Korkut Özal Turgut Özal’ýn iki yaþ küçük kardeþi… Turgut Özal ile ayný okulda okuyup onunla özel diyalogu vardý… Öte yandan Türk siyasi hayatýnýn önemli isimlerinden olan Özal, bugün yaþanan tartýþmalardan, dosyasý bir türlü kapanmayan “Özal’ýn ölümüne” birçok konuda çarpýcý açýklamalarda bulundu.


Prof. Dr. Korkut Özal… Bir dönem Ýçiþleri ve Tarým Bakanlýðý görevlerini yürütmüþ, görüþleri nedeniyle yýllarca hapislerde yatmýþ buna raðmen siyasetin içerisinde var olmayý baþarmýþ bir isim. O 8. Cumhurbaþkaný Turgut Özal’ýn kardeþi…
Konuþmalarýnýn çoðu yerinde Ýslami söylemini ön planda tutan “ondan geldik ve ona döneceðiz” düsturunu benimseyen Özal, Türkiye’nin yaþadýðý tüm sýkýntýlarý II. Abdulhamit sonrasýnda Sultan Reþad ve Vahdettin dönemleri sýrasýnda ortaya konulan “oyunlara” baðlýyor.
Ona göre Özal’ýn þaibeli ölümü, bugün yaþanan siyasi çalkantýlar, ara ara baþ gösteren krizler hep bu dönemden kalma aðrýlarýmýzdý.
Peki ne vardý o dönemde… Yani Sultan Reþad ve Vahdettin döneminde Osmanlý Ýmparatorluðu’nda ne gibi bir deðiþim olmuþtu ki, hala sancýsý yaþanýyordu.
Cumhurbaþkanlýðý seçimleriyle ilgili tartýþmalarýn kaynaðýnýn dahi ayný nedene baðlandýðýný söyleyen Özal, Baþkan Recep Tayip Erdoðan’a da Cumhurbaþkanlýðý ile ilgili net bir cümle kullanýyor. “Çýkmalý mý” deðil, “o Cumhurbaþkaný olmaya mecbur”


Öðrenin-gereðini yapýn ve sabredin

Korkut Özal’ýn hareketli yaþamý içerisinde üzerinde durduðu en önemli konu ‘inanç’ çizgisi oluyor. Allah’a inanmýþ bir Müslüman için öðrenmenin farz kýlýndýðýný söylüyor. Sabrý ise her þeyin üzerine koyuyor. O yüzden “sabrediyorum” diyor.
“Bir þey sana Allah tarafýndan farz kýlýnmýþsa, onun gerektirdiði her þeyi bilmen de farzdýr. Bu açýdan bakýldýðýnda öðrenmek farzdýr. Bilmek farzdýr. Bunun yanýnda sabýr olmak çok önemli. Biri arabanýza vurdu. Onunla kavgaya tutuþtuðun anda sabýrlý olmadýðýn ortaya çýkacaktýr. Sabrýn ilk hamlesi her an bir musibetle karþýlaþabileceðini bilmektir. Gereðini yapacaksýnýz, elinizden geleni yapacaksýnýz. Buna raðmen oluþan aksi durumlara sabýr edeceksiniz. Sabýr “ilk darbenin” geliþi sonrasýndaki dayanmadýr. Tahammül ise sonrasýdýr.
Üç önemli çýkýþ yolunu bilmek lazým bu açýdan; Elinden geleni yap, gereðini yerine getir, hazýrlýksýz olma ve darbeyi sükûnetle karþýla!

Dünya’nýn kurtuluþu
Ýslam’la mümkün olacak

Dünya’nýn en kalabalýk ülkesi Çin… Çin’de bugün 120 Milyon Müslüman’ýn bulunduðunu kim biliyor? Kimse!.. Bakýn Doðu Türkistan’ý bunun içine dahil etmiyorum… Uygur Bölgesinin bunun içine katmýyorum. Merkezi Çin’de yaþayan Müslüman sayýsý, yani Çinli olup da Müslümanlýðý tercih eden kiþi sayýsý 120 Milyondur diyorum. Bunu kim biliyor. Ýslam’ýn bir dünya dini oluþu burada yatar. Deðerlerimiz iyi korunursa Dünyanýn kurtuluþu da Ýslam’la olacaktýr.



