..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle deðil, ateþe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > lale lale




11 Þubat 2007
Dilþikâr: Kehrüba Tesbihin Hikâyesi  
lale lale
Evin, kocaman dað hiddetinde heybeti, sýrrý, gören gözler için durgun sular keyfiyetinde aþikâr olan efendisi, Dilþikâr nasýl bir gönül avcýsýymýþ bir gün olsun merak etmedi. Oysa Dilþikâr perdeleri gönül gözüyle birer birer indirdi. Nedir o öfkeli daðýn arkasýndaki durgun su, biliverdi.


:EFAB:
Asýl adý, annesinin anýsýnda kalmýþ olmalý. Çünkü insanýn insana satýlmaya baþladýðý günden beri her satýþý, satýlanýn bilgisine verilen yeni bir isim takip ederdi. Zaten o da kendi adýný unutmamak için özel bir çaba sarf etmedi. Ona, al bu senin yeni ismin, yeni hayatýn, dendiði günden beri, unutulup da yeniden bulunmuþ bir ülkeye geri dönermiþ gibi kendisini satýn alan evde kendisini evinde bildi. Dilþikâr: Gönül avcýsý!
Lakin, evin kocaman dað hiddetinde heybeti, sýrrý, gören gözler için durgun sular keyfiyetinde aþikâr olan efendisi, Dilþikâr nasýl bir gönül avcýsýymýþ bir gün olsun merak etmedi. Oysa Dilþikâr perdeleri gönül gözüyle birer birer indirdi. Nedir o öfkeli daðýn arkasýndaki durgun su, biliverdi. “Bir þeyin kendi yurduna olan düþkünlüðü” ve parçanýn bütüne olan hasretiyle efendisini aþk bildi. Lakin parça bütününe þiddetle hasret çekerken bütün parçasýna hiç mi hiç merak etmiyordu. Bir kez olsun kaldýrýp da gözlerini gönül avcýsý adýný verdiði genç kýza gönül gözüyle bakmýyordu.
Olsun. Deðil mi ki vardý. Deðil mi ki ayný sudan içiyor ayný havadan soluklanýyorlardý. Deðil mi ki Dilþikâr onun gözünün ve elinin deðdiði çok þeyde ufak bir zaman farkýyla vardý. Zaman akýp gitmezdi ya, Dilþikâr oradaydý. Þu mindere yaslandýysa biraz evvel, devletin bütün efendileri kadar yorgun efendisi, Dilþikâr þimdi o minderi düzeltecekti. Þu fincanýn gümüþ telli zarfýna dokunarak bir yorgunluk kahvesi içiverdiyse, Dilþikâr bir güvercin tutar gibi elleri arasýnda, o fincaný yýkayýverecekti. Þu gömleði çýkarýp attýysa sýrtýndan, Dilþikâr o gömleði sarý sabýr esanslarýyla kokulandýrarak yýkayacaktý. Aslýnda Dilþikâr, minderi okþayacak, fincaný dinleyecek, gömleðe anlatacaktý.
Yine de. Dilþikâr, onun dokunduðu ve gördüðü bir þeyde hep var olmak istedi. Bir þey, öyle bir þey ki her zaman onun avuçlarýnýn arasýnda olsundu. Öyle bir þey ki bazen deðil hep olsundu. En çok da Efendisi, onu Yaratan’ýn huzuruna durduðu zamanlarda. O Yaratan’ýný görmese bile Yaratan’ýnýn onu gördüðü zamanlarda. Seccadesinin üzerinde dursundu. Her tesbihatta parmaklarýnýn arasýnda olsundu. Dilþikâr öyle istedi ki heybetli bir daða benzeyen efendisinin ama kalbi kendi kalbinin farkýnda bile deðil efendisinin elleri Dilþikâr’ýn kokusunun siniverdiði bir tesbihe dokunsundu. Tesbih Dilþikâr koksundu. Koca dað, üzerinden geçen esintiyle sýlasýný hatýrlardý belki. Belki aralarýna bir nikâh düþerdi. Hatýrlamazsa da olsundu. Deðil mi ki efendisinin elleri Dilþikâr kokan tesbihe deðecekti. Bu Dilþikâr’a yetecekti.
***
Kehrüba bir tesbihe havale etmek için içinin hatýrasýný Dilþikâr, aylarca ve aylarca eline geçen her akçeyi bir mendilin içinde sakladý. Ve Nisan’ýn bir sabahý yalvarýp yakararak yanýna aldýðý Habeþ Kalfayla yola koyuldu. Þiþman ve öfkeli kadýn bir hayli söylendiyse de sonunda halden anladý. Bu genç kýzýn kalbinin ufuklarý ne kadar da isyankârdý! Kendisi? O kadar gençken bu eve getirildiði halde. Hiç efendisine karþý böyle tehlikeli þeyler hissetmiþ miydi? Neyse, dedi Habeþ Kalfa, lahavle çekti.
Önce yol üzerinde kendi derinliðinde karanlýk bir attar dükkânýna uðradýlar. Usulca, amber istiyorum, dedi Dilþikâr attara. Beni ona hatýrlatacak kadar güçlü bir esintisi olsun, diyemedi. Kokusu en kalýcý en hatýrlatýcý olandan olsun, bunu da demedi. Parayý verirken gayri ihtiyari kaldýrýp gözlerini adamýn yüzüne baktý. Sanki adam ne istediðini anlamýþtý.
Dükkandan çýktýklarý zaman bir dilenci Dilþikâr’a doðru yürüdü. Elindeki asaya dayanarak yürüyen beli bükük bir kadýndý. Yaþlýydý, çok zavallýydý. Nedense Dilþikâr’ý haným sanmýþtý. Hanýmým dedi, bana sadakaný ver. Güzelliðinin sadakasý olsun. Dilþikâr’ýn içinde çarpýþtý gece ile gündüz, ak ile kara. Elinde kalan para, tek akçesi eksilse, kehrüba tesbihe yetmeyecekti biliyordu. Baþkasý versin dedi, isteyeni reddetti. Ama, dilenci kadýn hiçbir þey demeden, yüzünü ekþitmeden, kötü söz söylemeden, beddua etmeden çekilip gitti. Giderken sadece, düþenin dostu Allah’týr, dedi. Sýkýntý geldi Dilþikâr’ýn kalbinin üzerine yüklendi.
***
Eþit parçalara böldü usta önce kehrüba çubuðu. Sonra her birini bir mengenenin milleri arasýna sýkýþtýrdý. Sonra bir törpü aldý eline. Kehrübanýn iþlenmesi zor ama hoþtu. Saðdan savurdu önce törpüyü, sonra soldan savurdu. Bir, üç, beþ. Otuz üç, altmýþ altý, yetmiþ iki. Doksan dokuza doðru ilerlerken tesbih ustasýnýn sabrý, her bir taneyi keskin bir býçakla kýstýrdýðý çýkrýkta yuvarladý. Bir hadde ile ayarladý. En ufak bir pürüz en ufak bir eþitsizlik olmamalýydý. Hepsinin baðrýný deldi sonra. Sonra bir ibriþime dizdi. Tuttu her birini teker teker. Iþýðýn süzülüþüne dikkat etti. Kehrüba ne güzel þeydi. Ýçine sindi yaptýðý þey. O kadar güzeldi ki elinden çýkan eser. Son taneyi de geçirince ibriþime: Allahuekber!
***
Kehrüba tesbihi eve kadar kalbinin üzerinde taþýdý Dilþikâr, içinde unutulmuþ bir sýkýntý taþýyan kalbinin üzerinde unutulasý olmayan muhabbetin geniþliðiyle. Tanelerini birer birer amberin rengiyle ovdu. Gizli bir armaðan açýk bir itiraf, göndermeden önce efendisine, gülümsedi. Tefe’ül vardý mizacýnda. Avuçlarýnýn içindeki tesbihi efendisinin seccadesi üzerine atýverdi. Ýmame bakalým ne gösterecekti? Taneler bir arada, hep birlikte, efendisinin seccadesi üzerinde, ama imame Dilþikâr’dan yana deðildi. Falýn söylediðine bakýlýrsa, iþaret ayrýlýklardan hikâyet etmedeydi. Meyus olmadý gerçek adýný çoktan unutmuþ olan Dilþikâr kendi meyusluðundan fazla. Tesbih yere atmakla kim kimin kaderini çizebilirdi ki? Al, dedi Habeþ kalfaya, ben ölürüm de veremem. Bunu ona ver. Ve dikkat et gülümseyecek mi, bana de, e mi?
Habeþ Kalfa aldý emaneti, efendi dedi, bir armaðanýn var. Efendi aldý tesbihi kocaman ellerinin, geniþ avuçlarýnýn arasýna. Kokladý, amber kokusunu içine çekti. Hoþnuttu. Ama Dilþikâr’ýn dilediði anlam parmaklarýnýn ucundan, kuþun havada, balýðýn suda, yýldýzýn gökte akmasý gibi süratle yükselmedi. Hiçbir þey hatýrlamadý. Gülümsemedi. Sadece teþekkür etti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gazel, Þirazlý Hafýz [Þiir]
Mavi Gözlü Dev [Eleþtiri]
Venedik"te Ölüm [Ýnceleme]


lale lale kimdir?

Baþlarken söze gerek yok, zamanla olur her þey.

Etkilendiði Yazarlar:
Grek tragedyasý, Hint düþüncesi, Divan Þiiri, Avrupa sinemasý.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © lale lale, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.