..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Düþünce dilden, dil düþünceden doðar. -Platon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumsal Olaylar > Serap TAN




22 Ocak 2008
Yeþil Gözlü Selanik...  
Serap TAN
Tarihin ilk zorunlu göçü.Can yakan bir kitlesel acý yaþandý 1924 mübadelesiyle.Uyum saðlayana dek gözyaþýyla yoðruldular.Hayatlarý boyunca yarým kaldýlar.Oralardan ayrýlýrken belki sordular kendilerine “Þimdi biz gurbetten mi çýkýyoruz? Yoksa gurbete mi gidiyoruz diye?”Belki hayat boyu bu zor sorunun cilt cilt cevaplarý vardý akýllarýnda. ”Bize burasý sahip. Ama biz oraya aidiz” …


:DJFH:
"göç yollarý
göründü bize
görünür elbet
göç yollarý
bir gün gelir
döner tersine
dönülür elbet.." (M. Mungan "göç yollarý")

Dönüleceðini umuyorlardý elbet gelirken…Sonundaki tebessümün ardýnda derin acýlar býrakan Kurtuluþ Savaþý bittiðinde 1923 yýlýnda imzalanan Lozan Antlaþmasý’ndaki ek madde gereðince Türkiye’deki bir buçuk- iki milyon Rum ile Yunanistan’daki üç yüz elli -beþ yüz bin Türk yer deðiþimine tabi tutuldu.Ýnsana bugün bile dokunan bu kitlesel acý, tarihin ilk zorunlu göç olayýyla yaþandý.Bu göçe Ýstanbul’daki Rumlar ve Batý Trakya’daki Türkler tabi tutulmadý.Devletin milliyetçilik ideolojisini oturtmasý açýsýndan önemli bir yapý taþý olan bu zorunlu göç 1924-1927 yýllarý arasýnda gerçekleþti.Yaklaþýk iki milyon insan kök saldýklarý ve “memleket” bildikleri yerlerden koparýldý.Zeytincilikle, tütün ve buðday ekimiyle uðraþýrken zaten çok da parlak olmayan maddi koþullar, Balkan savaþlarý, Osmanlý-Rus Savaþý yüzünden yýpranmýþ olan Türk nüfus bir de bunun üzerine mübadele olayýyla karþýlaþtý.Rum nüfus açýsýndan da durum pek iç açýcý deðildi.Çünkü onlar da çok kalabalýk olmalarý nedeniyle yerleþirken zorluklar yaþadýlar. Ancak ticareti çok iyi bilmeleri ve Avrupa ile olan iliþkileri sayesinde durumu bir parça kurtarsalar da Yunanistan hükümeti, gelenleri istihdam edebilmek için dýþardan kredi almak zorunda kaldý. Her iki tarafýn insaný da yýprandý…

Kendi yaþam deneyimleriyle baþka mekanlara gönderilen bu insanlar sosyo-psikolojik, ekonomik ve kültürel açýdan dar boðaza maruz kaldýlar, uyum sürecinde zorlandýlar. Oradan getirebildikleri hiçbir þeyleriyle ve burada kendilerine verilen bir miktar mal ile baþladýlar hayata. Rumeli’den gelen Türkler uyum saðladýkça mutlu oldular burada olmaktan. Türk kimliklerini bu topraklarda rahatça sürdürmekten gurur duydular. Acýlarý yanlarýna kar kaldý sadece.

Gözyaþýyla yoðruldular. Eldeki arþivlerin azlýðý neler yaþadýklarýna ýþýk tutacak kadar derin deðil ancak birinci kuþak mübadillerin anlattýklarý canlý bir tarih dersi gibi. Drama’dan, Yanya’dan, Karaferya’dan, Kavala’dan, Serez’den ve daha birçok yerden bu göçü yaþayan Türkler ne oralarýn havasýný ne de yaþadýklarý güzel günleri unutabildiler. Ayça Abakan’ýn belgeseline verdiði güzel isim gibi “iki kere yabancý” ydýlar onlar. Bulunduklarý yerlerde Rumlarla komþuluk iliþkileri kurmuþlardý. Eleni, Astera, Sülüman, Zülüþ, Kalyopi... Dil, din gibi etnik farklarý bir yana yemekleri, bazý adetleri, yani folklorik anlamda birbirlerine uygun olan deðerleriyle bir kültür yumaðýydýlar. Kendileri seçmemiþlerdi göç etmeyi. Fakat kaderlerinin cilveli bir þavkýydý belki bu yolculuk. Ýki milyon insan iki milyon öykü demekti. Biz bu öykülerin gizlerini çözemeden öldü belki birçoðu. Ýþte Edirne’de yaþamýþ bir Rumeli göçmeninin anlattýklarý þöyle :

“Asýl vatanýmýz Türkiye idi bilirdik. Ama oralarda doðduk. Ben Vardar Nehri kýyýsýnda bulunan Iþýklar Köyündenim.(Kýlkýþ yakýnlarýnda bir köy) Çok yeþildi köyümüz. Anamýn yaptýðý mercimekli börekleri yer, oyunlar oynardýk. Anam duldu. Çaðlayý andýrýr gözleri vardý. (Ölene kadar bana her haliyle Selanik’i hatýrlattý bana. Bu yüzden “yeþil gözlü Selanik” derdim ona.) Çok güzel ve çok çalýþkandý. Fakirdik. Zeytinliðimiz, üzümlüðümüz yoktu. Bulgur, bulamaç yedirerek büyüttü anam bizi. Yabancý askerler kendisinin güzelliðini fark etmesin diye kömür isi sürerdi yüzüne. Hep soðan yerdi anam. Bir yabancý erkek yanýna gelince aðzý koksun, kendinden tiksinsin diye. Öyle korkardý. Bu yüzden en çok o sevindi Türkiye’ye gelecek olmamýza. Kendini güvende hissedecekti çünkü. ”Direði saðlam bir gök kubbe o topraklar” derdi hep. Ben sekiz yaþýndaydým oradan ayrýlýrken. Yanýmýza eþya almadan at arabasýyla yola çýktýk. Önce Selanik’e geldik. Selanik’e vardýðýmýzda ilk defa gördüðümüz Beyaz Kule çok etkiledi hepimizi. Burada diðer kasaba ve köylerden Mayadað’dan, Gümence’den gelip aylardýr bizi götürecek olan vapuru bekleyen baþkalarý da vardý. Bekledikten sekiz gün sonra Gülcemal Vapuru göründü uzaktan.”Gülcemal”. inþallah cemalimiz güle döner dedi anam. Çok kalabalýktý. Vapurda hastalananlar ve ölenler oldu. Ölenler hastalýk yaratýr endiþesiyle denize atýldý. Önce Tekirdað’a geldik. Sonra Ýstanbul’a. Köyden baþka ailelerle beraber bize gösterilen yerlere baktýk. Anam Boðazý görünce “ben buralarda duramam” dedi. “Buranýn deresi çok büyük kýzanlarým suya düþer” Bugün hala hatýrýma geldikçe gülerim rahmetlinin bu sözüne. Sonrasýnda Edirne’ye yerleþtik iþte. Bir Rum ailenin viranesiydi ilk oturduðumuz ev. Sonra deðiþtirdik. Yerliler “yarý gavur” dediler önce. Sonra iyi komþu olduk tabi. Derken evlendik, çocuklarýmýz, torunlarýmýz oldu. Buralara kök saldýk bu sefer. Atatürk’ten Allah razý olsun. Bizi o kurtardý. Yeni bir hayat saðladý…” diyordu.

Ayrýlýrken karanlýða teslim ettikleri güzelim evleri, kamýþtan yapýlmýþ bir kulübe gibi göründü gözlerine avuçlarýna alsalar ceplerine sýðacaktý sanki bütün anýlarý.
Orada enfiye kutusu, krem rengi bir peþtamalýn ucundaki bir parça dantel
ya da begonyalarýn sandukasý olmak istediler ayrýlmamak için.
Cansýz bir nesneye dönüþüp “kalmak” düþüncesiyle tutuþtu ciðerleri belki…
Yarýmdýlar.
Hayatlarý boyunca yarým kaldýlar.
Oralardan ayrýlýrken belki sordular kendilerine “Þimdi biz gurbetten mi çýkýyoruz? Yoksa gurbete mi gidiyoruz diye?”
Belki hayat boyu bu zor sorunun cilt cilt cevaplarý vardý akýllarýnda.
”Bize burasý sahip. Ama biz oraya aidiz” …







Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Özdemir Asaf ve Ýkinci Tekil Kiþiyle Saðlanan Ritm

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sana Aþeriyorum... [Þiir]
Meliha Teyze'nin Gülleri [Þiir]
Çengelli Ýðne [Þiir]
Uzaða... [Þiir]
Sendeleyerek [Þiir]
Beklerken [Þiir]
Ortaçað Yalnýzlýðý [Þiir]
Gebereceksin [Þiir]
Sahici Bir Kardan Kadýn [Þiir]
Öyle de Olur Böyle De... [Þiir]


Serap TAN kimdir?

Edebiyat öðretmeni

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Serap TAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.