Bu hafifçe kenara itilecek bir roman deðil. Daha büyük bir þiddetle uzaða fýrlatýlmalýdýr. -Dorothy Parker |
|
||||||||||
|
Seval Deniz Karahaliloðlu Yer : Kalabalýk bir pazar meydaný, ortada bir kamyon dolusu insan ve önünde baðýran bir pazarcý. Modern zamanlar. Pazarcý : Haddeeeee kelepir bunlar. Amcam, teyzem bakmadan geçme. Bu mallar kelepir, alan bir, almayan bin piþman. Hadddeeeeeee kelepir bunlar. Satýlýk sanatçý, hadddeeee. Böylesini hiçbir yerde bulamazsýn. Tezgahýn önünde memur emeklisi kýlýklý yaþlýca bir amca. Gözlüklerinin ardýndan sanatçýlarý uzun uzun süzüyor. Baþtan aþaðý dikkatle inceledikten sonra satýcýyla fiyat üzerinde pazarlýk yapmak istiyor. Pazarcýnýn tepesi atýyor. Hiddetle: - Efendim Amca? Almayacaksan ikile, uzun etme. Hayýr efendim! Pazarlýk mazarlýk yok! Zaten sudan ucuza gidiyorlar. Ýstiyorsan üstüne bir de para verelim ha? Hadi amcam almayacaksan ikile. Tezgahýn önünü kapama. Hadddeeeeee konservatuar mezunu kelepir sanatçýlar bunlar. Tiyatro sanatçýsý, operacý, balerin, müzisyen, ressam, heykeltýraþ, ne ararsan var. Kelepir bunlar. Elde kalmasýn. Eðlencelik bunlar. Hadddeeeeee Gençten bir adam teklifsizce ilerler, hiçbir þey sormadan insanlarýn diþlerini, aðýzlarýný el yordamýyla yoklamaya baþlar. Bir yandan da kendi kendisiyle konuþur( Kaç yaþýnda bunlar? Saðlýklý mý acaba? Çürüðü yoksa her iþe koþturulur da….) - Hooooop ne yapýyorsun kardeþim? Yaaa at mý onlar? Öyle diþlerine filan bakmalar. At, eþek pazarý ilerde bu tezgahta sadece “sanatçý satýlýyor”. Saðlýklý olduklarýný nasýl mý anlayacaksýn? Tövvvvbe Ya Rabbim. Katil eder insaný bunlar yaaaa. Seçip de mi yolluyorsun bunlarý buraya akþam akþam? Ýþin iyice suyunu çýkardýnýz ama. Bu adamlar o kadar konservatuar okudu, yüksek yüksek okullar bitirdi. Sen kalk adamýn aðzýný açýp diþlerini kontrol et. Eksik var mýymýþ, deðeri düþermiþ. Ayýp oluyor ama sanatçýya biraz saygýlý olun deðil mi? Boru deðil bu sanatçý. Sanata ve sanatçýya biraz saygý. Hadi kardeþim biz seni daha fazla tutmayalým et, eþek pazarý ilerde. Ýyi giyimli gün görmüþ yaþlý bir teyze. Ýnsanlara þöyle bir baktýktan sonra pazarcýya doðru bastonunu sallayarak sorar (Bu yaptýðýnýz çok ayýp. Bunu, bu insanlara yapmaya utanmýyor musunuz?) - Efendim teyzem? Ben neyi, ne yapýyorum? Valla teyze ben bir þey yapmadým. O iþi siz milletçe yaptýnýz, sonra seyrine baktýnýz. Þimdi bu iþi baþýmýza açanlar, ektiklerini biçiyorlar. O kadar. Beni hiç suçlama teyzem. Ben emir kuluyum. Bana ne denirse onu yaparým. Esas sen söyle bakalým. AKM, Muhsin Ertuðrul Sahnelerinin yýkým kararý çýktýðýnda sen neredeydin? Tiyatro salonlarý birer birer alýþveriþ merkezlerine, dükkanlara, oto parka, yemekhaneye dönüþtürülürken sen neredeydin? Peki alýþ veriþ merkezi yapmak için tiyatrolar yýkýlýrken, kazara (!) yakýlýrken, artýk “kundaklamanýn” adý ne kadar “kaza” (!?) oluyorsa, neredeydin? Efendim? Duyamadým? Peki, hocalarýn hocasý Türk Tiyatrosunun temel taþlarýndan Prof. Dr. Özdemir Nutku ve Türk Tiyatrosunun en büyük ustalarýndan Yýldýz Kenter’e utanmadan arlanmadan, yüzleri dahi kýzarmadan “siz artýk yaþlandýnýz, sizi artýk üniversitede istemiyoruz, sanatçýlar evlerinde ölsünler” dediklerinde sen neredeydin? Efendim? Duyamadým? “Sanatçýlar evlerinde ölsün” cümlesini yasaya tahvil edip 65 yaþýn üzerindeki bütün sanatçýlarý emekli ederek, akýllarý sýra onlarý eve kapamaya çalýþtýklarýnda neden hiç sesiniz çýkmadý teyzem? “Sanatçýlar evlerinde ölsün” yasasýný çýkartan yetkili ve etkililer sonradan yaptýklarý açýklamalarla “Kör olmayasýca basýn mensuplarý her dediðimizi çarpýtýyorlar. Valla biz öyle bir þey demedik” diye ikinci bir açýklama yapýp iþi kurtarmaya çalýþtýlar ama iþ gördüðün gibi ortada. Sonra, “opera, bale, senfoni orkestralarý gibi kurumlar artýk yerel yönetimlere býrakýlacak, devlet sanattan elini çekecek” dediklerinde, Devlet Opera ve Baleleri, Devlet Tiyatrolarý, Devlet Senfoni Orkestralarý, Devlet Resim ve Heykel Müzeleri dolaylý yollardan adým adým tasfiye edilirken sen neredeydin? Gerekçe olarak, “devlet sanatla uðraþmazmýþ”, sanki daha önce çok “uðraþýyordu” da. Tabii bu durumda sevgili teyzem, senin çýkýp bu etkili ve yetkililere, “bu ülkede devletin ne zaman “gerçek ve tutarlý bir sanat politikasý” oldu da devlet sanatla uðraþmaz diyorsunuz” demen lazým gelmez miydi ha? De bakayým bana. Sanki devletin çok oturmuþ bir sanat politikasý oldu da, devlet sanattan ellerini çekecekmiþ sevsinler. Yerel yönetimlerin insafýna ve sanat anlayýþýna (!) býrakýlan opera, bale, tiyatro, senfoni orkestralarý, müzeler derken geldiðimiz nokta bu güzel teyzem. Ha teyzem? Hiç uzaða gitme bundan yýllar önce 1993 Temmuz’unda Sivas’ta aydýnlarý cayýr cayýr yakarlarken sen neredeydin be teyzem? Öyle bir olay hiç duymadýn mý? Acaba neden hiç þaþýrmadým? Öyle hindi gibi bana diklenip baðýracaðýna, zamanýn da o yetkili ve etkililere diklenseydin bugün burada ben “sanatçý satýyor” olmazdým benim güzel teyzem. Hadi teyzem uzun ettin. Almayacaksan tezgahýn önünü kapama bak çeneye daldýk akþam oldu. Haddeeeeee, kelepir bunlar, akþam pazarý, iki sanatçý alana üçüncüsü bedava. Hadddeeee “batan geminin mallarý bunlar”. Hadddeeeeeee iki alana üçüncüsü bedava. Birden nefesi sýkýþtý, kan ter içinde yataktan fýrladý. Sýrýlsýklam olmuþtu. “Oh, þükürler olsun, sadece kabusmuþ. Aman Tanrým sanki gerçek gibiydi”. Kalktý. Mutfaða gitti. Bir bardak su içti. Kendi kendine söylendi. “Ne kabustu ama?” Uykusu açýlmýþtý. Demliðe çay koyup ocaðýn altýný yaktý. Bilgisayarýn baþýna oturdu. Haberlere göz attý. Haber listesinde bir baþlýk dikkatini çekti. O da ne? “Ýhaleyle sanatçý alýnacak” “Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi, 28 Ocak saat 10.00'da gerçekleþecek 168 sanatçý ve teknik elemaný kapsayan “herkese açýk” hizmet alýmý ihalesinde, 5 adet oyuncu, 35 yardýmcý oyuncu, 25 figüran oyuncu ve 20 özel nitelikli sanatçýyý taban fiyatý 2.8 milyon YTL olacak ihaleyle iþe alacaktýr.” Habere baka kaldý. Neydi þimdi bu? Kabus mu? Gerçek mi? Yoksa “kabus” gerçek mi oluyordu?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |