‘Why does love not enough?’


Aklýmda çýnlayýp duruyor bu soru. Hep o ayný sesle birlikte…‘Neden sevgi yeterli deðil?’ Evet neden yeterli deðil acaba? Neden sadece sevgiyle yetinemiyor insan? Hep yanýnda baþka þeyler isteniyor. Beni arasýn, beni sorsun, her gün buluþalým, hep yanýmda olsun, aradýðýnda þunu desin, þunu yapsýn, bunu yapsýn, cesur olsun, sözümü dinlesin, onunla görüþmesin, mavi tshirtünü giymesin, þöyle olsun, böyle olsun, bana þunu yapsýn, þunu söylesin…bir ton þey….Ne kadar da gereksiz oysa hepsi. Bunu nasýl göremiyorlar! Sadece sevilmek neden yetmiyor? Ýnsan neden hep daha fazlasýný istiyor veya baþka þeyler arýyor? Neden illa bir karþýlýk bekleniyor? Neden bazen yanlýþ olduðunu bile bile ayný yolda yürüyor insan? Kendinden taviz veriyor ve gün geliyor kendini tamamen deðiþmiþ olarak bambaþka bir yerde, olmamasý gereken bir yerde buluyor? Olasý geçmiþlerimi düþünmeden edemiyorum bazen. Küçücük saniyeler ve anlýk kararlar o kadar büyük ölçüde etkiliyor ki hayatýmýzý…Ýnanýlmayacak derecede…



- Bir elde bilmem kaçýncý bardak viski, diðer elde bilmem kaçýncý sigara, ayakta topuklu ayakkabýlar, üstte xx large beden(veya üstte öyle duran) siyah, saçma bir manowar tshirtü, aralýk ayýnda iç çamaþýrýyla evinde oturan bir kadýn. Perdeler sabahtan beri hiç açýlmamýþ. Sabah demiþken nasýl bir þeydi o? Güneþ falan doðuyordu sanýrým. Lanet olasý güneþ, kim ister ki onu? Led Zeppelin ‘babe i’m gonna leave you’ diye aðlamakta evinin içinde. ‘i can hear it callin me back homeee’ Hasta. Vücudunu ele geçirmiþ birden fazla mikrop ve onlarýn uzantýlarý var. Doktor? Gidemeyecek kadar bitkin….Sarhoþ ya da deðil hiçbir zaman hiçbir ilaç, hiçbir viski, hiçbir þey…hiçbir þey yeterli deðil. Zaten her þeyin sorumlusu da bu deðil mi? Bunlar deðil mi?



- Yýllardýr hayal ettiði hayata ve düzene giden yolun ilk adýmlarýnda, hayallerine adým adým yaklaþmakta, kendisine her zaman yardýmcý olan ve onu seven biriyle beraber yaþayan, kendi ayaklarý üstünde dimdik durabilen bir kadýn. Evin içinde neyin sesi mi duyulmakta? Muhtemelen Poison 'Don't need nothin' but a good time' demekte....



Örneðin yukarýda iki deðiþik hikaye var. Üç dakikalýk bir karar aný sonucu, tek bir ‘hayýr’ veya ‘tamam’ lafýyla bir insan bu ikisinden birini yaþayabiliyor. Birbirinden farklý iki yol…Ýlginç…tuhaf..korkunç…Ýþte hayat böyle saçma bir þey. Saçma olduðu kadar da güzel. Ýyi, kötü devam etmek lazým her zaman. En dibe düþüldüðü anda bile üstteki bütün yükleri tek tek etrafa saçarak yeniden yükselmeli. Devam etmeli her zaman...devam etmeli.