Ayný oyunun devamý sergilendi

Türkiye’yi anlamak için “Osmanlý’yý kapatan gücü” anlamak lazým. 100 sene geri gidin. Abdülhamit padiþah… Çok büyük reformlar yapýyor. 1907’de Osmanlý siyasette de dýþarýda da iyi durumdaydý. Ancak 10 yýl sonra koca devlet çöktü. Selanik’te Ýttihat ve Terakki oluþturuldu. Bu grubun içinde asker orijinli kiþiler vardý. Enver Paþa gibi… Bir birliktelik oluþturdular. 1908 gibilerde Ýstanbul’da bir þeyler oldu. Ýttihat ve Terakki Mason Localarý tarafýndan destekleniyordu. Bunun en büyük nedeni ise Abdulhamit’in Ýsrail devletinin kurulmasýna izin vermeyiþinden kaynaklanýyordu. Oysa Ýtiyatçýlar, Filistin topraklarýna bir Yahudi devleti kurulmasý fikrine sýcak baktýlar. Masonlarýn desteðini de bu yüzden aldýlar.
Bu manzarayý yýllar sonra Türkiye’de de ayný þekliyle ortaya koydular. 80 Ýhtilali yapýldýktan sonra her þeyin biranda durulmasý da ayný oyunun devamýdýr.

Siz asýl planlayana bakýn

Bugün dünya siyasetinin en baþýnda olanlara bakýn, dünyayý yönetenlere yön veren isimlere bakýn… Mesela Bush tepede ama planlayanlar onun arkasýndadýr. ABD’yi yönetenler aslýnda Bush gibi görünen yüzler elbette deðil. Bugün Bush uyguladýðý politikalarýn tümü Ýsrail güdümlüdür. Demek ki bir “Tepedekiler” mevcut. Tepedekilerin ne yapacaklarýný söyleyen “Planlayýcýlar” ise bunun gerisinde durmaktadýr. Biz “planlayýcýlarýn” ne yaptýklarýný öðrenmek istiyorsak, “tepedekilerin” yaptýklarýna bakmalýyýz. Hepsi bir yana göremediðimiz baþka bir þey daha var. Yani Tepedekilerin ve planlayýcýlarýn gerisindeki… Osmanlý’yý yýkan Terakki’dir. Onlar Ýmparatorluðun son yýllarýnda iki de göstermelik padiþah getirdiler. Biri Sultan Reþad, diðeri Vahdettin… Abdülhamit 30 yýl boyunca savaþa girmedi. Bu büyük bir olaydýr. Osmanlý’nýn yeniden dirilme sürecidir. Ama bunlar 1. Dünya Savaþý’na girdiler. Bu iki padiþahýn arkasýnda Terakkicilerin adamlarýydý. Türk siyasetinin de gerisinde güçler var. Tepede baþkalarý olabilir.
Tepedekiler hep vardý… Onlarýn arkasýnda planlayýcýlar hep oldu… Ama en geride, her þeyi planlayan güç de Allah’týr. Allah “planlayýcýlar” en planlayýcýsýdýr


Sezer’in “tehdit” algýsý söylenti

Cumhurbaþkanýn “Cumhuriyet rejimi, hiç olmadýðý kadar tehdit altýndadýr.” Sözleriyle ilgili olarak da konuþan Özal, bu konuda Cumhurbaþkanýn sözlerini “söylentiden ibaret” olarak yorumluyor.
“Cumhurbaþkanýnýn söyledikleri kulaktan dolma söylemlerdir. Dýþ Ýþleri Bakaný Abdullah Gül’de bununla ilgili bir açýklama yaptý. O da Sezer’in söylediklerinin, ekonomik, siyasal geliþmelerle çeyiþtiðini söyledi. Eðer öyle olmasaydý, dýþardan gelen yatýrýmcýlarýn yatýrým cesareti olmazdý. Oysa Türkiye bugün güven veren bir ülke konumundadýr. Tehdit altýnda olsaydý yatýrým gelmezdi. Bunlar söylentilerdir.

Baykal hiçbir zaman iktidar olamaz

“Deniz Baykal irtica irtica diye baðýrýyor. Ýslam Kalkýnma Bankasý ile kurulan münasebetleri eleþtriyor. Peki neden Ýslam Kalkýnma Bankasý’na Türkiye’yi dahil edenin kendisi olduðunu söylemiyor. Ýslam Kalkýnma Bankasý’na Türkiye’nin giriþi Deniz Baykal’ýn Maliye Bakanlýðý yaptýðý dönemde olmuþtur. Ama þimdi Ýslam Kalkýnma Bankasý’na þeriat örgütü diyor. Bu nasýl çeliþkidir?



Erdoðan; Cumhurbaþkaný olmaya mecbursun!

Korkut Özal, Baþbakan Recep Tayip Erdoðan’ýn Cumhurbaþkaný olmasý ile ilgili sorumuza da net cevap veriyor. “Kesinlikle olmalý. Cumhurbaþkanlýðýna mecburdur”
“Erdoðan’a diyorum… Cumhurbaþkaný olmaya mecbursun! Oraya çýkacak ve düzelteceksin!
Erdoðan Çankaya’ya çýktýðýn þu dört þeyi gerçekleþtirmelidir.
1- Cumhurbaþkaný ile Baþbakan arasýnda sorunlar çýkaracak konularý yasayla düzenlemelidir. Devleti yönetecek bir baþ olur. Ýki baþ olduðunda yönetim zafiyetleri ortaya çýkar. O da Baþbakandýr. Ancak Baþbakan da denetlenmelidir. Mesela Tayip Beyi denetleyen yok! Denetlenecek.
2- Ankara hükümeti, temel konular dýþýnda hiçbir þeye karýþmamalýdýr. Þu anda devlet askerin donunu bile dikiyor. Hayýr böyle olmaz.
3- Asker iç güvenliðe bakmamalý, bana göre jandarma da kaldýrýlmalýdýr.
4- Sosyal dayanýþma saðlanmalýdýr. Bu dört þýkký baþbakan ve cumhurbaþkaný saðlamalý, bunlarýn dýþýndaki her þey millete býrakýlmalýdýr.


Özal’ýn ölümü…

31 Ekim 1989'da Anavatan Partisi'nin meclis çoðunluðuyla 8. Cumhurbaþkaný seçilen Turgut Özal 9 Kasým 1989 tarihinde resmi olarak görevine baþladý.
17 Nisan 1993 tarihinde koþu bandýndayken kalp krizi geçirdiði öne sürülen Turgut Özal, otopsisi yapýlmadan Adnan Menderes anýtýnýn karþýsýnda Ýstanbul'da özel bir anýtta topraða verildi. Otopsi yapýlmadan defnedilmesi Özal'ýn ölümünde karanlýk noktalar olduðu þüphelerini uyandýrmaktaydý.

Kurtlar Vadisi de Özal’ýn
ölümünü anlatacak

Kurtlar Vadisi Dizisinin ekrana yeni gelecek olan bölümleri içerisinde bu “komplo teorisi” de var. Dizinin ilk fragmaný oldukça ilginç görüntüler eþliðinde veriliyor. Baþroldeki karakter Polat Alemdar, kendisine bilgi veren takým elbiseli “bilirkiþiye” “Özal’ýn ölmesini kimler istiyordu?” sorusunu soruyor. Soruya verilen cevap ise düþündürücüdür; “Büyük bir konsorsiyum”
Turgut Özal 1993 yýlýnda 66 yaþýndayken “koþu bandýnda geçirdiði kalp krizi” sonucu öldü.

Semra Özal anlatýyor

Özal’ýn ölümü ile ilgili olarak eþi Semra Özal ve danýþmanlarýnýn söyledikleri oldukça ilginç… Semra Özal, Özal’ýn Türki Cumhuriyetleriyle “tek bir ülke” haline gelmek için protokol imzalanmasý sonrasýnda ölmesinin ölümünün arkasýnda “dýþ güçler” baðlantýsýný ortaya koyduðunu iddia ediyor.


Özal düzene çomak sokmuþtu

1990’larda gazeteler bir promosyon yarýþýna girdiler. Ýlk bakýþta promosyon gibi görünen bu “kuponlamalar” aslýnda göründüðü gibi masum deðildi. Gazeteler adeta bir finans sektörü haline gelmeye baþlamýþlardý. Gazete kuponlarýyla otomobil satýþlarý baþlamýþtý. Ancak bu öyle bir satýþtý ki, parasý peþi peþin alýnmasýna raðmen, otomobil yýllar sonra okuyucuya vaat ediliyordu. Bu toplanan paralarýn iþletilmesi anlamýna geliyordu. Turgut Özal, yaptýðý uygulamalarla bu düzenin içine adeta çomak sokmuþtu. Özal, borcu bulunan basýn kuruluþlarýna kredi verilmesini engelleyen bir düzenleme yaptý. Basýn patronlarý bundan hiç hoþnut olmadý. Özal, patronlarla Harbiye Orduevi'nde bir uzlaþma toplantýsý yaptý. Toplantýda karþýlýklý sert restleþmeler yaþandý. Patronlar Özal'ý tehdit etti, o da 'Ýnceldiði yerden kopsun' dedi, geri adým atmadý. Sonuçta saldýrýlar baþladý.



Korkut Özal Kimdir?

Korkut Özal, (doðum 29 Mayýs 1929, Malatya) Türkiyeli mühendis ve politikacý. Ýstanbul teknik Üniversitesi Ýnþaat fakültesi'nde yüksek öðrenimini tamamladýktan sonra 1956 ve 1957 yýllarý arasýnda Amerika'da uzmanlýk eðitimi aldý. Türkiye'ye döndükten sonra ODTÜ'de öðretim üyeliði görevinde bulundu. 1965'te kendisine profesör ünvaný verildi ve Devlet Mimarlýk ve Mühendislik Akademisi'nde öðretim görevlisi olarak yeraldý. Siyasete atýlarak Milli Selamet Partisine girdi ve 1973 ile 1977 seçimlerinde ayný partiden iki kere Erzurum milletvekili seçildi. 1974'te CHP-MSP koalisyon Hükümetinde ve 1975'te kurulan I. Milliyetçi Cephe Hükümeti'nde Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Bakaný, 1977'deki II. Milliyetçi Cephe Hükümeti'ndeyse Ýçiþleri Bakaný olarak görev aldý. 12 Eylül 1980 Darbesi sonrasý siyasi hayattan çekildi. 25 Eylul 1980'de geçirdiði aðýr bir trafik kazasýnýn etkilerinden uzun süre kurtulamadý. Ýyileþtikten sonra ticarete atýlarak ekonomik anlamda önemli baþarý saðladý. Kardeþi Turgut Özal'ýn ölümünden sonra yeniden siyasete atýlarak Anavatan Partisi'ne girdi ve 1995 seçimlerinde ANAP'tan Ýstanbul milletvekili seçildi. TBMM Ýçiþleri Komisyonu Baþkanlýðý ve AGÝT Türkiye Parlamento Grubu Baþkanlýðý görevlerinde bulundu. 1997'de kurulan Anasol-D Hükümeti'ne baþta güvenoyu vermesine raðmen, bu hükümetin ANAP politikalarýna ters icraatler içerisine girdiðini düþünerek muhalif bir tutum aldý. Parti içerisindeki muhalefetinin sonuçsuz kalmasý üzerine, 13 Aðustos 1997'de partiden istifa etti. Yeniden kurulmuþ olan Demokrat Parti'ye girerek, 28 Eylül 1997 tarihinde toplanan Demokrat Parti kongresinde partinin genel baþkanlýðýna seçildi.



Not: Yukarýda yayýnlanan söyleþi 14 Nisan Cumartesi günü Bilim Sanat Felsefe Akademisi / Ýstanbul’da, yapýlmýþtýr.