Her devrim yokolup gidiyor ve peþinden yalnýzca yeni bir bürokrasinin artýklarýný býrakýyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
-Bana hafta sonuna kadar bitirmem için bir kitap, kitabý bitirdiðimde de bir hediye verirdi babam. Birgün kalýn bir kitap verdi ve "En çok ne istiyorsun?" dedi. Ben de "Yelkenli almak istiyorum" dedim. - Yelkenli mi? Biraz pahalý bir hediye deðil mi? - Evet. O zamanlar 'Kanat' diye bir tekne vardý Moda Kulübü'nde. Ben de onun aynýsýndan bir yelkenli istiyordum. Babam da "Tamam" dedi, kalýn bir kitap uzattý; "Bunu bitir; sonra sana yelkenli alacaðým." Ben senelerdir yaptýðým gibi her hafta ince bir kitap okuyacaðýma bunu bir ayda bitiririm diye düþündüm. Bir açtým baktým ki kitabý, eski yazý... "Ama baba, bu dili bilmiyorum" dedim. "Ne yapayým!" dedi, yürüdü gitti. Bizim evdeki Perþembe toplantýlarýna gelenlerden biri de meþhur tarihçi Mükrimin Halil Yinanç'tý, ona söyledim, o da "Tamam, ben sana öðretirim" dedi. Evdeki toplantýlara bir saat önce gelmeye baþladý. Derken üç ayda söktüm eski yazýyý. Babamýn bana verdiði kitap da Cevdet Paþa'nýn Kýsas-ý Enbiya kitabýymýþ. Eski terimler, dinî terimler var içinde. Hergün çalýþtým, onlarý da öðrendim, 6-7 ay sonra babama gittim ve "Tamam" dedim; "kitabý okudum." "Aferin" dedi, gitti bana tekneyi aldý. - Hem de istediðiniz tekneyi, Kanat'ý mý? - Evet. (Aykut Kazancýgil, "Her Doðum Bir Mucizedir", s. 48) Osmanlýca'yý öðrenmesi için oðluna bir 'yelkenli' alan Tevfik Remzi Kazancýgil gibi dil'in önemini kavramýþ kaç baba var þimdi memleketimizde? Mesele, yelkenli alýp almamak meselesi deðil. Mesele, bir çocuðun eðitiminde o çocuðun gerçekten de 'adam' olmasýný saðlayacak deðerleri kendisine verecek basireti göstermek... bu konuda hiçbir fedakârlýktan kaçýnmamak... gerekiyorsa bir yelkenli almak... Deðerlerin aktarýmý dil'le baþlar. Deðerler her þeyden önce dil'de içkindir çünkü. Büyük bir medeniyetin dilinden söz ediyoruz, Osmanlýca'dan... Bir bilim ve felsefe anlayýþýnýn dilinden... þiirin bir zamanlar çýktýðý o yaman zirvelere dokunmamazý saðlayacak tek dilden... ne sadece Arapça, ne sadece Farsça, ne de Türkçe olan; bilâkis her üç dilden terekküb eden bir dilden... hâlen bugünkü Türkçe'ye asliyetini vermekte olan bir dilden... dedelerimizin dilinden... anne-dilinden deðil, ana-dilinden... dilden... Bizim bin yýllýk manevî deðerlerimizin hasýlasýdýr Osmanlýca... Gönlümüzün dilidir. Bir zamanlar dünyayý nasýl kavradýðýmýzý kendisinden öðrenebileceðimiz en emin vasýtadýr; eldeki tek mahfaza... âdeta bir hayal-hâne... hayallerimizi, hülyalarýmýzý, deðerlerimizi saklayan inci kutusu... Çocuklarýmýzýn herhangibir Batý dilini öðrenmeleri için hem onlarýn, hem de bizlerin katlandýðý sýkýntýlarý hatýrlayýnýz lütfen. Ve düþününüz bakalým, bunca çabanýn, bunca sýkýntýnýn sebebi nedir? Esas itibariyle egemen kültürün vesayetinde yaþamaktan baþka gerçekçi bir neden bulmakta zorlanacaksýnýz. Sadece zihinlerimiz mi vaftiz ediliyor? Hayýr, dilimiz de, gönlümüz de ayný vaftiz iþlemlerinden geçiyor. Çocuklarýmýzý artýk Batýlýlar deðil, bizzat bizler vaftiz ediyoruz. Baþarýlý çocuklarýmýz var, baþardýkça bize daha az benzeyen çocuklar... Biz de ayný iþlemlerden geçmedik mi? Bizler de vesayet altýnda kendimize, kendiliðimize raðmen bizden bir baþkasýný çýkarmadýk mý? Biz bile bize daha az benzer hâle gelmedik mi? - Ama baba, bu dili bilmiyorum ki! Hangi dili? Hititçe'yi mi? Hayýr, Osmanlýca'yý... Çocuklarýmýz için Osmanlýca hâlâ "bu dil" ifadesindeki yabancýlýktan payýný almayý sürdürüyor. Namýk Kemal'in yazýlarý çocuklarýmýz için ne yazýk ki bu yüzden hâlâ bir yabancýnýn yazýlarý gibi... Cevdet Paþa sanki bugün bize bizden biri gibi mi görünüyor? Elbette, artýk o da bir yabancý... Peki ya Akif, Gökalp, Elmalýlý, Babanzâde ve diðerleri? Sanýrým cevap deðiþmeyecek... Biz bize yabancýlaþtýk çünkü. Osmanoðullarý bile Osmanlýca bilmiyorlar. Bizler ve çocuklarýmýz "ahde vefa" nedir biliyor muyuz acaba? Osmanlýca öðrendiðimizde, ahde vefa'nýn anlamýný da öðrenmiþ olacaðýz. Ne garip deðil mi, bunun aksi de doðru. Çünkü çocuklarýnýza, Cevdet Paþa'nýn Kýsas-ý Enbiya'sýný okutmak için merhum Tevfik Remzi Kazancýgil gibi çocuðunuza bir yelkenli almanýz gerekmez; onlara sadece ahde vefa'yý öðretin yeter! Dücane Cündioðlu
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Meryem Rabia Taþbilek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |