..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yý ayýlttýlar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar > Samile Ýlter




11 Mayýs 2007
Anneannem ve Elegans'ýn Hikayesi  
Samile Ýlter
O çok severek anlattýðý bu hikayeye “Bu efsane binlerce yýl önce yaþanmýþ gerçek bir aþk hikayesiymiþ.” derdi.


:CEHD:
ANNEANNEM VE ELEGANS’IN HÝKAYESÝ



Anneannem Girit’te doðmuþtu. Ailece mübadele döneminde Türkiye’ye geldiðinde o ve kardeþleri küçük birer çocuklarmýþ daha. Onun çocukluðu ve genç kýzlýðý hakkýnda fazla bir þey bilmiyorum ne yazýk ki. O dönemlerde bu tür sorular sormayý düþünemeyecek kadar küçük, büyüdüðüm zamansa bunu düþünemeyecek kadar meþguldüm. Oysa þimdi ona soracaðým öylesine çok soru var ki… Ama çok geç… anneannem on sekiz yýl önce öldü.

Anneannem orta boylu balýk etinde tipik bir Girit’liydi. Çok iyi Rumca bilir, biz torunlarýnýn anlamasýný istemediði zamanlarda annem, teyzem, kardeþleri ve yeðenleriyle Rumca konuþurdu. Ela gözleri göz çukurlarýna batmýþ, ince burunlu, buðday tenliydi. Onun hiçbir zaman en ufak bir makyaj yaptýðýný görmemiþtim. O dönemlerde kadýnlarýn tek makyajý dudaklarýna sürdükleri ruj ve göz kapaklarýna çektikleri kalemden ibaretti. O ruj bile sürmemiþti hayatý boyunca dudaklarýna, týpký annem gibi. En önemli özelliði siyah saçlarýnýn topuklarýna kadar uzun oluþuydu. Doðduðu günden itibaren hiç kesilmemiþ olan saçlarý yere deðecek kadar uzundu. Saçlarýný toplayýp tepesinde büyükçe bir topuz yapardý daima. Sokaða çýkarken siyah paltosunu giyer, baþýna yine siyah eþarbýný takar, çenesinin altýnda düðümlerdi. Týpký içindeki acýlarý düðümlediði gibi…

Girit’ten anavatana gelirken yanlarýnda getirebildikleri tek þeyleri anýlarýydý. Ölüm korkusunu Girit’te býrakýp gelmiþlerdi. Tek iyi yaný da buydu bu göçün. Hep anlatýrdý…Geceleri silah sesleri duyulduðunda annesinin aðlayarak kardeþleri ve kendisini duvardaki dolabýn içine korkuyla sokup üstlerine yorganlarý, battaniyeleri örterek nasýl sakladýðýný. O günleri hiç unutmadý, hayatýnýn sonuna kadar… Silahlardan çýkan patlama seslerini ve annesinin “Sakýn ses çýkarmayýn, burada olduðunuz anlaþýlmasýn sakýn.” diye sýký sýkýya ettiði tembihlerini yüreðinde ve hafýzasýnýn bir kenarýnda taþýyýp getirmiþti yeni vatan topraklarýna.

Çocukluðumda ondan duyduðum anlattýklarýnýn arasýnda en önemli olan anýsý buydu. Bir de tüm çocukluk yýllarýmda hiç býkmadan dinlediðim þiirsel ve masal tadýnda bir hikayesini hatýrlýyorum. Binlerce yýl öncesine dayanan bu hikaye onun en çok sevdiði, anlatmaktan hiç býkmadýðý ve anlatýrken adeta kendinden geçtiði bir efsaneydi. O çok severek anlattýðý bu hikayeye “Bu efsane binlerce yýl önce yaþanmýþ gerçek bir aþk hikayesiymiþ.” derdi.

Hikayenin içinde geçen bazý kahramanlarýn isimleri çok tanýdýk bir destandaki kahramanlardý oysa. Orta okul dönemimde bu hikayedeki kahramanlarýn, Homeros’un Ýlyada destanýndaki kiþiler olduðunu söylediðimde, bana kýzar ve “Bu aþk yaþandýðý dönemlerde Homeros daha dünyada bile deðilmiþ.” derdi. “Olsa olsa o Homeros denilen adam çalýp yeniden yazmýþtýr o destaný.” diyerek beni azarlayarak söylenirdi. Bu hikayeyi ne zaman anlatmaya baþlasa, adeta büyüsünün bozulacaðýndan korkarak nefes bile almaktan çekinerek, huþu içinde dinlerdim. Ben dinlerken, anneannem ise anlatýrken, ikimizde büyülenirdik adeta… Anneannem bana bir gün “Eðer okuma yazma bilseydim, bu hikayeyi yazardým.” demiþti. Daha sonra ne zaman anlatsa bana hep “Ne olur sen yaz bu hikayeyi, yazýk yok olup gidecek.” deyip durmuþtu… Ýþte size þimdi bu hikayeden biraz bahsetmek istiyorum…

Binlerce yýl önce Ýda daðýnda Elegans adýnda güzeller güzeli bir genç kadýn yaþýyormuþ. Öylesine güzelmiþ ki, güzelliði tüm ülkede dillerden dillere dolaþýyormuþ. Elegans’ýn güzelliði günün birinde saraya kadar ulaþmýþ. Sonunda Elegans’ýn güzelliði kralý çok meraklandýrmýþ. Kralýn güzellere olan düþkünlüðü de tüm ülke ve karýsý Hera tarafýndan biliniyormuþ. Kral Zeus’u karýsý sürekli takip ettiriyor, onu deliler gibi kýskanýyormuþ. Bir gün Kral Zeus vezirini yanýna çaðýrýp, ne edip ne eyleyip Elegans’ý görmesini saðlamasýný istemiþ.

