‘Hollanda'nýn Utrecht Hastanesi, "bekaret hapý" üreterek piyasaya sürmeye hazýrlanýyor. Yetkililer "bekaret hapý" ile gelinin bakire çýkmamasý halinde boþanmalarýn önüne geçilebileceðini açýkladý. Cinsel iliþkiye girmeden yarým saat önce alýnacak "bekaret hapý" ile kanamanýn saðlandýðý ifade edildi. Dr. Ineke van Seumeren, çok sayýda Müslüman kýzýn "kýzlýk zarý dikimi" için baþvurduðunu belirterek, "Müstakbel eþleriyle konuþmalarýný tavsiye ediyorum. Ancak bu konunun tabu olduðunun farkýndayýz. Baþka çaresi yoksa "bekaret hapý"ný veriyoruz" dedi.’’
Sabah-29.09.2007

Lafa bak hizaya gel!

Adýna bekaret hapý denilen ama bu hapý kullanacak bir kadýn için utançtan baþka bir tanýmlamasý olmayan safsatayý okuyup okuyup inanamadým! Saçmalama özgürlüklerini sonuna kadar kullanmýþlar… Hollanda ne zamandan beri Müslümanlar için çaba sarf etmeye baþladý ve ne zamandan beri iyi niyet sahibi davranýþlarda bulundu. 2004 yýlýnda Danimarka’nýn baþlattýðý, manevi deðerleri düpedüz hiçe sayan karikatür rezilliðine destek veren Avrupa ülkelerinden biri deðil miydi! Þimdi onlara mý düþtü Müslüman genç kadýnlarýn evlilikleri için mucitlik(?) yapmak! Ne, ne amaçla yapýlýyor çok açýk…

Ayrýca evliliðini ya da kendini -artýk her neyse açýklamasý -kurtarmak adýna düðün gecesi beraberliðe yarým saat kala bir hap yutup hayatýna hiçbir þey olmamýþ gibi devam etmek hangi kadýnýn vicdanýný rahatlatýr ki.Çaresizlik sahtekarlýðý destekleyecek bir duygu mudur? Ya da o kadýný çaresiz býrakýp sahtekarlýða sürüklemek insanlýk mýdýr? Yani düðün gecesi karýsýný haptan ve hapýn mucizevi (!) tesirinden sonra þerefle alnýndan öpen erkek olayý bir þekilde öðrense ne hisseder acaba? Ben nerde ne yanlýþ yaptým da bu kadýn beni kandýrdý mý der yoksa sadece kandýrýlmýþlýðýna mý içerler? Ýçi tamamen boþaltýlmýþ bir iliþki ve uzantýlarýnýn nerelere kadar gidebileceðini düþünmek bile mide bulantýsýna yetiyor.Herkes deðerleriyle ve deðer verdikleriyle yaþar.Sonucuna da katlanýr…

Korunan bekaret duvarýnýn ardýndaki gizleri çözmek için erkeðin müneccim olmasý gerektiðini unutmamak gerek. Eðer kadýn geçmiþiyle arasýnda uzanan köprüden geçmesini istemiyorsa erkek en inatçý keçi de olsa o köprüye adým dahi atamaz! Zira bekaret olayýna takýlýp kadýný aklamak ya da karalamak için kollarý sývayan bir erkeðin bu iþten hasar almadan çýkmasý mümkün deðildir. Sahtekarlýk burada baþlar çünkü…Bir kadýnýn gözlerinin içine hissederek yüreðiyle bakan her erkek namusu görebilecek güce sahiptir oysa…

Özetle; Laubali sohbetler arasýna sýkýþtýrýlmýþ lafazanlýk gösterilerinde karþýsýndakini ‘Hala bakire misin!’ diye küçümseyen ahmaklara da , bakire olmayýp yaþadýðýnýn ardýnda duramayanlara da, bekaretle namusu birbirine karýþtýran kafasý karýþmýþlara da kesinlikle karþýyým!