Seviyorum, öyleyse varým. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Bir otobüs duraðýnda onlarca insan arasýnda yapayalnýzým. Gördüðü her yerde seni arayan gözlerim ne yazýk ki bu seferde eli boþ döndü. Bir elektrik direðine asýlmýþ sarý bir levha üzerine, içimin karasý renginde yazýlmýþtý adý. Burasý “Son Durak”tý. Bir nefes alýmý duraklarda tüketmiþtik biz her þeyi o yüzden bu durak bana yabancýydý. Bindiðim otobüsün orta kapýsý önünde el ele göz göze iki sevgili. Týpký eskilerde kalmýþ senle ben gibi. Mazi, içimde kapanmaya yüz tutmuþ bir yaranýn derin izleri gibi. Kanamýyor artýk, sadece sýzlatýyor içimi. Daha ne kadar sevebilir daha ne kadar saklayabilirim ki seni. Ýþte bu yüzden söz verip kendime, elimi tutamadýðýn o durakta bugün unuttum seni. Gökyüzünde saçlarýn kadar sarý, tenin kadar sýcak güneþ. Karþýmda gözlerin kadar mavi, sözlerin kadar hýrçýn deniz. Havada, saçlarýmý okþayan ellerin kadar yumuþak meltem esintisi. Baþýmýn üzerinde dönüp duran martýlarýn acý çýðlýklarý, adeta içimdeki sessiz isyanýn tercümaný gibi. Kim bilir kaç sevgiliye ev sahipliði yapmýþ bir bankýn üzerinde tek baþýnayým. Elimde az önce kokusuna dayanamayýp aldýðým simit. Etrafým elimdeki simit’ e göz dikip bekleþen serçelerle dolu. Bir lokma sana, bir lokma sana derken bütün bir simidi pay ediyorum aralarýnda. Paylaþmak ne güzel þey! Yalnýz deðilim artýk, þimdi mutluluk þarkýlarý söyleyen cývýl cývýl bir sürü can var etrafýmda. Tonlarca aðýrlýkta bir gemi geçiyor gözümün önünden, o güzelim denizi yara yara... Sular köpük köpük, dalga dalga saçýlýyor bir o yana, bir bu yana. O deniz ki, her seferinde büyük bir özveriyle kapatýyor baðrýnda açýlan yaralarý bir çýrpýda, peki ama senin kalbime býraktýðýn ince yara neden kapanmýyor halâ... Acý bir fren sesiyle irkiliyorum bir an. Serçeler yok! Gitmiþler. Güneþ batmak üzere gün dönmeye baþlamýþ bile. Ah zaman zalim zaman yine ne çabuk akýp gittin ben anlamadan. Bir süre olduðum yerde kala kalýyorum. Zihnime daðýlmýþ düþünce kýrýntýlarýný yerli yerine oturtmak her seferinde biraz daha fazla zorluyor beni. Aðýr aksak adýmlarla evimin yolunu tutuyorum nihayet. Gökyüzü pembemsi bulutlarla kaplý. Yarýn hava güzel olacak diyorum içimden. Ne güzel! O zaman yine gelir, serçelere simit atabilirim, umudumu bir kuþun kanadýna iliþtirip, aþkýmý denizin mavi sularýna gömebilirim. Ve ben seni az önce oturduðum o bank’ ta yeniden unutabilirim. Karanlýk yavaþ yavaþ ince bir sis perdesi gibi çökmeye baþladý üzerimize, etrafta bir o yana bir yana koþuþturan yýðýnla insan. Akþam trafiðine yenik düþen araçlardan gelen korna sesleri sürücülerin isyanýný belgeler gibi. Sokak lambalarýnýn aydýnlattýðý bir caddenin üzerinde ilerliyorum. Neredeyse her beþ adýmda bir parke taþlarý býrakýlmýþ saðlý sollu caddenin her iki yanýna. Kendimi bildim bileli bitmedi bu þehrin kaldýrým iþleri... Kafeteryalarýn ve restoranlarýn önünde müþteri çekebilmek için avazý çýktýðý kadar baðýranlarda var, tertemiz önlüðü, güler yüzüyle “buyursunlar efendim” diye önünüzde eðilenlerde. Genelde binalarýn alt katlarýnda konuþlanan loþ ýþýklý barlardan gelen canlý müzik sesleri çevreye hoþ bir hava katsa da etrafta dolaþan gece yüzlü insanlarýn karanlýk bakýþlarý temkinli olmak gerektiðini bir kez daha hatýrlatýyor insana. On beþ on altý yaþlarýnda olduðunu tahmin ettiðim yedi sekiz kiþilik bir arkadaþ grubu var önümde. Güle oynaya düzensiz adýmlarla yürüyorlar. Arada sýrada öyle kahkahalar atýyorlar ki, neredeyse bütün cadde çýnlýyor. Çevremizden geçen insanlarýn kimi tebessümle bakýyor, kimide davranýþlarýný onaylamayan bakýþlar fýrlatarak dudak büzüp yoluna devam ediyor. Böyle umarsýzca baþý boþ yapýlan davranýþlarý her ne kadar onaylamasam da, kendimce haklý buluyor gülümsüyorum onlara. Dostluðu, kardeþliði, sevgiyi hapsetmiþken damarlarýndaki kana, gönüllerince varsýn yaþasýnlar her aný doyasýya. Onlarýn coþkusu bana da yansýyor, kendimi mutlu etmek istercesine önüme ilk çýkan pastaneye giriveriyorum bir anda. Ýki dilim üzümlü kek alýyorum biri sana, diðeri bana. Ýlk buluþtuðumuz günün anýsýna... Þimdi, bir öncekini aratmayan kýsýr bir döngünün içinde, dönüp dolaþýp yeniden geldiðim noktada, bir apartmanýn en üst katýnda, karanlýða yakýn, yýldýzlara uzak, sana tutsak bir yerdeyim. Evimdeyim. Bir sokak lambasýndan süzülüp odama giren loþ ýþýðýn ardýna sýðýnýp yazýyorum bu satýrlarý sana. Elimde tuttuðum kurþun kalemin ucu neredeyse tükenmek üzere... Bu sana yazdýðým kaçýncý mektup? Saymaya bile gücüm kalmadý artýk. Her unuttum da yeniden sevmenin acýsýný yaþayan yüreðim, bir bardak demli çayýn aðzýmda býraktýðý nahoþ tat kadar buruk. “Unutmak kolay deðildir” deyip yalan söylerler. Oysa ben, Bir otobüs duraðýnda, Bir kuþun kanadýnda, Denizin mavisinde, Güneþin sýcaðýnda, Bir martýnýn acý çýðlýðýnda, Yaþamýn koynunda, Bir dilim lezzetin yanýna katýk edip, Bir bardak çayýn buðusunda erittim. Yok ettim seni. Þunu bil ki sevgili! Bugün unuttum belki yarýnda unuturum seni... Nilgün SARIGÜL 24.10.2007
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nilgün SARIGÜL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |