..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Olgunluða eriþmemiþ þairler ödünç alýr, olgunluða eriþenler çalar. -George Eliot
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gerilim > Aydýn akdeniz




29 Temmuz 2007
Ayþe Haným'ýn Ölümü (2)  
Aydýn akdeniz
Yalnýz yaþayan yaþlý bir kadýnýn hikayesi


:BCGJ:
Ayþe Haným sükunet içinde yazgýsýnýn bu öte dünyada karþýsýna neler çýkaracaðýný beklemeye baþladý. Yükseliþ halinde, çeþitli kaynaklardan hayatta iken öðrendiði, maddi dünyanýn bilinen çehresini bizzat müþahede etmiþ ama öyle bir noktaya ulaþmýþtý ki artýk buradan ötesini tanýmlamakta güçlük çekiyordu.
Saðanak yaðan yaðmurdan sonra daðlardan ovalara akan sel sularý, nasýl taþý, topraðý, mili önüne katarak akar sulara oradan göllere, denizlere ulaþýr ve bulanýk, kirli yapýsýndan arýnarak berraklýða kavuþursa belki bu gibi bir duygu yoðunluðu ile açýklanabilecek izlenimler edinmiþti. Ýþte karanlýk gecelerin o ürpertici etkisini kýrarak yerini sonsuzca huzura býraktýðý dolunay parlaklýðýnda nurani bir dünya uzayýp gidiyordu önünde. Buraya nasýl geldiðini anlayamamýþtý. Maddi varlýða ait sýnýrlarý aþmýþ olsa, bu deðiþimi algýlardý muhakkak. Sanki öte dünyanýn sýnýrlarý bir salýným göstererek maddi boyuta sarkmýþ ve Ayþe Haným'ý alarak kendi sýnýrlarýna geri çekilmiþti. Ya da lambanýn yanýþýyla birden aydýnlanan karanlýk odanýn gerçekliðiyle yüzleþmek gibi kendini aniden bu ortamýn içinde hazýr buluvermiþti.
Maddi sýnýrlarýn nerede, nasýl son bulduðu kendisi için hala esrarýný koruyordu. Yaþama ait zaman akýþý içinde olabilse önceliði bu konuya verir, durumu anlamaya çalýþýrdý. Oysa þimdi akýbetinin alacaðý þekil kendisi için daha önemliydi. Az ileride nurani ortamýn dokusuyla bütünleþmiþ, yalnýz daha kesif, þeffaf siluetler belirdi. Sabit bir þekilleri yoktu. Sürekli biçim deðiþtiriyorlardý. Bazen gönüllere sürur veren ýlýk meltem esintileri gibi titreþerek saf, yoðun ýþýk halelerine dönüþüyorlar, bazen de kendi sýnýrlarý içinde depreþip duran kýzýl, ateþten topaçlar halinde dokunduklarýný yakýyorlardý.
Bu arada Ayþe Haným, dikkatinden kaçan önemli bir ayrýntý daha gördü; Bu ortamda yalnýz deðildi. Birbirlerine göre farklý mesafelerde yer alan sayýsýz çoklukta insan ruhu, göðe býrakýlan uçan balonlar gibi az önce gördüðü þeffaf siluetlere doðru aðýr, aðýr yükseliyorlardý. Þeffaf siluetlerin aldýðý þekillerle bu ruhlarýn görünümleri arasýnda tuhaf bir ilgi vardý. Kimi ruhlar bu noktaya yaklaþýrken yoðunlaþmaya baþlýyor, oraya ulaþtýðýnda ise son þeklini alarak ýþýl, ýþýl parlayan, güzel yüzlü hanýmefendiler yada beyefendiler olarak beliriyorlardý. Ayný anda bu kesif siluetler, duruma uyarlanarak þefkatle aralarýna aldýklarý ruhlarýn, esenlik içinde yeni ufuklara açýlmalarýna izin veriyorlardý. Kimi ruhlarsa yoðunlaþtýklarýnda garip görünümleriyle ucubelere benziyorlardý. Çoðu kez vücutlarýný oluþturan uzuvlar, olmalarý gereken yerde bulunmuyordu. Ayaklarý arasýnda baþlarý bulunanlar mý? Yoksa omuzlarý üzerinde midesiyle dolaþanlar mý? Türlü, türlü garip oluþumlar... Þeffaf siluetlere yaklaþtýklarýnda ucubelerin görüntüleri daha da iðrenç bir hale dönüþüyor ve sonunda kýzýl ateþ topaçlarý arasýnda yanýp kararýp hýzla altlarýnda beliren karanlýklara çekiliyorlardý. Ruhlarýn bölük, bölük hareket ederek bu girdaba kapýldýklarýný görebiliyordu Ayþe Haným. Ve bu kaçýnýlmaz nokta ile arasýndaki mesafe gittikçe azalýyordu.
Endiþe içinde uzun bir bekleyiþten sonra artýk sýra kendisinin de bulunduðu gruba gelmiþti. Çevresindeki ruhlarýn yoðunlaþmaya baþladýklarýný gördü. Hemen önünde bulunan adam benzersiz büyüklükte karný e arkasýyla dikkat çekiyordu. Cevizden iri olmayan baþý üzerindeki gözleri dehþetle açýlmýþ, þaþkýnlýk içinde kararmaya yüz tutmuþ vücudunun hatlarýný inceliyordu. Hayatýnda iken iþtahý ile arasý bir hayli iyi olmalýydý.
Ayþe Haným, bu arada henüz þekillenmiþ olan kendi vücudunu inceliyordu. "evet, her þey yerli yerinde" diye düþündü. Yinede içinde bir eziklik, bir kirlilik duygusu hakimdi. Görünüþü ile bu izlenimi arasýnda bir tezat vardý. Acaba vücudunun parýltýsý diðerlerine göre daha mý sönük kalýyordu? Yoksa kendisini yersiz kuruntulara mý kaptýrmýþtý? Akýbeti az sonra belli olacaktý. Nihayet, þeffaf siluetlerin hizasýna ulaþtýlar. Az önce gördüðü adamýn umutsuz çýðlýklarý bir kez daha ürpermesine neden oldu. Adamýn yanarak kararan vücudu bir paçavra gibi, zeminde beliren alevli çukurlar içine hýzla savruldu. Her bir çukur, payýna düþeni yalayýp yuttuktan sonra yine ortaya çýktýðý þekilde birden gözden kayboluyordu.
Ayþe Haným, çocukluk yýllarýnda babaannesine özenir, baþýný örttüðü eþarpla sessiz küçük adýmlar atarak, pencere kenarýndaki divanda oturan babaannesinin kucaðýna atýlýrdý. O´nun, yer yer damarlarla dolmuþ kocaman yaþlý elleriyle baþýný okþamasýný mutluluk içinde izler, salya sümük kalýncaya dek uzun, uzun öperdi bu elleri. Ardýndan ;- "Haydi büyükanne, dinle bakalým olmuþ mu sübhaneke’m?" diye sorarak oturduðu yerden hafýz edasýyla öne arkaya ritmik küçük salýnýmlar yaparak okurdu duasýný. Aldýðý kocaman bir "aferimin" ardýndan, soluðu sokakta alýr, kaldýðý yerden arkadaþlarýyla ip atlama oyununa devam ederdi.Yaþamýn zorlu akýþý içinde vicdanýnýn sahiplenebileceði pek çok güzelliði yitirmiþti belki ama bu tablo ruhunun ta derinliklerine kadar kazýnmýþtý.
