"TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 17 ilde üniversite kurulmasýný öngören kanun tasarýsý kabul edildi.

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Sait Açba'nýn baþkanlýðýnda toplanan Komisyon, Karaman, Aðrý, Sinop, Siirt, Nevþehir, Karabük, Kilis, Çankýrý, Artvin, Bilecik, Bitlis, Kýrklareli, Osmaniye, Bingöl, Muþ, Mardin ve Batman'da üniversite kurulmasýna iliþkin tasarýyý kabul etti."*

17 il arasýnda Hakkari yok!

Ýyi ki de yok!

Hakkari de bu iller arasýnda olabilirdi. Açýlmasý veya açýlmamasý durumunun artý ve eksileri tabi ki var. Ancak kefede eksiler o kadar aðýr basýyor ki artýlara deðinmeye gerek bile býrakmýyor.

Akademik hayat, sosyal hayat ve iþ hayatýný düþündüðümüz zaman aðýr basan kefeyi daha iyi anlayacaðýz.

Bugün köklü ve bunlara yakýn üniversitelerde bile öðretim üyesi sýkýntýsý çekilirken Hakkari'de açýlacak bir üniversitede kaç tane prof. olur ya da olur mu veya derslere asistanlar mý girer belli deðil. Ya da liselerin bir benzeri mi olur? Yani X asistaný Y dersine girer mi acaba? Ya da üniversiteye kalýcý bir rektör bulunabilir mi yoksa durum Adýyaman Üniversitesi'ne mi döner?

17 ilde açýlacak üniversitelerin önümüzdeki sene ve müteakip senelerdeki durumuna bakarsanýz bu yazýnýn içeriði daha net anlaþýlacaktýr. Yazýnýn içeriðinin önümüzdeki birkaç yýlda deðil de hemen þimdi daha anlaþýlýr olmasý için önümüzde bir yol var aslýnda.

Ýsterseniz geçtiðimiz bir iki yýlda açýlan üniversitelere bir göz atalým. Halen çok taze bir haber var. Geçen yýl kurulan 15 üniversite "bilimsel çalýþkanlýk" sýralamasýnda son sýralarda yer aldý. Hatta aralarýnda 137 öðretim üyesinin bulunduðu Namýk Kemal Üniversitesi'nden tek makale bile çýkmadý. Söz konusu üniversitelerdeki hocalarýn ya çok sýkýntýsý var ve bilimden ellerini eteklerini çekmiþ durumdalar ya da akla ilk gelen ama doðru olmasýný hiç de ümit etmediðimiz bir baþka varsayým: Acaba yazabilecek yeterlikleri yok mu? Bilimsel makale bu kadar önemli bir þey midir peki? Halk diliyle konuþacak olursak eðer, bir makale yazmaktan aciz motivasyona veya imkansýzlýklara sahip bir öðretim üyesinden ne beklersin?

Bunun yanýsýra geçen sene açýlan üniversitelerin ve önceden beri mevcut bazý üniversiteleirn sahip olmadýðý ve uzunca bir süre daha olamayacaðý (belki de hiç) sosyal imkanlar olayýn bir baþka "bir dokun bin ah iþit" boyutudur. Sosyal imkanlarýn yeterli bir seviyede olmamasý durumu üniversite gençliðini oldukça geriletici, potansiyellerini gerçekleþtirmelerinin önüne set çekici büyük bir engeldir. Böyle bir altyapýdan yoksun illerde böylesine bir sorumluluðun / sorumsuzluðun altýna girmek pek vicdani bir durum deðil. Sosyal imkanlarýn sinemaya indirgenmemesi büyük önem taþýmakta tabi burada.

Bir baþka önemli nokta: Dýþarýda üniversite okumak, Hakkari'den çýkýp kalýplarý kýrýp kazanýmlarýný Hakkari'ye, insanlýða kanalize etme þansý veriyorken dýþarýya açýlan bazý gençlerimizin - özellikle kýzlarýmýzýn - Hakkari'de zaten üniversite var diye oraya kýsýlmasý ilerisi için oldukça düþündürücü sonuçlar doðuracaktýr.

Söylenecek çok þey var ama geçelim iþ hayatýna.

Ekmek artýk býrakýn aslanýn aðzýný, midesinde bile deðil. Ancak yaþam koþullarý o kadar güç ki herkes büyük bir yanýlsama ile aslanýn midesinde sanýyor. Bugün KPSS'yle atanabilmek Guinness'e girmekle eþdeðer. Ya da özellikle büyük þehirlerdekiler için iþ mülakatlarýndan iþi kapar bir þekilde çýkmak çok zor. Hatta býrakýn iþe girmeyi, iþ mülakatlarýna çaðrýlýyor olmak bile çok zor.

Kriterler iyi bir üniversite, bir veya tercihen iki yabancý dil, öðrencilik yaþamýnda staj - iþ deneyimleri vs. Tabi bunlar için adý konmasa bile önkoþul iyi bir üniversitede okumak. Okumakta olduðunuz bölümü hangi üniversitede okuduðunuz oldukça önem arz ediyor. Çoðu iþ baþvurusunda sizden önce bölümünüz, özellikle de üniversiteniz sizden önce kapýdan girmekte ya da girememekte. Durum böyleyken nitelik ve altyapý bakýmýndan oldukça geride olacaðý kesin bir üniversitede yetiþen ve büyük çoðunluðunu Hakkari'lilerin oluþturacaðý üniversite bizim için bir kazanç deðil kayýptýr. Diyelim ki Hakkari'de okuyanlar zaten orada çalýþacaklar, büyük þehirlere gitmeyecekler diye bir varsayýmýmýz var. Peki doðru düzgün yetiþememiþ bir gençliðin Hakkari'ye ne katmasýný bekleyeceðiz?

Bütün bu yazdýklarýma ek olarak bir þey var ki bilinçdýþý bir þekilde bize kanmayýn yalanlara diyor.

"Baþbakan'ýn Sözü Fýrsattýr" baþlýðý ile 31 Mart 2007'de yuksekovahaber'de yayýnlanan haber sizce hangi baþlýk altýndaydý?

Hemen cevap vereyim: "Politika!"

Politika ve eðitim birbirlerini dýþlayýcý þeyler deðil tabi ki. Pek çok iliþkili olduklarý noktalar var. Ancak bu haberin "Eðitim" deðil de "Politika" baþlýðý altýnda verilmesi belki de farkýnda olunmayan bir þekilde olayýn eðitimle iliþkisinin pek de olmadýðýný göstermekte.

Görünen o ki bu yalnýzca bir siyasettir ve bazen "oyalama" içeren siyasetin bir bazen anýný yaþamaktayýz ya da söz konusu 17 ilin çoðu bizzat yaþamakta desek daha doðru olabilir. Diðer illeri incelediðimiz zaman içlerinden üniversite açýlabilecek iller tabi ki var; ama çoðu bu yazdýklarým ýþýðýnda bir oyalamadan ibarettir ve bana kalýrsa durumdan çok da hoþnut olmamalarý / olmamamýz gerekmektedir.

Hakkari olarak bizim ihtiyaç hiyerarþisine göre ihtiyacýmýz üniversite deðil, mevcut eðitim olanaklarýnýn iyileþtirilmesidir. Ýlköðretim ve liselerimizin güçlendirilmesi ve daha donanýmlý bireyler olarak yetiþiyor olmamýzdýr önemli olan. Yoksa mevcut sorunlarýmýza bir de üniversitemizi katmaya hiç mi hiç lüzum yok.

Ben milletvekili olsam ne yapardým? Önce kaba inþaatý bitirir daha sonra ince sývaya geçerdim. Ama sanýrým insanlarý zayýf noktalarýndan vurmakla politikacý olunuyor. Ne zaman ki zayýf noktalarýn zayýf nokta olduðu zayýf noktalara sahip kiþilerce görülür o zaman düzlüðe çýkarýz. Böyle olduðu için de insanýmýzýn zayýf noktalarýný anlatmalý ve bunlarý güçlendirecek þeyler üretmeliyiz. Ancak o zaman politika nicelik ve nitelik bakýmýndan daha ileri þeyler üretmeye endeksli ilerleyecek.