..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bu kitap çok gerekli bir açýðý dolduruyor. -Moses Hadas
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Çaðrý Küçükyýldýz




22 Nisan 2007
Ýlk ve Son  
Çaðrý Küçükyýldýz
Ýnsan daima ilk aþkýný kaybettiði yerde yaþar...


:BAIC:
Gri’ye…
Hikayecinin di-li geçti. Senin hikayeni yazmadan beni lütfen terk etme. Yoksa sonsuza kadar bizi yaþatabilir miyim?

Arýyordu. Adýmlarýyla yazýyordu. Baþý öne eðik, elleri cebinde. Önüne ne çýkarsa çýksýn yolundan çekilmeliydi. Önceliði vardý: hastaydý, suskundu. Bir tuvalin kanvasýnda deðil de, çerçevesinde geziniyordu. Oyun sahasýnýn etrafýný beyaz çizgisinden ayrýlmadan kaç kez turlamýþtý geleli… Biri bu soruyu sorsa kendine, “Çok kez!” yerine “Bilmem…” diye cevaplardý.

Teneffüslerde okulun bahçesinde özgürlüðe balýklar gibi dalan çocuklar, tek derdi yürümek olan bu adamý pek de umursamýyordu. Çoðunun gözünde mahalleye yeni atanan bir deliyi rahatsýz etmek büyük bir ayýptý zaten.

Bu arayýþ ne zamana kadar sürmeliydi? Dört köþeli yolun bir sonu var mýydý? Bir an durdu. Vazgeçmedi aslýnda aramaktan; sadece durdu. Aklý fotoðrafa takýldý. Ýlkokul mezuniyet resmindeki halini hatýrlýyordu. Taþ binanýn merdivenlerinde fotoðraf makinesine doðru gülümsüyordu. O gün “V-D” sýnýfýnýn öðrencileri mermer basamaklara dizilmiþti. Öðretmen, hiç olmadýk bir yere geçirmiþti kendisini. Ýþte boy sýrasý kaderi olmaya devam ediyordu her zamanki gibi. O an keþke diyebilseydi: “Öðretmenim, bu fotoðrafa sadece Seçil’le yan yana olursam çýkarým!”

Yýllardýr çocuklarý büyüten emektar merdivenin en alttaki basamaðýna oturdu. Baþýný iki dizinin arasýna sakladý. Titriyordu. Yaðmurun yaðdýðýný yere düþtüðünde ayna gibi parlayan su damlalarýný görünce anlayabildi. Mavi bez ayakkabýlarýný izlerken buldu kendini. Ne kadar da büyüktüler… Korkunç. Gerekmediði kadar iri. Çocukken ancak yarýsý kadar küçüktüler hâlbuki… Ne önemliydi onun için? Daha derin mi yoksa daha fazla mý ayak izleri býrakmak ardýnda… Peki hangisini seçmiþti bir denizci olup halatlarýný ilk fora ettiðinde… Mavi yolda emekleyemeden yürümeyi öðretmiþlerdi ona.

Okulun ilk günü, kendini aþan dað gibi ahþap ve gri sýnýfýn kapýsýný açabildiðinde ürperiyordu bedeni. Bu farklý bir yola sapmak için ilk teþebbüsüydü. Yaþam cevaben gülümsememiþti; kükremiþti. Aslýnda sonradan anlýyordu bunun kendisine zaman zaman oynanacak bir oyun olduðunu: Açacaðý kapýlar inleyecekti ve “Korkmuyorum, çünkü tüm kapýlar yaðlanmadýðýndan öterler.” diyebilmeyi baþaracaktý. Küçük, sarý kafasýný bir civciv gibi sýnýftan içeri soktuðunda gördüðü ilk þey bir çift gamzenin kendisini süzüþüydü… Orta sýranýn arkalarýnda bir yerden; saçlarý özenle taranýp çilek tokayla baðlanmýþ, sade kahve kadar acý tenli bir kýzýn gamzeleri: ormandaki dört yapraklý yonca gibi. Dantelli yakasý siyah önlüðüne orantýlý, düzgünce ütülenmiþ. Gecede hilal olmuþ.

Yaðmurun yüzünde gözyaþý gibi durmasýna izin vermeden gri bulutlara baktý bir zaman, sýrýtarak. Baþý dimdik. Gülüþü kahkahalara doðru büyüdü. Kendiyle gurur duyuyordu þimdi. Zoru derdi dýþkýlamak olan güvercinlere doðru hýnzýrca gözlerini kýstý. Hatýrlýyordu: Fotoðrafçý diz üstü çökmüþ, “Haydi çocuklar, artýk kýpýrdamayýn! Çekiyoruuum…”derken, hemen önünde dikilen Okan’ý önlüðünden çekip yerine kendisi geçmiþti. Okan neye uðradýðýna daha þaþýramadan an durdurulmuþtu. Önce yüreðinin kafesine çarpan kanat sesleri ve sonra esen rüzgârdý kareye girmek isteyen, ama geç kalan. “Tamamdýr, iþte oldu.” derken fotoðrafçý, her þeyin normale döndüðünü hissederek huzur buldu. Seçil’in durumu hiç garipsememiþ ifadesine baktýðýnda, yüzünde yýllarca solmayacak bir kýzarýklýk belirdi o günden hatýra.
Gülümsediler birbirlerine sonra.



“Seçilcim köy somunuyla kuþburnu marmeladýný buz dololabýnýn alt gözüne yerleþtirdim.”

Emine Haným mutfaktaki uzun süreli yokluðunun izlerini dolabýn içinde fark edebiliyordu. Üst kat dondurulmuþ patates kýzartmasý, pizzalar; orta kat hazýr Adana kebap, Ýnegöl köfte. Alt katta ise pembe mumlar ve birkaç soðuk algýnlýðý hapý; suya karýþtýrýlan “gazoz” vitaminler. Tabi bir de haftalardýr yenmeyen soslu makarna.

“Tamam annecim, saðol. Ta ordan buraya getirmiþsin üþenmeden. Ankara’da yok mu sanki?”

Seçil annesiyle birlikte çýktýklarý alýþveriþten döner dönmez çantalarý hevesle açýp; içinden çýkanlarý dolabýna yerleþtirmeye baþlamýþtý bile… Gri-pembe tonlarý hâkim bir kazak ve takým eþofman. Alýþveriþ, anne ve kýzý arasýndaki tuhaf ritüellerden biriydi aslýnda. Üniversitede okuyan biri olmasý bile Seçil’i annesinin gözünde bir genç kýz yapmaya yetmiyordu. Onun büyüdüðünü görmek ve kýyafetlerini kendisine sormadan seçmesi annelik mertebesinin zarar gördüðü anlamýna geliyordu. Ayný zamanda babalýk…

“Emine Hocam, anlatýn bakalým okulda iþler ne durumda, memnun musunuz hayatýnýzdan?” diye sordu Seçil, rolleri deðiþen tiyatrocular gibi.

“Fena deðil. Öðretmenler arasýndaki eski sýký fýký iliþkiler kalmadý. Ama senin bir zamanlar ders gördüðün sýnýflarda çocuklara bir þeyler anlatmak heyecan veriyor bana.”

“Kadriye Öðretmenim nasýl? Hala ayný okulda di mi anne?”

“Ýyi iyi…” dedi Emine Haným baþýný sallayarak, “Geçenlerde guatr ameliyatý oldu. Geçmiþ olsunluk ara istersen.”


Seçil bu durumlarda hep yaptýðý gibi gözlerini annesinden öte çevirerek, “Öyle mi? Ýhmal ettim çok.” dedi mahzun.

“Tabi ya kýzým, onunla ne zaman öðretmenler odasýnda sohbete dalsak, illa seni soruyor. Ne de olsa kahrýný çekti tam beþ yýl.”

“Ýlk fýrsatta onu görmeye geleceðimi söyle.” Sesi coþkuluydu kýzýnýn bu sefer, “Galiba hala emekli olmaya niyeti yok senin gibi…”

Emine Haným hýþýmla, “Þimdiki gençleri anlamak çok güç. Neden insaný bir an önce emekli edip çürüðe çýkarýrsýnýz bilmem!” derken bir yandan yüzünü duvarda asýlý aynada inceliyordu.

“Anne kýzma, sadece merak ettiðimden…”

“Hem herkes senin gibi vefasýz mý?” Emine Haným saldýrýda en güçlü silahýný göstermiþti. “Geçenlerde okulun bahçesinde sen yaþlarda bir delikanlýyla tanýþtým. Denizciymiþ…” Kýzýnýn odasýndan gelen dilini anlamadýðý müziðe sinirlenmeden devam etmek istedi. “Çocuk mezun olduðu okulda sýrf nostalji yapmak için gelmiþ. Hem de ne nostalji.” dedi iç geçirerek, “Saatlerce yaðmurun altýnda yürüdü bahçede. Sonra bir ara ben aþaðý indiðimde kendisinin fotoðrafýný çekmemi istedi, tutuþturuverdi makineyi elime. Öyle komik ve ciddiydi ki…”

“Hadi ya! Adama bak!” hayalinde on türlü þekil belirdi çekmecesini alt üst eden Seçil’in: týrnak törpüsünü bulamýyordu. “Ne gibi?”

“Çocuk öyle bir poz verdi ki bana, sanki yanýnda biri varmýþ da, bir elini onun omzuna atmýþ gibiydi. ”

“Çok garip… Belki de denizde kafayý çizmiþtir.” dedi Seçil ve ayný akordda ama bir oktav farkla bastýlar kahkahayý.

Seçil’in gözleri aynanýn köþesine sýkýþtýrdýðý ilkokul mezuniyet fotoðrafýna hevesle kaydý ; þimdiki haliyle o zamanki hali arasýnda aslýnda fark var mýydý acaba? Birazcýk boyu uzamýþtý o kadar… Resmi eline aldý. Hüzünlendi o günü bir kez daha yaþayamayacaðý için. Siyah önlükleriyle öðrenciler, resmi siyah-beyazlaþtýrýyordu. “O yýllar demek ki insanlarýn beyinleri renklere hala alýþamamýþ. ” dedi annesine dönüp. “Bu yüzden belki de siyahtý önlüklerimiz.” Bu kez kendine takýldý bakýþlarý. Yine iki gamzesi onu yalnýz býrakmamýþtý, hemen hemen her resimde olduðu gibi. Çocukken ne kadar çok uðraþýrdý yanaðýndaki bir türlü içlerini dolduramadýðý bu iki çukurla.

Resimde yanýnda gülümseyen çocuðu fark etti sanki daha önce hiç görmediði biriymiþ gibi. Odadan gelen ecnebi müzik gittikçe zayýfladý. “Here without you baby…” Perde rüzgarý boþ verip uçmayý býraktý. Annesi naif bir mum ýþýðýna dönüþüyordu. Kulaklarýndaki büyük halka küpeler salýnýmlarýný durdurdu. Pencerenin önünde gezinen güvercinler gözlerini içeri diktiler. Ýþaret parmaðýný yanýndaki çocuðun altýn sarýsý saçlarýnda gezdiriyordu Seçil. “Denizciymiþ…” dedi mýrýldanarak. Neden sonra annesinin þaþkýn yüzüne dönüp, “Saç…”diyebildi bir tek. O sýrada bir denizci Pasifik Okyanusu’nda geçirdiði on yedinci günün sabahýnda, üzeri palmiyelerle dolu bir adanýn yakýnlarýndan geçiyordu. Bu adanýn adýný merak etti ve haritaya baktý. Heceledi bu ismi. Kulaðýna pek hoþ gelmedi. Hemen üstünü çizip, yerine “Seçil” yazdý kýrmýzý mürekkepli düzeltme kalemiyle.

02/10/06
Adapazarý

                                        



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Takunyalar
Büyük Adam

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kardanaþk
Yatmadan Önceki Dua
Tansiyoncu
Korkak
Üç Yunus
Yolculuk
Pýhtýlaþma
Mavi içinde bir mavi bilmece
Küçük Pencere

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yýldýz Tutulmasý [Þiir]
Prematüre Aþk [Þiir]
Akvaryumdaki Gemi [Þiir]


Çaðrý Küçükyýldýz kimdir?

Annemin karnýndayken bir zamanlar,bir kitap tutuþturulmuþtu elime;tam 9 ayda bitirebilmiþtim. Kitapta dünyada ne yapmam gerektiði yazýyordu. Bir gün doðmam gerektiðini söyledi Tanrý ve ben de farklý dünyanýn heyecanýyla doðarken kitabý yanýma almayý unutmuþtum ne yazýk ki. . . Keþke unutmasaydým diyorum ama; hatýrladýðým birkaç þey var. Ýþte hatýrlayabildiklerimi burda yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Yunus Emre, Mevlana, Halil Cibran, Mor ve Ötesi ,Yansýmalar,Radiohead ,vs...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Çaðrý Küçükyýldýz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.