Zaman, zaman yoksul semtlerden bayramlaþmak için gelen çocuklarý içtenlikle kabul eder, aralarýndan "subhaneke" duasýný en güzel okuyana bayram harçlýðýný verirken daha cömert davranýrdý. Çocuklarýn merdivenlerden sokaða ite kakýþa gürültüyle inerken aralarýnda ; "sana ne kadar verdi?" "dua´yý yanlýþ okudun be!" þeklindeki konuþmalarýný duyduðunda mutluluðu perçinleþirdi. Ýþte þimdi yaþamýna ait bu küçücük ayrýntý kendisinin baþlý baþýna kurtuluþ vesilesi oluyordu. Ýradesi dýþýnda okumaya baþladýðý dua nedeniyle o þeffaf siluetler, dünyada iken gözlerin asla görmediði güzellikteki ýþýldamalarýyla karþýlamýþlardý kendisini. Huzuru, vücudunun tüm zerrelerine kadar alabildiðince yaþarken, nereden geldiðini anlayamadýðý gizli bir el onu, aþýlmaz sandýðý bu ortamdan kopararak tamamen yabancýsý olduðu yeni bir ortama býrakývermiþti.
Ayþe Haným þaþkýndý. Çünkü bulunduðu bu yeni ortam da vücudu, iri bir mersin balýðýnýn tabaða boþaltýlmýþ on binlerce küçük kürecikten oluþan ve her birinin içinde yeni bir hayata atýlacak canlýlýk özlerinin bulunduðu havyar yýðýný gibi garip bir þekil almýþtý. Üstelik bu kürecikler tek, tek hayatýna ait izlenimleri barýndýrýyordu bünyesinde. Ýradesi hangi küreye yönelse orada yaþamýnýn ilgili kesitiyle yüz yüze kalýyordu. Eðer burada yüzünün kýzarmasýna neden olacak bir izlenimi varsa maðdur ettiði kiþi yada kiþilerin hayalleri canlanýyor, içinde iyi izlenimlerinin yer aldýðý bir diðer küreciði yutuyordu. Böylece, yýðýn içinden yüzlerce kürecik birer, birer kayboluyor, oluþan boþlukta önce karartýlar beliriyor ve ardýndan bu karartýlar dipsiz alevli çukurlara dönüþüyorlardý. Sanki bir veba hastalýðý adým, adým vücudunda ilerliyor ve karþýlaþtýðý her bir saðlýklý dokuyu tahrip ederek acý ve ýstýraplara boðuyordu kendisini. Bu kez iþinin çok zor olduðunu düþündü. Yaþamýnýn farklý kesitlerinde dost yada düþman, tanýdýk veya yabancý, bir þekilde yollarýnýn kesiþtiði tüm bu insanlar, en küçük alacaklarý için dahi insafsýzca saldýrýyorlar, alýp götürdükleriyle bütünün insicamýný bozuyor, korkulan sona; alevli çukurlara doðru tüm direncine raðmen adým, adým yaklaþtýrýyorlardý kendisini.
Ayþe Haným ölümle birlikte yaþamýn sona ereceðini düþünmüþken þimdi tamamen farklý bir durumla karþý karþýya idi. Hayatý boyunca çözemediði sorunlarýn birer, birer çözümünü buluyordu burada. Öðrenme süreci devam ediyordu. Artýk geriye dönerek hatalarýný telafi edemese de insan doðasýnýn o harikulade ulvi mekanizmasý, öðrendikleriyle sonsuz bir haz duyuyordu. Bunun için kendisine kesilecek ilahi faturayý ödemeye hazýr gibiydi.
