Her insanda insanlýðýn tüm durumlarý vardýr. -Montaigne |
|
||||||||||
|
M.NÝHAT MALKOÇ Hayatýn yüksek basýnçlý cenderesinde sýkýþýp kalan insanlarýn yaþamýna toplumsal baskýlar da eklenince doðal olarak çýkmazlara sürükleniyorlar. Bunun yansýmalarýný hayatýn her deminde soluklayabiliyoruz. Yoksa bizler de küreselleþmenin girdabýnda sürüklenen yýðýnlara mý dönüþtük? Kendini kitle psikolojisinin maðduru olarak görenlerin sayýsý hiç de yabana atýlacak miktarda deðil. Bizler bu hastalýklý çaðýn, düþük çocuklarý mýyýz acaba? Görünen o ki aykýrý söylemlerin çýðlýklarý arasýnda hakikatler bertaraf ediliyor. Çaðdaþ gözbaðcýlar, evrensel deðerler kýlýfý altýnda dünümüze ait kýymet hükümlerini aþýndýrýp yapma ve uydurma lâyihalarla zamanýmýzý ve vicdanî kanaatlerimizi çalýyorlar. Bizlere hurda hükmündeki deðerleri pýrlanta diye veriyorlar. Bunu göremeyecek derecede kalýn bir perde inmiþ vicdanýmýzýn að tabakasýna. Bu perde kaldýrýlmadýkça her geçen gün evrensellik adý altýnda uyutulacaðýz? Fakat uyuduðumuzun farkýnda bile olmayacaðýz. Muðlâk gelgitlerin anaforunda sürüklenen insanoðlu kendini sýrat-ý müstakime teslim etmediði müddetçe huzuru lügatine ve içine yerleþtiremeyecektir. Suni nefeslerle içindeki kýzgýn ateþi söndürmeye çalýþmak ve kor alevlerden bîhaber yaþamak basiretin tükeniþinin ilaný deðil de nedir? Sahte parýltýlarý aydýnlýk sanmak göz yanýlmasý deðilse, körelmiþliðin ilk sinyalleridir. Bu titrek aydýnlýklar saman alevinden farksýzdýr zaten. Kim ne derse desin, hastalýklý bir çaðda yaþýyoruz. Günümüzde modernitenin dinle ve gelenekle kaypak bir zeminde çatýþmasý toplumsal gerilimi daha da artýrýyor. Toplumsal deðerler sisteminin dinden ve gelenekten baðýmsýz olmasý için gayret edenler, asýrlarýn birikimlerini görmezlikten gelerek çatýþmanýn ve yabancýlaþmanýn odaðý oluyorlar. Geçmiþin deðerleriyle çatýþma, toplumun birikimlerine sýrt dönme, onlarý yok farz etme, tabir caizse kökle dal arasýnda yabancýlaþmayý beraberinde getiriyor. Görünen o ki küreselleþmenin bir neticesi olarak modernite, toplumsal ve bireysel hayatýn kýrýlma noktalarýný ve fay hatlarýnýn derinliðini gittikçe artýrýyor, aradaki mesafe uçurumlar oluþturuyor. Dinin ve geleneksel deðerlerin müspet olarak algýlanmasýna ve yaþanmasýna bir anlamda engel teþkil ediyor. Geçmiþte olduðu gibi bugün de sosyal ve ekonomik meseleler hayatýn merkezinde yer almýþtýr. Bunlar aþýldýkça hayat, belirlenen rotada doðal akýþýný sürdürmüþtür. Bunlarýn sekteye uðramasý moral deðerlerin de iflasýna sebebiyet vermiþtir. Ruhun altyapýsýnda çok mühim bir yer teþkil eden inançlar, dogmalarla bir tutulunca biriken tepkiler, bulduklarý çatlak noktalardan çýkýp toplumun gündeminin merkezine bir ateþ topu gibi düþmüþtür. Küreselleþmenin ilmî ve kültürel altyapýsý kurulmadan hayatýmýzda mühim bir konum elde etmesi kültürel çatýþmalara yol açabilmektedir. Küreselleþme çok kültürlülüðü ve inanç çeþitliliðini beraberinde getirir. Bu, demokratik altyapýnýn saðlam olduðu toplumlarda bir zenginlik olarak algýlansa da çatýþma kültürünün yaygýn olduðu milletlerde büyük bir tehlike olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Uzlaþma kültürünün yerli yerine oturmadýðý cemiyetlerde küreselleþmenin yaralarý zaman geçtikçe daha da artmakta, iyice belirginleþmektedir. Küreselleþme pek çok alanda ortak hareket etmeyi, bütünleþmeyi öngörmektedir. Fakat bütünleþmenin hangi zeminde ve ne þekilde gerçekleþtirileceði sýkýntýlarýn temeli olmaktadýr. Çok kültürlülük ve inanç çeþitliliði baðnazlýkla birleþince uzlaþma yerine çatýþma getirmektedir. Dinler arasý diyalog gayretlerinin belirgin olarak hayat bulduðu zamanýmýzda hiç kimsenin Ýslami deðerlerden taviz vermeye, Hakk’ýn adýna hükümlerde bulunmaya salahiyeti yoktur. Zaten kolaylýk dini olan Ýslamý daha da esnekleþtirmeye çalýþmak yetkisi hiç kimseye verilmemiþtir. Peygamberimizin 14 asýr evvel koyduðu teblið esaslarýný küreselleþme yaygaralarýyla bulandýrmak ve sözde yumuþatmak diyalog deðil, haktan kopup Batýla iltica etmektir. Bu hususta ölçüyü iyi koymalý, terazinin dengesini bozmamalýyýz. Küreselleþme deðirmeninde inançlarýmýzý ve toplumsal deðerlerimizi öðütüp saman haline getirmemeliyiz. Uluslararasý sermayenin oyunlarýna gelmemek için basiretli, ferasetli ve uyanýk olmalýyýz.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |