Ýnsan gülümsemeyle gözyaþý arasýnda gidip gelen bir sarkaçtýr. -Byron |
|
||||||||||
|
Þimdi Yunanistan sýnýrlarý içindeki Florina’da, 1921 yýlýnda doðan Necati Cumalý, 1923 yýlýndaki mübadele sonucu Ýzmir-Urla’ya yerleþen bir çiftçi ailesinin oðludur. Ýzmir’deki öðreniminin ardýndan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Yaþamýnýn büyük birçoðu, edebiyatýn dýþýnda memuriyetle geçti. Toprak Mahsulleri Ofisi’nde memuriyet, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüðü, Türkiye’nin Paris Basýn Ataþeliði, Ýstanbul Radyosu’nda redaktörlük… Memuriyetle devam eden yazýn hayatý, memuriyet sonrasý ise tüm yaþamýný kapladý. Yüzlerce eser kazandýrdý edebiyatýmýza. Ve sayýsýz ödüller… Yazýn serüvenine þairlikle baþlayan Cumalý, ilk þiirlerini 1939 yýlýnda Ýzmir Halkevi dergisinde yayýmlar. Benimsediði “Yeni Edebiyat” anlayýþý ile dönemin tüm aydýnlýk ve ilerici dergi ve gazetelerine þiirler yazar. “Kýzýlçullu Yolu” adlý ilk kitabýný 1943 yýlýnda yayýmlar ve ardýndan askere gider. Askerdeyken geçirdiði zehirli sýtma hastalýðýnýn da etkisiyle yazdýðý “Harbe Gidenin Þarkýlarý” adlý kitabý, büyük bir yanký uyandýrýr. Kýzýlçullu Yolu’nda iyimser, aydýnlýk þiirler yazan Cumalý, Garip akýmýndan da etkilenerek yazdýðý þiirlerinin birçoðunu Varlýk dergisinde yayýmlar. Dil ve anlam oyunlarýndan uzak, gündelik yaþama dair konular iþleyerek halka daha yakýn olur. Ancak Garipçilere olan bu yakýnlýðý kýsa sürer Cumalý’nýn. Þiirlerinde yoðun duygular yansýtmaya baþladýðý anda ayrýlýr Garipçilerden. Harbe Gidenin Þarkýlarý’yla baþlayan içtenlik ve toplumsal sorunlara olan duyarlýðýyla kendine özgü bir tarz yaratýr. 2’nci Dünya Savaþý’nýn buhranlý yýllarýnda tüm çaðdaþlarý gibi, duyarlýðýný eserlerine yansýtýr. Hürriyet, vatan ve barýþ temalarý öne çýkar þiirlerinde. Size sunuyorum bu þiirlerimi Ey tarihin hürriyet kavgalarýnda ölenler! Bazen toplama kamplarýndaki acýlarý anlatýr þiirlerinde, bazen Libya çöllerindeki savaþlarý, bazen de siperlerde çaresizce nöbet tutan askerleri… Safça duygularla… Sarýþýn bir nöbetçiyi unutmayacaðým Hep ona bakýyorum bir saattir Sað eli tüfek kayýþýnda Demin cebindeydi Þimdi miðferini düzeltiyor sol eli Göz kapaklarý açýlýp kapanýyor kendiliðinden Havada buðulanýyor nefesi Geziniyor alýþkanlýktan Düþünmeden bakýnýyor Niçin bilir mi? Ýþine giderdi eskiden Þu anda nöbet bekliyor! Cumalý’nýn, 1947 yýlýnda yayýmladýðý “Mayýs Ayý Notlarý”ný okuyanlar, bu deðiþime þaþýrýrlar ilk olarak. Öyle ya, toplumcu þiirler yazan Cumalý, aþk ve doða temalý þiirler yazmýþtýr bu kez. Toplumculuðu da elden býrakmadan… Bir öðrenci duyarlýlýðýyla… Gece yarýsý