Ýradesi genç kýzlýk döneminin en önemli olayýnýn gerçekleþtiði ilgili küreciðe yöneldi; O gece evlerine dünürcü gelecekti. Fakir ailenin, üvey anne elinde büyüyen bir kýzý için bu gecenin taþýdýðý anlam daha bir özeldi. On beþini henüz bulduðu çaðda, babasýnýn aðzýndan çýkacak bir “evet” sözcüðü, onu tanýdýk bildik bu atmosferden kopararak gizemli ufuklara açýlmasýný saðlayacaktý. Anne ve babasýnýn baþ baþa kaldýklarý bir sýrada verdikleri kararý kapý arkasýndan duymuþtu. Geleceði için endiþelenmediklerini her bir köþesini ezbere bildiði bütün varlýðý ile benimsediði bu evden ayrýlacak olmasýna hayýflanmayacaklarýný hissetmiþti. Babasýnýn adet yerini bulsun diye sorduðu soruya gözleri kapalý ‘evet’ demiþti. Þimdi çevresinde gördüðü insanlarýn asla sahip olmadýðý beyaz bir wolkswagene binmiþ, Alamanya yollarýna düþmüþtü. Aradan yýllar ve yýllar geçmiþ özgürlüðü doyasýya yudumlamanýn sarhoþluðu içinde üstlendiði sorumluluðu ihmal etmiþ, kocasýna sadýk kalamamýþtý. Bunun üzerine ayrýlmýþlardý. Bir süre sonra o üvey ananýn tüm uyarýlarýna, -“ südümü sana helal etmem” tehditlerine raðmen Alaman bir doktorla evlendi. Gerçi keldi ama her güzelin muhakkak bir kusuru bulunurdu. Orta çaðdan kalma bir þato ve son model jaguar marka otomobil, analýðý dýþýnda herkesi ikna etmiþti. Üzüntü ve kahýr yaþlý kadýnýn direncini yitirmiþ çoktandýr yakalandýðý amansýz hastalýða yenik düþmesine neden olmuþtu. Bu ilk kayýp, ailenin üzerine çöreklenen kara bulutlarýn habercisi niteliðindeydi. O, kapý arkasýndan iþittikleriyle kabaran öfkesi yatýþmaksýzýn intikam almanýn hýrsýyla büyümüþ, önüne çýkan ilgili ilgisiz her kesi yakýp yok etmiþti.
Böylece uzatýp giden hikaye Ayþe Haným’ýn yüzünün buruþmasýna, sayýlarý giderek azalan kürecikler de kurtuluþ ümitlerinin tükenmesine neden oluyordu. Vicdanýnýn derinliklerinde bastýrdýðý bu gerçeklikle karþýlaþmak bir hayli yýpratmýþtý kendisini. Hele analýðýnýn canlanan hayalinin yakasýna yapýþtýðý o an yok mu? Bütün benliðinin dehþetle sarsýldýðýný görmüþtü. Bereket versin, yaþamýnýn bu kesitini kapsayan küreciðin cidarlarý çöktü de alevli parmaklardan güç bela kurtulabildi. Benliðini dalga, dalga kuþatan piþmanlýðýn etkisiyle zeminde beliren, bir ejderha gibi her an kendisini yutmaya hazýr dipsiz çukurlara atýlabilirdi. Ýçinden yükselen bir ses, o çukurlara yuvarlanmasýyla birlikte sonsuzca acýlara maruz kalacaðýný fýsýldýyordu. Az önce vicdanýnýn bir yönüyle girdiði hesaplaþmada yaþadýðý sýkýntýlar bunun ip uçlarýný fazlasýyla vermiþti kendisine. Ne yapýp edip kurtulmalýydý bu girdaptan.
Ötelere doðru yaptýðý yolculuðun bu üçüncü etabýnda, iç içe geçen Rus iþi matruþka heykelciklerinde görüldüðü gibi açýlan her bir kürecikte, giderek zorlaþan derin vicdan muhasebeleriyle karþýlaþýyordu. Yaþamýn, ilahi adalet anlayýþýyla ne dereceye kadar örtüþtüðünün sorgulandýðý bir durak olmalýydý burasý.
Ayþe Haným, yolculuðunun bu boyutuna geldiði sýrada sayýlarý on binlerle ölçülen küreciklerden oluþan geniþ bir sermayesi olduðunu hatýrladý. Oysa þimdi bu birikimi ancak onlarla ifade edilebilecek bir düzeye inmiþti. Bu rakam kurtuluþu için yeterli olabilir miydi? Karamsarlýðýn pençesinde iyice bunalan iradesi bu kez bir baþka küreciðe yöneldi. Burada, baþýný koyduðu yastýkta hýçkýrýklar içinde göz yaþý dökerken buldu kendisini. Yaþadýðý çaðýn kültürel motiflerinin zihnine kazýdýðý ölçütlerle, vicdanýnýn benimsemediði alýþkanlýklarý sürdürse de temiz bir yaratýlýþý vardý. Ýlk eþinden ayrýlmasý kendi tercihi deðildi. Yeteneklerine kiþiliðine deðer vererek onunla hayatýný birleþtirmiþ olan yabancý eþinin hoþ görüsüne çok þey borçluydu. Sýrf görünüþü, alýþkanlýklarý yadýrgandýðý için önce dýþlanan sonra maddi imkanlarýndan dolayý büyük bir kabul gören bu adam, insanlarýn iki yüzlülüðüne prim vermemiþ, destek olmuþtu eþine. Üstelik onlarýn inancýna duyduðu saygýyý göstermek için vekaleten bir yakýnýný hacca dahi göndermiþti. Samimi, dostça bir iliþki kurma isteði daha nasýl ifade edilebilirdi. Vicdanýndaki kriterlerle örtüþmeyen beþeri zaaflarý onu böylesine endiþeye yöneltebildiðine göre demek ki derinlerde bir yerde hala temiz bir yaný bulunmaktaydý.
Yanaklarýndan süzülen samimiyet dolu göz yaþlarý bu küreciðin cidarlarýný ýslattýðýnda kürecik giderek büyümeye baþladý. Büyüdü büyüdü, büyüdü. Sonunda zaman ve mekan ölçülerinin iþlemediði bu ortamda devasa büyüklükte bir kara deliðin boyutlarýna ulaþtý. Kürecik artýk billurumsu bir yapý kazanmýþtý. Alt ve üst noktalarý, geniþlemeyle birlikte iç içe geçmiþ, boþlukta alabildiðince yayýlan uçsuz bucaksýz dairevi bir görünüme bürünmüþtü. Bu garip þeklin tam merkezinde yine devasa büyüklükte bir helezon oluþuyor ve bu helezonun sonsuzluða doðru uzanan tepe noktasý sarmallar halinde dönüþümler yaparak inceliyor, inceliyor ve bir süre sonra görüþ mesafesi dýþýna çýkýyordu.
Ayþe Haným’ýn yaratýlýþýnýn bu temiz nüvesi þimdi sýcacýk pembemsi bir dumana dönüþmüþ ve billurumsu yapý içinde ivmesi giderek hýz kazanan turlarýna baþlamýþtý. Döndükçe dönüyor, billurumsu yapýyý pembemsi ýþýltýlarýyla dolduruyordu. Ýradesi sonsuz ilahi hakikatlere teslim olmuþ, benliðinde geçte olsa bu gerçekliðe ulaþmanýn hazzýný tadýyordu. Semazenlerin topluca yaptýklarý bu ahenkli dönüþler, insan idrakinin pekala hayatta iken de bu ulaþýlmaz dünyanýn gerçekliklerinden birer pay alabileceðine delil olabilir miydi? Neden olmasýn öz ayný özdü.
Ayþe Haným’ýn pembe bir nura dönüþen ruhu sonunda bu garip þeklin tam merkezine, helezonun bulunduðu noktaya ulaþtý. Burasý artýk kendisini dördüncü boyuta taþýyacak olan geçidin baþlangýç noktasýydý. Pembemsi dumanýn önce küçük bir kýsmý karýþtý helezonun dönüþüne ve ardýndan tamamen emilerek çekildi içeri. Dönüþümler içinde ilk anda görülebilen pembelik daha sonra bir ip gibi uzayarak hýzla kayboldu derinliklerde. Bu arada henüz bu boyuta yeni gelmiþ ruhlardan herhangi birisi, üzerindeki mahmurluðu atmaya fýrsat bulamadan bu tabloyu görmüþ, ardýndan vücudunun on binlerce küreciðe dönüþen deðiþimine dehþetle tanýk olmuþtu.
