“Umuda yolculuk meþgalemiz. Yolun sonunda umudu bulmayý umuyoruz.”
Umuda yolculuða karar verdiðimizde çokta kalabalýk deðildik. Ayakta durmuþ biz bu konuyu konuþurken, biraz uzaktan bizi izleyen sarý kediyi fark ettik. Bizi uzaktan dinliyor ara sýrada kýs kýs gülüyordu. Kediyi yanýmýza çaðýrdýk ama hayýr manasýnda kafasýný saða sola salladý. Sonra biz devam ettik konuþmaya. Tam nasýl gidebiliriz diye konuþurken kedi kahkaha atmaya baþladý. Biz biraz tuhaf tuhaf kediye baktýk ama o hiç biþey olmamýþ gibi istifini bozmadý. Madem o bizi umursamýyor bizde onu umursamayalým dedik ve konuþmaya devam ettik. Ýlk umuda trenle gitmeyi düþündük ama acaba oraya tren yolu varmýdýr diye düþünüp vazgeçtik. Sonra bir arabayla gitmeye karar verdik tabi bu arada hangi arabayla mevzu bizi biraz meþgul etti. Fakat yine kafamýza bir soru takýldý; acaba oraya giden bir kara yolu varmýdýr?. Sonra bundan da vazgeçtik. Sonra uçaðý düþündük ama evet tahmin ettiðiniz gibi orada hava limaný varmýdýr diye düþündük. Sonra deniz yolunu düþündük-burasý önemli- kafamýza yine bir soru takýldý;”Acaba orasý deniz demi kara da mý?” iþte bu soru sorulunca kötü bir þeyler oldu. Siz hiç böyle bir soruyla karþý karþýya geldiniz mi? Biz geldik, kör olduk. Sonra körlüðe alýþmak için biraz uðraþtýk, tabi bu arada aradan aylar aylar geçmiþti. Kedi kendine yiyecek bir þeyler bulmak için oradan ayrýlmýþ. Çevredekiler söylediðine göre bakmýþ bizden ses gelmiyor, sizden bir yol olmaz anlamýnda bir kaþ göz iþareti yapýp gitmiþ. Bize bunu çevredekiler söyledi. Oda þöyleydi; hey siz ayakta dikilenler kedi size hareket çekti haberiniz olsun. Biz bunu duyunca inanamadýk nasýl olurda kedi bize hareket çeker diye þaþýrdýk. Hiç size bir kedi hareket çekti mi? Bize çekti, kör olduk. Körlüðün üstüne körlük eþittir körlüðün karesi yapar. Ama nasýlsa artýk görüyorduk. Bizde buna bir isim bulalým dedik. Neye mi? Ýki kere kör olup ancak görmeye baþlamaya ve þöyle dedik; biz gör olduk. Sonra baktýk olacak gibi deðil baþlarým umuduna deyip bir taþa oturduk. Ancak taþ yaþtý. Bunu çok umursamadýk. Gerçekten de biraz yorulmuþtuk. Sonra kedi geldi. Bize yiyecek bir þeyler getirmiþti. Ama biz yemedik. Niye mi? Siz hiç yeni ölmüþ sýcacýk çið bir kuþ yediniz mi? Valla biz yemedik. Kör falan oluruz diye korktuk. Baktýk bu iþler sandýðýmýzdan daha zor. Biraz ara verelim çalýþmaya dedik. Ertesi gün ayný yerde ayný saatte buluþmak için sözleþtik ve ayrýldýk. Ertesi gün ben saat sekizde, birisi on bir buçukta, bir diðeri altýda ve sonuncusu da ikide geldi. Nasýl olduysa bir kiþi diðerini en fazla on dakika beklemiþti. Bu nasýl olur diye düþündük. Size soruyorum nasýl olur böyle bir þey. Biz biliyoruz ama önemli olan bu deðil. Cevabý sonra bir ara vereceðim. Hadi dedik bir voltran oluþturalým. Ama benim yaþým küçük olduðu için o çizgi filmi bilmiyordum. Onun için olmaz abi ben bilmediðim iþe girmem dedim ve sonra diðerlerini de bundan vazgeçirdim. Baktýk olacak gibi deðil biraz yürüyüþ yapalým dedik. Bir de baktýk çok yürümüþüz. Çocukluða dönmüþüz hepimizde. Saða sola baktýk lan bizi kim çocukluða döndürdü diye ama ortalýkta psikolog falan yoktu. Bu bizi biraz sakinleþtirdi. Madem çocukluða dönmüþken bir mahalle maçý yapalým dedik. Hangi mahalle diye düþündük? Sonra dünkü olayý deðiþtirip þöyle dedik;” Mahalleye yolculuk meþgalemiz. Yolun sonunda mahalleyi bulmayý mahalleyiyoruz” sonra bu bize anlamsýz geldi ama zaten sorgulamalardan sýkýldýðýmýz için boþ verdik ve ana tema olarak bunu belirledik. Bu arada benim saatim bir saat ileriymiþ, benden sonra gelenin üç buçuk saat ileriymiþ, bir sonrakinin bir saat geriymiþ ve sonuncunun da beþ saat geriymiþ. Ufak tefek dakika farklarýný göz ardý ediyoruz. Mahalleye vardýk ama mahallenin yerinde yeller esiyordu. Bütün evleri yýkýp yüksek yüksek gökdelenler yapmýþlardý. Biz yine her zaman ki gibi þaþýrdýk. Ama büyük bir tepki vermedik. Çünkü artýk þaþýrmaya ve þaþýrtýlmaya alýþmýþtýk. Birde baktýk ki biz umuda yolculuk yapalým derken þaþýrmaya yolculuk yapmýþýz. Siz hiç þaþýrmaya yolculuk yaptýnýz mý? Biz yaptýk. Ama tahmin ettiðiniz gibi kör olmadýk bu sefer. Böylece umuda nasýl yolculuk yapabileceðimiz konusunda kafamýzda bir þeyler belirdi. Meðerse boþuna kör olup kendimizi yormuþuz diye düþündük. Ama çocuk aklýmýzla bunu çokta kavrayamadýk. Sonra birer gazoz alýp bekçi bizi kovalayana kadar gökdelenin gölgesinde içtik.