..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi en azgýn yüreði uysallaþtýrýr, en uysal yüreði azdýrýr. -Alexis Delp
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Samile Ýlter




23 Mayýs 2007
Mavi Boncuk...  
Samile Ýlter
günümüz insanýnýn buna gerçekten çok ihtiyacý var.


:BAEB:
Eve dönmek için Karþýyaka vapuruna biniyorum. Her zamanki gibi üst kata çýkýyorum. Hava serin olduðu için içeride oturuyorum. Vapur bir hayli kalabalýk. Cam kenarýnda boþ koltuða atýyorum kendimi, yorgunum. Arkamdan gelen yolcular da boþ yerleri dolduruyor hýzla. Karþý koltuða yaþlý bir bey gelip oturuyor.
Orta boylu, beyaz tenli, mavi gözlü, güler yüzlü, yaþlý bir adam. Gözleri çakmak çakmak gülümseyerek etrafýna bakýnýyor önce, sonra gözlerimin içine bakarak “Ýyi günler kýzým” diyor bana. Öylesine samimi, öylesine içten söylüyor ki bu cümleyi cevaplamamak mümkün deðil. Ben de gülümseyerek “Ýyi günler amca.” diyorum. Elinde bir gazete var, gazeteyi durmadan evirip çeviriyor, yanýndaki orta yaþlý beyi de selamlýyor. Yanýndaki adamýn rahat oturmasý için iyice cam kenarýna yanaþýyor, “Buyurun, rahat oturun.” diyor gülerek.
Bütün yorgunluðumu unutup, büyülenmiþ gibi onu seyretmeye baþlýyorum. Öylesine mutlu ve hayat dolu bir hali var ki inanamýyorum. Yaþýný tahmin etmeye çalýþýyorum. Aþaðý yukarý yetmiþ, yetmiþ beþ yaþ arasý olmalý diye düþünüyorum. Saçlarýna düþen kýrlar öylesine yoðun ki beyaz bir buluta dönüþmüþ artýk. Ama gözleri birer mavi boncuk gibi, üstelik pýrýl pýrýl ve hayat dolu. Yanýndaki, karþýdaki insanlarla sürekli konuþma çabasý içinde.
Sonunda onlarla muhabbeti epey koyulaþtýrmaya baþlýyor. Elindeki gazeteyi yanýnda oturan kendisi gibi yaþlý beye uzatýyor okumasý için. Adam gazeteyi alýp resimlerine bakýyor ve sadece haberlerin baþlýklarýný okuyor. Tüm gazeteyi þöyle bir gözden geçirip geri veriyor kendisine ve teþekkür ediyor.
Gazeteyi sevinçle alýp bu defa bana uzatýyor “Buyur sen de oku.” diyor büyük bir içtenlikle ve samimiyetle. Ne yapacaðýmý þaþýrýyorum. Bir iki saniye içinde düþünüyorum. Gazeteyi alýp okumaya baþlasam böylesine hayat dolu bu insanla konuþma fýrsatýný kaçýracaðým, almasam belki de gücendireceðim diyorum içimden. Sonunda gazeteyi laf olsun diye alýp sayfalarýný çevireceðime, onunla sohbet etmenin daha güzel olacaðýna karar veriyorum. “Teþekkür ederim amcacýðým okumayayým.” diyorum gülümseyerek.
Az sonra çaycý oturma yerlerinin arasýndaki koridorda gözüküyor, elinde çay tepsisi “Çay isteyen, çay isteyen.” diyerek dolaþmaya baþlýyor. Bizim oturduðumuz sýraya gelince yaþlý amca “Çay içer misiniz ?” diye soruyor yanýndaki orta yaþlý adama. Adam teþekkür edip, istemediðini söylüyor. Hemen bana dönüyor “Siz çay içer misiniz kýzým ?” diye soruyor. Neye uðradýðýmý þaþýrýyorum iyice. Dilimin tutulduðunu hissediyorum bir an, güçlükle gülümsüyorum, onu kýrmaktan o kadar çok korkuyorum ki… nezaketle gülümseyerek ben de istemediðimi belirtip teþekkür ediyorum.
Kendisine çay alýp, iki minik þeker küpünü içine atýp özenle karýþtýrmaya baþlýyor. Öylesine mutlu bir hali var ki gözlerime inanamýyorum. Konuþmasýndaki aksanýndan göçmen olduðu açýkça anlaþýlýyor. Sohbet etmeye baþlýyoruz. Bana “Nerelisin sen kýzým.” diye soruyor. Ýzmir’li olduðumu söylüyorum, hoþuna gidiyor. Ýzmir’in eski zamanlarýný anlatmaya baþlýyor bana. Onu dinlerken çocukluk günlerime gidiyorum. Doðup büyüdüðüm, yaþadýðým Ýzmir’i bir baþkasýndan, hele Ýzmir’i böylesine seven birinden dinlemek beni çok mutlu ediyor. Benim büyüdüðüm sokaðý, benim mahallemi anlatýyor gibi geliyor bana. “Siz nerede otuyordunuz o yýllarda.”diye soruyorum. “Burada Karþýyaka’da.” diyor, “Kendimi bildim bileli.” Gözleri neþeyle parlýyor.
Eski mahallesini tarif ediyor, “Eskiden bir tane bile apartman yoktu.” diyor. Evlerin hepsi müstakildi, tüm mahalle tanýrdý birbirini, komþuluk ederdik, kapý önlerini yýkar, sandalye atardýk evlerimizin önüne, gelsin çaylar, çekirdekler, sonra da muhabbetler.” diyor. “Mis gibi toprak kokardý sokaklar yýkadýðýmýz zaman, dostluklarýmýz da iyiydi çok, iyi günümüzde de dosttuk, kötü günümüzde de…” diyor, gözleri bir an bulutlanýyor. Ýçim burkuluyor, güçlükle “Evet.” diyebiliyorum, “Gerçekten öyleydi.” Arkadaþlarým geçiyor gözlerimin önünden bir bir. Vedia, Neriman, Ayten, Neþe, Hülya, Sevil, Özden sonra Hüseyin, Zafer ve diðerleri… tüm mahallemiz… Bakkal Mehmet amca, Nevriye Teyze, Fazilet Teyze, Cemile Teyze… hepsi birer birer geçiyorlar… sonra sokak satýcýlarý. Mahallemizin birer ferdi gibi iyi tanýdýðýmýz poðaçacý, sakýzcý, pamuk helvacý, macuncu, yoðurtçu, atlý arabasýyla bahçývan, tahin pekmezci, kalaycý, yumurtacý, balýkçý, sütçü, tuhafiyeci, iðneci… saymakla bitmez…
Boncuk gözlü yaþlý amca anlattýkça, tüm satýcýlar gözlerimin önünde gösteri yapýyorlar. “Çok güzel bir dondurmacýmýz vardý, yaz olunca her gün akþamüzeri geçerdi” diyor, gözleri iyice parlýyor. Acaba ayný dondurmacý mý? diye merak ediyorum. Bizim mahalleden geçen tepeden aþaðýya beyaz giyinen, beyaza boyalý dört tekerlekli dondurma arabasýyla, þarkýlarýyla bizi baþýna toplayan dondurmacýmýzý hatýrlýyorum. Sokaðýn ortasýnda durmuþ elinde parlayan sarý pirinçten kaþýðýyla þarký söylüyor. “Dondurmam þeker kaymak, Mini mini hanýmlara, Sevdalý beylere, Parasýný vermeden tattýrmam, Mis gibi kaymaklý dondurmam.” diye baðýrýyor. Gülüyorum…
“Benim de bir kýzým var.” diyor “Ama evlenmedi daha, evlenmek istemiyor, böyle rahatým diyor.” Gözlerinden biraz hüzünlendiðini anlýyorum. “Otuz altý yaþýnda” diyor. “Hiç sýkmýyorum evlen diye onu, ama evlense iyi olur, bir torunum olsun istiyorum.”diyor. “Sýkmayýn canýnýzý, kýsmet böyle þeyler.”diyorum. “Eh öyle tabi ama param var, bir yýðýn evim, servetim var, kime kalacak bunlar, kiralarý biriktirip yurt dýþýna gezilere gidiyor, ben de üstelemediðim için pek aldýrmýyor evlenmeye.” diyor. Yine de çok neþeli konuþuyor fakat içinde bir yerlerde ‘benim artýk az vaktim kaldý, yarýn öbür gün ölsem yalnýz kalacak, benim de aklým onda kalacak’ diye bir his sakladýðýný seziyorum. Bu defa içim sýzlýyor.
Vapur iskeleye yanaþýyor, yavaþça kalkýp son kez masmavi boncuk gözlerinin içine bakýp iyi günler dileyerek ayrýlýyorum yanýndan.
Ýskeleye ayak basýyorum. Bir yaným çocukluðumun mahallesinin özlemiyle kývranýrken, bir yaným hala insanlarý ve hayatý böylesine sevenlerin olduðunu görmenin mutluluðuyla coþuyor.
Hýzla çarþýya kalabalýðýn arasýna dalýyorum. Aklýmýn bir kenarýna bu sevgi dolu yaþlý adamý mutlulukla yazýyorum, bir de ona bir isim takýyorum; Mavi Boncuk... Seni hiç unutmayacaðým Mavi Boncuk amcam benim. Hep saðlýklý ve mutlu ol… mutluluðunu hep gittiðin yerlere böyle taþý ve insanlarýn içine akýt çünkü günümüz insanýnýn buna gerçekten çok ihtiyacý var.


Samile Ýlter.ÝzmiR. 21.05.2007

(yazýlarým ve þiirlerim adýma noterce tasdiklettirilmiþ olup tüm haklarý þahsýma aittir, ismim belirtilmeden alýntý yapýlamaz)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aslýnda Yaþam Bir Oyundur.
Hayat...
Biz Buluttuk...

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Anneannem ve Elegans'ýn Hikayesi
Çýkmaz Sokaklar...
Mutsuz Musunuz...
Ýzmir'e Yolculuk

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Mýzýkçýlýk... [Þiir]
Son Diyerek... [Þiir]
Duvarlarým... [Þiir]
Araftayým... [Þiir]
Ayrýlýk... [Þiir]
Bekleyeceðim... [Þiir]
Yalnýzlýk... [Þiir]
Gidiyorum... [Þiir]
Yollarda... [Þiir]
Anladým... [Þiir]


Samile Ýlter kimdir?

Samile Ýlter Küçük yaþlardan bu yana okumayý çok sevdi. Bulunduklarý semtteki ilkokulun bir kütüphanesi olduðu için, kendini hep çok þanslý görüyordu, bu bir lükstü o semtte okuyan çocuklar için. . . öyle ya 1960'lý yýllarda kaç mahallenin ilkokulunda bir kütüphane vardý?. Kütüphaneye neredeyse her gün gider, raflardan kitaplarý büyük bir zevkle alýr okur okurdu. Dede Korkut, Ömer Seyfettin, Halide Edip sonra yabancý yazarlar, daha biraz büyüyünce de klasiklere baþlamýþtý. En çok sevdiði þeydi okumak, her þeyi unutur, kendinden geçerdi. Her kitapta baþka bir dünya vardý çünkü, her kitap baþka bir insan tanýmaktý ve her kitapta baþka bir yüzüyle tanýþýrdý insan yaþamýn. Kýsacasý hayatýn ta kendisiydi her öykü, ve o da bu öykünün bir parçasýydý. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Cronin,Tolstoy,Dostoyevski,Fakir Baykurt, Yaþar Kemal, Bekir Coþkun,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Samile Ýlter, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.