..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlýðýn hangi filizi köreltilmek istenmiþse, tersine o filiz daha gür büyümüþtür. -Freud
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > M. Asar




10 Eylül 2007
Yalnýz Kadýn  
M. Asar
Orta yaþta olmasýna raðmen hala erkeklerin baþýný döndürecek kadar güzel, fakat yapayalnýzdý. Onurundan, kiþiliðinden taviz vermeden yaþamaya kararlý bir kadýnýn içine düþtüðü yalnýzlýklarýn her türünü yaþamýþtý. Ne kadar çok erkek tanýmýþtý; düzeyli, düzeysiz, maskeli maskesiz...


:BDFB:
Orta yaþta olmasýna raðmen hala erkeklerin baþýný döndürecek kadar güzel, fakat yapayalnýzdý. Onurundan, kiþiliðinden taviz vermeden yaþamaya kararlý bir kadýnýn içine düþtüðü yalnýzlýklarýn her türünü yaþamýþtý. Ne kadar çok erkek tanýmýþtý; düzeyli, düzeysiz, maskeli maskesiz...

Hepisinin kadýna bakýþýnda ortak bir payda vardý: Açýkca söylemeseler de kutsal kitaplarda kadýn için yazýlanlara caný gönülden inanmýþ, biliçlerine kazýmýþlardý. Onlara göre kadýnlar, erkekler için yaratýlmýþlardý. Onlarýn cinsel açlýklarýný doyurmak, olgunlaþamýþ kiþiliklerine, komplekslerine derman olmak için vardý kadýnlar. Erkekler için aþk da, seviþme de, evlilikte tek kiþilikti. Kitaplarýnda kadýnýn adý ve yeri yoktu. Geleneksel görüþleri aþtýklarýný, kadýný kendileriyle eþit gördüklerini söyleyenler bile fýrsatýný bulunca, maskelerini çýkartýp kafalarýyla deðil belden aþaðýlarý ile düþündüklerini göstermiþlerdi. Kadýn elde edilinceye, yataða düþürülünceye kadar, övgüye, sevilmeye, aþýk olunmaya deðerdi. Erkeðin altýna yattýktan sonra, kullanýlmýþ bir mendil gibi çamaþýr sepetine atýlabilirdi...

Bunu o da defalarca yaþamýþ, onuru incinmiþ, kadýnlýðý örselenmiþti. Tüm erkelere kuþkuyla bakýyordu. Onlardan korunmak için bedeninin, yüreðinin çevresine görünmez bir duvarý örmüþtü. Kendisine yanaþan erkeler sýnýrý aþýnca bu görünmez duvara çarpýyor, ona yanaþamýyorlardý. Ýlk bakýþta o korunma duvarýný göremeyen erekler, onun saklamadýðý diþiliði karþýsýnda, av bulmuþ vahþi bir hayvanlarýn þehvetli mýrýltý ve bakýþlarýyla ona yanaþmaya, onu, pençelerinin arasýna almaya çalýþýyorlardý. Oysa av diye düþündükleri kadýn için onlar, ipleri kadýnýn elinde olan kuklardý. Her an ipleri çekilebilir, sahnenin dýþýna býrakýlabilirlerdi.

Ama nihayet o bir kadýndý, duygularý, cinsel, tensel, ruhsal gereksinimleri vardý. Ýltifatlar, övgüler iþitmek, beðenildiðini, arzulanýldýðýný hissetmek çok hoþtu. Bu istekleri, duygularý bastýrarak yaþamak zorunda býrakýlmak onu yýpratmýþtý. Tüm olumsuz deneyimlerine karþýn erkek düþmaný bir kadýn, fanatik bir feminist olmamýþtý, olmayacaktý da. Herþeyden önce onun insancýl yaný buna engeldi. Zaman zaman ortamýn oluþtuðu durum ve mekanlarda, yeni hayal kýrýklýklarý pahasýna da olsa, erkeklere þans tanýmaktan yanaydý.

O akþam, iki bayan arkadaþý ile birlikte birþeyler içmek, sohbet edip müzik dinlemek için çýkmýþlar, arada bir takýldýklarý müzikli bir lokantaya gitmiþlerdi. Bir süre sonra tanýdýðý bir doktor, yanýnda iki erkek arkadaþýyla gelmiþ karþýlarýndaki masaya oturmuþlardý. Doktorun yanýndaki erkeklerden birini tanýyor, ama eski film yýldýzlarýný anýmsatan ortayaþlý yakýþýklý adamý ilk kez görüyordu. Doktorla uzaktan selamlaþýp birbirlerine gülümsediler. Sonra masadaki bayan arkadaþlarýnýn sohbetine tekrar katýldý. Havadan sudan, þundan bundan konuþuyorlardý. O da arada bir söze katýlýyor, ceviz kabuðunu doldurmayacak þeyler söylüyordu. Diðer iki bayan arkadaþýnýn varlýðýna raðmen kendini yalnýz hissediyordu. Hoperlörlerden yükselen hüzünlü müzik, içtiði kýrmýzý þarap, yalnýzlýk duygusunu iyice artýrmýþ, ince bir hüzün yine içini sarmýþtý.

Bir ara doktorla arkadaþlarýnýn oturduðu masaya göz attýðýnda doktorun, yanýndaki yakýþýklý adama kendisini iþaret ederek birþeyler anlattýðýný fark etti. Acaba kendisi için neler anlatýyor, neler uyduruyordu? Ancak adamýn gözlerinde o avlanmaya hazýrlanan vahþi yaratýklarýn izleri yoktu. Bu güne deðin pek rastlamadýðý türden, doðal bir içtenlik vardý bakýþlarýnda. Tekrar bakýþlarý karþýlaþtýðýnda, adam kýrmýzý þarap kadehini kaldýrarak kadýný zarif bir þekilde selamladý. Kadýn, gayri ihtiyari önündeki kadehi alýp ona karþýlýk verdi, ikisi ayný anda kadehlerinden bir yudum aldýlar. Þarapla birlikte kadýn içine sanki bir sýcaklýk aktý. Bu onu uzursuzlandýrdý. Kafasýndan geçenleri atmaya ve duygusal korunma duvarýný örmeye çalýþtý. Ama beceremediðinin farkýna varýnca iyice kaygýlandý.

Kadýn içine dönmüþ, duygularýnýn çözümünü yapmaya çalýþýrken; esmer bir genç kadýn ona „Buyrun, sizin için,“ diyerek koca bir demet kýrmýzý gül uzattý. Kadýna bir þey sormadan bakýþlarý ona eski film yýldýzlarýný anýmstan adama yöneldi. Adam, boynunu bükmüþ mahsun bir ifadeyle çiçekleri kabul etmesini istiyordu. Ne kadar uzun zaman geçmiþti, bir erkek tarafýndan çiçekle onurladýrýlmayalý, kadýnlýðý okþanýlmayalý. Çiçekleri alýp buðulu gözlerle kokladý. Yalnýzlýðýna bir yýldýz gibi akan adama uzun siyah kirpikleriyle teþekkür etti. Adam gözlerinde kabul görmenin sevinci kadehini kadýrdý. Karþýlýklý þaraplarýndan derin birer yudum aldýlar. Bu yudumla birlikte, artýk koruma duvarýnýn yýkýldýðýnýn farkýna vardý. Duvarýný bu akþam yeniden kurmasý olanaksýzdý. Bunu farkedince rahatladý. Bu gece hayatýnda belki yeni bir sayfa, yeni bir baþlangýç olabilirdi. Duygularýný özgür býraktý.

Adam sanki bunu farketmiþti; elinde þarap kadehi kalktý, kadýnýn oturduðu masaya geldi. O ayakta kadýn masada bir süre bakýþtýlar: Kadýn, yakýndan daha yakýþýklý olduðunu gördüðü erkeðin bakýþlarýndan heycanladý, gözlerini kaçýrmak zorunda kaldý. Kalbinin çarptýðýný, yüzünün hafif ateþlenip, pembeleþtiðini hissetti.
Adam, „Beni kýrmayýp gülleri kabul buyurduðunuz için size teþekkür ederim. Rahatsýz etmezsem birlikte oturabilir miyiz?’’ diye sordu. Ve „Lütfen, beni kýrmayýn“ diyen bakýþlarla gözlerinin ta içine baktý.
Arkadaþlarýndan itiraz gelmeyince kadýn: „Tabi, niçin olmasýn? Buyrun lütfen“, dedi. Yanýndaki sandelyeye koyduðu çantasýný alýp, adama yer açtý. Adam kadýnýn tanýþmak için uzattýðý yumuþak eli bir kuþu tutar gibi tutarak dudaklarýna götürüp zarif bir þekilde öptü. Kadýnýn þaþýrdý, tenine deðen dudaklarýn yarattýðý elektiriklenme heycanýný iyice artýrmýþtý. Elini adamýn elinden yavaþca kurtardý, þarap kadehini kaldýrarak; “Tanýþmamýza,” dedi. “Güller için çok teþekkür ederim.”

Ardýndan, korunma duvarýnýn yýkýlmasýyla içine düþtüðü güvesizliði engeller umuduyla, “Arkadaþlarýnýz da istiyorlarsa buyurabilirler,” dedi. Kalabalýkta daha güvenli olacaðýný düþünüyordu. Diðer iki erkek de içkilerini alýp kadýnlarýn masasýna yerleþtiler. Selamlaþma ve tanýþma faslýndan sonra yeniden içki ýsmarladýlar. Bir anda oluþan sýkýcý sesizliði müzisyenler için ayrýlmýþ olan küçük sahneden gelen güzel bir keman sesi doldurdu.

Garson içkileri getirdi, kadehler havaya kalktý, þerefe, saðlýðýnýza eþliðinde tokuþturulup içildi. Bir süre devam eden oratak sohbet, daha sonra ikili konuþmalara dönüþtü. Kadýn fazla göz göze gelmemeye dikkat ederek adýmý incelemeye koyuldu. Onu þimdiye kadar tanýdýðý, tanýmladýðý erkek „tür“lerinden hiç birine katamadý. Esmer teni, yapýlý bedeni, yakýþýklý yüz hatlarý, zevk sahibi olduðunun gösteren giyimi, dikkati çeken saati ve sað elindeki sovalye yüzükle, gerçekten 50 yýllarýn siyah beyaz filmlerindeki artisteleri hatýrlatýyordu. Entel rollere soyunan, yüzeysel adamlarýn ya da sonradan görme maçolarýn havasý yoktu onda. Ýnsaný etkileyen bir doðallýðý, doðrudanlýðý vardý. Konuþurken japtýðý jestler, mimikler, el hareketleri onun þovelye ruhunu ele veriyordu.

Kadýn, adama olan ilgisi daha çok arttý. “Sizi ilk kez görüyorum. Biraz kendinizi tanýtýrmýsýnýz? Kimsiniz, nesiniz buradan mýsýnýz?” diye sordu. Adam kendisine ilgi duyulmsýndan hoþlanmýþtý. Kýsa tümceler, abartýsýz betimlemlerle kendini anlattý. Orta Anadolun'un küçük bir ilinde dünyaya gelmiþti. Sonra sanat okuluna giderek, matbacýlýk öðrenmiþti. Önüne çýkan olanaklarý deðerlendirerek matbaacýlýk alanýnda ülkesinin en yetkin uzmanlarýndan biri olmuþtu. Sýk sýk yurt dýþýna çýkýyor kurslara, seminerlere katýlýyor, bilgi artýrýyordu. Bir süredir Ýtalya'daydý. Daha önce gelip gittiði Almanya'ya bu kez doktor arkadaþýný ziyarete gelmiþti. Almanya’yý deðil ama Ýtalya'yý ve Ýtalyanlarý sevmiþti. Orada görmediði gezmediði yer kalmamýþtý. “Ýnsan Avrupa'da yaþayacaksa Ýtalya'da yaþamalý. Sizin gibi hoþ, kültürlü bir bayana da Ýtalya'da yaþamak yakýþýrdý” , diyerek sözlerini noktaladý. Sonra þarap kadehini kaldýrýp, “Sizi tanýmanýn mutluluðu ve þerefine!” dedi. Birlikte þarap kadehlerini boþalttýlar.

Kadýn giderek erkeðin çekim alanýna girdiðini, birbirini çeken kutuplarýn elektirik akýmýyla yüklendiðini hissediyordu. Etrafýna ördüðü koruma duvarý tamamen yýkýlmýþ, herzaman yaptýðý gibi - erkelerce yanlýþ anlaþýlabilecek- söz ve davranýþlarýný denetlemekten de vaz geçmiþti. Kendini bir kuþ gibi özgür ve kadýn hissediyordu. Giderek yükselen müziðin sesinden birbirlerini duymakta zorlandýklarýný için baþlarýný birbirine yakýnlaþtýrarak konuþmaya çalýþtýlar. Birbirlerinin sýcak nefeslerini, bedenlerinden yayýlan insanýn içini gýcýklayan parfüm kokularýný algýlýladýkça aradaki o küçücük mesafe de giderek yok oluyordu. Kendi aralarýnda sohbet eden masadaki diðer arkadaþlarýný çoktan unutmuþlardý.

Dans etmeye uygun bir müzik çalmaya baþladýðýnda adam kadýnýn elini tutup: “Benimle dans eder misiniz,” diye sordu. “Evet” yanýtý alacaðýndan emindi. Birlikte kalkýp dans edilen alana yürüdüler. Adam sýrýtmayan bir nezaket ve zerafetle kadýnýn elini tutup beline sarýldý. Keman ve gitar eþliðinde çalýnýp söylenen þarkýnýn ritimlerine uyarak dans etmeye baþladýlar. Kadýn ne kadar uzun zamandýr bir erkekle dans etmediðini anýmsadý. Adeta dans etmeyi unutmuþtu, içitiði içkinin ve özgür olmak için verdiði kararýn rahatlýðýyla kendini adamýn bedensel egemenliðine teslim etti. Adam onu bir kuþ gibi kavramýþ, müziðin hareketli dalgalarýnda gezdiriyordu.

Müzik bittiðinde, kadýnýn kalbi küt küt atýyor, hafif baþý dönüyordu. Adam elinden tutup masaya getirdi. Kadýnýn sandalyesini çekip oturmasýna yardým etti. Ardýndan kadýnýn elini dudaklarýna götürerek teþekkür etti.
Kadýn, “Çok uzun zamandýr böyle dans etmemiþtim,” dedi. “Nerdeyse dans etmeyi unutmuþum. Umarým sizi güç duruma düþürmedim?”
“Hayýr,” dedi adam; “ne münasabet hem de siz çok güzel dans ediyorsunuz. Önemli olan dans ustasý olmak deðil kendini duygularýn ve müziðin akýþýna býrakmak. Her kadýn bunu yapamaz, hele tanýmadýðý bir erkekle dans etmek zorunda kalýrsa.”
Sonra kadýnýn masadaki elini iri avuçlarýnýn içine alarak, okþadý. Gözlerinin içine bakarak, “Çok hoþ ve güzel bir kadýn olduðunuzu biliyor musunuz? Hele gülünce!” dedi. Sözler sanki adamýn dilinden deðil elinden dökülmüþtü. Adamýn avcundaki elinin parmak uçlarýndan ta kalbine kadar bir sýcaklýðýn yayýldýðýný hissetti. Bu kez elini adamýn avcunun içinden çekmedi.

Adam, avcunda kadýnýn eli, ona iyice yaklaþarak iltifat etmeyi sürdürdü. Söyledikleri bir kadýnýn duymaktan hoþlanacaðý þeylerdi. Kadýn, yorumsuz, söylenenlerin altýnda yatanlarý arama çabasýna girmeden dinliyordu. Karþýlaþtýðý diðer erkeklerden farklý bir dili farklý bir üslubu vardý. Sýrýtmayan, batmayan, insaný sýkmayan bir bir soyluluk seziliyordu. Bu sýrada insanýn kanýný coþturan hýzlý bir parça çalmaya baþladý. Bu kez kadýn, „Tekrar dans edelim mi?“ diye sordu. Artýk vücüdunda ne bir gerilme ne de kasýlma vardý. Bir kuþ gibi hafiflemiþti. Kendini adamýn kollarýna istekle býraktý. Arka arkaya gelen iki hareketli parçaya uyarak dans ettiler.

Masalarýna döndüklerinde arkadaþlarýnýn gitmiþti. Karþý karþýya oturdular. Garsonun bardaklarýna döktüðü kýrmýzý þaraptan birer yudum aldýlar. Bu kez kadýn adamýn masanýn üstünde duran ellerini tutarak: „Teþekkür ederim!“ dedi. „Bu geceyi unutmayacaðým, bana hoþ ve güzel bir aný býraktýnýz.“
Adam, „Ama ben sizin belleðiniz de sadece bir aný olarak kalmak istemiyorum!“ diye yanýtladý. „Sizin kalbinizde, gönlünüzde bir yerim olsun. Ama o yeri bir gece de kazanamayacaðýmý biliyorum. Siz o kadar kolay fethedilir bir kadýn deðilsiniz. Bana bir þans tanýyýn sadece bu geceyle kalmasýn, lütfen.“
Kadýn, adamýn parmaðýndaki þovalye yüzüðü iþaret parmaðý ile okþarken; kendi kendine konuþur gibi. „Gerçek sevgi ve aþk öleli çok oldu. Ama belki þovelyeler onu yeniden yaþama döndürür...kimbilir.“ dedi.
Sonra, kadehini kaldýrdý ve „Þovalyelerin þerefine!“ dedi. Adam „Gururlu ve soylu kadýnlara,“ diyerek kadýnýn iltifatýna karþýlýk verdi...

Þaraplarý bittiðinde tüm müþterilerin gittiðinin, sadece kendilerinin kaldýðýnýn farkýna vardýlar. Adam garsona iþaret etti. Yüklüce bir bahþiþ vererek hesabý ödedikten sonra garsonun kulaðýna birþey fýsýldadý. Garson gidince sigara paketini kadýna tutu; „Bu günün son sigarasý olsun. Buyrun.” Ýlk nefesin dumanlarýný havaya üflemiþlerdi ki, yeniden bir keman sesi yükseldi. Romantik ve yavaþ bir parçanýn ardýndan nefis bir tango kulaklarýný doldurdu. Adam, kadýna doðru eðilip, „Bu da gecenin son dansý olsun, lütfeder misiniz?” dedi.

Kalktýlar. Birbirine yapýþmýþ olan vücutlarý ayný hareketleri yapýyor, arada bir yanaklarý birbiribine deðiyor, parfümlerinin, tenlerinin kokusu birbirine karýþýyor, bundan erotik bir haz duyuyorlardý.
Adam, kadýnýn kulaðýna, “Paris'te Son Tango filmini hatýrlýyor musunuz?“ dedi. „Ama bu bizim son tangomuz olmamalý, anlýyor musunuz? Þimdiye deðin onca kadýn tanýdým, siz baþkasýnýz, ben sizde hoþ bir aný olarak kalmak istemiyorum.”
Kadýn sarhoþluðun, baþ dönmesinin, çoþkunun içinde; „Þovalyelerin isteðini kýrmamalý, onlar baþkadýr!”diyerek ona daha bir sýký sarýldý. Tango bittiðinde bir süre daha adamýn kollarý arasýnda kaldý. Sonra yavaþca kendini çekti.

Garsonun tuttuðu mantosunu giyerken aklýna „Kül Kedisi“ masalý geldi. Bir an kendisini Kül Kedisi olarak düþündü. Ýçinden bunca sene sonra külkedisi sendromuna kapýlmakta varmýþ, diye geçirip güldü. Sonra da, ‘’Kimbilir belki de yanlýþýmýz masallara inananmakta!” dedi. Garsonun tuttuðu kapýdan geçip sokaða çýktýlar. Kadýn dýþarda baþlayan sabahýn serinliði ve henüz laciverti çözülmemiþ gökyüzündeki yýldýzlarýn parlaklýðý ile ürpererek adama sokuldu...

© Mevlüt Âsar



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sevgi ve arkadaþlýk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Belki Ararsýn

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Þiir Üzerine Düþünceler [Deneme]
Nâzým 100 Yaþýnda [Deneme]
Yazmaya Dair [Deneme]
Ak Kaðýt [Deneme]
Anadilinin Önemi [Ýnceleme]
Fakir Baykurt [Ýnceleme]
Orhan Kemal [Ýnceleme]


M. Asar kimdir?

"Bir dize de bin anlam ile gönlümüzü dolduran Mevlüt Asar'ýn þiir harmaný büyük. . . " Fakir Baykurt "Mevlüt Asar'ýn þiirleri kiþisel özyaiamýndaki yurtsuzluðu büyük oranda yansýtýyor. . . " Westfälische Rundschau ''Ortak olaný yaþamak, birbirine yakýnlaþmak ve ortak türküler söylemek, onun þiirlerindeki mesajýn çekirdeðini oluþturur. '' Siegener Zeitung

Etkilendiði Yazarlar:
???


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © M. Asar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.