..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamým boyunca, ondan birþey öðrenemeyeceðim kadar cahil bir adamla karþýlaþmadým. -Galilei
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Gönül YILMAZ




9 Mayýs 2002
Gülmek Güzeldir  
Gönül YILMAZ
“Anne çay içer misin?” diye sordu kýzý. “Ver yavrum, böyle güzel bir günde kim içmez.” Evet güzel bir gündü. Bu gün kayýnvalide olmuþtu. Ýki kýzý bir oðlu vardý, kendisinin. Fakat, bu gün bir kýzý daha olmuþtu. Çok güze


:BFIB:
“Anne çay içer misin?” diye sordu kýzý. “Ver yavrum, böyle güzel bir günde kim içmez.” Evet güzel bir gündü. Bu gün kayýnvalide olmuþtu. Ýki kýzý bir oðlu vardý, kendisinin. Fakat, bu gün bir kýzý daha olmuþtu. Çok güzel bir üçüncü kýz evlat. Oðlunun, karýsý kendinin sevgili gelini gelmiþti eve.
Sade bir nikah olmuþtu. Ýki ailenin ve yakýn akrabalarýn katýldýðý, sade bir nikah merasimi yapýlmýþtý. “Ah anneciðim, ne gerek var düðün yapmaya” demiþti, gelini. Ne kadar anlayýþlý kýz, diye düþünmüþtü. Bu hayat þartlarýnda düðün yapmak. Gerçekten, çok yýpratacaktý kendilerini. Zaten yeni yeni toparlanmýþlardý daha. Bembeyaz gelinlik, nasýlda yakýþmýþtý. Bir melek, yada bir prenses ancak, bu kadar güzel olabilirdi. Kalýn kaþlarýnýn altýnda, ýþýl ýþýl bakan badem gözleri vardý. Saçlarý gibi gözleri de simsiyahtý. Ýri dalgalý gür saçlarý, esmer omuzlarýný kapatýyordu. Bir iki tokayla tutturmuþlardý gelin duvaðýný, saçlarýna. “Ben tararým saçlarýmý. Zeynep ablamda, duvaðýmý takmama yardým eder.” demiþti. Bu kýzlar, sanki gelin görümce deðil iki kardeþ gibiydi. Burnu, yüzüne göre biraz büyüktü; gelininin. Ama öyle yakýþýyordu ki bu burun yüzüne. Daha yirmi üç yaþýnda idi Selma. O kadar küçük olmasýna raðmen, her konuya hoþgörü ile yaklaþýyordu. Aðzý da, biraz büyüktü ve dudaklarý kalýndý; ama diþleri biraz seyrekti. Olsun, oðlu o kadar kýz içinden onu seçmiþti. Boyu, oðluna göre biraz kýsaydý. Ama eti budu yerindeydi. Kendinin eski tafta gelinliðinin, birkaç dikiþini açmalarý gerekmiþti. “Demek, ben daha zayýfmýþým” diye söylemiþti; Zahide haným “birde þu halime bakýn; yürüyemiyor, yuvarlanýyorum.” deyip güldürmüþtü gençleri.
Oðlu da çok yakýþýklý olmuþtu bu gün. Týpký babasýnýn gençliðine benziyordu, Kenan. Kocasý onun yaþýnda iken iki çocuk babasý idi. Halbuki, o daha yeni evleniyordu. Ferit beyle, kendisi evlendiði zaman. Ferit bey, en fazla yirmi üç yaþýndaydý. Kendisi, ise on sekiz yaþýna bile girmemiþti. Hayat þartlarý, çok deðiþmiþti o günden bu güne kadar.
Bir baþkaydý, Kenan’ ýn her hali. ‘Hiç üzmez ki melek oðlum beni’ diye düþündü kadýn. Boyu, çok uzundu oðlunun. Bir metre seksen beþ santimin üstünde olmalýydý. Bu yüzden hep takýlýrdý anasýna, “Zahide haným aþaðýda havalar nasýl” der gülerdi; inci diþleriyle. Siyah, gür saçlarý vardý oðlunun. Kahverengi gözlerini, babasýndan almýþtý. Elmacýk kemikleri, sert bir ifade veriyordu, yüzüne. Halbuki onun yumuþacýk bir yüreði vardý. ‘Karýncayý bile öldüremez’; diye düþünürdü kendisi her zaman. Askerken komando idi. Nasýl, Jandarma Komando olarak yapmýþtý askerliðini acaba.
Bir sürü kýz göstermiþti oðluna , evlenmesi için. Bir türlü kimseyi beðenmiyordu. Neyse ki, sonunda bir gece aðzýndan baklayý çýkarmýþtý. Bir sevdiði vardý; bir türlü açýlamýyordu kýza. Birkaç sefer konuþmaða çalýþmýþ ama kýz sert çýkmýþ, Kenan’ nýn da, bütün cesareti kýrýlmýþtý. “O zaman bizde gider ailesiyle konuþuruz” demiþti kadýn. “Ama nasýl olur anne, ya kabul etmezlerse evlerine; ya kötü karþýlarlarsa” “Sen, orasýný bana býrak oðlum. Bu iþleri sen bilmezsin. Bu iþ, tahtaya çivi çakmaya benzemez. Hem ben senin iþine karýþýyor muyum, hiç gelip atölyede bir þeyler yapýyor muyum?” “Peki anne sen bilirsin.” Demiþti sonunda oðlu.
Her iþ, törelere uygun olarak yapýlmýþtý. Ýki aile daha ilk gecede birbirine ýsýnmýþtý. Zeynep ve Reþat’ ýn çok yardýmý olmuþtu o gece. Kendisi çok heyecanlandýðý için, Selma’ yý, babasýndan Reþat istemiþti. Sonrada “Baba, olmadan kayýnbaba oldum” diyerek, herkesi güldürmüþtü. Yakýn dostlarýn katýldýðý bir niþan merasimi ile yüzükleri takýlmýþtý.
O gece çok mutluydu ama niþandan sonra oturup aðlamýþtý. Keþke, Ferit beyde hayatta olsaydý diye. Ne kadar mutlu olurdu; nasýlda gururlanýrdý. ‘Nur içinde yat’ Ferit bey diye iç geçirdi; yaþlý kadýn. Neredeyse, yedi yýl oluyordu onu kaybedeli. Fakat, onu düþünmeden bir günü geçmiyordu. Onca yýl, bir sefer bile baþým aðrýyor dememiþti. Bir gece içinde, gitmiþti ebedi hayata. Gizli kalp demiþlerdi doktorlar. ‘Hep sigara yüzünden’ diye düþünmüþtü, kendisi. Hâlâda öyle olduðuna inanýyordu.
“Hey Zahide haným nereye gittin” diye sesleniyordu oðlu. “Efendim yavrum” dedi. “Nereye gittin diye soruyorum anacýðým” diye boynuna sarýldý oðlu. “Bir yere gittiðim yok oðlum, sadece babaný düþünüyorum.” “Haklýsýn anne, özür dilerim.” Dedi Kenan. “Yo hayýr yanlýþ anladýn yavrum bu dut aðacýðýný, beraber dikmiþtik. O zaman sana hamile idim. Kaç günler, geceler burada çay içip sohbetler etmiþtik. ‘Cins bu aðaç haným, meyvalarý önce kýrmýzý sonra siyah oluyor. Kaný güçlendiriyor biliyor musun’ demiþti. Ta o zamanlarda konuþmuþtuk. ‘Büyük bir düðün yaparýz. Davullarla zurnalarla getiririz gelinimizi. Aslan oðlum hele bir doðsun’ diyordu. Sen, askere gidince bu çardaðý onarmýþtý. ‘Aðacýn gölgesi, ikindi saatinde yetmiyor haným’ demiþti. Geceleri de, çýkýp burada otururduk bazen. Kahvesini piþirir, getirirdim yanýna; ne kadar umutlu idi yarýnlardan. Kader, iþte bu günleri görmesini ne çok isterdim.” “Anneciðim, üzülme lütfen” diye lafa karýþtý Zeynep. “Üzülmeyeceðim tamam kýzým ilahi takdir böyle imiþ ne yapalým” Kader. “Anne, O her zaman, yanýmýzda ve sonsuza kadar yanýmýzda olacak” diye konuyu kapadý, Zehra.
Zehra, küçük bebeðiydi. Babasýna en düþkün olan evladý oydu sanki. Ferit beyi, kaybettikleri zaman hastalanýp yataklar düþmüþtü. Üç, dört ayda kendini zor toplamýþtý. Eðitimi de, bu yüzden bir sene aksamýþtý. Çok þükür bu sene göreve baþlamýþtý. Ýyi bir öðretmen olacaktý; bunu biliyor ve onunla gurur duyuyordu. Olayý en olgun karþýlayan Zeynep olmuþtu. Lise tahsilini bitirip, devam etmemiþti okula. “Sana destek olmalýyým anne” demiþti. Ýþler toparlanana kadar kendine yardým etmiþti. Durumlarý düzelene kadar dikiþ dikmiþti dýþarýya, Zahide haným. Zeynep’ de, bu arada dikiþ dikmeyi öðrenmiþ, yardýmcý olmuþtu kendine. Her zaman çok güçlüydü; týpký babasý gibi. En zor ise Kenan’ ýn durumu idi. Askerken, acý haberi almýþtý. Apar topar gelmiþti eve; on gün içinde hem ailesine destek olmuþ hem de dükkanýn iþlerini ayarlamýþtý. Küçük bir marangoz dükkanýydý. Ama geçim tekneleriydi, o dükkanda olmasa ne yer ne içerlerdi. Üç ay sonra, terhis olacaðým o zamana kadar dayanýn demiþti. Zeynep, olmasa zor dayanýrdý. Zehra, üzüntüden hasta olmuþtu.
Reþat’ la, o zamanlarda tanýþmýþtý kýzý. Kýsa zaman da evlenmeye karar vermiþlerdi. Ama uzun bir niþanlýlýk dönemi, geçirmek zorunda kalmýþlardý iki genç. Bir yönden de iyi olmuþtu. Birbirlerini, daha iyi tanýma fýrsatý bulmuþlardý. Ne kadar deðiþmiþti, dünya. Kendisi, Ferit beyi evlenmeden önce bir yada iki kez görmüþtü oda uzaktan. Hayret, o zaman görmeden evlenip ölene kadar ayrýlmazdý çiftler. Þimdi tanýþýp, konuþup, anlaþýp evleniyorlar; ama hemen ayrýlýyorlar. Bu iþte bir gariplik vardý.
Damadý gelecek vaat eden iyi bir hekimdi. Akýllý ve mantýklý bir gençti. Çevresinde dürüst ve iyi bir insan olarak tanýnýyordu. Ferit beyi, kaybettikleri zaman pek çok yardýmýný görmüþlerdi. Bir nevi, aile dostlarý olmuþtu. Kenan’ ýn yokluðunu, belli etmemek için elinden geleni yapmýþtý. Kýzýnýn ve evinin geçimini saðlayacak kadar kazanýyordu. Kýzýný mutlu etmeyi baþarýyordu.
Galiba, yakýnda da bir torunu olacaktý. Kendine, konuyla ilgili bir açýklama yapýlmamýþtý. Fakat kýzýnýn yüzüne bakýnca, deðiþiklik olduðunu anlýyordu. Hatta Zeynep ve Zehra’yý konuþurlarken duymuþtu. Þu nikah bitsinde söyleyeceðim, diyordu Zeynep. Çok fazla heyecanlanmasýný istemiyorum. O’ nu, yormamamýz gerektiðini söylüyor Reþat. Daha ne isterdi ki bir anne.
“Hadi artýk, çay faslý bitti” dedi Zeynep. “Gelin haným ve damat bey evinize gidin” diye lafýný tamamladý. “A.... anne þu kýzýna bak ya” diye sitem etti; Kenan “Küçük haným ben daha kahvaltýdan beri bir þey yemedim” “Evine gidince yersin”dedi Reþat. “Yok caným, Zahide hanýmýn yaptýðý o güzel börekleri size býrakýp da gideceðimi sanmýyorsunuz herhalde” “Aðabey bu gün evlendin daha evine git ve karýnla beraber ye yemeðini” diye azarladý, Zeynep.
Zehra ise oturduðu yerde kýkýr kýkýr gülüyordu. “Bakýn görün yemek yemeden gitmeyecek.” diyordu. Selma’ da, kocasýna katýlýyordu, “Daha çok yeriz evimizde bu gün beraber yiyelim” diyerek ayaða kalktý. Zahide haným, ne olduðunu anlamaya çalýþýrken gelininin eve doðru gittiðini fark etti “dur kýzým nereye diye” gelininin arkasýndan kalktý. “yemek hazýrlamaya mutfaða gidiyorum anne” diye cevap verdi, Selma. “olur mu öyle þey yavrum. Daha sýrtýnda gelinlik var ne iþin var mutfakta ben hazýrlarým” diye cevapladý gelinini. Zeynep ayakta, bir annesine bir Selma’ ya bakýyordu. “Ya, size ne oluyor ben hazýrlarým zaten her þey hazýr.” Diye ikisini de susturmaya çalýþýyordu.
Zehra ise artýk iyice gülmeye baþlamýþtý. “aman ne tartýþýyorsunuz ki, bir gün biriniz bir gün biriniz hazýrlarsýnýz” diye kahkahayý bastý. Bütün aile gülüyordu þimdi. “Vay edepsiz, seni” diye Zeynep kardeþini kovalamaya baþladý. Oturduðu yerden bir solukta kalkan Zehra, annesinin kollarýnda soluðu zor aldý. “Anne, beni kurtar; bu kýzýn beni öldürecek” diyordu. “Dur kýzým yapma” demesine kalmadan bir bardak soðuk su, Zehra’nýn baþýndan aþaðýya iniverdi. Artýk herkes kahkahadan kýrýlýyordu. “Bak gör abla bende senin yanýna bunu býrakýrsam ne olayým emi” diye; hem baðýrýyor hem de gülüyordu, Zehra.
Ýki kardeþin, þakalaþmalarýyla bir saat falan daha geçmiþti. Kenan “Siz, beni bu gün açlýktan öldürecek misiniz?” diye söylenmeye baþladý. Sonunda kýzlar, mutfaða gidip hep beraber yemeði hazýrladýlar. Akþam yemeði, Ferit beyin, yaptýðý çardak altýnda yenmiþti. Gün gibi, yemekte çok güzel geçti. Zahide haným, “Hadi artýk oðlum evine git. Yarýn görüþürüz inþallah” diye Kenan’ a artýk gitmesi gerektiðini söyledi. “Olur anne, tamam” diye cevap verdi genç adam annesine. Zeynep, “eve kadar gidelim sizinle” diye söyledi aðabeyine. “Çok memnun oluruz” diye Selma, cevap verdi bu sefer. Ýki kýz birbirine bakýp güldü ‘gene bunlar bir muz urluk peþindeler’ diye düþündü kadýn. “Anne sende gel diyorlardý” hep bir aðýzdan. “Yorgunum” dedi ama dinletemedi bir türlü Zahide haným.
Eve vardýklarýnda aðabeylerinin, kapýyý açmasýyla iki kýz kardeþ aðabeylerine yumruklarý indirmeye baþladýlar. Kenan, ne olduðunu anlamaya çalýþýrken; Selma, gülmeye baþlamýþtý. Meðer, kýzlar yemek hazýrlarken planlamýþlar. “Ýlahi siz çok yaþayýn emi” diyordu Zahide haným, bir yandan gülerken. Bir sürü, acýya ve soruna gögüs germiþler ve sonunda kazanmýþlardý. Bu baþarýnýn tadýný çýkarmak onlarýn hakkýydý. Gülmek gerçekten güzeldi. “Gülün evlatlarým, gülün......” diyordu yaþlý kadýn.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gezi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Þiir Çeþitlemeleri [Þiir]


Gönül YILMAZ kimdir?

Yaþamayý öðrenmeye çalýþýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Franz Kafka


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Gönül YILMAZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.