Dünya hayal gücünün tuvalinden baþka birþey deðildir. -Henri David Thoreau |
|
||||||||||
|
kalabalýklarýn içinde yalnýzlaþanlarý düþündüm… „sesleniyorum seni yitirmiþ geri dönüyor sesimin yankýlarý ayrýlýk masanýn üstündeydi cýgara paketinde gözlüklü garson getirdi onu ama sen ýsmarladýn kývrýlan bir dumandý gözlerinin içinde senin cýgaranýn ucunda senin ve hoþça kal demeðe hazýr olan avucunda ayrýlýk masanýn üstünde dirseðini dayadýðýn yerdeydi aklýndan geçenlerdeydi ayrýlýk benden gizlediklerinde gizlemediklerinde ayrýlýk rahatlýðýndaydý senin senin güvenindeydi bana büyük korkundaydý ayrýlýk birdenbire kapýn açýlýr gibi sevdalanmak birilerine ansýzýn oysa beni seviyorsun ama bunun farkýnda deðilsin ayrýlýk bunu farketmeyiþindeydi senin ayrýlýk kurtulmuþtu yerçekiminden aðýrlýðý yoktu tüy gibiydi diyemem tüyün de aðýrlýðý var ayrýlýðýn aðýrlýðý yoktu ama kendisi vardý vakýt hýzla ilerliyor gece yarýlarý yaklaþýyor bize yürüdük yýldýzlara deðen Ortaçað duvarlarýnýn karanlýðýnda vakýt hýzla akýyordu geriye doðru ayak seslerimizin yankýlarý sarý sýska köpekler gibi geliyordu ardýmýzdan koþuyordu önümüze“ Bir fýrtýna çýkaramayacak kadar dilsiz olabilmeyi düþündüm. Dilime denizleri almamýþ olsaydým keþke ve keþke zamanýnda susabilseydim… Þimdi böylesine kurak ve böylesine saman sarýsý olmazdým. „sen yoksun yeryüzünün en güzel þehirlerinden biri boþaldý içinden elini çektiðin bir eldiven gibi boþaldý söndü artýk seni görmeyen aynalar nasýl sönerse yitirilmiþ akþamlar gibi Výltava suyu akýyor köprülerin altýndan sokaklar bomboþ bütün pencerelerde perdeler inik týramvaylar bomboþ geçiyor biletçileri vatmanlarý bile yok kahveler bomboþ lokantalar barlar da öyle vitrinler bomboþ ne kumaþ ne kýristal ne et ne þarap ne bir kitap ne bir þekerleme kutusu ne bir karanfil þehri duman gibi saran bu yalnýzlýðýn içinde bir koca kiþi yal- nýzlýkta on kat artan ihtiyarlýðýn kederinden silkinmek için Lejyonerler Köprüsü'nden martýlara ekmek atýyor gereðinden genç yüreðinin kanýna batýrýp her lokmayý vakýtlarý yakalamak istiyorum parmaklarýmda kalýyor altýn tozlarý hýzlarýnýn yataklý vagonda bir kadýn uyuyor alt ranzada yýllardýr böyle derin uykulara dalmýþlýðý yoktu saçlarý saman sarýsý kirpikleri mavi elleriyse gümüþ þamdanlarda mumlardý üst ranzada uyuyaný göremedim ben deðilim bir uyuyan varsa orda belki de üst ranza boþ“ Anlamaya çalýþýyorum mutluluklarýn yitirilebilirliðini. Hoþgörüyorum güzel anlarýn merasim geçiþlerini. Yalnýzlýða alýþabilmenin talim alanýndayým. Ve tutuklu, neye ,ne kadar, ne için meçhul… „aðzýnda ham bir elmanýn tadý dünya on dördünde bir kýz memesi sertliði avuçlarýndaki gözünde türkülerin boyu kilometre kilometre ölümün boyu bir karýþ ve haberi yok baþýna geleceklerin hiçbirinden onun baþýna gelecekleri bir ben biliyorum çünkü inandým onun bütün inandýklarýna“ çünkü inandým onun bütün inandýklarýna ! Hangimizin dilinden düþmemiþtir bu sözler ki, bir yanýlgý sonrasýnda. Anlamaya çalýþýyorum yanýlgýlarýn yanýlmazlýðýný. Sesleniyorum, içimde bir sese sessizce. Biliyormusun? Ýþte hayat böyle, ham bir elmanýn tadý dünya… „Sen ýrmaðýyla akacak ömrümün bir parçasý büyük mezarlýðýna ýrmaklarýn damarlarýmda akan kanýn hýþýrtýsýyla uyandým parmaklarýmýn aðýrlýðý yok parmaklarým ellerimle ayaklarýmdan kopup havalanacaklar salýna salýna dönecekler baþýmýn üstünde“ Böyle olmuyormu zaten, kanat kanat kanýyoruz… Bundan zaten; hep bir nehir kuþanma çabasý, akabilmek, akýp gidebilmek için mezarlýðýna akýp gidenlerin… Unutabilmeyi, hatýrlamayý düþünüyorum… „Küba'dan döndüm bu sabah Küba meydanýnda altý milyon kiþi aký karasý sarýsý melezi ýþýklý bir çekirdek dikiyor çekirdeklerin çekirdeðini güle oynaya sen mutluluðun resmini yapabilir misin Abidin iþin kolayýna kaçmadan ama gül yanaklý bebesini emziren melek yüzlü anneciðin resmini deðil ne de ak örtüde elmalarýn ne de akvaryumda su kabarcýklarýnýn arasýnda dolanan kýrmýzý balýðýnkini sen mutluluðun resmini yapabilir misin Abidin 1961 yazý ortalarýnda Küba'nýn resmini yapabilir misin çok þükür çok þükür bugünü de gördüm ölsem de gam yemem gayrýnýn resmini yapabilir misin üstat yazýk yazýk Havana'da bu sabah doðmak varmýþýn resmini yapabilir misin bir el gördüm Havana'nýn 150 kilometre doðusunda deniz kýyýsýna yakýn bir duvarýn üstünde bir el gördüm ferah bir türküydü duvar el okþuyordu duvarý el altý aylýktý okþuyordu boynunu anasýnýn on yedi yaþýndaydý el ve Mariya'nýn memelerini okþuyordu avucu nasýr nasýrdý ve Karayip denizi kokuyordu yirmi yaþýndaydý el ve okþuyordu boynunu altý aylýk oðlunun yirmi beþ yaþýndaydý el ve okþamayý unutmuþtu çoktan otuz yaþýndaydý el ve Havana'nýn 150 kilometre doðusunda deniz kýyýsýnda bir duvarýn üstünde gördüm onu okþuyordu duvarý „ Okþuyordu duvarý, sen susuyorsun… Sus! Fýrtýna yaratma, ne yapmalý sorma… Yoksa, sevgilinin her gece ölüþünün resmine bakabilirmisin… Hayat iki kiþilik deðil! Ben olmasam yalnýzlýða dayanabilirmisin… Sus, düþünme bile….
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Murat Kayali, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |