Hava çok soðuk, kar soðuðu sanki. Üþümekten diþlerim takýrdýyor, ellerim cebimde sabahýn erken saati yollardayým iþe gitmek üzere.

Ýki küçük çakýl taþýnýn sýcaklýðýnda içim ýsýndý, damarlarýmdan ýlýk ýlýk sevgi akýyor.
Öyle kuyumcularda satýlan müstesna taþlardan deðil bu iki küçük çakýl taþý. Herkesin bildiði ve her yerde bulunabilecek alelade taþ sadece, hani küçükken beþ taþ oynardýk ya iþte onlardan iki tane var avucumda.

Cebimde ve hep benimle birkaç zamandýr iki küçük çakýl taþý. Her yerde birlikteyiz, ya avucumda , ya cebimde ya da yastýðýmýn altýnda. Ellerim cebimdeyken parmaklarýma dokunduðu an içimde meydana gelen hüzünlü bir kýpýrtý yüzüme küçük bir tebessüm olarak yansýr. Palyaço misali. Elimi sýmsýcak tutar güç verir...

Avucuma alýp sardýðýmda o yumuþak göðsüne baþýmý yaslamýþým da baþýmý okþar bulurum kendimi. Mis kokusu ve ýlýk nefesini duyarým her gece yastýðýmýn altýnda iki küçük çakýl taþý, elim üzerinde uykuya dalarým, Gece üzerimi örter üþütürüm diye nöbetteyken, geleceðimiz yok ya geçmiþin sayfalarýnda geziniriz rüyamda. Sabahýn alaca karanlýðýnda o tatlý sesiyle “saat yedi haydi kalk geç kalacaksýn” günaydýn diyerek uyandýr ve hazýrlanmýþ kahvaltý sofrasý bir bardak ballý süt ve kýzarmýþ bir dilim ekmek ve bir haþlanmýþ yumurta “yapma ya anne ben bunlarý nasýl yerim” “yersin yersin bütün gün koþturacaksýn enerji lazým sana” aramýzda geçen konuþmalar.Ve pencereden el sallayýp güle güle yolun açýk olsun diyerek uðurlar. Akþamlarý da aynen pencerede karþýlar beni günü paylaþýrken gece yarýsýný geçmiþ olur “haydi bakalým yatma vakti”

Eskiden yoktu iki küçük çakýl taþým annemle babamdý benim güneþle ayým. Bir ay kadar önce
Allah’tan geldik ve Allah’a döneceðiz ya iþte o vuslat vakti solan güneþimi topraðýn baðrýna koyarken, kavuþmak üzere küçük bir ayrýlýk vakti, bayýlýp ayýlýrken nasýl cebime yuvalanmýþ bilmem o iki küçük çakýl taþý...19/11/2007

meral yaðcýoðlu