Sevgili dostlar,

Yüce Allah'ýn yarattýðý Kainat kitabýna bakýp da þükretmek ihtiyacý duymayan bir akýldan þüphe ederim, yalnýz akýl noksanlýðý ve yaratanýn üstünlüðüne duyulan kýskançlýk þükür yerine küfür doðurabilir.

Yüce Allah bir ayeti kerimesinde 'siz ibret alasýnýz diye hayatý ve ölümü yarattým' mealinde bir hatýrlatmada bulunmaktadýr, zaten Kuran-ý Kerimin tamamý bir kül olarak dikkate alýnacak olunursa unutkan manasýna da gelen insan'a hatýrlatmada bulunmaktadýr pek çok yerinde ''febi eyyi alai rabbikü ma tükezziban'' ''siz hala rabbinizin nimetlerini inkar mý etmektesiniz'' diye insanýn unutmasýna karþý defalarca uyarmaktadýr Allah c.c. bizleri

Sevgili dostlarým hele bir kainat kitabýný açýp dikkatlice okuyalým, 7 milyar insanoðlu dünya denen devasa (kainat cüsseine bakýnca minicik) kütlenin sýrtýna binmiþ günde üç öðün yemek yemekte, her saniye nefes almakta, asýl önemlisi Yüce Allah'ýn kendisine bahþettiði akýl cevheri sayesinde kendisi ile birlikte yeryüzü hükümranlýðý konusunda rakip olabilecek diðer yaratýklara galebe çalmakta, doðumdan gelen zayýflýðýný hiçe sayarak hem de, biliyoruz ki hayata baþlayan canlýlar arasýnda en zayýfý insanoðludur, diðer yaratýklarýn yavrularý hemen hayatta kalacak becerileri geliþtirebilirken insanoðlunun bu melekeyi kazanmasý yýllar almaktadýr.

Ýnsanýn Allah'a þükretmesi için en temel sebep kendisini bir hayvan, bir eþya, bir nesne deðil insan sýfatýyla yaratmýþ olasýndandýr, bir koyun, bir köpek, bir aðaç olarak yaratýlmakla insan olarak yaratýlmak arasýnda çok fark vardýr, insan eþref-i mahlukat olmaya adaydýr, diðerleri için doðmak ve ölmek arasýnda -kýtmir gibi bir kaç istisnayý saymazsak- derece açýsýndan bir fark olmadýðý kanaatindeyim.

Yaþadýðýmýz arz üzerindeki nimetllerin bolluðuna aldanýp da þükürsüzlüðe kanat açanlara eyvahlar olsun, hava, su, o kadar bol ki su içen nefes alan bir insan bunlarý veri olarak kabul eder. Yokluðu sözkonusu olmayan þey bahþedilmiþtir, o kadar boldur ki karþýlýðýnda para ödemeksizin hepimizin kullanýmýna sunulmuþtur. Dolayýsýyla nimetin bolluðu onu bize bahþedene þükretmemizi engeller, çok oyuncaðý olan bir çocuðu ayný oyuncaklardan veren birisine burun kývýrmasý gibi.

Yeryüzünde yaþadýðýmýz hayat oyunundaki senaryoda baþrol insanoðlundadýr, yüce Allah'a þükür için neden aramaya gerek yok, ne tarafa baksanýz þükretmek için pek çok neden bulacaksýnýz kolaylýkla, yeter ki farklý bakmayý bilin, Üstad Heidegger 'insan ölür, gerisi telef olur' diyerek insanýn ulviliðini, estetik ve ruhunun yansýmasý olarak mükemmeliyet arzusunu ifade etmiþtir, geriye kalanlarýn býraktýðý bir eser sözkonusu deðildir.

10 üzeri yirmidokuz yýl önce baþladýðý iddia edilen hayat seyri sülükünde bir insanýn yaþadýðý yýllarýn ne kadar kýsa olduðunu idrak edebilirsek, kahve köþelerinde pinekleyenleri ve zaman öldürenleri anlamak kabil deðil, kum saati akýyor yavaþ yavaþ dostlarým, üstad bediüzzamanýn sözleriyle sohbetimizi bal ile noktalayalým.

Fikret, zikret, þükret

Tabiiki þiir ille de þiir

Vasiyetname

ölüm sana ne kadar yakýn
ölüm bana ne kadar yakýn
ölüm bize ne kadar da yakýn
hadi sen saçýna kýnalar yakýn
beni de çörekotuyla defnelere yatýr
izin ver vasiyetim iki satýr
fikret, zikret, þükret
Allah’ýn ipine sýkýca sarýl
kucaklaþýn benden sonra
hiç olmadýðýnýz kadar yakýn
sýrdaþým sen istediðin kadar yakýn
dönüþü olmayan yoldayýz lakin
yakýndýr bilesin vaadi hakkýn