..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabýrlý ve yürektendir, sevgi kýskanç ve övüngen deðildir. -Ýncil
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Dinsel > UÐUR BOZKURT




4 Ekim 2007
Yokluðun Varlýðý (Mutluluk 3. Bölüm)  
UÐUR BOZKURT
Hikayede, mazi ile istikbalin sanat yapýsýný birleþtirme gayreti olarak tanýmlanabilir veya geçmiþin klasikleþmiþ sanatýný, gerçeði anlayabilme yolunda etkili þekilde kullanmanýn mümkün olabilir mi? Sorusuna bir cevap niteliðinde mütevazý bir çalýþmadýr. Hikaye de hayatý tanýma, hakikati kavrama, yaratýlýþ ruhunu hissetmenin klasik bir yolu gösterilmeye çalýþýlmýþtýr. Canlýlýðýn sadece insanlar ve hayvanlar âleminden olarak örülü bilinmemesi gerektiði, aslýnda baktýðýmýz fakat göremediðimiz birçok güzelliðin farkýna varýp günlük yaþamýmýzda uygulayabilmenin çabasýdýr. Hikayede, tüm canlýlarýn konuþturulmasý, kiþileþtirilmesi söz konusu edilmiþtir. Tamamýyla mecazi ve simgesel anlatýmlar ön plana çýkmýþtýr. Manayý anlamak için insanýn kendi içine dönmesi gerekir lakin kendi içine dönmesi için çevresinde saklý hakikatleri görmesi lazýmdýr. Görünen suretlerin içine nüfuz eden içsel tanýmlamalarý okuyabilme gayretidir. Aþkýn insan üzerindeki binlerce rengini farklý bir bakýþ açýsýyla yada meteryalist dünyanýn bize unutturduðu aþký yeniden hatýrlamak...


:BIEF:
Can kendi iç sesinin karmaþasýndayken sustu ve düþünce denizine elbisesiz olarak girdi. Sonra en derin düþüncelerin saklandýðý denizin dibine daldý. Daldýðý denizde hu nefesini tuttu. Mercandan düþünceleri gördü. Onlarýn parýltýsý ve güzelliði ile büyülendi. Mercanlarý çýplak düþünceleri ile tutmak istedi ama olmuyordu. . Ellerinden kayýyordu. Kayan her mercanla birlikte þunu anladý. Akýl, denizin dibindeki hiçbir düþünceyi tutamýyordu ve bocalýyordu. Denizin dibi baþka bir âlemdi. Bu düþünce denizinde nefessiz ve elsiz kolsuz gezmeyi öðrenmeliydi. Zaten yürüdüðü ayak da iþlerini gördüðü elde bir iþe yaramýyordu. Bu düþünce mercanlarýný, akýl eli ile tutamýyorsa hangi elle tutacaktý. Hangi elle bu denizde yüzecekti. Bu eli bulmayý nasýl öðrenecekti. Dedi. Sonra düþünce denizinden çýktý. Elbiselerini giydi. Yoluna devam etti. O sýrada saðýna soluna bakýyor. Geçtiði güzel yerler fotoðrafý zihninde güzel duygular oluþturuyordu. Can yorulmuþtu ve etrafýna baktý. Siyah bir taþ gördü ve yavaþ adýmlarla gitti. Sonra o taþýn üzerine oturdu. Nur yüzlü aksakallý beyazlar içerisinde bir ihtiyarýn onun gözlerinin içindeki el deðmemiþ mekânlara baktýðýný gördü. Bu bakýþ baþkaydý içindeki alevden iðnelerin acýlarýný narkoz gibi kesmiþti. Bir rahatlama olmuþtu. Acýlar uyuyunca can sordu:

—Siz kimsiniz?

—Ben gündüzleri endiþeyle dolu geceleri ise kederle koyun koyuna yatanlarla olan bir ihtiyarým.

—Karanlýk gölgelerde kendi gölgesini arayan! Can, bulmaca gibi konuþma sen kimsin?

—Karanlýðý aydýnlýkla boðan þehirden gelen! Þöyle dedi; yoldan geçerken seni þu siyah taþýn üzerinde gördüm ve derdine derman olur muyum ümidiyle yanýna geliverdim. Düþünce okyanusuna elbisenle girip ufuksuz yerlere doðru yüzdüðünü ve nefesinin kesildiðini gördüm. Her yerin hava ile dolup taþtýðý þu dünyada soluksuz kalmana gönlüm razý olmadý. Allah’ýn gök kubbesinin altýnda bir insana bir soluk veririm dedim.

—Kendi cevaplarýnýn hepsini kabre gömen! Can, bende soluksuz bir mekân arýyorum. Ama iç konuþmalarým yüreðimde ýzdýrap denen damarý kanatýyor.

—Bir nefesle ruhun sýrlarýnýn verildiði mekândan gelen! Ýnþallah ýzdýrabýn aklýný örten zekânýn kabuðunu kýrar. Zekâ sadece tanýmlarken âlemi akýl tanýmlarýn içine nüfuz eder maddenin içindeki mana nefeslerini arar. Genç dostum.

—Sorularýn cevaplarla el ele tutuþmasýný bekleyen! Can, kendi içsel söyleþisine bir an için geçti. Bu ihtiyar bilebilir o þehri. Ýçimdeki mekânsýzlýk hissiyatýmý tatmin edebileceðim mekâný tarif edebilir.

—Ey varlýk sermayesini kötülüðün eline vermemiþ olan, senin adýn ne?

—Kamil.

—Ey bedenin içinde mahkûm olan sen kimsin?

—Can.

—Ey yaralý kuþlarýn kalplerini diliyle iyileþtiren! Benim bir derdim var ki kalbimin mevsimleri bu dert yüzünden aný anýný tutmuyor. Dört mevsimi bir anda yaþýyor sanki. Her bir dakikada deðiþir bir yaz bir kýþ birde bakmýþsýn ilkbahar olmuþ. Kalbim aðlýyor. Bir þehirdir aradýðým içinde isimlerin olmadýðý renklerin kalmadýðý zýtlarýn bulunmadýðý.

—Ey yüreði girift dehlizler içinde olan! Senin o hýçkýrýklarýnýn gönül mevsimlerinin her an deðiþmesinin bir çaresi var o þehri bulmalýsýn tamam ama oda yetmez orada cananý bulmalýsýn.

Karanlýklar içersinde elini dahi göremeyen! Sordu:

—Canan kim?

—Cananýn þehrinden gelen! Senin sýcacýk yaranýn merhemi onda. Bir güzelliði var ki ay onun nurunu kýskanýr. Onu gördüðünde yýldýzlar ellerine dökülüverir sanýrsýn. Onun yürüyüþü sana gecenin en karanlýk anýnda kýlavuzluk eder ve gideceðin yere selametle gidersin. Onun yanýndayken tek þeyi düþünürsün bu nedenle konuþmaya hiç gerek duymazsýn.
—Can’ýn soluksuz dinleyiþi neticesindedir ki göðsü caný çýkan bir kuþ misali bir inip bir çýkýyordu. Anlat karanlýðýmý dilinle biraz daha aydýnlat.

—Cananýn nefesi devam etti. Hayat, peçesini onun yanýnda kaldýracaktýr. Sýrlar dökülüverecektir cananýn meydanýnda.

—Þaþkýnlýk okyanusunda bocalayan! Bu sözleri duyduðunda meraký daha da artmýþ kederin soluduðu havanýn sýcaklýðýný daha derinden hissetmiþti ensesinde. Anlat dilin aydýnlatýyor en derin karanlýklarýmý.


—Yüreði sonsuzun nefesinde ýsýnmýþ olan! Ruhumuza aþk desenlerini nakýþ nakýþ iþleyen nakkaþtan, kâinatýmýzýn kara deliklerini güneþten gömleklerle örten sýrdan, iç sesimize sürekli kulak veren sedadan kabadayý nefsimizin ipini elinde tutan iradeden, elest de tomurcuklarýmýza bir bakýþ isabet etti. Cesedimiz bir anda canlandý. Sýr verildi canýmýza. Sonra bir anda sýramýz geldi. Tiyatro sahnesindeki rollerimizi oynamaya baþladýk. O an verildi bizlere hasret sütü. Emdikçe o memeden daha da acýktýk. Aç kaldýk, geceler boyu. Yalnýz baþýmýza gönül okyanusunda, duygu gemisiyle yollar kat ettik. Gezdik gönlümüzde, baþka gözlerle. Yol azýðý bildik muhabbeti, sevgiliyle. Bazen de deli bir kurþun olduk, niþansýz gittik, gidilene. Ýþin kýsasý canan o þehrin anahtarýdýr. Canan o þehrin tam göbeðinde oturur. Onsuz o þehre giremezsin onu düþünmediðin her an o þehirden fersah fersah uzaklaþýrsýn. Her an hatýrýnda tutmandýr yüreðindeki en derinden hissediþlerdir o þehrin eþiðine seni götürecek olan. Cananý düþünmen her an senin karanlýk gönlünü aydýnlatacak ve rehberin olacaktýr. O öyle bir nurdur ki yýldýzlarý avuçlarýnda taþýmak gibidir. Yýldýzlar ne gece ne de gündüz sönerler. Sadece sen düþünmeyi unutunca sönerler.

—Can þöyle dedi: Ey derin kavrayýþa sahip olan! Senin bu sözlerin cehennemin çukurlarýnda yanan yüreðime serin sular serpiþtiriyor. Hani kaktüsler vardýr, dýþýnda da dikenler… Ýçinde billur sular var. Senin sözlerin senin ellerin o þehrin içindeki güzelliðin memba’ýndan beslenmiþ. Dudaklarýndan billur bir su akýyor annemin sütü kadar tertemiz. Nasýl ki annemin sütü bana helal senin sözlerinde bana helal onlarý içmeliyim hem de kana kana.

—Olgunluk meyvesinden yiyen! Þefkatsiz bir annenin sýmsýcak baðrýnda buz gibi keser yürek ve ruhu acýkýr bebeðin. Þefkattir sana Burak. Þefkattir seni kanatlandýrýp o þehirde cananýn yaný baþýna götürecek olan. Þefkattir sýmsýký yumruklarý açan. Yürekleri açan odur. Yüreðindeki avuçlarý kapama ne olur. O an gönlün atacaktýr tüm yükünü, gözyaþlarýnla. Gözyaþýn ab-ý hayat suyu olacaktýr, dertlilere. Gözyaþýn puttan yüreklere Ýbrahim’in baltasý olacaktýr. Kýracaktýr tüm duygu taðutlarýný. Gözyaþýn atacaktýr kötülüðü kendi þehrine. Sonra alacaktýr iyiliði kendi þehrine, senin þehrine. Gözyaþýn alacaktýr ahýný aþksýzlarýn berzahýndan ve kahredecektir aþksýzlarý ansýzýn. Gözyaþýn yastýðýný ýslatýrken karanlýklarda, hiç üzülme, ruhun çýkacaktýr aþkýn miracýna. Sorarken kendi kendine AÞK nedir? AÞK kimedir? AÞK nedendir? Niçindir? Nasýldýr? AÞK ne iþe yarar? Aslýnda aþkýn sorularýnýn deðil sorunlarýnýn olduðunu anlayacaksýn. O Aþkýn seni cananýn þehrine götürecek kýzýl bir gül olduðunu anlayacaksýn. Aþký sorular da aramanýn gereksizliðini hissedecektir yüreðin. Emanet duygularla, emanet kelimelerle, emanet bir cesetle anlaþýlmayacaktýr aþk. Þahittir duygular; þahittir harfler, kelimeler, cümleler. Þahittir cesedin. Þahadet edecektir tüm azalarýn, âþýk olduðunu. Aþksýzlýðýn bataklýðýnda boðulurken yürekler, sen can olup atacaksýn el. Aþýða maþuk gerek. Âþýk ol ki maþuku bulasýn. Hasta ol ki derman bulasýn. Derman bul ki þifa olasýn.

— Aþký bekleyen! Kor ateþin dumanýnýn tüttüðünü gördü atýldý söz meydanýna. Aþk okyanusunda hüzün gemim, ümitsizlik kayasýna çarptý. Hasret kapýsý, sýr taþýna takýldý. Mutluluðun yaðýz atý, korku tümseðinde caný dudaðýna gelip týkandý. Akýl kuþu bir vesvese daðýnda kaldý. Gel çýkar beni bu kelimelerin mahkûmiyetinden, kötülüðün bataklýðýndan. Hayallerimi okþayan bir çölde o þehri bulmak istiyorum. Cananýn gittiði yollardan geçip o þehirde cananý bulmak istiyorum artýk. Ayaklarýmý bastýðým her mekânda, kaktüsler var etrafýmda. Batýyor. Biliyor musun? Cananýn nefesi! Bu dikenler ayaðýmý deðil ruhumu kanatýyorlar. Her gittiðim mekâna kandan izler býrakýyorum.

—Meleklerle dudaklarýný ýslatýlan! Gözlerini semaya dikerek sen bu acýyla feryat-ý figan edip, su diye aðlarsan, sema gözyaþlarýný döker, rahmet saçýlýr tüm bereketiyle ruhuna. Kaktüsler açýlýr içinde hayat veren, içinde ýstýraplarýný dindiren, mutluluk suyunu tattýrýnca mutluluk ile göz göze, diz dize, nefes nefese geleceksin. Mutluluðu soluyacaksýn. Mutluluk ile soluklanan yüreðinde huzura kapýlarýný sonuna kadar açacak.


Uður Bozkurt







Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dinsel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yokluðun Varlýðý (Arayýþ 1. Bölüm)
Yokluðun Varlýðý (Yalnýzlýk 2. Bölüm)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gülüm [Þiir]
Þefkat Dilencisi [Þiir]
Yazýlmýþ Seni Seviyorum [Þiir]
Seni Sevdim [Þiir]
Sevdiðim [Þiir]
Can Kuþum [Þiir]
Kadýn [Þiir]


UÐUR BOZKURT kimdir?

Ben'i okudukça tanýrsýnýz.

Etkilendiði Yazarlar:
Mevlana celaleddin rumi, Necip fazýl kýsakürek, Fuzili, Mehmet Akif Ersoy, Yunus Emre, Ýskender Pala, Muhyiddin- i arabi, Hekimoðlu Ýsmail, Muhammed Esed, Osman Bedruddin Erzurumi, Jastein Gaarder, Eflatun, Rollo May, Haluk Nurbaki, NÝzami vs.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © UÐUR BOZKURT, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.