Vezir hemen Elegans’ýn nerede oturduðunu, gününü nasýl geçirdiðini öðrenmiþ ve bir gün Elegans göl kenarýna gittiðinde Kral Zeus’un onu görmesini saðlamýþ. Kral Zeus daha ilk gördüðü anda Elegans’a vurulmuþ. Yüreði Elegans’ýn aþkýyla yanýp tutuþmaya baþlamýþ. Artýk ne geceleri uyuyabiliyormuþ ne de gündüzleri huzura kavuþabiliyormuþ. Aþk ateþiyle yanýp tutuþtukça ülkeyi de hiddetiyle kasýp kavurmaya baþlamýþ. Hera kocasýndaki bu deðiþikliðin farkýndaymýþ fakat sebebini bir türlü anlayamadýðýndan onun da tüm huzuru kaçmýþ, o da saraydakilere kan kusturmaya baþlamýþ. Ne kadar uðraþýrsa uðraþsýn Zeus’un ve vezirin aðzýndan hiçbir þey alamýyormuþ. Sürekli sarayýn falcýsýna fal baktýrýyormuþ. Falcý da doðru dürüst bir þey söylemediðinden Hera iyice küplere biniyormuþ.
Hikaye böyle baþlýyor ve Elegans’ýn yüreðine düþen aþk acýsýyla devam edip gidiyor… Kral Zeus’un aþk tanrýsý Eros ile arasýnda baþlayan anlaþmazlýk Elegans’ýn hayatýnýn cehennem azabýna dönüþmesine sebep oluyor. Elegans’ýn çektiði acýlar kimin için? Bu hikayedeki kahramanlarýn amacý ne? Smyrna’da ve Ýda’da neler oluyor? Elegans neden beddua ediyor ve bedduasý ne? Elegans’ýn dramý sonunda nasýl çözüme ulaþýyor? Bu hikayedeki sýr ne ve nerede gizli?
Bu hikaye öylesine uzun ki burada kýsaca anlatmam imkansýz. Baþlý baþýna bir kitap olacak kadar sürükleyici ve heyecanlý. Ben bu hikayeyi yazmaya karar verdim. Anneannemin dediði gibi eðer yazmazsam bir gün yok olup gidecek. Elegans’ýn bedduasýný belki benden baþka bilenler vardýr ama ben bu güne kadar anneannemden baþka hiç kimseden duymadým. Bu nedenle de yazmaya karar verdim. Anneanneme verilmiþ bir sözüm vardý ve sözümü yerine getirmeye çalýþýyorum þimdi.

Senin yerine ben yazýyorum anneanneciðim, sen rahat uyu... okuma yazma biliyorum ve geçmiþin korkularýný ancak onunla dinlendirebildiðin bu güzel hikayeyi yazmaya çalýþýyorum, aynen senin anlattýðýn gibi. Kim bilir belki bir gün herkes okur…



Samile Ýlter.ÝzmiR.11.05.2007





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn anýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýzmir'e Yolculuk

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çýkmaz Sokaklar...
Mutsuz Musunuz...
Mavi Boncuk...
Aslýnda Yaþam Bir Oyundur.
Hayat...
Biz Buluttuk...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Mýzýkçýlýk... [Þiir]
Ayrýlýk... [Þiir]
Son Diyerek... [Þiir]
Araftayým... [Þiir]
Duvarlarým... [Þiir]
Bekleyeceðim... [Þiir]
Yalnýzlýk... [Þiir]
Gidiyorum... [Þiir]
Yollarda... [Þiir]
Anladým... [Þiir]


Samile Ýlter kimdir?

Samile Ýlter Küçük yaþlardan bu yana okumayý çok sevdi. Bulunduklarý semtteki ilkokulun bir kütüphanesi olduðu için, kendini hep çok þanslý görüyordu, bu bir lükstü o semtte okuyan çocuklar için. . . öyle ya 1960'lý yýllarda kaç mahallenin ilkokulunda bir kütüphane vardý?. Kütüphaneye neredeyse her gün gider, raflardan kitaplarý büyük bir zevkle alýr okur okurdu. Dede Korkut, Ömer Seyfettin, Halide Edip sonra yabancý yazarlar, daha biraz büyüyünce de klasiklere baþlamýþtý. En çok sevdiði þeydi okumak, her þeyi unutur, kendinden geçerdi. Her kitapta baþka bir dünya vardý çünkü, her kitap baþka bir insan tanýmaktý ve her kitapta baþka bir yüzüyle tanýþýrdý insan yaþamýn. Kýsacasý hayatýn ta kendisiydi her öykü, ve o da bu öykünün bir parçasýydý. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Cronin,Tolstoy,Dostoyevski,Fakir Baykurt, Yaþar Kemal, Bekir Coþkun,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Samile Ýlter, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.