..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Nehir A.




27 Mayýs 2002
Uzaktan Gelen (Birinci Bölüm)  
Nehir A.
Karmakarýþýk! Ýçine düþtüðüm durumu baþka hangi sözcük daha iyi anlatabilirdi? Biraz önce milimetrik hesaplarla eve ulaþmaya çalýþýrken telefon çaldý, bir saat boyu beklediðim dolmuþ sýrasýndan ‘halk kararýyla’ atýldým, o aradý, Oktay, dönmüþ.


:BBEG:
Mavi gözlü, güzel kadýn Berna’ya...


BÝRÝNCÝ BÖLÜM
-1-

Akþam kalabalýðý bastý Ýstanbul’u. Kaldýrým kenarlarýnda yorgun gözlerle trafik ýþýklarýnýn bir an önce yeþile dönmesini beklemeye baþladýðýmýz saatler. Ýnsanlarla itiþe kakýþa dolmuþ duraðýna doðru ilerlerken kendimi hazýrlýyorum. Neye mi? Tabii ki mücadelelerin en büyüðüne yani beklemek zorunda kalacaðým Talimhane’nin yarýsýna kadar uzanan dolmuþ kuyruðuna...

Bu ‘dolmuþ kuyruðu’ vakasýnýn hayatýmýn ne kadarlýk bir kýsmýný benden çalýp götürdüðünü hesaplaya hesaplaya yürüyorum. Beklediðin onca zamandan sonra dolmuþa binerken insanýn yüzündeki o zafer ifadesi ve sanki asla baþaramayacaðýný sandýðýný baþarmanýn insana verdiði müthiþ tatmin her þeye deðer ama... Sýfýrý tükettiðime kendimi kesin olarak inandýrdýðýmdan beri hayatýma giren dolmuþ, dolmuþ þoförleri, kuyrukta baþlayan dostluklar, sigara alýþveriþleri, araya karýþmaya çalýþanlara karþý yürütülen omuz omuza mücadeleler, sýranýn etrafýnda oluþan simitçi, lahmacuncu piyasasý, cam kenarýnda oturmak isteyen bir –simayen- tanýdýða yapýlan jestler... Kafa yorduklarým beni dehþete düþürüyor.

Esmer, kapkara tenli, bazen hangi lisaný konuþtuðunu bile anlamadýðým, sadece hemen hemen hergün “Muhammeeet, Metooooo” diye avazý çýktýðý kadar baðýrarak insanlarý etrafýnda toplayýp bir güzel azarlayan ve bunu neden yaptýðýný asla anlayamadýðým þoföre gülümseyip sýranýn sonuna doðru ilerliyorum. Dolmuþlar tam sekiz kiþiklik. Bulunduðum yerden kafamý uzatarak insanlarý sekizer sekizer ayýrarak sayýyorum ki kaçýncý dolmuþa bineceðimi hesap edeyim. Sekiz, bir sekiz daha, bir sekiz daha ve sonra ben beþinci kiþiyim. Bu hesaba göre dördüncü dolmuþa binebiliyorum. Her dolmuþ onbeþ dakikada bir geldiðine göre tam bir saat sonra zafer benimdir! Ama dördüncü sekizin beþinci kiþisi olduðum için cam kenarý benim olmayacak. Ancak þansým yaver giderse þayet, ön sýrada oturabilirim. Hesabýmý kitabýmý yaptýktan sonra geçen hafta halimi hiç iyi görmediðini söyleyen anneme verdiðim cevap geliyor aklýma: “Ýþe dolmuþla gitmeye devam edersem aklýmý kaçýracaðým!”

Yaptýðým hesap dakikasý dakikasýna tutuyor ve önümdeki iki kiþinin binmesini beklerken çalan telefonumla ellerim birbirine dolanýyor.

“Alo?”
“En güzel kadýn nerdeymiþ?”
“Kimmiþ?! Ay pardon, kimsiniz, çýkaramadým?!”
“O zaman sen kim olduðunu çýkarana kadar bekleyelim...”

Biz, yani ben ve telefondaki gizemli þahsiyet bekleþirken arkamdakiler beklemedi tabii. “Hadi ama hanfendi!” diye ite kaka çýkardýlar beni sýradan! Aralarýnda geçmiþ günlerde mutlaka bozuðu olmadýðýnda parasýný bozup, gerektiðinde üstünü almamak gibi bu devirde görülmesi zor kibarlýklar yaptýðým insanlar tam vefasýzlarmýþ diye isyan ederken, telefondaki gizemli þahsiyeti belirledik: Oktay.

“Oktay, sen misin. Niye uðraþtýrýyorsun beni? Senin yüzünden sýramdan oldum ama insanlarýn gerçek yüzlerini....”
“Ne diyorsun sen Nilüfer, benim yüzümü iki yýldýr ‘gerçekten’ görmedin. Ýnsan biraz heyecanlanýr!”
“Yoksa döndün mü?!!”
“Ne o, üzüldün mü döndüðüme? Bak ben gelir gelmez seni aradým ama sen... Anlamadýðým þeyler söyleyip... Her neyse... Nerdesin, hemen gelip alýyorum seni.”
“Taksim’deyim. Eve dönüyorum, dolmuþ bekliyordum.”
“Olduðun yerde kal. Hemen geliyorum.”

Karmakarýþýk! Ýçine düþtüðüm durumu baþka hangi sözcük daha iyi anlatabilirdi? Biraz önce milimetrik hesaplarla eve ulaþmaya çalýþýrken telefon çaldý, bir saat boyu beklediðim dolmuþ sýrasýndan ‘halk kararýyla’ atýldým, o aradý, Oktay, dönmüþ. Burada yani, hemen yakýnda... Bir daha asla gitmeyecek belki ve biz ikimiz bu þehre kýsýlýp kalacaðýz yine. Tam da unutmuþken, yeni bir þeyler kurarken, hatta tam da yeniden aþýk olacaðýma inanmaya baþlamýþken... Oktay döndü. Dolmuþ sýrasý daha da uzadý, lanet olasý telefon yine çalýyor...

“Nerdesin? Naptýn? Akþam dokuz gibi sana geliyorum. Þarap filan da alýrým, oooohh, balkonda keyif yaparýz di mi?”
“Yasemin, dur! O burada?!”
“Kim orada?”
“Oktay, dönmüþ. Þimdi gelip beni alýyor, hala Taksim’deyim.”
“Aaaa, o daha ölmemiþ mi? Ben onun Amerika kýtasýnýn bilinmez köþelerinde Kýzýlderili’lere karýþtýðýný sanýyordum!”
“Saçmalama Yasemin, dönmüþ iþte!”
“Ve sen, akýl yoksunu, o gelip seni aradý diye hemen hazýr nazýr onu bekleyip, peþinden gidiyorsun. Sana sözüm yok artýk!”
“Yapma allah aþkýna. Çok acele konuþtu zaten, þaþkýnlýktan hayýr bile diyemedim. Ayrýca adamla kaçmýyorum ya, alt tarafý bir þey yer içer döneriz.”
“Ne yaparsan yap ama gecenin bir körü geçmiþinle yüzleþip, salya sümük beni arama da... Anladýn mý?!”
“Üfff, tamam. Emin ol sana ihtiyacým olmayacak!”

En iyi dost dedikleri hep böyle benim Yasemin gibi bir þahsiyet mi olmalý? Yani insaný en görmemesi gerekenlerle anýnda yüzleþtiren, canýný sýkan, hatta içini daraltan... Oysa diðerleriyle her zaman, her koþulda istersem eðlenebiliyorum. Yiyip, içip, kýkýrdayýp, hayat ve erkekler, yanlýzlýk ve yaþlýlýk üzerine bitmek bilmeyen yorumlarýmýza hergün bir yenisini daha ekleyip, yaþayýp gidiyoruz. Annem bile onun kadar acýmasýz deðil! Yasemin bu durumu þöyle açýklýyor: “Ben buyum. Böyle olmak zorundayým. Çünkü sen aðlarken benim dýþýmda hiç kimsenin içinden bir þeyler kopmuyor!”

Zaman geçiyor. Gelen giden yok. Birbirimizi tanýmamýþ olamayýz herhalde. Bu seferde Niþantaþý – Taksim arasý kaç dakikada gelinir, bunu hesaplamaya çalýþýyorum. Çýkan sonuca yoðun trafiði ekliyorum ama hesap tutmuyor, gecikti. Hala insafý kalmýþ bir dolmuþ muavininin uzattýðý küçük tahta taburede bacaðýmý sinir içinde sallarken çalan telefonla düþüncem daðýlýyor.

“Caným, bekliyorsun deðil mi?
“Nerde kaldýn?”
“Daha bu sabah geldim ya, ablamlar geldi emrivaki. Sen eve git, ben seni iki saat sonra evden alýrým. Zaten dolmuþlarýn oradasýn...Tamam mý?”

Telefonu kapattýðýmda hiçbir þeye inanamýyorum. Birazdan Oktay’ý tam karþýmda kanlý canlý göreceðime, parasýzlýðýma, yorgunluðuma, gece bittiðinde ihtiyacým olursa –ki olacaðýna bahse girerim, buna bile bile lades derler- Yasemin’in telefonlarýma çýkmayacaðýna ve tabii ki tekrar gireceðim dolmuþ kuyruðuna... Omuzumda dünyanýn yükünü taþýyarak sýranýn sonuna aðýr aðýr yürüyorum ve baþýmý uzatýp baþlýyorum saymaya... Sekiz, bir sekiz daha, bir sekiz daha ve bir sekiz daha... Sonra ilk sýra benim. Her dolmuþ onbeþ dakikada bir geçtiðine göre...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ve... Veya...
Ýstanbul'da Bir Bahar Masalý, Mutlu Aþk ve Eski Fotoðraflar.
Son
Oyunbozan

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Küçük Sýrlar [Deneme]


Nehir A. kimdir?

yazdýklarým umutlarým, dünüm, bugünüm, yarýným, hayallerim, gördüðüm rüyalarým, piþmanlýklarým, yalanlarým, gerçeklerim, inandýlarým, yoksaydýklarým, aþklarým ve kaçýþlarým. . .

Etkilendiði Yazarlar:
marquis de sade, küçük iskender, murathan mungan,leyla erbil, salinger, erhan bener, tomris uyar, willliam borrughs, charles bukowski...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nehir A., 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.