1200’lü yýllarda Avrupa, Ortaçaðýn en karanlýk dönemlerini yaþýyordu..

1200’lü yýllarda Avrupa’da bilimin adýný ananlar bile Kilise tarafýndan aforoz ediliyordu.

Ayný dönemde Müslümanlar, bilimin en yüksek zirvelerine çýkmýþlardý.

Orta Çað Avrupa’sý bu geri durumda iken, 1200’lü yýllarda Mevlana, atomun bölünebilirliðinden, yýldýzlarýn dönüþünden, genlerden, güneþ enerjisinden, gezegenlerin oluþumundan, dünyanýn yuvarlaklýðýndan ve binlerce bilimsel gerçekten Konya’nýn sokaklarýndan bahseder gibi bahsetmiþti.

Daha yeni keþfedildiði sanýlan þaþýrtýcý pek çok buluþun altýnda 700’lü yýllardan 1200’lü yýllara kadar yetiþmiþ yüzlerce Ýslam Bilgininin imzasý vardýr.

Avrupa’da akýl hastalarý cadý olarak kabul edilip 1800’lü yýllara kadar 9 milyon insan diri diri yakýlýrken, Fârâbi ve Ýbn-i Sina gibi bilginlerimiz, M.S 900’lü yýllarda akýl hastalarýnýn müzikle tedavi edilmesi gerektiðinden bahsediyordu.

Batýlýlar görmezlikten gelse de, bugünkü bilimin; teknolojinin temellerini Türk, Arap ve Farisilerin arasýndan çýkmýþ Ýslam âlimleri atmýþtýr. Mevlânâ, Ýbn-i Sina, Fârâbi, Harezmi, Cabir, Ýmam Gazali, Muhyiddin-i Arabi gibi bilginlerimiz, birbirinden kýymetli eserleriyle bilimin temellerini atmýþ olmasaydýlar, insanlýk halen, orta çað karanlýklarýnda yaþamaya devam edecekti.

Ve sonuçta kapkaça uðradýk. Adeta hiç yoktan tesis ettiðimiz bilimin temelleri bir gece vakti elimizden alýnmýþtý. Ve sen gençliðim! Elinden alýnan bilim elmasýný yeniden ele geçirmeyecek misin? Ve sen geleceðim! Mars’ta yükselen her minareden, Aya kuracaðýmýz her uzay üssünden, geliþtireceðimiz ay yýldýzlý ýþýnlanma cihazýndan bize gülümsemeyecek misin?

Ey gençliðim uyanacaksýn biliyorum! Ey gençliðim kainatýn tüm sýrlarýný yeniden ele geçireceksin biliyorum! Bu yazý, senin bilimle ve imanla yeniden dirileceðin günün özlemini dindirmek için kaleme alýnmýþtýr. Bu yazý, elde edeceðin baþarýlarla, bizi yeniden dirilteceðini hissettiðimi muþtulamak için kaleme alýnmýþtýr.

Ey bu asrýn Mevlanalarý! Asýrlardýr cehalet karanlýklarýnda uyuyan Ýslam Alemini uyandýracaðýnýz günü sabýrsýzlýkla bekliyoruz. Tüm dünya insanlarýný Mevlâna gibi, bilime ve sevgiye yönlendireceðiniz günü sabýrsýzlýkla bekliyoruz. Uyanýþýnýzýn emareleri yedi kýtada gözükmeye baþladý.

Tüm insanlýðý uyandýracaðýnýz günün yakýn olduðunu çok iyi biliyoruz.. O günü, yeniden bilimin, sevginin hâkim olacaðý o günü sabýrsýzlýkla bekliyoruz.

Silahýnýz kalem, ahlakýnýz hilm, rehberiniz ilim olsun. Ey geleceðimizin imanlý mimarlarý, sizleri beklemeye devam ediyoruz. Asýrlar geçse de yýlmadan bekleyeceðiz.

Çünkü bir gün, bizi cehalet karanlýklarýndan kurtarmak için ansýzýn geleceðinizi çok iyi biliyoruz.

Evet bir gün karanlýklarýmýza birer güneþ gibi doðacaksýnýz. Birer yaðmur tanesi gibi aðarmýþ saçlarýmýzý ýslatacaksýnýz. Bâd-ý sabâ gibi yüreðimize eseceksiniz. Ab-ý hayat gibi ölgünlüðümüze hayat vereceksiniz.

O kutlu güne selam olsun!