutciðeri…Tatlýlardan vezirparmaðý, kemalpaþa tatlýsý, tavuk göðsü, Zeki Müren göbeði, Türkan Þoray kirpiði velhasýl ne kadar dram yemek varsa seviyorum da…Diyerek yemek boyunca saçmaladým durdum.
Yemekten sonra Ali baba bana bir sigara uzattý.Bunlar sülalecek sigara tiryakisiydi sanýrým.Ninesi bile fosur fosur tüttürüyor.Arap yaðý bol bulunca sýrtýna sürermiþ…
- Bendeniz içmem babacuðum…Karaciðerime ve hatta Akciðerime bile dokuniyur.Kuþburnu çayý varsa içerum…Burundan bahsedince, babasýný gözleri dar açý yaparak burnuna takýlýr.
- Hiç kuþun burni olur mi? Kuþun gagasi olir…Aslinda o çayýn adý kuþ gagasi olmalidur… Damat bizde öyle çaylar yoktir.Fadime bize güzel bir kahve yapsun…Kahveyi nasýl alirsun uþþaðum açýk mý, koyi mi olsin?
- Koyu olsun babacýðum bugün matemliyum! ...
- Bu sýrada Fadime’ nin ninesi, fistanýnýn yakasýný of…pof…çekerek yelpazeliyordu.
- Hararet mi bastu nineciðum?
- Sikintudan ne yaptýðýmý ben de bilmiyorim damat.Akþam olip da ortalik karardýmý ödüm copiyir.
- Akþam olmasýný istemiyorsun demek?
- Nasil isterum damat…Hava cararduktan sonra çektiðimu bir ben bilirum bir de Allah…
- Geçmiþ olsun hastasýn demek?
- Hasta_masta deðilimdur…Cinlerle uðraþiyorim…
- Baþýma gelenleri cörsen korkar kaçarsun…Çat çat, pat pat.Tek gözümü yumup uyuyamam…
- Besmele çekip üç kulufalla bir Elham oku, belki kaçarlar! ...
- Ne cezer evlat.Ha bunlar zamane cinlerudur…Ne okumaktan ne üflemekten anlýyorlar.
- Bu sýrada nine çok konuþmaktan, üst takma diþleri avucuna trýk diye düþmesin mi! ...
- Tekrar söylenir.
'- Oðlima elli sefer söyledimdu.Üst diþleyimi bir numaya day yaptiy.Oylumda biyaz bol yaptiymiþ kullaniþlu oluy diye.Bol geliyoy týyt týyt konuþuyken düþüyoy da…Çeneleyimi sýkmazsam fýylýyoy…', der ve diþlerini yerine takar.
- Benu nasul buldun damat? Ahhhh ah, sen benu genç kýzliðumda göreceðidun.Mýsýr püskülü saçlarým kalem gibi kaþlarým iki gözüm de var idu.Þimdi yaþlýlýktan bir gözümde katarakt oluþti görmiyur..
- Yirmi yaþýnda gibisun ninecuðum.Sende tek göz var amma iki gözlüler ve hatta tepegözlüler bile senden uyanýk deðillerdur…
- Saðolasun damat…
- Fadime ile anasý Ayþe kadýn, avluya bulaþýk yýkamak için çýktýklarýnda ben de peþlerinden gittim.O sýrada Fadime’ nin küçük kýz kardeþi Emine, annesine seslenir;
- Kýz ana…Bubam seni istiy…
- Buban beni þimdi ne yapacaðumuþ?
- Bilmiyorimmmm…amma görünüþe bakiliysa besbelli sana o iþi yapacak! ...

Arkasý yarýn
Yazan: Sedat ERDOÐDU

Sedat Erdoðdu

- Ab_ý Hayat Köyü - 5 -

- Kýz aðzina biber sürerum, orospinun kizi…
Bu laf üzerine biz Fadime’ yle göz göze gelerek gülüþürüz.
Köyde elektrik yoktu.Erkekler büyük þehirlerde çalýþtýklarý için az çok medeniyeti tanýmýþlardý, kadýnlar medeniyetten tamamen yoksundu.Kadýnlar, televizyon nedir bilmiyorlardý.
Banyolarýný, avluda bulunan koca bir leðende, kazanlarda su kaynatarak yapýyorlardý.
Ben, þimdiye kadar istediðim her þeye sahip oduðum halde, bu kadar mutlu olduðumu hatýrlamýyordum.Fadime’ nin yaptýðý yer yataðýnda o kadar güzel uyumuþum ki…
Uyandýðýmda çoktan öðle olmuþtu.Elimi yüzümü yýkadým.Fadime ocakta çorba kaynatýyor, anasý mýsýr unundan ekmek yapýyordu.Emine baðýrdý…
- Kýz ana ben denize çimmeye gideceðum…
- Sakýn boðulmayasun, öldürürüm senu! …Gelirken maþrapalara deniz suyi doldir getir unutma emi..
- Ne yapacaðusun deniz suyuni ana?
- Evde tuz kalmadi…Yemek yaparken hazýr tuzli su kullanacaðum…
- Tamam ana cetirurim…
- Eniþtesi gördün mü benim kýzim ne güzel de söz dinler…
Þýmaran Emine tek parmak üzerinde baþ aþaðý durur:
- Emine sen ne yapýyorsun öyle?
- Dünyayý tersten döndürüyorim eniþte…
Doðrulur ve eline bir sigara alarak kibritle yakmaya çalýþýr.Bunu gören anasý:
“ - Kýz Emine utanmiyormisun cibritle oynamaya “, diye çýkýþýr.
Köydeki günlerimizin çoðu Fadime’ nin basýyla gittiðimiz, Çýnaraltý Köy Kahvesinde geçiyordu.Gündüzleri köyün erkekleri burada oturup sohbet ediyorlardý.Bu köye çok alýþmýþ ve baðlanmýþtým.Fakat Ýstanbul’ da beni bekleyen bir ailem ve geleceðe dönük projeler vardý.Fadime’ nin artýk kocasý olmuþtum.O, bir dað çiçeðiydi.Daðlardan koparýlýrsa solar giderdi.
Kahvenin ortasýnda tavanda 1 metre çapýnda delik açýlmýþtý. Kahveciye sordum:
- Ha bu deliðu neden açtýnýz uþþaðum?
- Hava durimunu ölçeruz.
- Nasýl ölçeyir sunuz?
- Yaðmir yaðdiðu vacit delikten içeru su girer, anlaþýlir ki o gün hava yaðmurlidur.Güneþ doðduði vacit, ýþiklar süzülür! ...
- Valla ne diyeceðum, çok akilane bir buluþ yapmiþsun! ...
- Ha deyun bakalim ne içer sunuz?
- Bana bir açýk çay, güneþlu olsun.Kayýnpedere de tuzli ayran getur! ...
Birazdan kahveci Dursun, bizim çayla ayraný getirir.Yanlýþlýkla benim önüme ayraný, kayýnpederin önüne çayý, masaya býrakýr.Kayýnpeder birden ayaða kalkar ve hýþýmla masanýn iki ucundan tutarak döndürür…
- Oyyy bubacuðum ne yapýyorsun da?
- Çayla kahvenin yerini deðiþtiriyorim damat! ...
Bu sýrada kayýnpederin caný su ister.Masanýn üzerinde içi su dolu cam sürahi ve içi kirlenmesin diye ters konmuþ bir su bardaðý vardýr.Su bardaðýna bakarak kahveciye seslenir:
- Ula Dursun… ha bu bardaðun aðzi kapali, açiðu yok midur?
Artýk kalkma vakti gelmiþti.Kayýnpeder hesabý ödemek için kahveciyi çaðýrýr:
- Dursun, bir çay bir ayran kaç paradur?
- 10 kuruþ vereceksun Temel emmi.
Kayýnpeder cebinden çýkardýðý madeni paralarý sayarken söylenmeye baþlar:
- Siz bilmezsinuz; Eskiden ortasý delikli demir paralar çiktu, mertlik bozulmiþ idu.
- Biz Karadenizliler höcümete baský uyguladýk, delikli demir paralarun ortasýna lehim yaptirduk.Üzerine büyük Atatürk’ ün resminü çizdürdük…

Sedat Erdoðdu
Arkasý Yarýn-

Günler su gibi akýp gitmiþ, ayrýlýk günü gelip çatmýþtý.Köyün onaltý yaþýndan büyük bütün erkekleri köy meydanýnda toplanmýþtý.Kemençeler kaynýyor, horonlar tepiliyordu.Gaydalar eþliðinde, evliler karýlarýna ve çocuklarýna veda ediyor, küçük erkekler analarýna ve kardeþlerine sarýlýp vedalaþýyorlardý…
Fadime bende hiç para olmadýðýný bildiði için ufak bir mendil içinde biriktirdiði bütün parasýný bana gizlice uzatýr:
- Al bu parayu Çemal seni Ýstanbul’ a kadar cötürür…
- Fadime sen çok iyi kalplisin seni seviyorum ve bizi ancak bundan sonra ölüm ayýrýr…
- Ya gelmezsen, þehir avratlarýnu cörüp benu unitursan?
- O zaman Ýstanbul’ a gel beni vur! ...
- Heç senu vurabilirmiyum Çemal…
- Çemal deðil Fadime Ke….mal…
- Tamam da iþte, Çe…mal…
Fadime’ ye sarýlýrým.Dokunsan aðlayacak gibidir.Bizi uðurlamaya gelen Kör nine, Yirik Ayþe ve küçük Emine ile sarýlarak vedalaþýrým.Köyün erkekleriyle birlikte tepeden sahile doðru inmeye baþlarýz.Bizleri bekleyen takalara binerek Giresun’ a doðru kayýnpederle birlikte hareket ederiz.Giresun’a vardýðýmýzda, köyün erkekleri çalýþacaklarý illere gitmek için çeþitli otobüslere binerler.Kayýnpeder Trabzon’ a çalýþmak için otobüs bileti alýr ben de Ýstanbul’ a bilet alýrým.Onunla seneye görüþmek üzere vedalaþýrýz. Ýstanbul’ a doðru yolculuðum baþlar…
Esenler otogarýna indiðimde Ýstanbul’ da gün aðarmýþ, garajda yine binlerce insan karmaþasý vardýr.Cebimdeki son parayla, hýzlý tramvaya bir bilet alýr, Sirkeci duraðýnda inerim.Param yetmediði için, buradan artýk Beþiktaþ’ a yürümem gerekecektir.Galata köprüsü’ nü geçerken aklýmda Fadime, Karaköy-Þiþhane aklýmda Fadime, Beþiktaþ iskelesi aklýmda Fadime…Hiç aklýmdan çýkmýyor ki! ...
Evimizin kapý zilini çaldýðýmda, kapýyý açan annem, beni görünce küçük dilini yutacak gibi olur.Bir aydýr benden haber alamayan annem ve babam gazetelere kayýp ilaný vermiþ haber alamayýnca beni öldü zannedip yaslar tutmuþlar.Annem ve babam beni karþýlarýnda sapasaðlam görünce sevinçten deliye döndüler.Babam sorar:
- Oðlum þimdiye kadar nerelerdeydin? Ýnsan bir telefon açar.Aramadýðýmýz yer kalmadý.Senin para için kaçýrýldýðýný ve öldürülüp bir yere atýldýðýný bile düþündük.Gecelerdir uyuyamaz olduk.
Bir aydýr yörenin þivesine alýþtýðým için elimde olmadan konuþurum:
- Bubacuðum…þey…babacýðum, bindiðim gemide içkime ilaç koyup beni denize atmýþlar.Karadenizde bir sahil kasabasýna yüzerek çýktým.Yorgundum, bana köylüler sahip çýktý.Ulaþým olmadýðý için bir ay boyunca erçeçlerin þehre gitmesini bekledim mecburen.Köyde elektrik yok nasýl telefon edeceðum! ...
Tabii, evlendiðimi falan söylemedim.Eðer bir köy kýzýyla evlendiðimi duysa annem, kalpten oracýkta giderdi.Bundan sonraki Azarbeycan seyahatlarýmý uçakla yapýyordum.Günlerim Ýstanbul ve Azarbeycan arasýnda geçiyordu.Fadime’ yi çok özlüyordum.Acaba þimdi ne yapýyordu? O’ nu Ýstanbul’ a getirmem imkansýzdý.Bir dað çiçeði gibiydi, daðlardan koparýlýrsa solardý.
Nihayet haziranýn üçü yaklaþýyordu.Babama çalýþmaktan yorulduðumu, bir ay Bodrum’ da tatil yapacaðýmý söyledim.Beni kýrmadý, tamam gez eðlen, dinlen, artýk evlen dedi.Evleneceðin kýz þanýmýza yakýþýr bir ailenin kýzý olsun, torun istiyorum torun…diye yüksek sesle baðýrdý.Ben Bodrum’ a gidiyorum diyerek Giresun’ a gittim.Yavaþ yavaþ gelen bütün köyün erkekleriyle sarýlýp öpüþtük.Kayýnpeder beni görünce sarýldý.Sahilde bekleyen takalara binerek Ab_ý Hayat Köyümüze doðru yola koyulduk.Sahile vardýðýmýzda, bizleri hasretle bekleyen kadýnlar ordusu, horonlar eþliðinde karþýladýlar.
Köyün erkekleri ile birlikte yukarý doðru týrmanýþa geçtik.Köy meydanýna vardýðýmýzda beni meydanda bekleyen Fadime’ nin kucaðýnda ufacýk bir oðlan çocuðu vardý.Sevinçten gözleri parýl parýl parlýyordu…
- Çemal bak bir oðlin oldi…Adýný Temel koydim…
Þaþkýnlýktan þok geçirecektim.Týpký küçüklük fotoðrafýmdaki bana benziyordu.Kucaðýma alýp doya doya sevdim.
Eve vardýðýmýzda Kör Ninenin ve Yirik Ayþe Anamýn elini, küçük Emine’ nin yanaklarýný öptüm.Elimdeki çantalarý açarak, kör nine için getirdiðim tek gözlü gözlük, aðzýna layýk takma diþ ve sigara kutusu takýmý, Yirik Ayþe Ana için düdüklü tencere ve pilli radyo, Emine için oyuncaklar, kayýnpedere bol miktarda deliksiz kaðýt para, Fadime için Trabzon iþi altýn bilezikler ve annemden gizlice aþýrdýðým yüzyýllýk deðerli elmas gerdanlýðý hediye ettim.



Arkasý yarýn: Bölüm – 6 –
Yazan: Sedat ERDOÐDU

z - Ab_ý Hayat Köyü - 7 -

Fadime çok iyi silah kullanýyordu.Bana da atýþ dersleri veriyordu.Bazen canýmýz sýkýldýmý çocuðu da yanýmýza alýp, hamsi avýna çýkýyorduk.Yakaladýðýmýz hamsilerden güzel bir mangal sefasý yapýyorduk.Kayýnpederle oturduðumuz Çýnaraltý Kahvesi, köyün erkeklerinin buluþma noktasýydý.Orada akþama kadar birbirlerine takýlýrlardý.Söyledikleri sözler Karadenizlinin zekasýný temsil ediyordu.Nihayet beklenen gün gelip çatmýþ, otuzüç gün çabuk bitmiþti.Yine aðlayýp sýzlamalar, horon tepmeler ve yine ayrýlýk...Fadime ile bu ayrýlýðýmýz þimdi daha da zor gelecekti.Oðlumu çok çok özleyecektim.
Köyde elektrik olmadýðý için cep telefonumun þarjý bitmesin diye
babamla çok kýsa konuþup kapatýyordum.Onlar hala benim Bodrum’ da tatilde olduðumu zannediyorlardý.Üstelik torun sahibi olmak isteyen babamýn, erkek torunu vardý.Fakat bunu onlara nasýl açýklayacaktým.Biraz zaman geçsin, daha sonra nasýl olsa öðreneceklerdi.Kafamda binlerce sorgu ve sual vardý…Otuzüç gün bana yetmezdi.Eþim ve çocuðumu her zaman yanýmda görmeliydim.Ýstanbul’ a gittiðimde aklým hep onlara takýlý kalacaktý.Çocuk hastalandý mý, ne yiyor ne içiyor, üþüdü mü? ... Bu sorular beynimi kurcalar, uyku tutmaz, uyuyamazdým…Yine allý pullu takalara binildi yine bize yollar göründü…
Eve geldiðimde babam karþýladý.Bodrum tatilini sordu, güzel geçtiðini söyledim.Kendimi çok yorgun hissediyordum.Yolculuk beni sarsmýþtý.Deliksiz bir uyku çektim.Ertesi gün öðleye doðru, perdeleri çeken annemin sesiyle uyandým.
- Oðlum kalk artýk iþine gücüne bak.Baban yaþlandý, iþleri senin idare etmen gerek! ..Geliyorsun, geldiðini bile söylemeden uyuyorsun…
- Kapat þu perdeleri anne, çok yorgunum uyumak istiyorum…Ýþe de yarýn giderim.
- Oðlum yeni tatilden geldin, ben de seni dinlendin sanýyordum.
- Yol yorgunluðu anne tamam dedik, kapat þu perdeyi! …
- Tamam oðlum nasýl istiyorsan öyle yap.
Akþama doðru uyandýðýmda, annemle babam yemek masasýna oturmuþ, yemek yiyorlardý.
Ben de masaya oturdum.Annem sordu;
- Bodrum’ da hiç denize girmedin mi oðlum, bronzlaþmamýþsýn?
- Girmez miyim anne, yanmamak için geceleri denize hava karardýktan sonra girdim.Bilirsin denizler geç ýsýnýr geç soður…Akþam sýmsýcak denizde yüzmesi daha güzel oluyor…
- Arkadaþlarýn Fatih, Emre ve Ahmet de Bodrum’ daydýlar…Buraya kaç kez telefon açýp seni sordular…Ben de onlara senin Bodrum’ da olduðunu söyledim fakat seni aramadýklarý yer kalmamýþ bulamamýþlar…Anneciðim, gözlerden uzak yalnýz baþýma tatil yapmak istedim;
- Kýz arkadaþýný da hiç arayýp sormamýþsýn günlerce seni arayýp durdu.Oðlum sende bir gariplik var bunu seziyorum…Er geç ortaya çýkar nasýl olsa…
Geldiðimi öðrenen Nilgün, bize gelir.Bana sarýlarak öpmeye çalýþýr, ben dudaðýmý yana kaydýrýrým;
- Kemal neden bana haber vermeden gittin? Söyleseydin ben de seninle gelirdim tatile.Ýnsan bir telefon açmaz mý?
- Valla Nilgün doðayla baþ baþa kalmak istedim.Kitap okudum bol bol.Ýstanbul’ un gürültüsünden uzak tabiatla kucaklaþmak ne güzel þey…
- Oðlum artýk evlenme vaktin geldi sayýlýr Nilgün’ ü istemeye ne zaman gideceðiz?
- Aman anne þimdi evlenmenin sýrasý mý? Daha yapacak o kadar çok iþlerim var ki.Ýþleri daha da büyütmek için çalýþtýðým þu sýralar bana evlenmeden bahsedip durma! ...
- Kemal yoksa benle artýk evlenmek istemiyor musun?
- Þu sýralar düþünmüyorum Nilgün.Zaman ne gösterir bilinmez.
Nilgün bu sözüme karþýlýk hiddetle yerinden kalkarak kapýyý açar ve çarparak gider.Durumu gören annem oldukça sinirlenerek söylemediði lafý býrakmaz.

Sedat Erdoðdu

z - Ab_ý Hayat Köyü - 8 -

Bu seferki gidiþimde Fadime’ yi ve oðlumu da yanýmda getirmeye kesin kararlýydým.Fakat bu nasýl olacaktý? Þimdiye kadar Ab_ý Hayat Köyünden hiçbir kadýn dýþarý adým atmamýþtý…Örf ve adetlerine göre kadýnlarýn köyden dýþarý çýkmalarý uðursuzluk getirirdi.Kadýnlarýn köyü terk etmeleri demek, kendi ölüm fermanlarýný imzalamalarý demekti.Fadime asla köyünü terk edip benimle Ýstanbul’ a gelmezdi…En iyisi bu gittiðimde, sahilde piknik yapma amacýyla götürüp Giresun' dan anlaþacaðým baþka bir tekne ve balýkçýlar yardýmý ile onlarý kaçýrmaktý.
Ab_ ý Hayat Köyü' nün denizden baþka ulaþýmý yoktu.Köyün arka kýsmý yüksek dað silsileleri, ön tarafý ise Karadenizdi.50 haneli bu köyde yaþayanlarýn ne okullarý, ne de bir hastaneleri vardý.Varlýklarý ve yokluklarý bile belli deðildi.Savaþ yýllarýnda Pontus_Rum lardan kaçan bazý Karadenizliler bu köyü kendi elleriyle kurmuþlar, sýðýndýklarý bu daðdan erkekler dýþýnda hiçbir kadýna köyü terk etmesi için izin vermemiþlerdi.Sadece Kadýn Aða izin verirse belki kadýnlar dýþarý çýkabilirlerdi.
Artýk planýmý yapmýþtým.Kendi arabamla Giresun’ a kadar gidecek ve köylülerle birlikte takayla köye varacaktým.Köye varýþýmdan 5 gün sonra ikinci bir taka sahile yanaþýp bizleri kaçýracaktý.
Mayýs ayýnýn son günleri yaklaþmýþtý.Ben, ailemden yine tatile çýkýyorum diyerek izin aldým.Arabama bindiðim gibi Karadenize doðru yola çýktým.Aklýmda hep Fadime ve oðlum vardý.Onlarý daha rahat ve güzel bir hayat bekliyordu.Beraber mutlu bir yaþam sürecektik.Yollar git git bitmiyordu sanki.Karným da acýkmýþtý.Yolda bir tabela gördüm.” -Lokanta, 20 km.geride, solda ”, yazýyordu…Tekrar geri giderek karnýmý güzel bir doyurdum Samsun’ a az bir mesafe kalmýþtý.Bir ara dalmýþým ve arabamýn yoldan çýkarak yüksek daðlardan aþaðý yuvarlanmasý ve çam aðaçlarýna tutunmasý ile kendimden geçmiþ, bayýlmýþým.
Gözümü açtýðýmda, bir hastane odasýnda bembeyaz çarþaflar içinde yatýyordum.Annem ve babam baþucumda aðlayarak beni seyrediyorlardý.Yolda kaza yaptýðýmý görenler, beni sýkýþtýðým araçtan çýkarýp, en yakýn hastaneye kaldýrmýþlar.Nüfus cüzdanýmdaki bilgilerimden, aileme haber vererek çaðýrmýþlar.Annem ve babam ilk müdahaleyi yapan doktorlarýn tavsiyesi ile bir ambulans tutarak beni Ýstanbul Cerrahpaþa hastanesine götürmüþlerdi.
Kendime geldiðimin ilk anýnda annem, babam ve Nilgün baþucumda üzgün üzgün beni seyrediyorlardý.Meraklý gözlerle bu adamýn “-Karadenizde ne iþi var? ”, der gibi içten içe beni sorguladýklarýný seziyordum.
Babama sordum:
- Baba bugün günlerden ne?
- 12 haziran cuma oðlum…On gündür hastanede yatýyorsun.Allaha þükür kendine gelebildin.
- Ne…? On gündür hastanede miyim? Hemen benim gitmem lazým! …Fadime beni bekler…
- Ne Fadime’ si oðlum? Kazadan sonra bu çocuk kafayý yedi herhalde…
Yataðýmdan kalkmaya çalýþýrken ayaðýmýn alçýda olduðunu ve acýdýðýný hissederim.
- Ayaðým…ayaðýma ne oldu?
- Oðlum kazadan sonra ayaðýnda kýrýklar oluþmuþ, doktorlar hemen amaliyata aldýlar
ve platin takýldý.Zamanla ayaðýnýn iyileþeceðini söylediler.Þu an yürümen imkansýz.
Ýçimden “-Aman Allahým, ben þimdi ne yapacaðým…Fadime ve oðlum beni bekliyorlardýr…Benim gitmediðimi görünce kimbilir aklýndan neler geçirmiþtir.Bu kýrýk sað bacaðýmla köye de týrmanamam…Ah…nasýl da özledim…Þimdi ben ne yapacaðým? ”, diye iç geçirdim.

Arkasý Yarýn
Bölüm – 8 -

Sedat Erdoðdu

z - Ab_ý Hayat Köyü - 9 - Bölüm

Aradan 3 yýl geçmiþti.Bu üç yýl sanki bana üç asýr gibi geldi.Ayaðým tam anlamýyla iyileþmemiþti.Fadime’ nin beni böyle görmesini istemiyordum.Hayatým bir kabusa dönüþmüþ, aklým hep Ab_ý Hayat Köyündeydi.Bu þekilde gitsem bile tepeye çýkmam imkansýzdý.Annem ve babama düðüm nikahý yapýp evlendiðimi açýklayamazdým.Yaþým yirmiyedi olmuþtu.Annem, Nilgün’ le evlenmem için baský yapýp duruyordu.
Nilgün’ ün ailesiyle benim ailem yýllardýr çok iyi anlaþýyorlardý.Çocukluðumuzdan beri bizi birbirimize yakýþtýrýyorlardý.Nilgün, ailesinin biricik kýzýydý.Ailesi jet sosyetedendi.Galatasaray Lisesi' ni beraber bitirmiþtik.Ünüversite tahsilimi Boðaziçi Ýþletme' de okudum, Nilgün babasýnýn tekstil fabrikasýnda çalýþmayý seçmiþti.Modacý Zeynep TUNUSLU ile birlikte marjinal kýyafetlere imza atýyordu.Baþarýlý bir iþ hayatý vardý.Fakat tenlerimiz uyuþmuyordu.
Ben yavaþ yavaþ aðýr aksak yürümeye çalýþýyordum.Ýþlerin baþýna geçmiþtim.Kendimi iþe vererek gece yarýlarýna kadar çalýþýyordum.
Tek tesellim içkiydi.Ýçince biraz rahatlýyordum.
Annem ve babam geceleri sosyetik davetlere katýlýp eðleniyorlardý.Beni de götürmek istediklerinde sudan bahanelerle onlarý atlatýyordum.Bu yýl her ne olursa olsun köye gidecektim.
Þimdi oðlum üç yaþýný bitirmiþ olmalý.Fadime ise sanýrým yirmi yaþýna basmýþtý.Onlarý mutlaka buraya getirmeliydim.Kimbilir þimdi hakkýmda neler düþünüyordu…Kendisini aldatýp kaçtýðýmý, yalnýz býraktýðýmý sanýyordur.Oysa gerçekleri bir bilseydi ah…içim acýyordu…
Büromda yine sessizce çalýþmalarýmý yaparken, dýþarýdan sekreterimle kavga eden bir adamýn sesleri geldi.Zili çalarak sekreteri çaðýrdým:
- Ne oldu Ayþe Haným? Bu kavga gürültü de ne?
- Efendim köylü bir adam elinde senin fotoðrafla, Temel 17 nin oðlu Kemal burada mý diye soruyor.
Bu sýrada açýk kapýdan öfkeyle içeri girenin Kayýnpederim olduðunu gördüm.Belinden çýkardýðý silahý oturduðum masanýn kenarýndan kafama doðrultarak;
- Ula Çemal seni vuracaðum da…
- Ayþe Haným kapýyý kapatýp dýþarý çýkar mýsýnýz! ...
- Ama efendim adam sizi vuracak…Polise haber vereceðim…
- Hayýr sakýn haber verme, ben hallederim! ...
- Tuh senun suratuna…Kýzýmý kandýrup ortalarda býrakdun…Oðlunu da aramayasun þerefsuz heruf.Buban olacak O þerefsuz Temel 17 de köyü býrakup gitmiþdu zaten.
- Ne desen haklusun bubacuðum…
Ayaða kalkarak O’ na doðru sekerek yürürüm.Elindeki silahý indirerek:
- Uy anacuðum…Senun sað bacaðuna ne oldi uþþaðum?
Üç yýl önce baþýma gelen kazayý, Karadenizli olmadýðýmý ve bütün gerçekleri olduðu gibi anlattým.Fadime’ yi ve oðlumu çok sevdiðimi, onlarý mutlaka yanýma almak istediðimi, bana yardýmcý olmasýný söyledim.
Kayýnpeder gerçekleri öðrendiðinde gözleri dolu dolu oldu.Bana sarýlarak;
- Oyyy kurban oldiðum…Senu yanluþ tanýmamýþum.Benum bildiðum Çemal dürüst adamdýr der durirdum.Ha sana yardum edeceðum.Fadime’yi ve oðlinu bu gidiþimde Ýstanbul’a ben kaçurup getireceðum.
- Babacuðum beni Koca Ýstanbul’ da nasýl buldun?
- Fadime’ ye hatýra verdiðun Vesikaluk resmin uzerunde, fotoðrafçýnun telefoni yaziluydu…Fotoðrafçi, senun ünlü bir ailenun oðli olduðunu söyledu.Ýþ yeri adresunu yazýverdu.Kolay oldi bulmak damat…
- Sen okuma yazma biliyorsun o zaman?

Yazan: Sedat ERDOÐDU
Arkasý Yarýn-9.bölüm.-

Sedat Erdoðdu

z - Ab_ý Hayat Köyü - 10 -

- Ula onaltý yaþimdan berudur þehirlerde çok deðiþuk iþlerde çaliþdum.Heç okuma yazma bilmez miyum damat…Fadime ve Emine’ de benden ders aldilar.Fadime okil_mokil görmedu amma çok iyi okir yazar.En sevdii citap Böyük Atlastir.
- En çok hangi mesleði severek yapiyorsun Alibaba’ cýðým? (Temel Reis’ e ben kýsaca Alibaba diyordum.Diðer Temel' lerle karýþtýrmamak için)
- En çok lokantada aþçiluk mesleðunu seviyorim.Hamsinin her türlüsüni yaparum.Hamsi tava, hamsi bulama, hamsili köfte, hamsi turþusi, hamsi tatlýsi, hamsi yuvarlama, hamsili pilav aklýna ne gelirse yaparum…
- Çok güzel bir planým var…Sana Boðaziçi’ nde büyük bir lokanta açacaðým...Ýsmi de “– Beter Hamsi Lokantasý -“ …Nasýl? ...Burada çalýþanlarýn hepsi Ab_ý Hayat Köyü' müzün erkekleri olacak…Fadime’ ye de bizim eve yakýn bir ev alacaðým.Üç yýl boyunca bu evde diksiyon ve zerafet dersleri alacak.Oðlum ve hizmetçiyle birlikte bu evde yaþayacak...Yeter ki sen bana onlarý getir…
Neden kadýnlarýn köyden çýkmasýna izin vermiyorsunuz?
Kadin Aða, kendini hala savaþta zannediy.Karilarin aklina giriy.Diþaru çýkarsanuz Urum’lar sizun ýrzýnýza geçerler diyy.Türlü türlü garip hikayeler anlatip duriy.Çok yaþlidur da, boþ ver…köyümüzde adet olmuþ, yýllardur heç bi kari dýþari adim atmamiþdur.Kari kýsmu köyden çýkup ne edecek, yedikleri önde yemedikleru arkada damat…
- Ya Fadime gelmek istemezse?
- Ben durumi izah ederum damat senin sakatlandinu duyunca koþa koþa gelucekdur…
- Taka hep erkek dolu olacak nasýl getireceksin?
- Fadime’ ye erkek kýyafetleri giydirip, torinu da finduk sepeti içine dolduracaðum.Sen o iþu baa býrak damat…
- Seni lokanta kralý yaparsam, bir de sosyeteye girdin mi, babam senin kýzýný bayýla bayýla istemeye gelir.Fadime' de üç yýl boyunca kendini geliþtirir nasýl olsa…
- Ula damat lokanta 33 gün kapalý kalacak bu gidiþle.Haziranin üçü dedimu ha tum uþþaklar Ab_ý Hayat Köyüne gidecek…
- Kapýya yazý asarýz olur biter…” – Ab-ý Hayat Tatili 33 gün KAPALIYIZ…”
Köylüleri lokantaya nasýl toplayacaksýn peki?
- Onlara piyangodan para çýktiðunu, buninla lokanta kurduðimu, herkese iþ oldiðunu paralarinu tikur tikur ödeyeceðumu söyledimmu iþ tamamdur…16-20 yaþ arasu bulaþuk, 20-30 yaþ arasu garsonluk, buruþuklar da ahçýlýk yaparlar da…Sen ortalarda görünmeyesun iþun aslý bozulmasun! ...
- Ne güzel herþey aslýna uygun ve doðal olacak.Beter Hamsi Lokantasý' na da Karadeniz insaný yakýþýr zaten.Gýrgýr ve espri bol olacak desene.Sizin doðal halinizi gören konuklar daha çok gelmek isteyeceklerdir.
Tamam babacuðum al þu bir miktar parayý yanýna evdekilere hediye al! ...
- Ha bu paralari borç olarak aliyorim damat...Ýlerde hepsinu son meteliðuna kadar ödeyeceðum göreceksun…
- Sen gelinceye kadar bende güzel bir Lokanta ayarlayayým.Ýçine de gerekli malzemeleri de koydum mu iþ tamamdýr.Size de sadece çalýþmak ve yücelmek düþüyor.



Arkasý Yarýn - 10 - Bölüm
Yazan:Sedat ERDOÐDU

Sedat Erdoðdu
z - Ab_ý Hayat Köyü - 11 -Bölüm

Köyün erkeklerinin köyden ayrýlma süreleri yavaþ yavaþ doluyordu.Süre doldukça, kalbim küt küt atýyordu.Onlarýn dönmelerini dört gözle bekliyordum.Acaba bir aksilik çýkar mý þüphesi hiç eksik olmuyordu.
En samimi arkadaþým Ahmet’ e bütün hikayemi baþtan sona anlatmýþ ve yapacaðým iþler için organize iþleri ona vermiþtim.Ahmet’ e bu sýrrýmýzý kimseye açýklamamasý için yemin ettirmiþtim.Ev ve Lokanta iþleri tamamdý.
Bizim evin arka sokaðýnda bir ev almýþtým.Oturduðumuz eve yakýn olsun ki istediðim zaman Onlar’ ý görebilmeliydim.Eþya seçimini ve Lokantanýn döþeme iþlerini Ahmet’ e býraktým.Lokantanýn organize iþlerinden Ahmet sorumlu, lokantanýn patronu Kayýnpederim olacaktý.Lokanta bir dönüm arazi içinde boðaz manzaralý iki katlý büyük bir binaydý…alt katýnda yemek piþirme merkezi ve dörder kiþilik odalar,içinde her türlü konforu olan yatakhaneler dizayn edilmiþti…Ahmet’le hemen hemen her gün beraberdik ve bu iþleri tartýþýyorduk.
Nihayet beklenen gün gelip çatmýþtý.Kayýnpederden gelen telefonla çocuklar gibi sevinmiþtim.
- Alu damatcuðum biz celduk.Fadime ve oðlinu taksiyle aldur.Arkadan baþka otobüsle elli haneli köyümüzün yetmiþ erçeðu gelecekler.Ben onlari karþýlayacaðum.Bize de otobüs cönder aldirmaya! …Fadime ve oðluni cörmesunlar diye biz önden gelduk da…
- Tamam babacýðým…Emrin baþ üstüne hemen geliyorum…Yaþassýnn…Ahmet arabayý hazýrla hemen Esenler’ e otogara gidiyoruz! ...Gelmiþler…
Sevinçten havalara uçacak gibiydim.Onlarý o kadar çok özlemiþtim ki…Dünyalarý verseler bu kadar mutlu olamazdým.
Arabayý park ederek onlarý Ahmet’ le birlikte aramaya baþladýk.Giresun yazýhanesinin önünde Fadime’ nin üstünde erkek kýyafetleri, Alibaba’ nýn kucaðýnda oðlumla birlikte bizi bekliyorlardý.Fadime…diye baðýrdým ve hasretle birbirimize sýmsýký sarýldýk.Oðlumu da kucaðýma alarak öpüp, doya doya kokladým.
- Damatçiðum biraz acele edun da birazdan köylüler celecek! ...Senu ve Fadime’ yi tanimasunlar.
- Tamam Alibaba’ cýðým ver þu mübarek ellerinden öpeyim…
- Öp babanun elini! ...
- Köyümüzün bütün erkeklerinin kalacak yerleri var hiç düþünmesinler.Bir hafta kurs görecekler.Haftaya büyük bir açýlýþ yapacaksýnýz.Lokantanýn açýlýþýna gazeteciler ve sosyeteden iþ adamlarýný davet ettik.Tanýþtýrayým arkadaþým Ahmet bey’ le birlikte bu iþleri ya baþaracaksýnýz, ya baþaracaksýnýz! ...Beni lokantada göremeyeceksiniz.Bir isteðin oldu mu Ahmet’ den isteyeceksin.Özellikle açýlýþta babamla iyi ilgilen ve O’ nu kafaya al, fakat hiç açýk verme! ...Ýlerde nasýl olsa dünür olacaksýnýz…
- Tamam damat sen oni merak etme ben kafalarim…he…he…
- Lokantanýn organize iþlerini Ahmet sorumlu olacak.Piyasayý iyi tanýr.
- Ula uþþaðým benim masama yazi yazdýrdun mu?
- N e yazýsý? ...
- “-Buranýn Patronu Bu Adamdýr”, yazisi…
- Aaaa…iyi fikir Kemal…Bak bunu da yazdýrýp masaya koyalým.Millet biraz güler…
- Ahmet dalga geçecek zaman deðil, güzel fikir yazdýr masaya koy! ...
Kayýnpederi otogarda býrakarak eve doðru harakete geçeriz.Fadime;
- Çemal senu çok özlemiþum.Aslinda senu vurmayi bile düþündüm nerden bileceðum senin kaza geçirduðunu…Ayaðin nasil oldi? Hala aciyor mi?
- Yok Fadime yavaþ yavaþ düzelecek…Seni gördüm tüm acýlarým dindi.
- Bak oðlim bu senun baban…Çemal, nasil büyümüþ mi oðlin?
- Hem de nasýl çok tatlý olmuþ kerata.Benim küçüklük fotoðraflarýma çok benziyor.

Arkasý Yarýn
Yazan:Sedat ERDOÐDU 11.bölüm

Sedat Erdoðdu

- Ab_ý Hayat Köyü - 12 -Bölüm

Bir hafta sonra lokantanýn açýlýþý vardý ve bu süre içinde elamanlarýn iþlerini iyi öðrenmeleri gerekiyordu.Hepsine özel kýyafetler hazýrlanmýþtý. Gelen müþteriler nasýl karþýlanýr ve nasýl oturtulur, masada servis nasýl açýlýr, servis nasýl yapýlýr.Ýçki nasýl daðýtýlýr bunlarý öðrenmeleri için özel bir eðitmen tutulmuþtu.Biraz gýrgýr biraz þamatayla elamanlar iþlerini iyi derecede öðrenmiþlerdi.Ahmet lokantada yaþanan olaylarý bana aktarýrken çok güldüm;
- Ders sýrasýnda herkes görevini baþarýyla yapýyordu, Alibaba masa servisini açan genci çaðýrýp sebebsizce tokatladý.O da “-neden vuriyosin Reis? ” diye sormuþtu… “- Tabaklari kýrmayasun diye þimdiden uyariyorim da…” demez mi…
Derslerde bazýlarý müþteri bazýlarý garson olarak iþlem yapýyorlardý. fiks menüyü…siks benü, anlarlarmýþ ders hocasýný bile güldürdüler..Özellikle eðitmen Alibabaya devamlý tembihliyor “ - Sakýn müþteriye; ” - Sik sik bekleruz efendum', veya '-siku tut! ... ” deme, yanlýþ anlaþýlýr sonra! ...” diye.Albaba bu dinler mi, yine söyleyeceðini söylüyordu.
Gençlerden biri garson, öbürü de müþteri rolü oynarken, müþteri kýlýklý sormuþdu:
- Hangi masaya oturacaðuz?
- Ýstediðunuz masaya oturinuz efendum fakat tabaklari kýrmayun! ... dedi.
- Bir genç: “- Tütün içebilir miyim Reis? ” diye izin istedi, O da”- hayýr içemezsun “ dedi:”-Eee Reisciðum herçes içuyor da…”, deyince.” - Olabilur onlar izun istemediler ki! …” dedi çatlayacaktým …Alibaba, duvardaki içki rafýnda bulunan dolu içki þiþelerinin yanýna birkaç boþ içki þiþesi koymalarýný söyledi.Bu boþ þiþelerin neden konduðunu sorduðumda ”- Ha bunlar içki içmeyenler içündür! …”, öldüm öldüm …katýla katýla …güldüm.
- Garsonlardan biri oldukça zayýflamýþ ve hastalanmýþtý.Doktora gönderdik, gittiði doktor reçetesine ona balýk yaðý ve fitil yazmýþ.O da gitmiþ balýk pazarýna, reçeteyle balýk yaðý aramýþ! ...Eczaneden aldýðý fitili de hap sanýp yutmuþ! ...
Bir akþam hep birlikte oturduk çay içiyor ve televizyon izliyorduk.Televizyon sipikeri, baþbakanýn bu gün Trabzon’ a temel atma töreni için gittiðini söylemesiyle köylülerden biri “- Ula baþbakan Trabzon’ daki Temel' leri uçurumdan aþaði atiyyy...adimizu deðiþtirek! ...” diye baðýrýyordu…
Eðitimci bir gün Reis’ e yaþýný sormuþtu:
“-Biyuklu mu, biyuksuz mu? Biyuksuz on yaþ genç gösteriyorim da! …” Baþka bir gün de Alibaba’ ya; '- Çok metroseksüelsiniz bu günlerde Reis! ...', diye takýlýlmýþtý.O da tutup bir yumruk atdý.Adamýn gözü morcivert.Ben araya girip yatýþtýrdým ve neden yumruk attýðýný sordum:
- Bana çok metröseksisun cibu laflar ediyyy…”
“- Sana kötü laf etmemiþ ki iyi laf söylemiþ.Metroseksüel erkek demek, bakýmlý ve iyi giyinen erkek demektir”, dedim.
“- olsin, ben her ihtimale karþi vurdim! ..”diye söylendi.
Baþka bir gün köyün gençlerinden biri karþýmýza pýrýl pýrýl parlayan saçlarýyla çýktý.
Eðitmen sordu:
- Temel saçýna jöle filan mý sürdün? .
- Hayir hocam zeytinyaði sürdum.
- Saçlarýný beslesin diye mi sürdün?
- Hayir hocam bir þampuan adlim.Yaðlý saçlar içinmüþ.Saçlarimu yaðlayýp vucuduma þampuan sürdim”, dedi.
Haklýymýþsýn Kemal, ne kadar saf ve temiz insanlar olduklarýný gördüm ve seni anlayabiliyorum.
Ahmet olanlarý anlattýkça, gülmekten kendimi alamýyordum.
Ana yemek olan hamsinin her türlü yapýlýþýný bildikleri için onlara güveniyordum.Konuþmalarý müþteriye doðal gelecekti.Köyün insanlarýnýn kalbinde hiç kötülük yoktu.Öðrendiklerini baþarýlý bir þekilde aktaracaklarýndan emindim.Zaten bir çoðu yýllardýr dýþarýda lokantalarda çalýþtýklarý için az çok iþe aþinalýklarý vardý.

Arkasý Yarýn
Bölüm - 12 -
Yazan:Sedat ERDOÐDU

Sedat Erdoðdu

- Ab_ý Hayat Köyü - 13 -Bölüm

Fadime ilk defa köyünden uzak kalmanýn, þaþkýnlýðý içindeydi.Bana devamlý Giresun’ dan bindikleri otobüsden ve yolculuk sýrasýnda gördüðü büyük binalardan bahsetti durdu.Mola sýrasýnda, hayatýnda ilk kez gördüðü televizyon bile onu ürkütmüþtü.Ýstanbul’ un büyüklüðü ve trafiði karþýsýnda iyice afalladý.Eve ilk geldiðimiz aný hiç unutamam.Ahmet bizi otagardan alýp eve býraktýðýnda, onüç katlý binanýn en son katýný elimle iþaret ettim:
- Bak Fadime! ...Ýþte oturacaðýmýz ev en son kat…
- Haçan biz oraya nasil çýkacaz da…Çýkýncaya kadar öðlen olirrr…
- Merak etme sen merdivenle deðil asansörle çýkacaðýz.E hadi girsene asansöre! ...
- Ha bunun içinden nasýl çýkacaðuz…
- Bak burada 13 tane düðme var þu alttaki Z düðmesi de Zemin kat.Kaçýncý kata çýkmak istersen o numaraya basacaksýn.
- Ýnerçen de iniyor mi bu meret?
- Evet sokak kapýsýna varmak için Z düðmesine basacaksýn.Asansör altý kiþiliktir altý kiþiden fazlasýný çekmez.
- E bekleyelum içinde, biz uç kiþiyuz.Uç kiþu daha gelsun…
- Fark etmez altý kiþiden fazlasýný taþýmaz, fazla aðýr olmamalý insanlar, deðilse çekmez.
- Yani o zaman benu taþýmaz bu alet…
- Neden?
- Sen yokken hep aðir takiluyordim daaa! ...
Fadime eve ilk girdiðinde dubleks evin büyüklüðü karþýsýnda þaþkýna dönmüþtü.Bütün odalarý merakla gezmiþ, çocuk odasýný ve oðluma aldýðým oyuncaklarý bile hayretle incelemiþti. Evde O’na yardýmcý olmasý için hizmetçi almýþtým.Ev iþlerinde ve sokak alýþveriþlerinde ona refakat edecekti.Özel öðretmenler sayesinde yetiþmesini ve son derece modern bir bayan olmasýný, kendine güven duymasýný arzuluyordum.Ailemle tanýþtýðýnda tam onlarýn istediði gibi bir bayan olmalýydý.
Ahmet Lokantanýn açýlýþý için davetiyeler bastýrmýþ, gazetecileri, politikacýlarý ve ünlü iþ adamlarýný davet etmiþti.Ben kesinlikle görünmeyecektim.Zira köylüler beni tanýyordu.
Ertesi gün lokantanýn açýlýþý vardý.Açýlýþýn sonucunu Ahmet’ den öðrenecektim.
Açýlýþ günü cep telefonum hiç susmadý.Ahmet açýlýþýn muhteþem olduðunu, elamanlarýn esprili hizmetleriyle gelenleri gülmekten kýrýp geçirdiklerini, kayýnpederin babamý iyice kafaya aldýðýný anlattý durdu.
Sabah gazetesi köþe yazarý Hýncal ULUÇ’un köþesinde lokantadan, yemeklerden ve çalýþanlarýn doðallýðýndan övgüyle söz etmesiyle müþteri potansiyeli artmýþtý.Babam bile her hafta uðramadan edemiyordu.Beni de çok götürmek istedi, ben hamsiden hoþlanmadýðým yalanýný uydurdum…Zira köylüler beni görse vururlardý.Onlar, benim Fadimeyi’ yi kandýrýp býrakýp kaçtýðýmý sanýyorlardý.
Hafta sonlarýmý Fadime ve oðlumla gezerek deðerlendiriyordum.Onlarý Ýstanbul’un en güzel tarihi ve turistik yerlerine gezmeye götürüyordum.Fadime gün geçtikçe deðiþiyor ve eðitimde hýzla ilerliyordu.Boþ zaman buldukça kitap okuyordu.Ýlk geldiði zaman benden roman almamý istemiþti.
” - Aðýr mý olsun? “, diye sorduðumda;
“- Hayýr aðýr olmasýn taþýyamam! ...” diye verdiði cevaba þimdi kendisi bile gülüyordu.Artýk diksiyonu düzelmiþti.Giyim kuþamý ve zerafetiyle beni oldukça þaþýrtýyordu.Aradan tam üç yýl geçmiþti.1.80 lik boyu ve düzgün fiziðiyle göz kamaþtýrýyordu.Bütün gözlerin üzerinde olmasýndan doðrusu oldukça rahatsýz oluyordum.Kim bilebilirdi ki yirmibir yaþýndaki bu bayanýn dört yaþýnda bir çocuðu olduðunu! …Üç yýldýr köyüne de gitmemiþti.Ninesini,Annesini ve kardeþini çok özlediðini söylüyordu.Ben de sabretmesini düðünümüzü yaptýktan sonra her yýl 33 günümüzü köyde geçireceðimize söz verdim.Babasý köye giderken, ailesine en güzel hediyeleri alýp onlara götürmesi için hazýrlýklar yapardý.Babasý köyden dönünce onlarý merakla sorardý.
Babamla kayýnpederim çok iyi arkadaþ olmuþlar fýrsat buldukça tavla partisi düzenliyorlardý.Kayýnpederim, babamý nasýl yolduðunu anlattýkça keyfine diyecek yoktu.Alibaba çok iyi para kazanýyordu.Kazandýðý paralarla, gururundan bana olan lokanta borcunu bile çoktan kapatmýþtý.Kendi kazandýkça çalýþanlara da en güzel maaþý veriyordu.Herkes halinden memnundu.
Ehliyetsiz bindiði araçla ters þeritlere, kaldýrýmlara girip polislerden ceza yiyip duruyordu.Bir gün ehliyet soran bir trafik polisine:
- Verduniniz miku soruyosinuz! ...
baþka bir günde yeþil ýþýkta aniden durunca baþka bir araç arabasýna arkadan çarptýðýnda:
- Hey yeþil ýþýkta durulurmu, laz mýsýn sen?
- Haçan nerden anladun laz oldiðumi...bende renk körlüðu var evlat yeþilu kýrmizu sanmiþtum! ...borcum neysem öderum...



Arkasý Yarýn - bölüm 13 -
Yazan: Sedat ERDOÐDU

z - Ab_ý Hayat Köyü - 14 -Bölüm

Bu gece, Fadime’ nin yanýna gidemeyecektim.Babam eve çok sevdiði arkadaþýný yemeðe davet ettiðini, evden bir yere ayrýlmamamý söyledi.Ýstemeye istemeye kabul ettim.Annem, Nilgün’ ü de yemeðe davet etmiþti.Salondaki masa, son derece þýk hazýrlanmýþtý.Nilgün, kendisinden gittikçe uzaklaþtýðýmýn farkýndaydý.Eski günlerin hatýrýna, O’ nu incitmemeye çalýþýyordum.Nihayet beklenen an gelmiþti.Kapýnýn zili çalmasýyla babam ve annem kapýyý koþuþtular.Dýþarýdan gelen seslerden misafirlerin geldiði anlaþýyordu.
Gelen misafirlerin salona geçmeleriyle, sersemletici bir darbe yemiþ gibi oldum.Gelen Alibaba ile Fadime’ den baþkasý deðildi…Babam beni tanýþtýrmak için hamle yaptý;
- Bak Temel Reis, bu benim oðlum Kemal…
- Uyyy uþþaðum Babanun yýllardur söz ettiði adam sen misun? Taniþtuðumuza sevindum…Bu da kýzim Fatoþþþ…
- Hoþ geldiniz hanýmefendi çok memnun oldum! ...
- Ben de memnun oldum Kemal bey…
Fadime bozuntuya vermeden, rolünü o kadar güzel oynuyordu ki ben bile ne diyeceðimi þaþýrdým! ...Gelmeden önce saçlarýna dalga yaptýrmýþ, kendisine yakýþan mor bir gece elbisesi ve boynuna da benim daha önce annemden aþýrýp kendisine hediye ettiðim elmas gerdanlýðý takmýþtý. Ýçimden “-Eyvah! ... annem görmese bari…”, dedim.Annem babama eliyle iþaret edip hafifçe kulaðýna, “- Bey ben sana gösteririm gününü, hani benim kolyeden dünyada eþi benzeri yoktu! ...” diyordu.Annemin deðerli mücevherleri, bankanýn kasasýnda emaneten duruyor ve anahtarý sadece bendeydi.
Fadime’ nin güzelliði ve zerafeti karþýsýnda büyülenen babam ve annem, benden Alibaba’ ya övgü dolu söz ediyorlardý.Kendisinin ikinci plana atýldýðýný hisseden Nilgün, neredeyse kýskançlýktan çatlayacaktý.Durmadan lafa karýþýyor ve Fadime’ yi komik duruma sokmak için elinden gelen her þeyi yapýyordu.Fadime’ nin akýllýca verdiði cevaplar karþýsýnda, sonunda pes etmek zorunda kalmýþtý.Yemekten sonra iþleri olduðunu bahane ederek aramýzdan ayrýldý.Annem sordu;
- Temel bey, eþinizle ne zaman tanýþacaðýz?
- Eþum Giresun’ da finduk tarlalarýmýzun baþindadur.Biz çok zengun bir aileyuz, ha buraya gelursa bahçelerle kim ilgilenecek?
- Kýzýnýzýn konuþmasý gayet düzgün hiç size benzemiyor.
- O büyük tahsilludur.Ýstanbul’ da yetiþdu…Üstü açýk üniversute iþletme tahsilu yapdi.Açik citaplar okir! ...Ýyi iþletur! ...
- Maþallah çok güzel ve akýllý bir kýzýnýz var.Oðlum da beðenirse isteriz valla…Kemal nasýl güzel kýz deðil mi, isteyelim mi babasý da buradayken?
- Hemen isteyin ben de bugünü bekliyordum, ilk görüþte aþýk oldum! ...
- Fatoþ sen ne diyorsun kýzým, beðendin mi bizim oðlaný?
- Evet beðendim Timur bey, yine de büyüklerimiz bilir.
- Tamam o zaman Allahýn emri, Peygamberimizin kavliyle oðlumuz Kemal’e kýzýnýz Fadimeyi istedik gitti.
- Ben de verdum gitdu! ...
- Düðün davetiyelerimizi hazýrlatalým bir aya kadar düðünü yaparýz.Düðünümüzü Hilton otelinde yapalým, ne dersiniz çocuklar? ...
Ben söze karýþýrým:
- Hayýr bence Temel Reis bey' in lokantasýnda yapalým! ...
- Evvet güzel fikir...Gelenlere de hamsi armaðan ederiz...Hamsi kolonyasýyla, hamsi çikolatasý da var mýdýr acaba? ...

Ertesi gün Fadime’ nin yanýna uðradýðýmda sevinçten deli gibiydim.Nihayet istenen sonuca yavaþ yavaþ yaklaþýyordum.Fadime öyle güzel rol yapmýþtý ki anlatýp anlatýp kahkahayla gülüþtük…Annem ve babam Fadime’ yi çok beðenmiþ hayran olmuþlardý.Tam þanlarýna yakýþýr zengin bir gelin bulmuþlardý.Annem,”- Fatoþ’ un kolyesine kafayý takmýþtý:” - satsan en az bir daire parasý eder, tam bize yakýþýr bir aile.Kýzý çok beðendim…”, diye söylenip durdu.Arada bir bana kolyesinin kasada olup olmadýðýný soruyordu.Bende kolyenin emniyetde olduðunu, kasanýn anahtarlarýnýn da bende olduðunu söylüyordum.

Yarýn Arkasý Son olacak
Bölüm - 14 -
Yazan:Sedat ERDOÐDU

Sedat Erdoðdu


Ab_ý Hayat Köyü - 15 - SON Bölüm

Fadime’ yi yanýma alýp, gelinlik seçimi için ünlü modacý arkadaþým Cemil ÝPEKÇÝ’ ye götürdüm.Cemil bey Fadime’ yi görünce hayranlýkla süzdü…
- Cemil bey niþanlým Fatoþ için sizden, beðeneceði bir gelinlik dikmenizi istiyorum.
- Güzele ne giyse yakýþýr Kemal…Süper bir seçim yapmýþsýn.Mankenlere taþ çýkartýr.Niþanlýna izin verirsen tabi kendisi de isterse, O’ nu hafta sonu sunacaðým defilemde podyumda görmek isterim? Podyuma çýkarsa gelinlik benden düðün hediyesi…
- Bence mahzuru yok, açýk saçýk olmamasý kaydýyla olur.Senin defilende yer almasý bizim için þereftir…Ne dersin Fatoþ?
- Bilmem! ...Acaba baþarýlý olabilir miyim?
- Bence baþarýlý olacaksýn! ...
Annem ve babamý da yanýma alýp, defile salonunda ayrýlan yerlerimize oturduk.Bütün sosyete oradaydý.Nihayet açýlýþ yapýldý.Fadime’ yi podyumda gören ailem þaþkýnlýk ve gurur içinde seyrettiler.Annem gördüðü arkadaþlarýna Fadime’ yi göstererek,” – Bakýn bu benim gelinim”, diyerek hava atýyordu.Fadime düðün için kendisine dikilen gelinlikle final yaptý.
Ertesi gün bütün basýn ve televizyon Ondan bahsetti durdu.Ýstemeden þöhret olmuþtu.Gelen defile tekliflerinin ve fotoðraf çekimlerinin ardý arkasý kesilmiyordu.
Bundan böyle ailemin zengin ve ünlü bir gelinleri olacaktý.Ne þiþ yanacaktý ne kebap…
Düðün günü gelip çatmýþtý.Düðünümüzün yapýlacaðýný haber alan basýn yayýn ve davetli grubu misafirler, salonda toplanmýþtý.
Bu düðünün, Temel Reis’ in kýzý Fadime ile Kemal’ in düðünü olduðundan habersiz Lokanta çalýþanlarý olan bitene anlam veremiyorlardý.
Biz düðün marþý ile salona kolkola girdik.Masaya oturduðumda beni gören garsonlar birbirlerine haber vermeye baþladýlar.
- Haçan Çemal gelmiþ utanmadan ha bizum lokantada düðün yapiyy.Fadime’ye ne olacak þimdu? Koþin uþaklar saldirun…
Bunu duyan aþcýsý, bulaþýkcýsý, garsonu ellerinde kesici aletlerle üstüme saldýrdýlar…
Fazla dayanamayan Fadime duvaðýný kaldýrdý;
- Haçan uþþaklar yetdu artik…Aha ben Fadime! ...
- Uyy Fadime sen ne zaman geldun buralara…Kari kýsmi köyden çýkar mi?
- Yýllardýr bizu türlü hikayelerle uyutmuþlar.Kadýnlar medeniyet tanýmasýn ki kocalarýnýn kölesi olsunlar.Aha bundan sonra köye gidip onlara medeniyet aþýlayacaðým…Köyümüze okul, yol, su, elektrik, hastane ve hatta altýn kaplamalý tuvalet bile yaptiracaðum! ...
- Yaþasýn bizum Fadime bu…Çemal’ le nikah basiyur... helal olsin kiz sana…
Annem, babam ve davetliler büyük bir þaþkýnlýk içinde bizi seyretmekteydi.Alibaba koþarak arka odadan getirdiði oðlumu babamýn kucaðýna verdi;
- Al bakalum Timur Bey…Torin torin diye tuttirdun bu senun hazir torinun Temel…
Gözümün içine “ – Doðrumu bu? ...” der gibi bakan babama kafamý sallarým, annem baygýnlýk geçirmiþti.
Babam, “ - Ulan eþþekoðlu eþek ne haltlar karýþtýrmýþsýn da haberimiz yok.Neden torunum olduðunu daha önce haber vermedin? ” diyerek sevinçten havaya ateþ eder.Bunu gören Temel Reis durur mu, O da silahýný ateþledi.Horonlar eþliðinde nikahýmýz kýyýldý.
Basýn yayýn ve televizyonlara iyi bir haber malzemesi daha çýkmýþtý.
Düðünümüzü Mayýs ayýnýn son günlerine denk getirmiþtik ki balayýný 33 gün köyümüzde geçirebilelim.Artýk ayaðým da iyileþmiþti.Köye týrmanabilecektim.

BÝTTÝ


yAZAN:SeDaT ErDoÐdU

Sedat Erdoðdu








Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


sedat ERDOÐDU kimdir?

þiir ve deneme türü hikayeler yazýyorum. özellikle seneryo olabilecek öyküler. .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © sedat ERDOÐDU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.