Destansý sevdalar yedi düvele yayýlsa da nice sevdalar vardýr destanlara taþ çýkartýr. Nice sevdalar yaþanýr gencecik yüreklerde, nice yangýnlar vardýr yaralý gönüllerde. Kimisi sevdalýdýr kavuþamaz sevdiðine, kimisi kavuþur umduðunu bulamaz, kimisi töre adýnda bir tehdidin gölgesinde yaþar sevdasýný, kimisi de kavuþur sevdiðine kara toprakta þakaðýnda kurþun yarasý. Sevda bu dili, dini, ýrký, mezhebi olmaz; sevda bu ana, baba, bacý, kardaþ; hiç fark etmez eþ ya da evlat. Sevda ayný sevdadýr, acý ayný acý. Yürek yanmaya görsün bir kere; teselli yoktur hiçbir yerde hiçbir þeyde. Sevda dediðin kýlýç yarasý misali; yaranýn kanamasý durur iyileþir belki ama izi kalýr derinliklerde iyileþmez. Sevda ve hasret ikiz kardeþ gibidir; acý verir ikisi de yüreðe, ikisi de çaba ister emek ister. Sevinç hüzün ikiz kardeþ gibidir; ikisi de baðlýdýr birbirine, her sevincin ardýnda bir hüzünlü bekleyiþ vardýr ve her hüznün sonunda burukta olsa bir sevinç. Ve kader bazen çapraz örer aðlarýný iki gencecik yüreðe ayný anda tattýrýr sevincin tatlýsýný hüzünlerin en acýsýný.

Sevdalarý dillere destan olmasa da birbirleri için birer destan kahramaný olan bir çiftti onlar. Ne dokunmaya kýyabilir ne bakmaya doyabilirlerdi birbirlerine. Yaþanmýþlýklarýn en güzeliydi istedikleri. Kutsal evlilik baðýyla baðlandýklarý gün yemin etmiþlerdi yaratýcý huzurunda; birbirlerini üzmeyeceklerdi, incitmeyeceklerdi, güçlü olacaklardý yaþam savaþýnda, destek olacaklardý birbirlerine. En güzel yemeklerin tadýna bakan damaklarý soðan ekmek bulduklarýnda kabul edecekti ayný tadý. Ve birbirlerine destek olacaklardý her daim en kötü günlerinde bile dudaklarýndaki gülümseme en büyük tesellileri olacaktý; öyle de oldu.

Evliliklerinin ilk yýlý güzel geçmesine raðmen yaþadýklarý acý olaylar mutluklarýna gölge düþürmüþtü. Birbirlerinden þikâyetleri olmamasýna karþýn çevrelerinden gördükleri baskýlar sýkýntý yaþamalarýna sebep olmuþtu. Anlayýþ, sevgi ve saygýlarýnýn yoðunluðu onlarý uçurumlara itilmekten kurtarmýþ ve aile olma yolunda saðlam adýmlar atmalarýna sebep olmuþtu. Genç kadýn çalýþmak istememiþ evinin kadýný olmak istemiþ genç erkek ise iþlerinde baþarýlý olmak için elinden geleni yapmýþtý. Yoðun çalýþma temposu olmasýna raðmen eþine zaman ayýrmakta ihmalkâr davranmamýþ ve her fýrsatta deðiþik aktivitelerle eþini eðlendirmeyi, hayatýn güzelliklerini yaþatmayý baþarmýþtý. Mutluluklarýný perçinleyen haber kýsa zamanda geldi. Genç kadýn hamileydi. Kocasýndan bir parçayý karnýnda taþýyor olmanýn heyecanýný tarif edemiyordu. Genç adam ise zaten taparcasýna sevdiði eþine daha bir baðlamýþ onun elini sýcak suda soðuk suya sokturmuyordu. Heyecanlý bekleyiþ baþlamýþtý. Her geçen gün doðacak çocuklarýna daha bir yaklaþtýrýyordu onlarý. Hayatýn güzel sürprizleri onlara cömert davranýyordu. Rutin doktor kontrollerinden birine gittiklerinde doðacak evlatlarýnýn ikiz olacaðýný öðrendiler. Mutluluklarý ve heyecanlarý ikiye katlanmýþtý. Daha birkaç ay önce iki kiþilik küçük bir aileyken birkaç ay sonra dört kiþilik kocaman bir aile olacaklardý. ‘’Ýþte bu dedi genç adam’’ karýsýný alnýndan öperken ‘’iþte benim eþim iþte benim ailem. Eþini sevgiyle kucaklayan genç kadýn ise yaþadýklarý için yüce yaratýcýya þükrederken sevinç gözyaþlarýna hâkim olamýyordu.

Doðum zamaný yaklaþtýk heyecanlarý kat kat artmýþtý. Genç kadýn haftada bir kontrole gidiyor bebeklerinin geliþimini takip ediyor, genç adam ise eþiyle birlikte doðacak çocuklarý için mobilyalar oyuncaklar alýyordu. Karyolalarýn biri kýrmýz diðeri mavi; odanýn bir tarafýna oyuncak bebekler diðer tarafýna ise oyuncak arabalar dolduruluyordu. Ayný anda hem kýz hem erkek ana babasý olacaklarý için kendilerini yaratýcýnýn seçilmiþ kullarý olarak düþüyorlardý. Yataða girdiklerin uyumaktan çok evlatlarýyla yaþayacaklarý güzellikleri hayal edip hayallerini birbirleriyle paylaþarak günü karþýlýyorlardý. Yine hayal kurduklarý bir gecenin sabahýnda genç kadýn yoðun sancýlarla uyandý. Doðum zamanýnýn geldiði anlaþýlýyordu. Günlerdir bir köþede hazýr bekleyen doðum çantasýný alýp hastaneye gittiler. Genç kadýn doðum haneye alýndýðýnda kapýlar genç adamýn yüzüne kapandý. Genç adam kapalý kapýlara bakarak beklemeye baþladý. Heyecan doruktaydý. Zaman geçmek kapalý doðumhane kapýsý açýlmak bilmiyordu. Saatler sonra kapýlar açýldýðýnda bir hemþire buruk bir gülümsemeyle gen adama yaklaþtý ve ‘’müjde bir oðlunuz oldu ‘’ dedi. Genç adam yaþadýðý heyecanla sevinç çýðlýklarý atarken birden durakladý. Bir oðlu olmuþtu; peki ya kýzý. Hemþire baþýný öne eðdi ve doktorun kendisine durumu izah edeceðini söyledi. Birkaç dakika sonra gelen doktor acý gerçeði açýkladý. Oðlu anne karnýndaki yolculuðu tamamlamayý baþarmýþtý fakat kýzý doðumdan bir gece önce mücadeleyi býrakmýþ ve pes etmiþti. Genç adam doðum hane kapýsýnýn önünde þaþkýn bakýþlarla kalmýþ ne düþüneceðini ne söyleyeceðini bilemez durumdaydý. Karmakarýþýk bir duygu yumaðý içerisinde oradan oraya yuvarlanan belleði idrak yeteneðini kaybetmiþ durumda bir boþlukta sallanýyordu.

Eþini ve bebeðini odaya aldýklarý haberini duyunca eþine koþmak istedi. Ama eþine ne söyleyecek, ne anlatacak bilemiyordu. Güçlü olmalýydý; eþinin yanýnda bir zýrh gibi durmalý ve eþini her türlü acýdan korumalýydý. Odaya girdiðinde eþiyle ayný anda doldu gözleri. Yavaþça yataða yanaþýp eþinin alnýna bir öpücük kondurdu. Eþinin kucaðýndaki evladýna buruk bir sevgiyle baktý. Boðazý düðümlenmiþ gibiydi; ses tellerini titreterek konuþmasýna sebep olacak bir nefes parçasý bile veremiyordu. Eþi de ayný durumda; sadece sevdiði adamýn puslu gözlerine uzun uzun baktý. Genç adam yavaþça bebeði kucaðýna aldý ve yýllardýr hasret olduðu bir kokuyu bulmuþçasýna kokladý evladýný. Daha fazla dayanamadý bu heyecana ve evladýný sarmalayýp hýçkýrýklara boðuldu. Genç kadýn sevgiyle okþadý eþinin saçlarýný. Gözlerinden akan yaþlarý elinin tersiyle silerek fýsýltý halinde seslendi eþine ; ‘’ Gün güçlü olma günüdür, elbet bunda da bir hayýr vardýr. Üzülme bir tanem güçlü ol, birbirimize ihtiyacýmýz var. Hayata dair her an yeni þeyler öðreniyoruz dersin ya hep; bugün yeni bir þey daha öðretti hayat bize. SEVÝNÇ ve HÜZÜN ÝKÝZDÝR SEVGÝLÝM, HEPSÝDE BÝZÝM ÝÇÝNDÝR.