elbiselerim Ayakkabýlarým üstüne Düþen ay ýþýðý Ýnsan böyle mi olur Sevdaya tutuldu mu? Bütün eski kitaplarý okudum Yaþlanmýþ güzellere sordum Mutluluk bu mu? Köy edebiyatýndan sýyrýlan bir gerçekçilik Cumalý üslubu, dilindeki zenginlik ve duru Türkçesi gibi kendisini tüm çaðdaþlarýndan ayýran özellikleriyle, þiir dýþýnda eserler de vermeye baþlar bir süre sonra. Lise yýllarýnda kitaplarýyla tanýþtýðý Sabahattin Ali’nin etkisinde kalarak, öykü yazmaya baþlar. Bir süre sonra öykücülüðünü geliþtirerek, Ulus gazetesine her hafta bir öykü yazar. Sabahattin Ali’nin etkisiyle baþladýðý öykücülüðünde ve romanlarýnda yepyeni bir tarz oluþturacaktýr. Çaðdaþlarý gibi ne salt “köy edebiyatý” ne de “toplumsal gerçekçilik” akýmýnýn üzerine yapýþmamasý için uðraþ verir ve baþarýr da. Ege yöresinin yaþamýný tüm ayrýntýlarýyla gözler önüne serer roman ve öykülerinde. Özellikle de Ýzmir ve çevresi üzerine yoðunlaþýr. Ege yöresinin saf, çalýþkan ve yiðit insanlarýný anlatýr. Köy edebiyatýndan uzak kalýr kalmasýna ama sýradan köylüler için suyun ve topraðýn ne kadar önemli olduðunu da öðretir bizlere. Ülke sorunlarýndan ve toplumsal geliþmelerden uzak kalmaz hiçbir zaman. Yaþamýn, þu anda birçoðumuza basit gelen kavramlara entegre olduðunu unutturmaz, hala… “Susuz Yaz”daki kavgayý unutabilir miyiz? Tütün ekicilerinin geleceklerini tütüne baðlamasýný? “Acý Tütün”ü, “Yaðmurlarla Topraklar”ý… “Boþ Beþik”teki, “Zeliþ”teki dramlarý… 1959 yýlýnda yazmaya baþladýðý “Tütün Zamaný” üçlemesinde Cumalý, Ege yöresinin yaþamsal ve ekonomik sorunlarýný tüm çýplaklýðýyla yansýtýr. Özellikle üçlemenin son kitabý Acý Tütün, 1952 yýlýndaki tütün piyasasý açýlýþýnda geliþen ekonomik ve siyasal olaylarýn çevresinde biçimlenip, yöre insanýnýn mücadelesine simge olur. Tütün ekicilerinin koþullarýný anlattýðý bu romanýn ardýndan Zeliþ’te ise çarpýcý bir aþk öyküsünü konu edinir. Yine tütün ekicilerinin etrafýnda þekillenen bu öykü ve Yaðmurlarla Topraklar ile Cumalý, edebiyatýmýza unutulmaz bir Ege destaný kazandýrýr. “Viran Daðlar” adlý eserinde ise Ege yöresinin ardýndan Rumeli insanýný ve yaþam koþullarýný konu edinir Cumalý. Edebiyatýmýzda çok fazla iþlenmeyen bir bölge Rumeli ve çevresi. Kendisi de o topraklarda doðan ve mübadele dönemini yaþayan Cumalý, ailesinden dinlediði yaþam öykülerini ve gözlemlerini, kardeþlik iliþkilerini sürdürseler de din ve dil ayrýlýklarý, ulusçuluk deðerleri neticesinde birbirine düþen bir halkýn öyküsünü, Viran Daðlar ve Makedonya 1900 adlý eserlerinde yansýtmayý baþarýr. Özellikle Anadolu insanýnýn gözünde yasak kavramlar olarak süregelen cinsel dürtüler de ilk kez Cumalý’nýn kaleminde vücut bulur. Bu kavramlarý anlattýðý “Ay Büyürken Uyuyamam” adlý eserinde, Anadolu insanýnýn cinsellik olgusunu ve bunalýmlarýný büyük bir ustalýkla anlatmasýný bilir. Ýzmir’deki avukatlýk yýllarýnda edindiði gözlemlere dayanarak yazdýðý “Susuz Yaz” ise yaþamlarýný toprak üzerine þekillendiren çiftçiler için suyun ne kadar önemli olduðunu vurgular. Bunun yaný sýra hukuku kendileri biçimlendirmeye çalýþan köylünün baþvurduðu þiddet sonucu alt üst olan insan yaþamýný büyük bir gerçekçilikle anlatýr. Aydýn düþüncenin ýþýðýnda bir ömür Cumalý’nýn þairliðine geri dönecek olursak, O’nun için edebiyatýmýzýn en baþarýlý toplumcu þairlerinden biri saptamasýný yapabiliriz. Özellikle “Karakolda” adlý þiiri, toplumcu gerçekçi anlayýþta yazýlan belki de en iyi þiirdir. Aðýt tarzýnda yazdýðý bu þiiri, Salahattin Batu’nun deyimiyle, “çiçek kokularý, katmerler, fesleðenler, Ýyonya’nýn zeytinli yamaçlarý arasýnda Türk renkleriyle boyanmýþ, yalýn, yapmacýksýz bir resim” gibidir. Bu sabah Özbek’te Silah sesiyle fýrladýk kapýmýzdan Bu sabah silah sesine açýldý Özbek’te pencere kanatlarý Aðlamaklý bir gün ýþýðý doldu Evlerimize ardýmýzdan Mahzun bir gök Gözlerimizin önünde asýlý kaldý Cumalý’nýn þiirlerinde aydýn bir düþüncenin, bu doðrultuda yaþanmýþ bir ömrün izleri vardýr. Üstelik sadece þairliðiyle ve öykücülüðüyle deðil, tiyatro yazarlýðýyla da Türk edebiyatýna damgasýný vurmuþtur. Anadolu’nun sonsuz kaynaðýndan beslenen Cumalý, olay ve karakter iliþkisi yaratmada hiç sýkýntý çekmez. Anadolu insanýný iyi tanýmýþtýr çünkü. Özümsemiþtir. Tüm eserlerinde olduðu gibi oyunlarýnda da tüm gerçekçiliðiyle Anadolu’yu ve Anadolu insanýný anlatmýþtýr. Bu anlamda kendi ulusal tiyatromuzun yaratýlmasýnda Cumalý’nýn büyük bir payý vardýr. Çaðýnýn yaþam biçimini oyunlarýna da yansýtan Cumalý, Türk tiyatrosuna on üçü dram olmak üzere toplam yirmi üç eser kazandýrmýþtýr. Cumalý’nýn eserlerinin sinemamýza da büyük yansýmalarý olmuþtur. Boþ Beþik adlý oyunu ve Susuz Yaz adlý eseri ikiþer kez, Dila Haným ve Zeliþ adlý eserleri de birer kez beyazperdeye aktarýlmýþtýr. Metin Erksan tarafýndan 1963 yýlýnda uyarlanan Susuz Yaz, 1964’teki Berlin Film Festivali’nde Altýn Ayý ödülünü alarak, Türkiye’ye uluslararasý arenada ilk büyük ödülü kazandýrmýþtýr. Cumalý, “kýsmeti kapalý gençlik” olarak nitelediði kuþaðýnýn tüm sorunlarýna eserlerinde yer vermiþtir. Cumalý’nýn eserlerinde mitoloji de vardýr, çaðlarý kapsayan kültür zenginliði de. Yaþam, O’nun eserlerinde þekillenmiþtir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nigar Özafacan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |