"Kirazlar ve dutlarýn tadýný çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
“Tutturmuþsun namaz kýlmalýsýn, oruç tutmalýsýn, ibadet etmelisin diye… Dua etmeliymiþim yahu ben ne diyorum iki yýl önceydi ameliyata gireceðim, narkozu verecekler bir durayým da þu ameliyat sað salim geçsin diye dua etmedim ben, annem ameliyat masasýna yattý, kalbinden ameliyat olacaktý yine dua etmedim. Ben dua etmem” hayatým dedi sevdiði kýza. “Biliyor musun olmayacak sanýrým, biz beraber yapamayacaðýz, zaten benim erkek arkadaþým var” yanýtýný aldý. “Ben senin istediðin gibi biri olsaydým o erkek arkadaþ ne olacaktý?” sorusu ise yanýtlanmadý genç kadýn tarafýndan. Kumraldý, uzun boyluydu, konservatuar okuyordu, çalmadýðý müzik aleti yok gibiydi. Türk Sanat Müziði sever, türkü söylerdi, ona çok güzel geliyordu. Etkilenmiþti, “tamam” demiþti “iþte aþýk olmam gereken kadýn…” Uzun uzun konuþurlar birbirlerini dinlerlerdi, onun yanýnda adeta bambaþka biriydi, çok rahattý kim bilir kadýnýn rahatlýðýndandý onun rahatlýðý da. Hiç kasmýyordu, karþýsýnda espri yapýp güldürmesi gereken biri olduðunu hiç düþünmüyordu. Hayat üzerine konuþuyorlar, yaptýklarýný, yapamadýklarýný paylaþýyor ve asla yapamayacaklarýndan bahsediyor birbirlerine piþmanlýklarýný anlatýyorlardý. o fazla konuþmuyordu ama iyi bir dinleyiciydi mizah yeteneði yapýlan esprileri anlamayla sýnýrlý kalýyordu ama yapýlan esprileri anlamak ve ayný anda gülebilmek, ayný þeye ayný anda gülebilmek de önemliydi. Onlar ayný anda gülebiliyorlardý. Her þey güzel gidiyordu, birlikte tiyatroya gidiyor, yemek yiyor, gece geç saatlere kadar dolaþýyorlardý. Ve tabi problemler de baþlamýþtý, insanoðluydu bu sorun yaratmakta üstüne yoktu. Kadýn, alkol kullanmýyordu, aðzýna bile sürmemiþti, ve azýlý bir alkol düþmanýydý, dini hassasiyetleri son derece yüksekti, bu ikisi arasýnda sorun olmaya baþlamýþtý. Ramazan ayýydý; ve O sektirmeden her zamanki gibi her gün içiyordu, belki Ramazan nedeniyle dozu arttýrmýþtý da. Sevdiði kadýn bunu sürekli geyikle karýþýk yüzüne vuruyordu tabi ki bu noktada ben çok netti. Dini hassasiyetleri olan ve olmayan çatýþmaya baþlamýþtý. "Bu anlamda aykýrýydým biraz, içinde yetiþtiðim çevreye göre kabul. Dini hassasiyetlerim de yok, inanmýyorum ama ben seni olduðun gibi kabul ediyorum senden de fazla bir þey istemiyorum beni olduðum gibi kabul et yeter. Deðiþtirmeye çalýþma beni" diyordu. -Hani ne diyordun Kur’an, “senin dinin bana benim dinim bana…” ben sana bi þey diyor muyum, sen bana niye karýþýyorsun. -Alkol kullanmak zaten günah, bir de tutmuþ Ramazan günü içiyorsun, hiçbir iþin rast gitmeyecek, düzgün gitmeyecek, böyle gidersen baþýn beladan kurtulmayacak. -Benim baþým zaten beladan kurtulmuyor hem de alkole baþlamadýðým zamanlardan beri kurtulmuyor. Demek ki alkolle bir alakasý yok. -Yazýk, yazýk, acýyorum sana… -Sen bana acýsan da acýmasan da içmeye devam edeceðim, bir zararýný görmediðim þeyden niye sen istedin diye vazgeçeyim ki, hem kendime hem hiç kimseye bir zararý olmayan, insaný mutlu eden bir þey yasaklanmasýnýn günah addedilmesinin de bir mantýðý yok. Bak din hakkýnda da konuþturma beni. Ýnsanlýk tarihinden, uygarlýk tarihinden baþlamayayým da mevzu uzamasýn dedi ve uzun bir süre güldü. -Günaha giriyorsun, tövbe et ! O akþam Ferhan Þensoy’un oyunundan çýkmýþlardý, Aþkýmýzýn Son Duraðý’ydý oyunun adý. Þöyle diyordu Ferhan Þensoy, “Hayat gariptir, iliþkiler de… Birini bulana kadar yalnýzlýktan sýkýlýrsýnýz. Birini bulduktan sonra ise birlikte sýkýlmaya baþlarsýnýz” Onlar birlikte sýkýlmaya baþlamýþlardý, yine konunun dini boyutlara kaydýðý sohbeti sonlandýrýp genç kýzý arabasýna bindirmiþti son bir kez tutkuyla öperek… Bir daha da aramamýþtý. Tek baþýna bu kez yalnýzlýðýndan sýkýlýp yürürken "tanýdýðým en aykýrý adam Bukowski ruhun þad olsun" diyordu onun þu sözlerini hatýrlayarak“kural sevmem, kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, içinde bulunduðum topluluðun beni þekillendirmesinden hoþlanmam.”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ilker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |