Yaþam baþlangýcý olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Boþluða asýlý duran bir insan figürüyüm o günden beri. Biri benim yerime aþk oyunlarý oynuyor birilerine, kýzýyor, kýskanýyor, içerliyor güya söylenen sözlere. Ýnsanlarýn arasýna karýþýyor, esprilere gülüyor, dikkatleri üzerine toplamaya çalýþýyor kalabalýklar içinde. Hedefler belirliyor, bu hedeflere ulaþmak için çalýþýyor. Hiç tanýmadýðým birine bakar gibi bakýyorum, benim kýlýðýma girmiþ bu iki yüzlü ucubeye. Kendim olduðum zamanlarda küçük oyunlar oynuyorum oyalanmak için. Ama zevk aldýðým þeyler de deðiþti senden sonra. Hatýrlar mýsýn apartmanlarýn dýþýndaki zillere basýp kaçmayý çok sevdiðimden bahsetmiþtim, çocukluðumu anlatmamý istediðinde. Sen gittikten sonra býraktým zillere basmayý. Birilerini dayanýlmaz bir özlemle bekleyen birinin ziline denk gelmekten korkuyorum. Ben oradan uzaklaþýrken, hiç gelmeyecek bir sevgilinin merdivenlerden çýkmasýný bekleyen biri olabileceðini düþünmek kahrediyor beni. Artýk zevk almýyorum. Kartpostallar topluyorum þimdilerde, arkalarýný da yazýyorum, zarflara koyup kapaklarýný kapatmadan önce. Kimi zaman hiç tanýmadýðým bir kadýna kýrmýzý bir gül resmi, kimi zamansa bir erkeðe “love story” melodili ýþýklý bir kart denk geliyor. Posta kutularýndan okuyorum isimleri, aceleyle yazýp zarfý, kimseye görünmeden kutuya atýp uzaklaþýyorum oradan. Herkesin, bir gün posta kutusunda kartýný bulmayý beklediði bir yarým yaþanmýþlýðý vardýr. Gönderen ismi koymuyorum bu yüzden kartlara. Herkes kendisi bulsun yüreðini yoklayýp, “Kimi isimsiz kartlar gönderecek kadar yarým býraktým, kim bu posta kutuma gelecek kadar beni sevmiþ, zile basma cesaretini bulamayacak kadar sevilmemiþ olan?” Ýçleri sýzlasýn buna cevap bulabilenlerin. Kim bilir belki bir gün senin posta kutuna da rastlarým bilmediðim bir kentin, bilmediðim bir caddesinde, birlikte kurduðumuz hayallerdeki gibi balkonundan deniz seyredilebilen bir apartmanýn giriþinde. Hafýzaný çok fazla zorlaman gerekmez, yazýmdan tanýrsýn belki. Hani þu “i” harflerinin üzerine nokta yerine koyduðum küçük kalpler vardý ya, koymuyorum gerçi artýk. Ama senin ismini yine o küçük kalplerle yazarým zarfa. O kadýn bulur belki kartý, gözleri týpatýp sana benzeyen kýzýnýzý okul servisine bindirmek için aþaðý indiðinde. Belki açýp bakar sana vermeden önce, belki hiç açmadan sana getirir. -Bana kýzardýn sana ait özel þeyleri okuduðumda, ona da kýzýyor musun?- Balkonunda kahvaltý ediyor olursun o sýrada, denizi seyrederek. Kadýn zarfý uzatýr, “sana gelmiþ” der, bardaðýndaki soðumuþ çayýn son yudumunu içerken. Açýklama bekleyerek bakar, bardaðý yeniden doldururken. “Bilmiyorum” dersin, dudak bükerek, “isim yok altýnda”. Kadýn tatmin olmaz bu cevapla. Kýrgýn biçimde devam eder kahvaltýya. Konuþmaya çalýþýrsýn havayý yumuþatmak için, tek kelimelik cevaplarla geçiþtirir sorularýný. Kalkýp yanýna gider, elinden tutup içeri götürürsün, yanýna oturtup baþýný göðsüne bastýrýrsýn. Düþüncelerin, vicdanýn benimle birlikteyken, inandýrmaya çalýþýrsýn onu, kartýn kimden geldiðini bilmediðine ve hayatýn boyunca tek sevdiðinin o olduðuna. Hatta daha da ileri gidip öpmeye baþlarsýn boynundan, benim öðrettiðim gibi seversin onu. Affeder seni, inanýr söylediklerine. Ýnanmayý seçer en azýndan, içindeki kuþkunun aðýrlýðýný yaþamaktansa, seni yalanýnýn aðýrlýðýyla yaþamaya býrakýr. Oysa ben terk edenin vicdan yükünü sana taþýtmaktansa, terk edilenin içindeki boþluðu taþýmayý seçtim. Ne kolay olurdu, avazým çýktýðý kadar baðýrarak suçlamak seni, kiþiliðine saldýrmak, küfretmek hatta, seni daha da önemlisi bunu yaparken kendimi, aþkýmý hak etmediðine inandýrmak. Ýþte o zaman, sana söylenecek sözüm kalmadýðýnda, alýrdým yüreðimi geri. Oysa özlem büyütüyorum boþluðunda þimdi, alýp gittiðin yüreðimin. Büyüttüðüm özlemlerin kokusunu baþka kokularla bastýrýyorum zifiri þehvet gecelerinde. Yaþadýðým her bedenin bende býraktýðý, biraz daha özlemin, biraz daha gözlerin, piþmanlýkla uyanýlan sabahlarda. Bir mektup daha çoðaldý sana sessiz haykýrýþlarým. Bir mektup daha býraktým yapayalnýz öleceðim bu eve, kim bilir kaç hafta sonra yokluðumu fark edip kapýyý kýrarak girecek olanlara. Her bir mektubu baþka bir kitabýn arasýna koyuyorum. Eskicilere satacaklardýr kitaplarýmý, hayatýmý üzerine kurduðum kitaplarýmýn kilosu kaç paradan gidecek kim bilir, eskici de sahafa satacak sonra onlarý, üç kuruþ daha ekleyip üzerine. Sahaf henüz yerleþtiriyorken kitaplarý, içeri meltem esintisi gibi bir kýz girecek. Narin vücudunu ve incecik boynunu saklayan boðazlý kazaðý ve bol kesim pantolonuyla. Bu haliyle bile gizleyemediði güzelliðine hayranlýkla bakan sahafa aldýrmadan kitaplarýmýn yanýna gidecek. En üstteki “Dünya Þiiri”ne uzanacak, Charles Baudelaire’in “Hüzün ve Serseri” þiirinin olduðu sayfa açýlacak önce, arasýnda mektup olduðu için. “Ah o yeþil cenneti, çocuksu sevdalarýn, O koþuþlar, þarkýlar, o demetler, buseler, Ýnildeyen kemanlar arkasýnda sýrtlarýn, Akþam, korkuluklarda þarap dolu kaseler, - Ah o yeþil cenneti çocuksu sevdalarýn!” Sonra mektubu açacak, aceleyle okuyacak ilk birkaç paragrafý. Sonra diðer kitaplarý karýþtýrmaya baþlayacak merakla. Arasýnda mektup olan bütün kitaplarý ayýrýp, sahafýn þaþkýn bakýþlarýný fark etmeden, boþ bir koli isteyecek seçtiklerini koymak için. Aceleyle parayý ödeyip bir taksinin bagajýna koyacak koliyi. Sabýrsýz bir telaþla adresi söyleyecek nereye gideceklerini soran þöföre. Bütün gün ve gece çalan telefonlara bile aldýrmadan mektuplarý okuyacak, tarih sýrasýna dizecek onlarý. Her mektubun üzerine, onu hangi kitabýn hangi sayfasýnda bulduðunu not ederek. Güneþ doðmak üzereyken son mektubu okuyacak, sonra zarfa yorgun gözlerini kýrpýþtýrarak þunlarý yazacak: “… Belki bana verdiði son acýdýr bu acý Belki son þiirdir bu yazdýðým þiir ona.” Pablo Neruda O uykuya dalarken sen uyanacaksýn yataðýnda huzursuzca. Dünyanýn bir yerlerinde hiç tanýmadýðýn bir kadýnýn sana duyduðu nefreti hissedeceksin, huzursuzluðunun nedenini bilmeden. Ýþte o zaman, her biri, bir önceki cesedimin üzerine düþen, geceler boyu süren intiharlarýmýn bedelini ödemiþ olacaksýn. Benim yüreðimin üretemediði ama yazdýklarýmla baþka bir yürekte üremesini saðladýðým nefretimle.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Feraye, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |