Kendi görüþlerim var -saðlam görüþler-, yine de her zaman onlara katýlmýyorum. -G. Bush |
|
||||||||||
|
TÜRK SUBAYI ÝLE ERMENÝ KIZIN AÞK ÖYKÜSÜ Hüseyin anadoluda yetiþmiþ, orta halli bir ailenin oðludur. Tek isteði Türk ordusuna mensup bir asker olabilmektir. Bu uðurda çalýþýr çabalar, anne ve anne yarýsý sayýlan ablasý Melahat’tan büyük destek görür. Ancak baba Ýsmet’ten bu konuda destek göremez. Hüseyin çalýþmalarýnýn sonucunda Kuleli askeri lisesini kazanýr. Baba Ýsmet, Hüseyin’in askeri lisede okumasýný istemediði için, büyük bir hýþýmla karþý çýkmaktadýr. Hüseyin tüm bu karþý çýkmalara raðmen, anadoludan Kuleli askeri lisesine kayýt yaptýrmak için, Ýstanbul’a gider. Hüseyin nihayet çok istediði Kuleli askeri lisesine kaydýný yaptýrmýþtýr. Bu mutluluðunu, yanýnda kaldýðý teyzesi Muammer hanýmla paylaþmaktadýr. Okullar henüz öðrenime baþlamamýþtýr. Muammer haným Taksim’deki Elmadað semtinde bulunan, Akkarga sokaðýnda oturmaktadýr. Oturduðu bu sokakta ise, sadece iki Türk ailesi yaþamakta ve ayný sokakta Elmadað polis karakoluda yer almaktadýr. Hüseyin’le teyzesi Muammer hanýmýn yaþadýðý evin tam karþýsýnda, Anuþka isimli bir ermeni kýzý ve ailesi oturmaktadýr. Anuþka, bir Fransýz Okulu olan, Notre Dame de Sion’da okumaktadýr. Anuþka hemen hemen her gün, sokakta arkadaþlarýyla oyunlar oynayan küçük bir kýz çocuðudur adeta. Ancak yaþýna göre davranan, yeri geldiðinde küçük bir kýz çocuðu olan, yeri geldiðinde ise genç bir kýz olan Anuþka, Hüseyin’i o sokakta gördükten sonra, bir daha hiç sokaða çýkýp oyunlar oynamaz ve Hüseyin’e karþý genç kýz edalarý takýnýr. Anuþka ile Hüseyin’in oturduklarý evler karþýlýklý olduðundan, her fýrsatta camdan cama görüþüp, konuþuyorlardý. Hüseyin penceresini açýp, Anuþka’yý bekler, onu pencerede göremediði zamanlarda ise, ýslýkla Kuvay-ý Milliye Marþýný çalarak, onu pencereye çaðýrýrdý. Bu onlarýn aralarýnda belirledikleri bir haberleþme yöntemi idi. Karþýlýklý olarak izin verilmediði sürece, pencereden geri çekilmek yoktu. Ne Hüseyin, nede Anuþka asla bir baþkasýna bakamazlardý. Çünkü aþklarý kendilerine göre, öyle büyük ve öyle kutsaldý ki, yeryüzünde böyle bir aþk yaþanmamýþtý. Öyle ki yaþadýklarý bu aþka bir isim bile takmýþlardý. “Türk Subayý ile ermeni kýzýn aþk öyküsü.” Anuþka’nýn annesi Bayan Lusi, Hüseyin’in askeri okulda giydiði gömleklerin kolasýný yapardý ve Hüseyin’in teyzesi Muammer hanýmýn yakýn arkadaþý idi. Bu güzel dostluk, arkadaþlýk ve komþuluk iliþkileri tam üç yýl devam etti. Bu üç yýl içerisinde Anuþka ile Hüseyin, birlikte sinemaya gidip filmler izlediler. El ele, göz göze gezdiler. Birlikte tatile çýkýp, denize girdiler. Hüseyin bir gün Anuþka ile Ýstanbul’da gezerken, gözleri bir kýza takýlýr ve bu kýza bakar. Bunu fark eden Anuþka’da nispet yaparak, oradan geçmekte olan genç bir delikanlýya dikkatlice bakar. Hüseyin bunu fark eder ve çok üzülür. Hüseyin bu olay üzerine penceresini açýp, Anuþka’nýn penceresine bakamaz olur. Anuþka penceresinden ne kadar Hüseyin’le konuþmak istese de, Hüseyin konuþmak istemez ve camý büyük bir hýþýmla Anuþka’nýn yüzüne kapatýr. Anuþka bir gün Hüseyin’e “beni affet, hatamý biliyorum” yazýlý bir not gönderir. Hüseyin’de ona cevaben “hataný biliyorsan, mesele yok” yazýlý bir not gönderir. Hüseyin’in gönderdiði bu notu, Anuþka cebine koymuþtur ve evde de bu notu cebinden düþürmüþtür. Anuþka’nýn annesi Bayan Lusi, notu okuyunca Hüseyin’in el yazýsýndan tanýmýþ ve Anuþka’yý sýkýþtýrýp durumu öðrenmiþtir. Bu arada Hüseyin, Ýstanbul Kuleli Askeri Lisesinden mezun olmuþ ve Kara Harp okulunda okumak için Ankara’ya gitmesi gerekiyormuþ. Bayan Lusi, Anuþka ile Hüseyin’in görüþmemesi için, Anuþka’yý doktor olan dedesi Martin Azuryan’ýn yanýna, gizlice götürmek için hazýrlýklar yapmaktadýr. Anuþka bu durumu bir þekilde Hüseyin’e bildirip, ondan ayrýlmak istemediðini ve olanlardan dolayý çok üzgün olduðunu dile getirmiþtir. Hüseyin çok sevdiði Anuþka’yý bir daha hiç görememe duygusuna kapýlmýþ ve yüreðinde bir þeylerin hala var olduðunu hissetmiþtir. Bu vesile ile ondan ayrýlmanýn ne kadar zor olacaðýný düþünmüþ, düþündükçe ona bir adým daha yakýn olduðunu ve onu ne kadar çok sevdiðini, onsuz olamayacaðýný anlamýþtýr. Hüseyin ertesi gün, ilk iþ olarak PTT rehberinden, doktor olan Martin Azuryan’ýn telefon ve adres bilgilerine ulaþmýþtýr. Büyükada’da bulunan bu yere, hiç vakit kaybetmeden kalkýp gitmiþ ve ailelerden gizli, tam onbeþ gün sürekli olarak Hüseyin ile Anuþka buluþup görüþmüþlerdir. Birlikte denize girip, gezip dolaþýrlar, pastaneye ve sinemaya giderler. On beþ gün su gibi gelip geçer iki âþýk için. Hüseyin’in Ankara’ya Kara Harp okuluna gitme vakti gelmiþtir. Hüzünlü bir veda yaþanýr aralarýnda. Ýkiside ýslak gözlerle ayrýlmak zorunda kalýr birbirinden. Hüseyin subay çýkana kadar, sürekli olarak mektuplar gelir gider aralarýnda. Bu mektuplarda özlem, hasret, bitmeyen sevgi ve gün geçtikçe çoðalan bir aþk vardýr satýrlarda. Hüseyin Ankara Kara Harp okulunu baþarý ile tamamlamýþtýr. Subay çýkmanýn haklý gururunu yaþamaktadýr kendince. Subay çýktýktan sonra meslek okulu olarak, Tuzla’da ki Piyade okuluna gider ve burada bir yýl süre ile okumasý gerekmektedir. Tuzla Hüseyin’e son derece iyi gelmiþtir. Bir gün çarþý iznine çýktýðýnda, sevgisini yüreðinde yaþadýðý Anuþka ile tesadüfen karþýlaþýrlar. Bu karþýlaþmadan sonra, yine gizli gizli görüþmeler ve buluþmalar devam eder. Anuþka anýlarýný bir aný defterine not etmektedir. “Türk Subayý ile ermeni kýzýn aþk öyküsü” bu aný defterinin tüm satýrlarýný iþgal etmiþtir. Bayan Lusi, Anuþka’nýn odasýnda tesadüfen bu aný defterini görür ve “Türk Subayý ile ermeni kýzýn aþk öyküsü” nü okur. Bayan Lusi her þeyi öðrenmiþtir. Yýllar önce bitti sandýðý bu aþkýn, aslýnda hiç bitmediðini ve zaman geçtikçe daha da büyüdüðünü öðrenir. Öðrenir ve çok üzülür. Yýllar önce kendisinin de yaþadýðý böylesi bir imkânsýz aþkýn, yýllar sonra kýzýnýn da yaþamasý onu derinden yaralar. Kendisinin çektiði acýlarý, kýzýnýn yaþamasýný hiç istememiþtir oysaki. Fakat bunu kýzýna anlatamamýþ, açýklayamamýþtýr. Bayan Lusi, Hüseyin’in teyzesi olan Muammer hanýmla konuþmak için telaþ içinde yanýna gider. Hüseyin’de buradadýr. Bayan Lusi telaþýný gizleyemez ve Hüseyin’e þöyle der: - Ben sizin aþkýnýza saygýlýyým oðlum, çünkü zamanýnda bende bir Türk gencini sevdim ve hala da seviyorum. Ama biz Ermeni cemaatinde bilinen bir aileyiz ve sen de Türk Ordusunun mensubu olduðun için evlenmeniz mümkün deðil. Ne olur Anuþka’yý bir daha görme. O seni görmek istese de, sen yolunu deðiþtir. Senden rica ediyorum oðlum, beni kýrma. Hüseyin, Bayan Lusi’nin bu sözleri üzerine ona söz verir ve bir daha Anuþka ile görüþmez. Onunla geçirdiði günler, hatýralarýnda tatlý bir aný olarak kalmak üzere, ona olan sevgisini yüreðinin en derinlerine gömer. Hüseyin’in ilk görev yeri Babaeski’ye çýkmýþtýr. Burada ilk aldýðý maaþý ile, onun askeri lisede okumasýný istemeyen ve ona hiç destek olmayan babasý Ýsmet beye bir pardösü almak olmuþtur. Hüseyin onbeþ günde bir Ýstanbul’a teyzesi Muammer hanýmýn yanýna gelmekte, fakat Bayan Lusi’ye söz verdiði için, Anuþka ile hiç görüþmemektedir. Hüseyin Yüzbaþý olana kadar Babaeski’de çalýþmýþ ve Yüzbaþý olunca görev yeri Ýstanbul’a çýkmýþtýr. Mütevazý bir ev hanýmý ile evlenmiþ, yuvasýný kurmuþ ve bir kýzý olmuþtur. Ýstanbul’da bir gün, Bayan Lusi ile Hüseyin tesadüfen karþýlaþýrlar. Bayan Lusi, Anuþka’nýn düðün davetiyesini Hüseyin’e vererek, düðüne davet eder. Hüseyin bu davet için teþekkür eder. Her ne kadar gitmek istemese de, yýllarýn hatýrý ve onca yaþanmýþ güzelliklerin hatýrýna bu davete gitmeye karar verir. Hüseyin Yüzbaþý üniformasýný giyip, eþi ve kýzýný da yanýna alarak düðüne gider. Burada Anuþka’ya mutluluklar diler ancak ikisinin de gözü birbirine deðmiþtir. Bir müddet sonra, bir daha yüzünü hiç göremeyeceði Anuþka’nýn düðün töreninden ayrýlýr. Geçmiþte yaþanmýþ olan “Türk Subayý ile ermeni kýzýn aþk öyküsü” Hüseyin ile Anuþka’nýn yüreðinde en güzel aný olarak yerini almýþ ve ileride torunlarýna anlatacaklarý güzel bir masaldan öteye gidemeyecektir. 20.09.2007 / ANKARA EMÝNE SEVÝNÇ ÖKSÜZOÐLU
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine SEVÝNÇ ÖKSÜZOÐLU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |