Kul olmak bilinci o kadar ehemmiyetlidir ki bu gerçeðe müdrik olmak ancak hidayetin tecellisi sebebiyle müminler idrak ederek mükellef olurlar.

Sinlerinde henüz rahmetin gereði olan teslimiyet ve itminanlýk zafiyeti yaþayanlar, akýl ve zanlarýný iblisin telakkisinde görmeleri nedeni ile dini müeyyideleri hakir görürler ve tahkir ederler.

Sebebi hikmetinden bigane olan bu yaratýlanlar, beþer kimliðinin diðer safhasýnda tercihlerini zanlar üzerinden netice almaya çalýþýrlar.

Çünkü sýtký can ile teslimiyet, duyarlýlýk, akidenin idraki hissiyatý bahþeden Cenabý Hakka olmadýðýndan, zan ve þüpheyle tahakküm ederler.

Her zerreye ve arzý cihana bakýþ açýlarýnda ezelin yerine Darvin teorisinin çaresizliðine bir fýrsat doðsun diye ulusalcýlýðý ikame ettiler.

Rabbani olan her þey bunlar için bir daralma sebebi olduðu bugünün tercihi deðildir.

Bu sebeple Allaha kulluk noktasýnda problem yaþayan hidayete ihtiyaçlý insanlar tuðyanlarý konusunda ýsrarlarýný sürdüreceklerdir.

Dünyaya teþrif eden her can üryan olarak doðarlar. Sabidir, emanettir, vesaire yani mükellef deðildir henüz.

Aklýn ve idrakin kabulüyle ilintili olarak ilk mürebbisi olan anne ve babasýnýn öðretileri gereði tercihler netleþecektir.

Kabul ve ret tahkikin netleþmesiyle iradenin karar sürecini önceleyerek tercihler gerçekleþecektir.

Bu insan Ya Allaha kulluðu la þerike diyerek tercih edecek veya akýl ve zanlarýndan ihdas edilen pagan ve taðuti güç odaklarýný tercih ederek kendini rakip yerine koyacaktýr.

Kendi kutsalý adýna hezeyanlarýný farklý telakki ve takiyyelerle insanlarýn önüne serecektir.

Ýþte bu sebeple bir kul olarak Müslüman öðretisiyle donanan canlar örtünen, setri avdeti bilen, örf ve adetlerin zenginliðine inanan kullar olarak farklý þekillerde bu gayelerine ulaþýrlar.

Lakin bu hakikatlerden habersiz olanlar, edebin ve sebebin hikmetine bigane bulunanlar, kendilerine bir deðer katmak kaygýsýyla tahrif ve tahriklerin de ýsraren devamlýlýðý artýrýrlar.

Bu insanlara acýmak elbette ki yetersiz, sabýr içinde cahilliklerine müdrik olarak hidayetin sebebini bilmeliyiz.

Zaman kavramýnýn hangi zamanlardan itibaren devam ederek bu süreci hikâye ettiðini bilerek, evrensel ve mutlak olan mesajý terennüm ederek hayýflanmalýyýz.

Yani hülasa edersek;

Dinimizin emri olan örtünmek, inanmayanlar tarafýndan en çok itiraza uðrayan hususlardan birisidir.

Ýtirazlarýn hakiki sebebi, hidayetten mahrum olmalarýndan dolayý örtünmenin hikmet ve sebeplerini bilememeleri bilhassa kadýnlarýn, örtünüp belli nizam içinde yaþamalarýnýn esaret, açýlýp saçýlmalarýnýn ise hürriyet olduðunu zannetmeleridir.

Hâlbuki tesettür, izzet ve þeref, aksi ise hakaret ve zillet sebebidir.

Örtünmeyen, aþýrý derecede açýlan kadýnýn, erkeklerin taarruzlarýna maruz kalma ihtimali vardýr. Bu da kadýnlara büyük bir hakarettir.

Ýs1âmi þekilde örtünmek, garplýlarýn dediði gibi ne sýhhati bozar, ne de asabi zaafa düþürür.

Bilakis sahibine þahsiyet, iffet, izzet ve sýhhat kazandýrýr. Bir takým rezaletlere mani teþkil eder. Buna manevi maniler de ilave edildiði zaman, beþeriyet büyük bir mefsedetten kurtulmuþ olur.

Þurasý bir hakikattir ki, kadýnýn açýlýp saçýlmasý, erkeklere, kadýnýn kendileri için açýldýklarý hissini verir. Böylece bir takým kimselerin, o kadýna satýlýk meta imiþ gibi bakmalarýna, neticede taarruzda bulunmalarýna yol açar ki, bu kadýna en büyük bir hakarettir.

Süslenerek sokaða çýkan kadýn, kimin için süslenmektedir? Kendisi için süslendiðini iddia etse bile, bir kýsým erkeklerin kendisi hakkýnda kötü düþünmelerine, onlarýn nefsanî hislerinin tahrik edilmesine sebebiyet vermesine mani olabilecek midir? Cevap elbette hayýr olacaktýr.

Örtünmek, sahibini bu kötülüklerden koruyacaðý gibi Allah’ýn (c.c.) emrine uymaktan dolayý sevaba sebep olacaktýr.

Semavî kitaplarýn hepsi tesettürü emretmiþtir Nitekim Ýncildeki bir ayette “Bir kadýn baþý açýk bir þekilde tâatde bulunursa ve fikir beyan ederse iffetsizliði davet etmiþ olur.” Buyrulmuþtur.

Dinimiz ahlâki temeller üzerine kurulmuþtur. Ýslami ahlâ¬kýn temeli ise, Allah’tan melekten ve insanlardan hayâ etmektir. Açýlýp saçýlmak ise Ýslâmi ahlâka ters düþen, hayvanlara has bir durumdur.

Demek ki, örtünmenin hikmetlerinden bir diðeri ahlaki kaidelere riayettir. Dinimizin hedefi, insanlarý sonu hayýrlý olan bir yola sevk etmek, onlara huzurlu bir dünya hayatý bahþetmek, bu huzurlu hayatý, manevi kazançlara vesile kýlarak insanlara iki cihan saadeti temin etmektir.

Bu ise in¬sanlarýn her türlü düþmanlarýndan kurtulmalarý ile mümkündür. Nefislerinin tasallutundan kurtulamayan ve Onun arzularýna gem vuramayan insan, huzurlu olamaz.

Zira nefsanî arzularýn sonu olmadýðý gibi, bu arzularýn tamamýna, hatta birçoðuna ulaþmak mümkün de deðildir.

Kadýnlarýn ve erkeklerin, avret yerlerini açmalarý, süslenerek karþý Cinsi tahrik etmeleri, insanlarý þehvet boyunduruðunun altýna sokup, bunun altýnda inleyen insanýn evvela dünya saadetini, sonra da ahiret selâmetini kaybetmesine sebebiyet vereceðinden, Allah (c.c) insanlara örtünmeyi emreder ve insanlara bu þekilde zulüm edilmesine müsaade etmez.

Örtünmenin erkekler ve kadýnlar için daha birçok faideleri bulunmaktadýr.

Örtünmeyle korunmak istenen üç önemli unsur vardýr:

1-Nefsin korunmasý

2-Neslin Korunmasý

3-Ýmanýn korunmasý

Bir kadýnýn örtüye bürünmesi çok büyük anlamlar taþýmaktadýr. Örtü bir kadýnýn iman ve takva sahibi olduðunun göstergesidir.

Örtü onun, Allah’ýn emrine baþ eðmesinin, nefs ve þeytana karþý bilinçli oluþunu göstermektedir. Ýnanmýþ kadýn mütesettir bir hayata alýþmakla, hem ruhunun gýdasýný ve hem de Yaratýcýnýn rýzasýný kazanmýþ olur:

Burada kadýný korumaktan maksat onun zayýf, kendini bilmez ve suç sayýlmasýndan deðildir. Onun korunmak istenmesi, çok deðerli olmasýndan ve onun¬la kurulacak yuvanýn saðlam ve saðlýklý olmasýný temin etmek yüzündendir.

Tüm kýymetli þeyler istisnasýz bir koruyucu içinde muhafaza edilir.

Kadýnlar hoþ gösterilecek tarzda yaratýlmýþtýr. Bu hoþ görünüþleri ile daima çekicidirler. Onlarýn bu cazibeli hallerinden sürekli tahrik olmak, þuuraltý bunalýmlara, aþýrý þekilde hayvani hislerin açýða çýkmasýna sebep olmaktadýr.

“Ýnsanlar için kadýnlara, evlatlara, kantar kantar altýn ve gümüþlere, salma atlara, hayvanlara ve ekinlere karþý olan sevgiler hoþ gösterilmiþtir.”(Sure-i Ali Ýmran,14)

Ýslam, cinsi duygularýn þuuraltýna itilmesine mey¬dan vermemektedir. Ýslam dini, bu duygularý ayeti kerimede de görüldüðü gibi insan neslinin devamý için güzel göstermiþtir.

Bu güzel duygunun tahrip olunmasýna da, gayri meþru yollar sebep olmaktadýr. Tahrip olunmamasý için cinsi arzularýn meþru yollardan tatmin edilmesi zorunludur.

Bu meþru yollarýn kullanýlmasýný zorunlu kýlan da bir yerde kadýnýn tesettürüdür. Toplumun saðlýklý kalabilmesi için kadýnýn saðlýklý olmasý gerekmektedir. Ýþte örtünme kadýna bu deðerini saðlamaktadýr.

Cinsel duygularýn varlýðý bir realitedir. Müslüman da bunun bir vakýa olduðunu, ilahi kanunlarýn da bunun varlýðýný kabul ettiðini bildiðinden, tabi atiyle bu duygulara karþý bir nefret ve tiksinme duymamaktadýr.

Erkek kadýn her Müslüman bu yüzden vakti gelince evliliði tercih etmektedir. Evlilikten bu þekilde tiksinme olmayanca, cinsi isteklerin þuuraltýna itilmesi de olmamaktadýr.

Fakat hiçbir zaman insan bu duygulara kendisini köle yapmayacak, Ýnsanlýktan çýkacak derecede cinsel isteklere tabi olmasýnýn caiz olduðunu da ortaya koyamaz.”

Kadýnýn, yaratýlýþý itibariyle karþý cinsi etkileyeceði gerçeði, apaçýk ortadadýr. Ýnsanlýk tarihi boyunca bu iki cins arasýnda çeþitli yönelimlerin sergilendiði, bir hakikattir.

Ýnsanýn dünyadaki hayatý, kadýnla erkek arasýnda kurulan sevgi baðlarý ile devam etmektedir. Bu da ancak saðlam bir nikâh akdiyle kurulan yuva ve evliliktir.

Kadýný, nahoþ cinsel duygulara hedef olmaktan koruyan þeylerin baþýnda, tesettür gelmektedir. Tesettür, büyük ve güçlü bir silahtýr. Bunun aksini düþünmek, hayatta ve cemiyette meydana gelen çeþitli olaylara vakýf olmamak demektir.

Tesettürü þuurlu bir þekilde uygulamak, Müslüman kadýnýn Allah’ýn emrine baðlý oluþundan kaynaklanýr. Allahu Teala Nur Suresi’nin baþýnda açýkça ifade etmektedir:

“Bu indirdiðimiz ve hükümlerini (tatbikini) farz kýldýðýmýz bir suredir. Ondan açýk açýk ayetler indirdik, ta ki belleyip ibret alasýnýz” Sure-i Nur, 1)

Ayet-i kerimede “Bu indirdiðimiz suredir” Cümle¬sinin dikkat edilecek bir özelliði vardýr. Allahu Teala’nýn (biz) kelimesiyle yaptýðý te’kit þunlarý ifade etmektedir:

a) Kadýnlarýn tesettüre kesin uymalarý

b) Kadýnlarýn kocalarý tarafýndan açýlmalarý konusunda zorlanmamalarý

c) Örtünmeleri konusunda kadýnlara yardýmcý olunmalý.

Bu surenin Ýndiricisi hâþâ kuvvetsiz ve kudretsiz zayýf bir nasihatçi durumunda deðildir. 0 nefs ve kudretlerimizi elinde tutan, aciz býrakamayacaðýmýz, hayatta da, hayattan sonra da, sizin muhafaza etmesine mani olamayacaðýnýz bir kimsedir.

Ýkinci cümlede “Hükümlerinin tatbikini farz kýldýðýmýz” yani bu suredeki öðütler, kurallar, helal ve haram hakkýndaki hükümler. Emir ve yasaklar, cezalara inanýp inanmamakta serbest olduðunuz tavsiyeler mesabesinde deðildir.

Onlar, eðer gerçekten Allah’a ve ahiret gününe inanýyorsanýz. Ferdi veya sosyal hayatýnýz¬da tatbik edeceðiniz kat’i hükümlerdendir. Bu hükümlerden de taviz vererek ‘Müslümancý yaþýyorum’ denilemez.

Üçüncü cümlede, “Ona da açýk açýk ayetler indir¬dik. Ta ki, iyice belleyip berat olasýnýz.” Ýndirdiðimiz sürenin hükümlerinden gizli kapalý hiçbir þey yoktur.

“Anlayamadýðýmýz için tatbik edemedik” diye özür beyan etmenize fýrsat vermeyecek þekilde apaçýktýr. Bu sure toplumda önemi büyük olacak ölçüde kurallar koymuþ¬tur.
Hem de konulan hükümlerin kesin ve açýk olduðu¬nu ifade ederek.

Bu açýdan yukarýdaki surenin önemini düþünürsek, kadýn örtünmekle, önemli bir vazifeyi yerine getirmemin yanýnda;

1-Allah’a olan inancýný tasdik bakýmýndan amelini de güçlendirecek

2-içindeki ve çevresindeki düþmanlarýna karþý baþarý kazanacak

3-“Açýk olarak indirilmiþ olan bu surenin hakikati açýktýr, anlaþýlmayan yönü yoktur” ifadesini kanýtlayacak,

4-Zinaya itilmeden, toplumu da kendisini de kurtararak,

5-Ahiret hayatýný, bu dünyada edindiði mükâfat ile kazanacak

6-Kendisine kötü emeller besleyenlere karþý fýrsat vermeyecek

7-Ve bu suredeki hükümlerin farziyeti kesin olduðu için uygulanmadaki hatanýn affedilmeyeceðini; kiþinin, bu hataya düþmemek için, kendini yetiþtirmesi gerektiðinin bilincine erecektir…

Kýsaca sýraladýðýmýz bu maddeler, tesettürün kadýna kazandýracaðý faydalardýr. Tesettürlü olma hakký, Müslüman kadýnýn vazgeçemeyeceði en önemli bir haktýr.

Surenin birinci ayetinde, hükmün keyfiyetini bilmemek ve kendini ona göre ayarlamamak ta, bir sorumluluk içine girmektedir. Tesettür, kadýnýn bu bilinç içinde olduðunun en belirgin göstergesi ve þuurlu oluþunun ifadesidir.

Ýslam’daki tesettür, aþaðýlýk ve sapýklýðý önlemek olduðu gibi emirlere riayet ve iffet ölçülerini de koru¬maktadýr.

Tesettür, kadýnlarý erkeklerin elinde oyuncak kýlma ve onlarýn çirkin heveslerine engel olmakta, bunla¬rý reddetmektedir.

Tesettür böylelikle kadýný tam bir koruma altýna alýp, onlarýn nefsanî duygulara kapýlarak süfli hayat yaþamalarýnýn önünü alýyor.

Tesettür sayesinde kadýn, hatalara düþmekten ve istismar edilerek saptýrýlmaktan kurtulur. Ýþte bütün toplumlarda gittikçe onursuz bir yaþamý seçerek çoðalan ve para için kendini satan zavallý kadýnlar görülmektedir.

Müslüman toplumlarda ise tesettür, bu kötü hayata düþmekten kadýnlarý korumaktadýr. Ýslam anlayýþýna göre kadýn kötülük için yaratýlmýþ þeytani bir varlýk deðildir.

Bunun aksine o; Ýslam’da ilk inanan, Ýslam uðrunda ilk þehit olan, muhterem kýlýnmýþ bir annedir.

“Cennet annelerin ayaklarý altýndadýr” Bu hadiste kastedilen anne olabilmesi için Müslüman bir kadýn, edep ve hayâ içinde mütesettir bir þekilde yaþamalý ve inancýna sahip çýkmalýdýr. Aksi halde böyle bir anne olabilmesi mümkün deðildir.

Vücudunun güzelliði, hislerinin nezaketi, gönlü¬nün safiyeti ve samimiyeti yüzünden istismar edilmeðe, aldatýlmaya ve böylece kýymet ve asaletinin elinden alýnmasýna çok müsaittir.

Bunun için Ýslam Dini tesettürü emretmekle, kadýný korumayý, onun kýymetini artýrmayý ve hürriyete layýk bir insan olduðunu ispat etmeyi amaçlamaktadýr.

Örtünmekten maksat, vücudun çirkin yerlerini örtüp güzel yerlerini açmak deðildir.

Bir kadýn tesettürü, bütün kural ve detaylarý ile uygulayýp örtünürse, ona kesinlikle þehvet nazarýyla bakýlmaz.

Tesettür olsa olsa erkekte, umumi bir kadýn vücudu tecessüsü mey¬dana getirir. Bu da erkek ya da kadýný izdivaca sevk eder.

Açýklýk saçýklýk ise erkeðin tecessüsünün bizzat temaþaya dönüþmesi ve sonra bununla da yetinmeyerek çirkin temasa zorlamasýdýr ki, bunun adýna fuhuþ denir.

Kadýn örtünmekle, kendi vücudunu ve iffetini koruma altýna aldýðý gibi, erkeði de fuhþa itmekten alý kor.

Örtünmekten maksat avret yerlerini görünmeyecek þekilde kapamak ve erkekleri temaþa fuhþundan alýkoymaktýr. Bu kapanmanýn þekli, elbiselerin geniþ ve ölçüye uygun olmasýdýr.

Ancak bu þekilde kadýn ör¬tünmüþ olur ve bu örtünmesiyle gerçek saygýnlýðýný kazanýr. Kadýn tesettürüne sahip olmakla imanýný güçlendirmesinin yanýnda, toplumu gizli veya aþikâr olarak fuhuþtan kurtarmýþ olmaktadýr.

Böylelikle kadýn, örtünme olmaksýzýn, ne kendisinin ne de toplumun saðlýklý yaþayamayacaðýný bilecek ve örtünmenin zorunlu olduðunu kabul edecektir.

Ýslam’ý anladýktan sonra, bir haným, her konuda mutedil davranacaktýr. Özellikle giyim kuþamý ve dýþ görünümünde aþýrýlýða kaçmayacaktýr.

0 örtünün altýnda giyim ve davranýþýyla mutlu bir geleceðin teminatý olacaktýr. Kadýn tesettürü ile hem imanýný, hem de toplumun saðlýðýný güçlendirir.