Ayþe Haným týpký ikinci boyuta geçtiði sýrada yaþadýklarýna benzer þeyler hissetmiþti. Bir oldu bitti kýsalýðý içinde bir öncekinden farklý yeni bir boyuta sarkmýþ, kendini aniden bu yeni dünyanýn gerçekliði ile yüz yüze buluvermiþti. Üzerindeki þaþkýnlýðý atmýþtý artýk. Bu dünyanýn kendine özgü bir iþleyiþi olduðunu önceki deneyimlerinden öðrenmiþti. Sorgulanmasý gerekenin, sürecin nerelerde nasýl baþlayýp nerelere doðru nasýl devam ettiði deðil, bu engelleri tek, tek aþýp aþamayacaðýydý. Þu ana dek kat ettiði tüm aþamalarda yüce yaratýcýnýn lütfuna mazhar olmuþ, onca iþlediði kusurlara raðmen ummadýðý bir maðfiretle karþýlanmýþtý. Ölmeden önce keþke aklý erebilseydi bu gibi konulara. Yüce Yaratýcýnýn böylesine müþfik kullarýna karþý böylesine baðýþlayýcý, sevgi dolu olduðunu anlayabilseydi. Kendi katýnda olaný sevdiði kullarý için sýnýrsýzca ikram ettiðini bir bilebilseydi, ömür sermayesini aymazlýkla tüketir miydi hiç? Þuursuzca yaþadýðý yýllara bu kez samimiyetle hayýflandý. Azap görecek olmasý artýk gözünü korkutmuyordu. Yüceler yücesi biricik Yaratýcýnýn varlýðýndan gafil olarak yaþadýðý yýllarýn uzaklýðý zaten farkýnda olmasa bile sýnýrsýzca elem ve kederi yaþatmýþtý kendisine. Bu nedenle yüce Yaratýcýnýn ruhuna ve bedenine vereceði azap, bir anlamda onun önünde secdeye kapanmýþ olan þu durumuna uygun düþecek, geç gelen teslimiyetin acýlarýný bir nebze olsun teskin edecekti...
( Devam edecek.)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gerilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sezonluk Fýndýk Ýþçilerinin Hayat Öyküsünden Bir Kesit
Ayþe Haným'ýn Ölümü (1)
Deve Dikeni
Telefon Kulübesinde, Ölüme Çeyrek Kala!
Ayþe Haným'ýn Ölümü (5)
Ayþe Haným'ýn Ölümü (6)
Konakta Bir Baþkadýr Gecelemek…
Ayþe Haným'ýn Ölümü (4)
Ayþe Haným'ýn Ölümü (3)

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýsterik Kadýn, Haydi Oradan Sen De!
Kapela
Sabri Bey'in Hikayesi
Kömür Karasýydý Elleri
Baþtan Karaymýþ Baþtankaralar
Kadeh Ustasý
Kuzey Ýkliminin Zemherisin de Bir Baþkadýr Anýlarý Düþlemek!
Virginia Woolf, Gölgesi Olmayan Kadýn
Diasporada, Yalnýz Bir Türk`ün Sevdasý
Tac Mahal'de Med Cezir Manzaralarý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hisseden Payýma Metafizik Aþklar Düþtü [Þiir]
Mana Ýkliminde Seyrü Sülukun, Adam da Gaflet mi Býrakýr A Gönül! [Þiir]
Mihenk Taþý [Þiir]
Aynanýn Ötesinde Görünen... [Þiir]
Dilemma [Þiir]
Köþe Kapmaca Oynarken Ayrýlýk... [Þiir]
Faust ve Pan Arasýnda, Bir Garip Diyalog..! [Þiir]
Küçük Dedektifler Tavþan Adasý`nda (Iý) [Roman]
Küçük Dedektifler Tavþan Adasý'nda [Roman]
Politik Ýllüzyon ve Babil"in Ýskambil Kuleleri [Roman]


Aydýn akdeniz kimdir?

Yazý vazgeçemediðim bir tutkudur benim için. Vaz geçemediðim, kendimi sorguladýðým anlardýr, o anlar. Kendimi bulduðum, yaþama anlamýný kazandýran o ya da bu þekilde duygu yüklü anlar.

Etkilendiði Yazarlar:
Dostoyevski, Puþkin, Tolstoy, Goethe, Stendhal, Shakespeare, Cemil Meriç


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aydýn akdeniz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.