..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanýn en iyi tarafý ürperebilmesidir. -Andre Gide
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > Doðan ORMANKIRAN




2 Aðustos 2007
Hiç Konuþmayacak Mýsýnýz?  
Doðan ORMANKIRAN
Büyük yazarlar, ülkelerinde ikinci hükümet’ gibidirler.” Bu nedenle, hangi rejim olursa olsun önemsiz yazarlarý sever, asla büyük yazarlarý deðil” demiþ Aleksandr PUÞKÝN yayýnlanan bir röportajýnda.


:BEHD:
Büyük yazarlar, ülkelerinde ikinci hükümet’ gibidirler.” Bu nedenle, hangi rejim olursa olsun önemsiz yazarlarý sever, asla büyük yazarlarý deðil” demiþ Aleksandr PUÞKÝN yayýnlanan bir röportajýnda.

Yazar muhaliftir. Yazar aykýrýdýr, yazýlarý kadar yazgýlarý da aykýrý olmalýdýr. Yýkýk kentler gibi ne tarafýndan baksanýz hayatýn izlerini taþýr.

“Muhalefet” iþte bu yüzden gerekli. Muhalefet, ‘yapýsal bütünlüðü’ kýrar; toplumdaki ‘deðiþmezliði’ sarsar. Muhalefet sayesinde, yapýsal bütünlükte açýlan çatlaklarla toplumlar deðiþir.

Kentler ne kadar aykýrý fikri barýndýrýr bir arada, anýlarýmýzýn izini süpüren, yeryüzüne kazýnmýþ insan týrnaklarýný yok eden soyut, modern kentlerin yazgýsýdýr. Ýnsanoðlunun da yazgýsý…

Yeryüzünün ve kentlerin anýlara ihtiyacý vardýr. Bir arada yaþamanýn , birbirine tutunmanýn yolu geçmiþini gören, bilen gözlerden geçer. Kolektif geçmiþin izlerini koklayarak, kokusunu duyarak birikir yeni görüntüler… Ebedi kozmosta var etmeyi, anýlarla düþ kurmayý, belleðin bilgisiyle yeryüzünü þekillendirmeyi beceren insanlar, kentler verir dünyaya rengini, renklerin en ahenklisini. Oysa görülmeyen bütün düþler, unutulan tüm görüntüler karanlýðýn ta kendisi deðil midir?

Þimdi ne yazýlabilir bütün bu olan bitenlerle ilgili. Söze nereden baþlanýr? Sözün kýymeti harbiyesi hala var mý? Seni kim takar, sen kimsin? Sesini nereye ulaþtýrabilirsin? Ulaþtýrsan bile kim dinler seni? Sonra sen kimsin?

En iyisi hiç düþünmemek. Varsýn bir tek konuda bile olsa senin fikrin olmasýn. Zaten düþünmek dediðimiz eylem çok yorucu bir eylemdir. Baþ aðrýtýr, uykusuz býraktýrýr, aç býrakýr, hapis yatýrýr, yalnýzlaþtýrýr. Durup dururken düþünmenin anlamý var mý Allah aþkýna? Düþünüp de ne yapacaksýn?

Küresel dünya, savaþ ekonomisi, serbest pazar ekonomisi, iþsizlik, eðitim saðlýk, modern kentler, sosyal yaþam alanlarý, ülkenin geleceði iç ve dýþ politikalar bir su gibi akýp geçerken müdahale edemediðimiz yaþam alanlarý…

11 Eylül saldýrýsý bir psikoza dönüþtü ve birilerinin acý ve göz yaþý üzerinden politikalar üretmesine neden oldu. Böyle olunca da herkesin üzerinde ehemmiyetle düþünmesi gereken bir konu oldu.

Bir yerde bombalar atýlýyor. Ýnsanlar yoktan sebeplerle ölüyor ve biz buna dur diyemiyoruz. Yüzyýlýn savunulan deðeri, yönetim þekli demokrasi bu günlerde güçlünün kapitalin yanýnda yer alýyor. Bunun yaný sýra dýþ iþleri bakanýmýz bütün bu kargaþaya, ölüme neden olan “Büyük Ortadoðu Projesi’nin” sýký destekçisiyiz demekten çekinmiyor bile. Muhafazakar, demokrat, Ýslamcý, gelenekçi bir partinin yöneticisi olduðunu hiçe sayarak ve hem de vicdanýnýn sesini yok sayarak bu projeye destek verdiðini söylüyor.

Bütün bu curcuna içinde gözümüzün önünde canlanan net bir görüntü var. Bütün bu coðrafya birilerinin oyun alaný olmuþ ve biz buna seyirci kalýyoruz. Bütün bu hengame sýrada hangi ülke,hangi þehir var oyununa dönüþtü. “Ateþ düþtüðü yeri yakar” diye bir söz var. Umarým bu ateþ bir gün bizi de yakmaz.

Bir fikrin kumandasýnda düþen bombalar Irak’ýn bütün siluetini deðiþtirdi. “Hiçbir þey eskisi gibi olmayacak derken.” Artýk kent bundan sonra; düþen bu bombalarýn eseri olarak yýllarca ölen çocuklarýn, göz yaþý döken analarýn çýðlýklarýný taþýyacak sokaklarýnda.

Kaç aþýða, kaç medeniyete beþiklik eden bu topraklar, belki de tarihinde hiç bu kadar mesnetsiz, uydurma bir sebeple, alçakça bir iþgale uðramamýþtý. Hem de halkýn kendini yönetim biçimi olarak adlandýrýlan bu adaletsiz demokrasi nedeniyle…

Ne Mars’ýn kýlýcý, ne Cengiz han'ýn topuzu, ne Fatih’in güllesi ne de tabancalar. Artýk yüzyýlýn en acýmasýz silahý “Demokrasi” hem de kimi ne zaman, nasýl vuracaðý belli deðil.

Ya geride kalanlar? Kurbanlarýn havada asýlý kalan aþk sözcüklerinin telafisi imkansýz acýsý, bu acýyý kim öder? Hiroþima gibi, týpký Baðdat gibi, týpký Kosova’da ya da Bosna’ da ve Türkiye’ de yaþanan gibi bir acý… Ama bu acý yalnýzca “uygar” dünyanýn ruhunu ürpertti; þimdi gazap zamaný. Yoksul barbarlar, uygar dünyanýn hediyesi yeni bombalar geliyor baþýmýza…

Dünyayý acýlar gezegenine çeviren devletler! Savaþ çýðlýklarý atanlar, bundan nemalar umanlar. Bu topraklarda her türlü insanlýk dýþý eylemler içinde olanlar, beri tarafta insan haklarý raporu yayýnlayarak dünyaya insanlýk dersi vermektedirler. Ebu gureyb’te yaþananlar, Guantalamo üssünde yaþananlar... Demokrasi uygulayýcýlarýnýn Irak’a ne kadar demokrasi getireceðini gösterir niteliktedir. Güç istencinin abartýlý körlüðünü de gördük; ruhsal körlüðün kendi gerçeðinden baþka gerçek tanýmayanlarýn zavallýlýðýný da...

Nereden bakýlýrsa bu savaþ bir kepazeliktir.

Bugünkü Batýlý politikacýlarla, yarattýklarý politikalar ne Batý’daki hümanizm birikimini, ne uygarlýðý temsil ediyor. Parayý-spekülasyon aracý olarak ve onun korunma aracý savaþ sanayini ve bizzat savaþý temsil ediyorlar.

Albright’a sormuþlardý: “Yarým milyon ýraklý çocuk öldü, bu savaþa deðer miydi?” Kadýnýn cevabý þu olmuþtu: “Zor bir seçim bu, ama evet, zahmete deðerdi.” Burada insani deðerler ve uygarlýk aramayýnýz.

Felaket seyircisinin bir gün gelip felaket maðduru olmasýnýn dramýný da gördük. Kimi insanlarýn sýcak yuvalarýnda, sofralarýna zengin mönüler düþerken ve büyük bir keyifle yudumlarken içkilerini, Irakta’ki kardeþlerimiz günlerini sofralarýna bir bomba düþme ihtimaliyle geçiriyorlar. Sevdiklerimizle her an vedalaþmaya hazýr olmalý… Sonsuz bir gece baþlayabilir her an bize…

Birikmiþ öfkenin, bastýrýlmýþ kinin, aþaðýlanmýþ gururun silahlarý, teknik deðil, yalnýzca insandýr; adanmýþ insan. Bedeniyle ve zihniyle tekniði kýran, o tekniði de silaha dönüþtürendir insan. Savaþma emri veren, Silahý tutan, tetiði çeken ve namlunun çevrildiði hedefte yer alan da insandýr. Hepsinin ortak noktasýnda insan var; ama dünyaya, insana ve insanlýða bakýþý farklý.

21. yy. insanýn yüceliþ yýlý olacak mý?

Her þeyi naylondandýrýlmýþ meðer bu uygarlýðýn, insan insan kaldýkça korkulacak yaný yokmuþ. Biliyoruz ve beliyoruz. Amerikan uygarlýðý savaþla, kanla gösteri yapacaklar, güç gösterisinin histeriye dönüþmüþ biçimlerini medyalarýyla gözümüze batýra batýra sahneye koyacaklar.

Para baronlarý, Amerikan yaþam biçimini dünyanýn tek yaþam biçimi yapmaya çalýþarak, öteki dünya efendilerine satacaklar. Peki bu düzen böyle sürdükçe terör duracak mý? Gururu incinmiþ, yýkýlan dünyalar bunca kayýp susacak mý? Terör, devam edecektir; Þiddet, þiddete ebelik edecektir; her katil, öbür katilin sebebi.

Terör denen þey içerisinde yaþadýðýmýz çarpýk dengelerin bir yan ürünü, ve zamanla kendi kendini yiyip bitirecek bir olgu. Asýl savaþ þimdi baþlýyor ve bu savaþ kýtalar arasýnda deðil kafalar, gönüller arasýnda gerçekleþecek.

“Eden bulur” diyor, yeryüzünde protestoya çýkan milyonlarca ses… Ve bu sesi vicdan söyletiyor onlara. Bizim hükümetimizde bulamadýðýmýz bu vicdani ses.

Ýmparatorluklarýn sembolleri gibi duran bunca yapýlar yýkýldýlar, yeniden yapýldýlar ve yeniden yýkýldýlar. Kentler yaþayan insanlarýn ve geçmiþin izlerini taþýr.

Peki böyle bir ortamda bizler, yani Türkiye’nin insanlarý için gelecek ne olabilir?

Türkiye’ nin derdi þu: Kollektif aklý, kendi aklýný dýþlayýp, “ecnebi akýllara” biat etmek. Birde bunca derdin arasýnda ABD ile bir türlü anlayamadýðýmýz müttefik olmanýn faturasýnýn aðýrlýðý. Ve buna destek olan egemen medyaya karþý geliþtiremediðimiz yurttaþ gazeteciliði.

Türkiye’nin, uluslar arasý iliþkilerini, bölgesel dengelerini yeniden gözden geçirmesine yol açacak. Bu sürece göre stratejisini önceden belirlemesi gereken Türkiye’nin ulusal bir politika geliþtirdiði kuþkulu.

Para, güç ve iktidar, dünyayý nasýl ki bir iliþki biçimiyle kendine baðýmlý kýlýyorsa; buna isyan edenlerin de paranýn, gücün, iktidarýn karþýsýna dikebileceði farklý bir iliþkiler toplamý olmak zorunda.

Öldürmeyen yara güçlendirir. Ve bizde bu toplumun bir ferdi olarak bu yaralardan çok var… Yeter ki yaranýza bakmaktan utanmayýn, býrakýn kanasýnlar...

Eðer, hiçbir þey gelmiyorsa elinizden, bari vicdanýnýzýn sesini dinlemeyi unutmayýn…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hep Ya da Hiç
Akustik Bir Ses, Týlsýmlý Bir Dokunuþ…

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Asimetrik ve Psikolojik Savaþ ve Türkiye

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Tedirgin [Þiir]
Ey Sevgili... [Þiir]
Hadi Git [Þiir]
Gel Ey, Gönlümün Sultaný!.. [Þiir]
Adam ve Kadýn [Þiir]
Üþüyorum [Þiir]
Kimbilir [Þiir]
Aþk, Gurur ve Eylül [Þiir]
Sevgiliye Mektuplar... [Öykü]
12 Eylülde Aþk ve Ben Çocuktum. [Öykü]


Doðan ORMANKIRAN kimdir?

Varlýðýný sorgulayan, nereden geldim, nerdeyim ve nere gidiyorum. Felsefesiyle þu anda bulunduðumuz yer arsýnda insan-ý kamil olma uðraþý içerisindeyiz. Aþk ateþinde piþerek olgunlaþmayý yol edinmiþ Saygý ve edep'le hayata karþý, fikirlere karþý tavrý ve tafralarý olan bir uslub sahibiyiz. Kalabalýk ayak takýmlarý arasýnda farkedilebilme ve fikirleriyle kaideleri yerinden oynatabilme kabiliyetine talibiz. Hünerimizi bu yolla sergileme uðraþý içerisindeyiz.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Doðan ORMANKIRAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.